Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/488 E. 2021/229 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/488 Esas
KARAR NO:2021/229

DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 14/09/2020
KARAR TARİHİ: 24/03/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Mah. …/… Sok. … / …. Kat D:… …/ … adresinde bulunan dairenin, dava dışı … adına müvekkili şirket nezdinde …. numaralı … Sigorta Poliçesi ile 06.12.2013- 06.12.2014 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, 29.06.2014 tarihinde mutfakta elektrik tesisatından çıkan yangın neticesinde sigortalının bağımsız bölümünde yer alan sigortalı kıymetlerin hasarlandığını, hasara ilişkin olarak düzenlenen Yangın Raporunda “Yangın yerinde yapılan tetkikte yangın başlangıcının, dairenin girişe göre solda bulunan mutfakta olduğu”, “elektrik kablolarının herhangi bir sebepten dolayı elektrik devre yapması neticesinde yangın çıktığı” tespitlerinde bulunulduğu, hasara ilişkin olarak 79.015,00-TL hasar tazminatının müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, hasar ödemesi neticesinde sigortalının kazaya ilişkin tüm haklar müvekkili şirkete devir ve temlik edildiğini, dava konusu tazminatın rücusu için …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava dışı … İnşaat şirketleri aleyhine dava ikame edildiği, yapılan yargılama sonucunda davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, dava konusu dairedeki elektrikli fırın, mikrodalga fırın ve aspiratörün dairenin yapımı sırasında demirbaş olarak eklenen, daire müştemilatına dahil olan ankastre cihazlar olduğunu, söz konusu cihazların kurulumu, elektrik tesisatının döşenmesi binanın yapımı işini gerçekleştirmiş olan davalı … Şirketi’nin sorumluluğunda olduğunu, dava konusu hasara neden olan yangının çıkmasından da davalının sorumlu olacağını, dava öncesinde …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun haksız olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulduğunu ancak olumlu bir sonuç alınamadığını beyanla itirazın iptalini, takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalı şirketin adresinin …/ … olduğunu, işbu dava yönünden genel yetkili mahkemelerin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin taraf olmadığı …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasıyla yapılan yargılama sonucunda verilen karardan bahisle müvekkiline kusur isnat edilmesinin kabul edilemeyeceğini, davaya konu dairenin bulunduğu projenin elektrik işlerini yapan müvekkili şirketin gerekli uygunlukları alarak kanuna ve yönetmeliğe uygun bir biçimde elektrik işlerini yaptığını, elektrik tesisatında mevcut olduğu iddia edilen kusur ile meydana gelen zarar arasında uygun bir illiyet bağının olup olmadığı hususunun araştırılmadan müvekkiline isnat edilen sorumluluğu kabul etmediklerini, hiçbir kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumlu olduğu varsayımında dahi sigorta şirketince talep edilen zarar bedelinin fahiş olduğunu beyanla öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesini, neticeten davacının davasının reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmil edilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, 29.06.2014 tarihinde sigortalı dairede meydana gelen yangın sonucunda dava dışı sigortalıya ödenen bedelin rücuen tazmini talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyaya mübrez ekspertiz raporu ve 06.12.2013- 2014 dönemlerini kapsar şekilde düzenlenen …/… no.lu … Sigorta Poliçesinden kullanım amacı konut olarak belirtilen, riziko adresi … Mah. …/… Sok. … / …. Kat D:… …/ … olan ve dava dışı …’a ait binanın … A.Ş tarafından sigortalandığı anlaşılmaktadır.
Dava konusuna ilişkin olarak … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelendiğinde; davacının, davalı aleyhine poliçeye istinaden ödenen zararın rücusu amacıyla takip tarihine kadar işlemiş faizler de dahil olarak toplam 120.600,66 TL alacağın tahsili için ilamsız takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın da yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” denilmekle, aynı yasanın 114/1-c maddesinde “Mahkemenin görevli olması” dava şartları arasında sayılmıştır. Yasal düzenlemeler kapsamında öncelikle görev yönüyle inceleme ve değerlendirme yapılması gerekmiş, davalı yanca yetki itirazında bulunulmuşsa da yetki ilk itirazının ancak görevli mahkeme tarafından değerlendirilebilecek olması nedeniyle bu aşamada herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK ‘nun 4/1-(a) maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da görevli mahkeme, dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
Somut olayda; riziko konusu daire, ekspertiz raporunda ve dava konusu hasarlanmaya ilişkin …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından yapılan yargılamada belirtildiği üzere konut sıfatına haizdir. Aksi yönde hasarlanan yerin ticari işletme sıfatına haiz olduğuna dair dosyada herhangi bir yazılı bilgi ve belgeye de rastlanılmamış, bu yönde bir iddiada da bulunulmamıştır. Davacının dava dışı sigortalısı … gerçek kişidir, sigortalının gerçek kişi tacir olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığı gibi, riziko konusu konut olduğundan aksi yönde sigortalının tacir olduğu kabul edilse dahi davanın ticari işletmesiyle ilgili bir uyuşmazlıktan kaynaklandığının kabulü mümkün değildir. Dava, sigorta sözleşmesinden de kaynaklanmayıp, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığından HMK’nun 114/1-c maddesine göre davaya bakma görevi genel görevli olan asliye hukuk mahkemesine ait olup, Mahkememizin görevsizliği nedeniyle ve HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli olan … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK 341 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2021

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .