Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/530 E. 2022/797 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/530
KARAR NO : 2022/797

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 29/09/2020
KARAR TARİHİ : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili bankanın Kozyatağı ticari şubesi ile davalı şirket arasında imzalanan kredi çerçeve sözleşmesine istinaden borçlu firmaya kredi kullandırıldığını, bahsi geçen diğer davalının ise kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlunun kredi hesaplarının Beşiktaş … Noterliği’nin 07/06/2019 tarihli ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kat edildiğini, ancak süresi içerisinde borcun ödenmediğini, müvekkili bankanın alacağının tahsilini teminen, davalılar hakkında İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalılar hakkında genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlular tarafından icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile takibin devamına ve davalılar aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davacı taraf ile müvekkilleri arasında imzalandığı iddia olunan ve alacağa dayanak gösterilen genel kredi sözleşmesi üzerinde bulunan imzanın, müvekkilleri eli ürünü olmadığını, bu nedenle dosya kapsamında bilirkişi marifetiyle grafolojik inceleme yapılması gerektiğini, bir an için dayanak gösterilen genel kredi sözleşmesinde bulunan imzaların müvekkillerine ait olduğu düşünülse dahi; müvekkillerinin davacı tarafa herhangi bir borçları ya da taahhütlerinin bulunmamakta olduğunu, davacı tarafın alacağı ispat etmekle yükümlü olduğunu, işlemiş ve işleyecek olan faiz oranına da itirazlarının bulunduğunu, faiz başlangıç tarihinin ve hangi tarihler arasında faiz işletildiğinin açıklanmadığını belirterek, açılan davanın davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı tarafça davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, davalı şirket ticaret sicili kayıtları, kredi çerçeve sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, Beşiktaş … Noterliği’nin 07/06/2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tebliğ mazbataları, hesap özeti, tazmin olunan teminat mektubu talep yazısı ve ödeme dekontu, teminat mektubu sureti, akdi faiz oranlarını gösterir belge ve ipotek resmi senedi faiz oranları dosyamız arasına alınmıştır.
İstanbul 5. İcra Müdürlüğü’nün 2019/30214 esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı banka tarafından 07/08/2019 tarihinde davalı/borçlular aleyhine 883.164,73-TL asıl alacak, 75.510,57-TL işlemiş faiz, 3.775,53-TL BSMV ve 1.595,00-TL masraf olmak üzere toplam 964.045,83-TL alacak ve asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %57 oranında temerrüt faizi, %5 gider vergisi ve vekalet ücreti ile birlikte BK’nın 10. maddesi hükümleri dahilinde tahsili talebiyle genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalılara tebliğ edildiği, davalılar vekili tarafından 19/08/2019 tarihinde takibe, imzaya, yetkiye, borca, faize ve borcun diğer fer’ilerine itiraz edilmesi üzerine 23/08/2019 tarihinde takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 27/01/2022 tarihli celsesinde; “Davalı tarafça kredi sözleşmesindeki imzanın …’e ait olmadığı ileri sürüldüğünden, imza incelemesine esas olmak üzere …’in kredi sözleşmesi tarihi olan 04/03/2013 tarihinden önceki tatbike medar imzalarının bulunduğu belge asıllarının bildirmek veya dosyaya sunmak üzere davalı tarafa 2 haftalık süre verilmesine, bu hususta davalı tarafa davetiye çıkarılmasına”; Mahkememizin 23/06/2022 tarihli celsesinin 1 numaralı tahkikat ara kararı ile; “Davalı tarafın, kredi sözleşmesindeki imzanın, şirket yetkilisine ait olmadığı yönünde iddiası bulunmakla, davalı şirket vekili adına davetiye çıkarılarak, 1 aylık kesin süre içerisinde kredi sözleşmesinde imzası bulunduğu belirtilen şirket yetkilisi …’in, imza örneklerinin alınması hususunda mahkememizde hazır bulundurulmasının istenilmesine, bu süre içerisinde şirket yetkilisi …’in hazır edilememesi halinde, kredi sözleşmesindeki itirazdan vazgeçmiş sayılacakları hususunun, davalı şirket vekiline ihtarına,” ve 2 numaralı tahkikat ara kararı ile; “1 nolu ara kararı gereğinin yerine getirilip, getirilmemesi sonucuna bağlı olarak, dosya kapsamında imza incelemesi yapılıp yapılmayacağı veya uzman bilirkişiden alacak talebine ilişkin rapor temin edilip edilmeyeceği hususunda celse arası ara kararı oluşturulmasına,” karar verilmiş olup, ilgili ihtaratı içerir davetiyenin davalılar vekiline 02/07/2022 tarihinde tebliğ edildiği, ancak …’in mahkememizde hazır edilmemiş olması nedeniyle mahkememizin 16/09/2022 tarihli ara kararı ile “Kredi sözleşmesinde imzası bulunan … verilen kesin sürede mahkememizde hazır bulundurulmadığından, davalı tarafın imza itirazından vazgeçmiş sayılmasına” ve dosya kapsamında bankacılık işlemleri uzmanı bilirkişi marifetiyle rapor teminine karar verilmiştir.
Bankacılık işlemleri uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyası kapsamına sunulan 24/10/2022 tarihli rapor ile; davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalılardan 883.164,73-TL asıl alacak, 75.510,57-TL işlemiş faiz, 3.775,53-TL BSMV ve 136,00-TL masraf olmak üzere toplam 962.586,83-TL alacaklı olduğu, raporun benimsenmesi halinde asıla lacak tutarı olan 883.164,73-TL tamamen ödeninceye kadar tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla sözleşmesel ilişki gereğince yıllık %57 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzeriden %5 gider vergisinin istenebileceği ve hesaplanan asıl alacağın, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle davalı kefilin, hem kendi ve hem de davalı asıl borçlu şirketin temerrütü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davacı bankanın Kozyatağı ticari şubesi ile davalı şirket arasında imzalanan kredi çerçeve sözleşmesine istinaden davalı borçlu şirkete kredi kullandırıldığı, aynı zamanda davalı şirketin temsilcisi olan davalı …’in kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu nedenle kredi borcundan asıl borçlu gibi sorumlu olduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı bankaca kredi hesaplarının kat edilerek, borçlulara Beşiktaş … Noterliği’nin 07/06/2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilerek borcun ödenmesinin talep edildiği, kredi borcunun verilen süreye rağmen ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalılar hakkında genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalı borçlular tarafından icra takibine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Davalı borçlular tarafından icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmişse de, taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin 5.2 maddesi ile ihtilaf halinde İstanbul Mahkeme ve icra müdürlüklerinin yetkili olacağı kararlaştırılmış olduğundan, davalı tarafın, icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazına itibar edilmemiştir. Yine davalılar tarafından kredi sözleşmesindeki imzaya yönelik itirazda bulunulmuşsa da, davalı şirket temsilcisi ve aynı zamanda davalı olan …’in, imza incelemesine esas olmak üzere imza örneklerinin alınması amacıyla Mahkememizde hazır olması yönünde ara kararları oluşturularak davalının imza örnekleri alınmaya çalışılmışsa da, davalı taraf verilen kesin süre içinde Mahkememize gelip imza örneği vermediğinden, davalı tarafın, imzaya yönelik itirazından vazgeçmiş olduğu Mahkememizce kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur. Davalılar tarafından, davacı bankaya herhangi bir borçları bulunmadığı yönünde icra takibine itiraz edilmişse de, dosya kapsamında temin edilen bilirkişi raporu ile, davalıların, davacı bankaya bilirkişi raporu ile tespit edilen miktarda borçları bulunduğu anlaşılmış, davalılarca söz konusu borcun ödendiği veya başka bir nedenle sona erdiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı görülmüş, bu itibarla bilirkişi raporu doğrultusunda, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67/2. maddesi icra inkâr tazminatını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, borçlu itirazında haksız görülürse davacı tarafından açıkça talep edilmiş olması şartıyla icra inkâr tazminatına hükmedilecektir. Borçlunun itirazında haklı veya haksız olması ise alacağın likit(belirli) olup olmamasına bağlıdır. Eğer alacak likit(belirli) ise borçlu itirazında haksızdır; alacak likit(belirli) değilse borçlu itirazında haklıdır. Borçlunun inkâr tazminatına mahküm edilebilmesi için onun ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması şart değildir. İtirazının haksızlığına karar verilen borçlu, iyi niyetle itiraz etmiş olsa bile, icra inkâr tazminatına mahküm edilecektir. Eldeki dosyada, davacı alacaklı banka tarafından taraflar arasındaki kredi sözleşmesine dayalı alacak isteminde bulunulmuş, aynı zamanda borcun ödenmesi için davalılara noter aracılığıyla kat ihtarnamesi de gönderilmiştir. Bu durumda davalı/borçlu alacağın miktarını bilmektedir, yani icra takibi başlatıldığı sırada ne kadar bir borç miktarını alacaklıya vermesi gerektiğini bilmektedir. Bu itibarla alacak likit(belirli) bulunmaktadır. Bu nedenle kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, davalı borçluların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın; 883.164,73-TL asıl alacak, 75.510,57-TL işlemiş faiz, 3.775,53-TL BSMV, 136,00-TL masraf olmak üzere toplam 962.586,83-TL alacak talebi bakımından İPTALİNE, takibin, 883.164,73-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 57 oranında(bu oranın artması halinde artan oranlarda) temerrüt faizi ve faizin % 5’i gider vergisi uygulanmak suretiyle, kaldığı yerden DEVAMINA, fazlaya ilişkin alacak talebinin REDDİNE,
2-2004 Sayılı İİK’nun 67/2. maddesi gereğince kabul edilen alacak miktarı üzerinden % 20 oranında belirlenen 192.517,36-TL icra inkâr tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 65.754,31-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 11.560,95-TL’nin mahsubu ile bakiye 54.193,36-TL harcın, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından peşin olarak yatırılan 11.560,95-TL harcın, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …(10962)’a 1.360,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği ve ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 18/A-13’e göre davanın kabul-red oranına göre belirlenen 1.357,55-TL’sinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına; artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 538,85-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.601,05-TL yargılama giderinin, davanın kabul-ret oranına göre hesap edilen 2.597,15-TL’sinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden belirlenen 123.884,55-TL vekâlet ücretinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince davanın reddedilen kısmı üzerinden belirlenen 1.459,00-TL vekâlet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2022

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır