Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/508 E. 2021/525 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/508 Esas
KARAR NO:2021/525

DAVA:Tespit
DAVA TARİHİ:19/10/2016
KARAR TARİHİ:01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile: davalı şirkete ait olup şeklen davalılar … ve … adına kayıtlı olan hisselerin gerçekte davacı şirkete ait olduğunun tespitine ve hükmen devir ve tesciline, bu mümkün görülmediği takdirde şeklen davalı şirkete ait olan … … marka nolu ” … … … …” ile … … marka nolu “…” isimli markaların ve … haklarının davacı şirkete devrine ve ilgili sicillere hükmen tesciline karar verilmesini, davalı şirketin paylarının davalılarca 3 kişilere devrinin ihtiyaten ve tedbiren engellenmesine, bu markaların ve isim haklarının davalı yanca kullanımının engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle usule yönelik itirazlarının dikkate alınarak davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı tarafın gerçeğe aykırı haksız ve hukuka aykırı taleplerden ibaret olan davalılara ait hisselerin davacı şirket adına tespitine ve hükmen devrine yönelik talepler ile davalı şirket adına kayıtlı … ve … markalarının davacı şirkete ait olduğunun tespitine ve hükmen devrine yönelik taleplerin ayrı ayrı reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 26/04/2018 tarih ve …/… E., …/… K. Sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 19/09/2019 tarih ve 2018/1147 E., 2019/1171 K. Sayılı kararı ile davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29/06/2020 tarih ve 2019/5365 E., 2020/3295 K. Sayılı kararı ile; “…davacı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ve yemin teklifi sonucunda süre verilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi…” gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması üzerine Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı tarafın yemin teklif edeceğini belirtmesi üzerine yemin metnini hazırlaması için davacı tarafa süre verilmiş, davacı vekilince 01/12/2020 tarihli yemin metni dosyaya sunulmuş, davalı gerçek kişiler … ve …’nun yeminli olarak beyanları alınmıştır.
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davalılar adına kayıtlı davalı şirket hisselerinin davacıya ait olduğunun tespiti ve ticaret siciline tescili talebine ilişkin bulunmaktadır.
Davalılar … ve …’nun davalı şirkette mevcut hisselerinin gerçekte davacı şirkete ait olduğunun tespiti ile hükmen devir ve tesciline karar verilmesi talebiyle birlikte davada başlangıçta, ayrıca bu talepte yer verilen ve davalı şirkete ait olan 2014-101119 marka nolu “…” ile …-… marka nolu “…” isimli markaların ve … haklarının da davacı şirkete devri ile ilgili sicillere hükmen tesciline karar verilmesine ilişkin talep bakımından dosya tefrik edilmiş ve Mahkememizin … esas sayılı dosyası ile Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin bu talep yönünden görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı sonrasında…. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esasını almıştır. Şirketin 2004 yılında kurulduğu, şirket ortaklarından …’nın …. Noterliği’nin 23/06/2009 tarih ve … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile 3300 paya karşılık 82.500-TL hissesinin davalı …’na ve yine şirket hissedarlarından …’nin de aynı miktar paya karşılık 82.500-TL bedelli hissesini …. Noterliği’nin 25/06/2009 tarih ve … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile davalı …’ye devrederek ortaklıktan ayrıldıkları anlaşılmaktadır. Davacı şirket bu hisselerin gerçekte kendisine ait olduğunu iddia etmiştir. Öncelikle ve yukarıda belirtildiği üzere hisse devirleri ortaklar … -… ve …-… arasında gerçekleştirilmiştir. Keza şirket karar defterinin incelenmesinde de 25/06/2009 tarih ve 1 sayılı kararla hisse devrinin karar defterine işlendiği ve devrin pay defterine de işlenmesine de karar verildiği görülmektedir.
Davacının yukarıda belirtilen iddiası bir inançlı işlem yapıldığına yönelik olup, bu yönde yazılı bir delil sunulamamıştır. Diğer yandan hisse devirlerinin kanuni düzenlemeye uygun olarak ve noterde gerçekleştirildiği, hisse bedellerinin ödendiği, keza karar defteri ile ortaklar pay defterine işlenip ticaret sicilde de tescil ve ilan edildiği tespit edilmiştir.
Köprü dergisi ile yukarıda belirtilen markaların yayın hakları bakımından gerçekleşen fiili durum ve bu kapsamda davacı şirket tarafından yapılan iş ve işlemler, yukarıda belirtildiği gibi tefrik ve görevsizlik kararımız doğrultusunda ilgili ihtisas mahkemesince değerlendirilip sonuçlandırılacak niteliktedir. Keza bu dosyaya davacı tarafça sunulduğu anlaşılan ve bir örneği de dosyamıza davalı tarafça ibraz olunan 07/02/2017 tarihli dilekçe içeriğinde; esasen markaların davalılardan geri istendiği, bu neticenin elde edilmesinin kendileri açısından yeterli olduğu, mahkemenin kendilerini haklı bulunması durumunda şirket hisselerine ilişkin davanın kendileri açısından konusuz ve gereksiz kalacağı ifade edilmiş olup, bu beyanla birlikte, yukarıda inançlı işlem bakımından yapılan açıklama ve hisse devri bakımından ispat yükü ile birlikte değerlendirildiğinde, davamızın konusunu teşkil eden şirket hisselerine ilişkin davacı talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Yine Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, davacı tarafından davalılara yemin teklif edilmiş, davalılar … ve … yeminli beyanlarında; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığı, şirket hisselerini bedeli karşılığında aldıkları, hisselerin davacı ile bir ilgisi olmadığı, davacı taraf ile başkaca herhangi bir sözlü anlaşma da yapılmadığını belirtmişlerdir. Söz konusu yemin delili de ve diğer deliller dikkate alındığında davacı tarafın davasını ispat edemediği sonucuna varılarak açılan davanın reddine yönelik aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2- Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalılar tarafından yapılan 47,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5- Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 4.080,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair;Davacı Vekili Av. … ile Davalılar Vekili Av. … yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.01/07/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır