Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/505 E. 2020/689 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/505 Esas
KARAR NO : 2020/689

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/01/2014
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket tarafından yurtdışından ithal olunan malların Türkiye’ye taşınmasının davacı tarafından gerçekleştirildiğini, davacı tarafından davalıya keşide olunan …, …, … ve … no’lu nakliye faturaları bedellerinin davalı tarafından ödenmemesi üzerine, davalı aleyhinde … l.icra Müdürlüğünün … esaslı ilamsız icra takibi başlattıklarını, ancak davalının süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, oysa davalının itirazlarının haksız ve yerinde olmadığını, zira davacı tarafından taşınan ticari malların tırlarla Kapıkule sınır kapısından yurda 15.03.2013 – 21.03.2013-12.04.2013 ve 19.04.2013 tarihlerinde giriş yaptığını, nakliye bedelleri tahsil edilmeden malların davalıya teslim edildiğini, ödendiği iddiasında ise davalının buna ilişkin ödeme belgelerini sunması gerektiğini, davacı tarafından dava konusu faturaların kendi Ulusal Vergi Dairesine bildirildiğini, malların faturasız şekilde yurda giriş yapmasının mümkün olmadığını ve bu hususların ilgili yerlere yazılı olarak sorulması gerektiğini bildirip, davalının haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına ve davalıdan takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesi istenmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacı şirketin, Türkiye’de ikametgahının bulunmadığını, HMK’nun 84,86,87 ve 88.maddeleri uyarınca teminat yatırmak zorunda olduğunu, Davacının uzun zamandan beri davalının nakliye işlerini yapmakta olduğunu, davacı tarafından bu davanın konusu olan faturaların “kapalı fatura” mahiyetinde olduğundan ve bunun da fatura bedellerinin ödendiğini göstermekle, borçlarının bulunmadığını, yurt dışından gelen malların bedeli ile nakliye ve gümrük masraflarının toplanarak ve vergilendirilerek ilgili bankaya yatırıldığını (ödendiğini) ve buna ilişkin makbuzların ticari defterlerine işlendiğini, bu sebeplerle haksız ve dayanaksız olan davanın reddine ve %20 den az olmamak üzere davacıdan kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
G E R E K Ç E /
Tarafların tüm delilleri ilgili kayıtlar toplanmıştır. Tır gümrük beyan yazısı örneği, fatura örnekleri., ticaret sicil kayıtları ,ihtarnameler ilgili kayıtlar celb edilmiştir. … 1.. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası incelenmiştir … 9.noterliğinin … tarih ve … sayılı ihtarname mevcuttur. . Bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Tüm taraf vekilleri, taraflara ilgili kayıtlar ve raporlar tebliğ edilmiş, davanın aşamalarından haberdar edilmiş, beyanları alınmıştır.
Bilirkişiler …, … tüm taraf iddialarını, ilgili kayıtları inceleyerek rapor vermiştir. 26.1.2015 tarihli raporu ibraz etmiştir. Bilirkişi raporu eksiklikler içermekte olduğu bildirildiğinden eksiklikler temin edilip yeni bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişiler mali müşavir bülent berki vasıtası ile inceleme yapılmıştır. Bilirkişiler dava konusu olaya ilişkin tüm delil dosyası faturalar, ticari defter ve dayanak kayıtları, dosya içindeki deliller ve tüm iddiaları değerlendirmişlerdir. Bilirkişi raporu detaylı ve gerekçelidir. Raporlar denetime açık detaylı , olayla bir biri ile uyumlu oluşu dikkate alınarak yeniden bilirkişi raporu alınmamıştır.
Ehil ve tarafsız Bilirkişi tarafların tüm iddialarını, faturalar,ilgili kayıtları tarafların ticari defter ve dayanak belgeleri tüm kayıtları inceleyerek ticari alacağa ilişkin tüm itirazları değerlendirecek rapor ibraz etmiştir.Bilirkişi raporu tüm taraf iddiaları ticari defter ve kayıtların incelemesi ile oluşturulmuştur.
Bilirkişi raporu ;” Taraflar dava dosyasına verdikleri beyanlarda dava konusu faturalarda yer alan hizmetlerin davacı tarafından verildiği, davalınında bu hizmetleri aldığı kabul ve beyan edilmektedir.
Davacı taraf hizmet verdiğini kabul etmekle birlikte davaya konu olan fatura bedellerini alamadığını ifade etmektedir. Davalı taraf ise dava konusu fatura bedelleri nakit olarak ödediğini davacıya borçu olmadığını ifade etmektedir.
Önceki raporda davalının ticari defter kayıtları incelenmiş ibraz edilen ticari defter ve belgelere göre davalının ticari defterlerinde davacıya ait faturalar kapalı olarak ( peşin ödeme şeklinde) kayıt edilmiş olup davalının ticari defterlerinde davacıya borçu olmadığı tespit edilmiştir.
Tarafımızdan bilirkişi olarak yapılan incelemede davalı taraf ticari defter ve belgerini tarafımıza ibraz etmemiştir. Davacı ise tarafımıza inceleme gününde 3 adet belge ibraz etmiştir. İbraz edilen belgeler şunlardır;
1- Bulgaristan devletinin Katma değer vergisi kanunu 118. Madde, 1. Madde 3.Madde 25. Madde 2- Onaylı analitik mizan tablosu 3- Onaylı cari hesap dökümü
Öncelikli şunu ifade etmek gerekir ki; hukuk sistemi içinde herkes meşru yollardan hakkını aramak ve haklı olduğu gerektirecek bilgi ve belgeleri gerektiği şekilde ortaya koymak zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti sınırlıları içinde yapılacak yargılamalarda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına bağlı kalmak esas olmakla birlikte uluslararası sözleşmeler ile taraf anlaşmaları bunun istisnasını oluşturmaktadır.
Davacı Bulgaristan’da tacir olup davalıya taşıma hizmeti vermiştir. Bu taraflarca kabul edilmektedir. Taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık konusu yoktur. Davacı davalıya toplam değeri IO.6OO.-EURO olan 4 adet fatura bedelini alamadığını iddia etmektedir. Davalı ise faturaların kaşe imza mn faturanın altın da olduğu mevcut durumunun faturanın peşin ödendiği anlamına geldiğini beyan etmiştir. İbraz ettiği ticari deflerler önceki bilirkişi heyeti tarafından incelendiğinde dava konusu faturaların ticari defterlerde peşin ödendiği tespit edilmiştir.
Davacı taraf ise tarafımıza üç adet belge ibraz etmiştir. Birinci belge de … devletinin katma değer vergisi kanunun ilgili maddeleri açıkça yazılıdır. Diğer taraftan analitik mizan dökümünde ve cari hesap dökümünde davacını davalıdan 10.600,00.-EUR alacağı olduğu görülmektedir.
Tacirler arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde sadece bir tarafın değil, her iki tarafın da defterleri incelenmesi gerekir. Ticari defterlerin dayanak belgeleri, bağımsız bir delil niteliği taşımadıkça tek başına delil olamaz.
Davacı tarafından ibraz edilen bilgi ve belgeler ticari defter niteliğini haiz değildir. Çünkü İbraz edilen bilgi ve belgeler ticari defterler ile doğrulanmadıkça gerekli ispat yükümlülüğü taşımamaktadır. İbraz edilen bilgi ve belgeler de ticari defter özelliklerini taşımamaktadır.
Bu nedenle öncelikle davacının ibraz ettiği bu bilgi ve belgelerin davacının ticari defterlerinde yer alan bilgiler ile doğrulanması gerekir. Ancak davacı tarafından tarafımıza incelenmek üzere ticari defter ibraz edilmemiştir. Modern muhasebe usulü genel olarak tüm ülkeler de aynı kuralla sahiptir. Davacı uyuşmazlık dönemine ait ticari defterlerinin tercüman vasıtası ile tarafımıza ibraz edebilseydi bu durumda ticari defterler üzerinde gerekçeli değerlendirme yapılabilecekti. Ancak mevcut durum gerçekleşmemiştir.
Mevcut hukuk sistemi içinde davalının dava konusu faturaların davalının ticari defterlerinde peşin ödenmiş olarak kayıtlı olması kuvvetli delil o olarak değerlendirilmektedir. ( gerek ticari teamüller gerekse Yargıtay kararlan bu yöndedir.) Davacı tarafından her zaman kuvvetli delil ile dava konusu faturaların peşin ödendiği karinesinin aksi durum kuvvet delil ile ispat edilebilir.
Dava dosyası ibraz edilen bilgi ve belgeler göre davacını davalıdan alacağı olabilmesi için dava konusu fatura bedellerini alamadığını yasaya uygun deliller ile ispat mecburdur. Davacı bu ispatı yapabiliyorsa takip tarihi itibariyle 10.600 EUR. Alacağı olduğu görüşüne varılmaktadır. 5. SONUÇ Dava dosyasın dan dan yer alan bilgi ve belgeler, 26.01.215 tarihli bilirkişi raporu ve davacı vekilinin ibraz ettiği bilgi ve belgelerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda; Dava konusu faturaların davalının ticari defterlerinde peşin ödenmiş olarak kayıtlı olması kuvvetli delil o olarak değerlendirilmekte olduğu, ( kök raporda bu şekilde tespit yapılmıştır. Gerek ticari teamüller gerekse Yargıtay kararlan bu yöndedir.) Davacı tarafından her zaman kuvvetli delil ile dava konusu faturalann peşin ödendiği karinesinin aksi durumu kuvvet delil ile ispat edilebileceği,
Dava dosyası ibraz edilen bilgi ve belgeler göre davacının davalıdan alacağının olabilmesi için dava konusu fatura bedellerini alamadığını yasaya uygun deliller ile ispat mecbur olduğu, davacı bu ispatı yapabiliyorsa takip tarihi itibariyle 10.600 EUR. Alacağı olduğu, davacı bu ispatı yapamıyorsa takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının olamayacağı görüşüne vanldığı “bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu ile fatura konusu alacağını tahsil edemediğinin ispat edilemediği tespit edilmiştir. Davacının ibraz ettiği gümrükte tırda bir kısım şeylerin taşındığına ilişkin beyanı davacı çalışanın şahsi beyanına tabii olup davacının bu taşıma ile ilgili olarak alacağını almadığını göstermemektedir.
Davacının taşıma ile ilgili faturaya ilişkin olarak ödemeyi almış olduğu bilirkişi tespitleri ile anlaşılmıştır.Yargıtay 19.hukuk dairesinin 24.6.2010 tarih , 2010 / 5642 – 8089 sayılı kararı ile BK 182/2 maddesi gereğince aslolan peşin satış olduğu ,peşin satışta mal ve satış bedelinin aynı anda yapıldığı kabul edilir . Bilirkişi de alacağın ödendiğine kanaat etmiştir. Davacı vekili iddiasını ispatlayamamıştır. Bu nedenle davacı iddiasına ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının kötü niyetle hareket ettiğine dair kanaat elde edilememiştir. Davalının kötü niyet tazminatı talebi de bulunmamaktadır. Bu nedenle kötü niyet tazminatı yönünde karar verilmemiştir.
Gerekçesiyle verilen mahkememiz hükmü Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21/05/2018 Tarih 2016/11904 E. 2018/3734 K. Sayılı Bozma ilamıyla; “…1-Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan navlun alacağı için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, ispat yükü davacıya yüklenerek yazılı şekilde davacının dava konusu alacağın ödenmediğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davalı vekili, cevap dilekçesinde, dava konusu navlun alacağının banka aracılığıyla davacıya ödendiğini ve ödemelere ilişkin makbuzların mevcut olduğunu savunmuş, yargılama aşamasında ise ödemelerin davacının yükü teslim eden şoförlerine elden yapıldığını belirtmiştir. Buna göre, davalı, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesini kabul etmiş ve dava konusu alacağı ödediğini savunarak ispat yükünü üzerine almıştır. Doktrinde davalının bu savunmasına “bağlantılı bileşik ikrar” denilmektedir. Bağlantılı bileşik ikrarda bulunan taraf, diğer tarafın ileri sürdüğü vakıayı ikrar eder, fakat ikrarına bu vakıadan çıkan hukuki sonucu hükümden düşüren ve bu vakıanın doğumu ile ilgili bulunmayan başka bir vakıa ileri sürer. Bu durumda ikrarın bölünebileceği, dolayısıyla ispat yükünün davalıya düşeceği kabul edilmektedir. Bu itibarla, mahkemece, davalının taşıma sözleşmesini kabul ettiği ve dava konusu alacağın davacıya ödendiğini savunduğu, bu nedenle davacıya ödeme yapıldığına dair ispat yükünü üzerine aldığı, ancak dosya kapsamında davalının bu savunmasını ispatlayamadığı gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak ispat yükünü davacıya yükleyerek karar verilmesi doğru olmamış…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Usul ve yasaya uygun bulunan yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş ve yeniden değerlendirme yapılmıştır.
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan navlun alacağı için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tarafların tacir olup, davalı tarafından yurt dışından ithal edilen malların yurda taşınmasında davacı tarafından taşıma hizmeti verildiği, bu kapsamda taraflar arasında bir uyuşmazlığın olmadığı, davacı tarafça bu taşıma işine ilişkin 01.03.2013 tarihli 900,00 EURO bedelli, 04.03.2013 tarihli 3.300,00 EURO bedelli, 06.03.2013 tarihli 3.700,00 EURO bedelli, 29.03.2013 tarihli 2.700,00 EURO bedelli 4 adet fatura düzenlendiği, toplam 10.600,00 EURO fatura bedelinin ödenmediğinden bahisle davalı aleyhine icra takibi başlattığı, takibe itiraz üzerine takibin durduğu ve akabinde davacı tarafından iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça, icra takibine itiraz dilekçesinde davacı şirkete böyle bir borçları olmadığı iddia edilmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde, dava konusu navlun alacağının banka aracılığıyla davacıya ödendiğini ve ödemelere ilişkin makbuzların mevcut olduğunu savunmuş, yargılama aşamasında ise ödemelerin davacının yükü teslim eden şoförlerine elden yapıldığını belirtmiştir. Buna göre, davalı, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesini kabul etmiş ve dava konusu alacağı ödediğini savunarak ispat yükünü üzerine almıştır. Doktrinde davalının bu savunmasına “bağlantılı bileşik ikrar” denilmektedir. Bağlantılı bileşik ikrarda bulunan taraf, diğer tarafın ileri sürdüğü vakıayı ikrar eder, fakat ikrarına bu vakıadan çıkan hukuki sonucu hükümden düşüren ve bu vakıanın doğumu ile ilgili bulunmayan başka bir vakıa ileri sürer. Bu durumda ikrarın bölünebileceği, dolayısıyla ispat yükünün davalıya düşeceği kabul edilmektedir. Bu itibarla, davalının taşıma sözleşmesini kabul ettiği ve dava konusu alacağın davacıya ödendiğini savunduğu, bu nedenle davacıya ödeme yapıldığına dair ispat yükünü üzerine aldığı, ancak dosya kapsamında davalının bu savunmasını ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı tarafça, dava konusu … 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 10.600,00 EURO karşılığı 26.807,40 TL asıl alacak üzerinden takip başlatılmıştır. Davacı taraf seçimlik hakkını TL. olarak yapmış, takipte TL üzerinden alacak isteminde bulunmuştur. Takip tarihi 19.06.2013 tarihidir. Takip tarihindeki TC Merkez Bankasının Euro efektif satış kuru 2,5281’dir. 10.600×2.5281=26.797,86 TL.’dir. Davacı tarafça takip tarihi itibarı ile talep edilebilecek miktar 26.797,86 TL.’dir. Bu bedelin davacı talebi olan 26.807,40 TL’nin altında olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça, takip tarihinden itibaren Euro ‘ya uygulanan en yüksek mevduat faizi talebinde bulunulmuş ise de seçimlik hakkını TL olarak kullandığından mahkememizce kabul edilen 26.797,86 TL alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanması gerektiği değerlendirilmiştir.
Alacak likit olduğundan hükmolunan 26.797,86 TL asıl alacağın %20 si oranında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Red edilen miktar yönünden kötü niyetli takip yapıldığına ilişkin mahkememizde kanaat oluşmadığından davalı yanın kötü niyet tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edildiği üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davalı borçlunun … 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 26.797,86 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takibin 26.797,86 TL asıl alacak üzerinden ve bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2- Hükmolunan 26.797,86 TL asıl alacağın %20 sine tekabül eden 5.359,57 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Red edilen miktar yönünden davalı yanın kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
4-Alınması gereken 1.830,56 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 457.85 TL’ nin mahsubu ile bakiye 1.372,71 TL’ nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşinen karşılanan 457,85 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı parası, 292,50 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 1.317,70 TL’ davanın kabul edilen miktarına göre 1.317,23 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, geri kalan masrafın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 9,54 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde resen yatıran taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekillinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde YARGITAY temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza