Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/513 E. 2023/528 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/513 Esas
KARAR NO :2023/528

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:22/09/2020
KARAR TARİHİ:13/06/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında 17/07/2017 ve 30/10/2017 tarihli bir kısım proje ve işlerin yapılması ile alakalı iki adet sözleşme imzaladığını, davalı taraf da bu sözleşmeleri kabul ettiğini, bu konuda ihtilaf olmadığını, ancak sözleşmelerin ucu açık bırakıldığını ve sözleşmede belirtilen metrajların artabileceği ve eksilebileceği değişken olduğunu, metrajın uygulama yapılan net yüzey alanı olduğu işin ölçü biriminin metre kare olduğu belirtildiğini, davalı şirket ile ile müvekkili şirket arasında bir anlaşmazlık olduğu için müvekkili şirketin yapmış olduğu işlerin neler olduğunu ve bedelinin tespiti için …. Sulh Hukuk … D. İş dosyası ile tespit yaptırıldığını ve yapılan işler ve işlerin bedellerinin ne kadar olduğunun tespiti yaptırıldığını, bu raporun davalıya tebliğ edildiğini, bilirkişi raporundan sonra müvekkilinin yaptığı işlerin tamamı tespit edildiğini ve işin değeri ortaya çıktığını, bu tespite dayalı olarak müvekkili firma davalıya 207.812,9 TL tutarındaki faturasını tebliğ ettiğini, ancak fatura bedeli ödenmediği için …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalı firmanın icra takibine kısmen itiraz ettiğini, davalı firma faturanın 48.409,08 TL kadar tutarını kabul ettiğini, icra dosyasına ödeme yaptığını, bakiye kısmına itiraz ettiğini belirterek davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline icra takibinin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Dava; Taraflar arasında imzalanan iki adet sözleşmeye istinaden düzenlenen faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davacı şirket tarafından davalıya karşı …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibine vaki kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, dava konusu icra dosyası, …’nin … D.İş sayılı dosyası celp edilmiş, mahkememizce keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyasının incelenmesinde;Taraflar arasında imzalanan iki adet sözleşmeye istinaden düzenlenen faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı 207.812,97 TL Asıl alacak (17.03.202 tarihli fatura alacağı), 6.251,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 214.064,44 TL alacak üzerinden 08/07/2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 13/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 20/07/2020 tarihinde takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan 17/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … … Ltd. Şti.nin 176.112,68 TL + %18 KDV olmak üzere, toplam 207.812,96 TL hakediş iddiasında bulunduğunu, … İşi Restorasyon Revizesinden neyin kast edildiği anlaşılamadığından ve yerinde de uygulama yapılamadığından (7.158,84 + 1.288,59) 8.447,43 TL tutarın bu hakedişten mahsup edilmesi gerektiğini, netice itibari ile davacının hakediş tutarının KDV dahil 199.365,53 TL olarak hesaplandığını, 199,365,53 TL hakediş bedelinden, davalı şirket tarafından dava dosyasına ibraz edilen 29.01.2019 tarih … yevmiye sayılı -… … davacı şirkete gönderilen ihtarnameye konu olan KDV dahil 18.866,00 TL’nin davacının banka IBAN (hesap) numarasına 28.01.2019 tarihinde EFT yapıldığı göz önüne alındığında, davacı şirketin davalı şirketten KDV dahil 180.499,53 TL alacağı bulunduğunu (199.365,53-18.866,00 = 180.499,53 TL), davacının düzenlediği ve detayı verilen faturaya davalı yanca 8 gün içinde itiraz edilmemişse fatura içeriğinin kabul edileceğini, 6102 sayılı kanunun 21. Maddesi gereğince davalı tarafın itiraz hakkını kullandığını (kayıtlı elektronik posta, noter marifeti, iade faturası vb.) ispat etmesi gerektiğini, davalının 20.07.2020 tarihinde …. İcra Müdürlüğüne yaptığı kısmi itirazda davalıya 48.409,08 TL borcu olduğunu kabul ettiği ve ilgili icra dosyasının kapak hesabında bu tutarın kesinleştiğini, dolayısı ile heyetimizin davacı lehine tespit ettiği KDV dahil 180.499,53 TL hakediş alacağından davalının kabul ettiği 48.409,08 TL’nin mahsup edilmesinden sonra kalan 132.090,45 TL’nin taraflar arasında ihtilafa konu tutar olarak tespit edildiğini, ihtilafa konu alacak tutarı 132.090,45 TL olmakla birlikte, davacının davalı taraftan toplam alacağının 180.499,53 TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilince rapora itiraz edilerek ek rapor alınması talep edilmiş, davalı vekilince ise rapora itiraz edilmiş, bilirkişi heyetinin reddi ile yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması talep edilmiştir.
Tarafların bu itiraz ve talepleri 02.12.2021 tarihli ara kararla değerlendirilmiş ve davalı vekilinin bilirkişi heyetinin reddi ve yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması taleplerinin reddine, tarafların rapora itirazlarının değerlendirilmesi ve tarafların ticari defterlerinin yerinde incelenmesi suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 01/08/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davalı yanın toplam 94.128,18-TL ödendiği, işin gerçek karşılığında bu rakam olduğunu, 48.409,08-TL’nin icra kanalıyla ödendiğini, ek raporda da bu rakamın da dikkate alınması gerektiğini, davalı kayıtlarına göre 2018-2019-2020 yıllarında toplam 101.894,12-TL borç tahakkuk ettirildiğini, bu tutarın 2018 yılında 26.853,10-TL, 2019 yılında 18.866,00-TL ve 2020 yılında 56.175,02-TL olmak üzere tamamının ödendiğinin anlaşıldığı, ödemelerin banka dekontları ve kayıtlarla teyit edilmiş olduğunu, davalı kayıtlarına göre 2018 yılında 2 adette toplam 45.719,10-TL tutarında fatura düzenlendiğini, iş bu dava da ana ihtilaf konusu olan davacı tarafından düzenlenen 18/02/2022 tarihli, 207.812,97-TL’lik faturanın davalı yanca vergi dairesine beyan edilmediğinin tespit edildiğini, davacı tarafından düzenlenen dava konusu faturanın 207.812,96-TL bedelli olduğunu, davacının bu faturaya 8 günlük yasal süre de itiraz ettiğini ispat edemezse fatura içeriğini kabul etmiş olacağının sayıldığını, davacı kayıtlarına göre 2018 yılında 45.719,10-TL, 2020 yılında 207.812,97-TL olmak üzere toplam 253.532,07-TL alacak tahakkuk ettirildiğini, bu tutarın 2019 yılında 45.719,10-TL, 2020 yılında 48.409,08-TL olmak üzere toplam 94.128,18-TL’lik kısmının tahsil edildiğinin anlaşıldığı, iş bu dava da ana ihtilaf konusu olan ve davacı tarafından düzenlenen 207.812,97-TL’lik faturanın davacı yanca BS formları ile vergi dairesine beyan edildiğinin tespit edildiğini, yine 45.719,10-TL toplam tutarlı faturalarında davacı yanca 2018 yılında vergi dairesine BS formu ile beyan edildiğinin tespit edildiğini, nihai olarak davacı tarafından düzenlenen ve davalıya tebliğ edildiği iddia edilen fatura tutarı toplamının 253.532,06-TL olduğunu, dosyaya sunulmuş olan fotoğrafların tek tek iş mahalline aplike edildiğini, fotoğrafların ve ölçülerin yapılan işe uygun olduğunun tespit edildiğini, ancak bazı ölçülerin işlerin devam etmesi sebebiyle değiştiğinin gözlemlendiğini fakat davacının yaptığı völeve restorasyon restitüsyon ve … işlerinin tamamının yerine uygun olduğunun görüldüğünü, davalının işlere devam ediyor olması sebebiyle tespit dosyasındaki metraja esas bir kısım işlerin tespitinin mümkün olmadığını, tespit dosyasındaki bilirkişi raporunda restorasyon revizyonları metrajı başlığı altında … işi restorasyon revizyon projesi bedeli olarak 7.158,84-TL+KDV hesabı yapılmış ise de kurulumuzca … işi restorasyon revizesinden neyin kastedildiği anlaşılamadığından ve yerinde de uygulama yapılamadığından hesaplama dışı bırakılmış olduğunu, faturalara göre tahakkuk eden alacak miktarının 253.532,06-TL olduğunu, bu tutarın 94.128,18-TL kısmının davalı yanca ödendiğinin tespit edildiğini, (toplam ödeme belgesi 101.894,12-TL olsa da vekalet ve icra farkı olan 7.765,94-TL bu tutardan düşülerek dikkate alınmıştır) dolayısıyla davacının alacak bakiyesinin davalının yaptığı ödemeler neticesinde 159.403,88-TL’ye inmiş olduğunu, yukarıda listelenen faturalardan da anlaşılacağı üzere “araştırma raspası” işinin 2018 yılında 2 adet fatura ile davalıya yansıtıldığını ve bedelinin tahsil edildiğinin tespit edildiğini, 2018 yılında raspa işinin dava konusu 18/02/2022 tarihli e-fatura üzerinde de yer aldığını ve mükerrerlik arz ettiğinin görülmüş olduğunu, hal böyle olunca tavan ve duvar işi araştırma raspası açıklaması ile 18/02/2022 tarihli e-fatura da yer alan 51.565,53-TL tutarında bakiye bedelden düşüleceğini ve kalan bakiyenin 107.838,35-TL olarak hesaplandığını, … işi restorasyon revizesinden neyin kastedildiği anlaşılamadığından ve yerinde uygulama da yapılamadığından dava konusu 18/02/2022 tarihli e-fatura da yer alan “7.158,84-TL+1.288,59-TL KDV” 8.447,43-TL’nin hakedişten mahsup edilmesi gerektiği sonucuna varılmış olduğunu, bu bedelinde dava konusu faturadan düşüldüğünü, nihai bakiyenin 99.390,92-TL olarak hesaplandığını, tarafların fatura beyanname ve defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacı tarafın davalı yandan 99.390,92-TL alacaklı olduğu sonucuna varılmış olduğunun bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetinden alınan 27/02/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Ezcümle tarafların fatura beyanname ve defter kayıtlarına göre davacı tarafın davalı yandan 99.390,92-TL alacaklı olduğunun sonucuna varıldığını, teknik ve sektörel açıdan ilave edebilecekleri bir husus bulunmadığını, davacı lehine faturaya dayalı 99.390,92-TL alacak bakiyesi hesaplanmış olduğunu, dava konusu faturaya yasal süre de itiraz edildiğinin kabulü halinde faturaya dayalı alacağının 0,00-TL olacağını, sair hususlarda takdirin mahkemeye ait olduğu görüşleri bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarının bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla hukuki değerlendirmeler mahkememize ait olmak üzere dosya kapsamında karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi ek ve kök raporları bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Davacı tarafça, taraflar arasında imzalanan iki adet sözleşmeye istinaden düzenlenen faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davacı şirket tarafından davalıya karşı …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibine vaki kısmi itirazın iptaline, takibin devamına, davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafça, davaya cevap verilmemiş, yargılama aşamalarındaki beyanları ile davacı tarafa bir borçlarının olmadığı savunularak davanın reddi talep edilmiş, icra takibine itirazlarında da, gerek taraflar arasında akdedilen iki adet sözleşme gerekse cevabi ihtarnamelerinde kabul ettikleri borcun KDV dahil 48.409,08 TL olduğu, taraflarınca kısmen kabul edilen bu bedel yönüyle usule uygun bir fatura kesilip tebliğ edilmediği, kabul edilen meblağ dışındaki tüm borç ve ferilerine itiraz edilmiştir.
Dava, itirazın iptali davası olup, itirazın iptali davalarında kural olarak öncelikle davacı alacaklının alacağın varlığı ve miktarını ispatlaması gerekecektir. Davacı tarafça bu ispat yerine getirildiğinde, davalı borçlu tarafça borcun ödendiği veya istenebilir olmadığı hususlarının ispatlanması gerekecektir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın 2. Fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
TTK’nun 21/2 maddesine göre, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeri kabul etmiş sayılır.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi kök ve ek raporlarına göre; Davacı taşeron şirket ile davalı işveren şirket arasında 17/07/2017 ve 30/10/2017 tarihli bir kısım proje ve işlerin yapılması ile alakalı iki adet sözleşme imzaladığı, taraflar arasında bu konuda bir ihtilaf olmadığı; İhtilafın, dava ve takip konusu fatura borcunun 48.409,08 TL dışındaki kısmına davalı borçlu tarafça itiraz edilip kabul edilmemesinden kaynaklandığı; Taraflar arasındaki 30/10/2017 tarihli sözleşmede, sözleşme kapsamındaki faturalandırmada toplam çizim miktarının esas alınacağının düzenlendiği; Davacı tarafça …’nin … D.İş sayılı dosyası ile yapılan işlere ilişkin tespit yaptırıldığı; Tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, ancak birbiri ile uyuşmadığı, davalı tarafından dava ve takip konusu faturaya itiraz edildiği, kayıtlarına alınmadığı, BA formu ile vergi dairesine bildiriminin yapılmadığı, davalı kayıtlarına göre, icra takibinde kabul edilen miktar yönüyle yapılan ödemede dikkate alındığında davacı tarafa bir borcunun olmadığı, davacı kayıtlarına göre, davacı tarafından davalıya 2018 yılında 45.719,10-TL, 2020 yılında 207.812,97-TL olmak üzere toplam 253.532,07-TL alacak tahakkuk ettirildiği, bu tutarın 2019 yılında 45.719,10-TL, 2020 yılında 48.409,08-TL olmak üzere toplam 94.128,18-TL’lik kısmının tahsil edildiğinin anlaşıldığı; Taraf ticari defter ve kayıtlarınin birbiri ile ötüşmediğinden tek başına sahibi lehine delil olarak değerlendirilemeyeceği, bu kapsamda dava ve takip konusu fatura kapsamındaki işin yapıldığının, alacağın varlığı ve miktarının davacı alacaklı tarafça ispatlanmasının gerektiği;Taraf ticari defter ve kayıtlarının birbiri ile ötüşmediğinden tek başına sahibi lehine delil olarak değerlendirilemeyeceğinden, taraflar arasındaki ilişki de eser sözleşmesi niteliğinde olduğundan, sözleşmeler kapsamında davacı tarafından yapılan tüm işlerin tespit ve değerlendirilmesinin gerektiği; Sözleşmeler kapsamında nihai olarak davacı tarafından düzenlenen ve davalıya tebliğ edilen fatura tutarı toplamının 253.532,06-TL olduğu, davacının yaptığı röleve, restorasyon, restitüsyon ve … işlerinin tamamının yerine uygun olduğu, davalının işlere devam ediyor olması sebebiyle tespit dosyasındaki metraja esas bir kısım işlerin tespitinin mümkün olmadığı, tespit dosyasındaki bilirkişi raporunda restorasyon revizyonları metrajı başlığı altında … işi restorasyon revizyon projesi bedeli olarak 7.158,84-TL+KDV hesabı yapılmış ise de bilirkişi heyetince … işi restorasyon revizesinden neyin kastedildiği anlaşılamadığından ve yerinde de uygulama yapılamadığından hesaplama dışı bırakılmış olduğu, faturalara göre tahakkuk eden alacak miktarının 253.532,06-TL olduğu, bu tutarın 94.128,18-TL kısmının davalı yanca ödendiği, (toplam ödeme belgesi 101.894,12-TL olsa da vekalet ve icra farkı olan 7.765,94-TL bu tutardan düşülerek dikkate alınmıştır) dolayısıyla davacının alacak bakiyesinin davalının yaptığı ödemeler neticesinde 159.403,88-TL’ye inmiş olduğu, “araştırma raspası” işinin 2018 yılında 2 adet fatura ile davalıya yansıtıldığı ve bedelinin tahsil edildiği, 2018 yılında raspa işinin dava ve takip konusu 18/02/2022 tarihli e-fatura üzerinde de yer aldığı ve mükerrerlik arz ettiği, hal böyle olunca tavan ve duvar işi araştırma raspası açıklaması ile 18/02/2022 tarihli e-fatura da yer alan 51.565,53-TL tutarında bakiye bedelden düşülmesi gerektiği ve kalan bakiyenin 107.838,35-TL olduğu, … işi restorasyon revizesinden neyin kastedildiği anlaşılamadığından ve yerinde uygulama da yapılamadığından dava konusu 18/02/2022 tarihli e-fatura da yer alan “7.158,84-TL+1.288,59-TL KDV” 8.447,43-TL’nin hakedişten mahsup edilmesi gerektiği, bu bedelinde dava konusu faturadan düşüldüğünde, nihai bakiyenin 99.390,92-TL olduğu anlaşılmakla ve değerlendirilmekle, davacının davalı yandan 99.390,92-TL alacaklı olduğu, dava ve takip konusu faturaya davalı tarafça itiraz edildiği dikkate alındığında, temerrütün takip tarihinde oluştuğu, temerrüt tarihinden itibaren taleple de bağlı kalınarak değişen oranlarda yasal faiz talep edilebileceği, davacının fazlaya dair isteminin yerinde olmadığı, mahkememizce nihai olarak tespit edilen işbu davacı alacağının, diğer bir anlatımla davalı borcunun ödendiğine veya istenebilir olmadığına dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığı, davalının bu miktar yönüyle icra takibine itirazlarının haksız olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bu nedenler ile; Davacı Tarafça Açılan Davanın Kısmen Kabulü ile, Davalının, dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının 99.390,92 TL asıl alacak yönünden kısmen iptaline, Takibin 99.390,92 TL asıl alacak üzerinden ve bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Ayrıca davacı tarafça icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmelerin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, işin yapılıp yapılmadığının, alacağın varlığı ve miktarının yapılan yargılama ile netleşmesi nedeniyle, alacağın likit bir alacak olarak kabul edilemeyeceği değerlendirilerek, davacının icra inkar tazminatı talebininde reddine karar verilmiştir.
Bu kapsamda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACI TARAFÇA AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davalının, dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının 99.390,92 TL asıl alacak yönünden KISMEN İPTALİNE, Takibin 99.390,92 TL asıl alacak üzerinden ve bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Davacının icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 6.789,39-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.758,66-TL’nin mahsubu ile bakiye 5.030,73-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşinen karşılanan 1.758,66-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı parası, 398,00 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 5.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.952,4‬0 yargılama masrafının davanın kabul ret oranı göz önünde bulundurularak hesaplanan 3.571,36-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, fazlasının kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 15.902,55-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yan kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddolunan dava değeri üzerinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 10.602,31-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, 791,98 TL’sinin davalıdan, 528,02 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
9-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/06/2023

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır