Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/486 E. 2021/157 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/486 Esas
KARAR NO :2021/157

DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/08/2018
KARAR TARİHİ:04/03/2021

…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas … karar sayılı ilamı ile Mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilerek dosyanın Mahkememize gönderilmesi üzerine;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı … arasında …. Noterliğinin 09/08/2017 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile … İli, … Ada, … parselde mukim … isimli projeden … … Blok Zemin Kat … nolu bağımsız bölümün satışı için anlaştıklarını, sözleşme doğrultusunda müvekkilinin davalı … firmasına 24 adet nama yazılı senet verdiğini, …. Noterliğinde 09/08/2018 tarihli fesihname ile sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, ancak sözleşmeye konu senetlerin iade edilmediğini ve davalı … firmasınca diğer davalı bankaya teminat amaçlı verildiğini belirterek; müvekkili tarafından davalı firmaya verilen 10/08/2018 – 10/09/2018 – 10/10/2018 – 10/11/2018 – 10/12/2018 – 10/01/2019 – 10/02/2019 – 10/03/2019 – 10/04/2019 – 10/05/2019 – 10/06/2019 – 10/07/2019 – 10/08/2019 – 10/09/2019 – 10/10/2019 – 10/11/2019 ve 10/12/2019 vadeli ve her biri 54.541-TL bedelli senetler ile 10/01/2020 vadeli 126.557-TL bedelli davaya konu senetler nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitini, fesih nedeniyle konusuz kalan dava konusu bonoların geçersizliği ile iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile, mahkemenin görevsiz olduğunu, davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkili bankanın adresinin …/… olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, talebin zamanaşımına uğramış olduğunu, davanın kambiyo senetlerine ilişkin menfi tespit davası olduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında Tüketici Kanunu kapsamında hukuki ilişki bulunmadığını, davaya konu edilen senetlerin Türk Ticaret Kanununa göre tacir olan müvekkili banka ile yine tacir olan diğer davalı … arasında bulunan ticari ilişkiye istinaden verildiğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … A. Ş. vekili cevap dilekçesi ile; talebin zamanaşımına uğramış olduğunu, ilgili fesihnamede belirtildiği üzere sözleşmeye konu senetlerin davacı yana iade edileceğini ancak diğer davalı bankadan senetler talep edilmiş ise de banka tarafından senetlerin iade edilmediğinden davacıya senetlerin teslim edilemediğini, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… Tüketici Mahkemesi’nin 19/09/2019 tarih ve … E., … K. Sayılı kararı ile Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın … Asliye Hukuk Mahkemesi’Ne gönderilmesine karar verilmiş, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24/06/2020 tarih ve… E., … K. Sayılı kararı ile de; davanın kambiyo senedi niteliğinde olan bono nedeniyle menfi tespit talebine ilişkin olduğu, bu anlamda mutlak ticari dava niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi üzerine dosya Mahkememizin 2020/486 E. sırasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, kambiyo senedi niteliğinde olan bono nedeniyle menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır.
Davalı …. vekili süresi içinde sunduğu cevap dilekçesi ile, müvekkili bankanın adresinin …/… olduğunu, davanın açıldığı mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili Mahkemelerin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden davalı ….’nun adresinin … Mahallesi, … Caddesi, No: …, …, … olduğu, diğer davalı … A. Ş.’nin adresinin … Mevkii, … Yolu, …, No: 15, K: 18, …, … olduğu anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK 6/1. maddesi “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmünü, aynı kanunun 7. Maddesi de; “(1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.
(2) Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” hükmünü içermektedir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davalılardan ….’nun yerleşim yerinin …/… olması nedeniyle bu davalı bakımından yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, davalı … A. Ş.’nin yerleşim yerinin …/… olması nedeniyle bu davalı bakımından yetkili Mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmaktadır. Ancak davalı … A. Ş.’nin mahkemenin yetkisiz olduğuna ilişkin bir yetkisizlik itirazı bulunmamaktadır.
6100 Sayılı HMK 6/1 ve 7. maddeleri gözönüne alındığında, davalı ….’nun yetki itirazında haklı olduğu, bu davalı yönünden yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu açıktır. Esasen bu davalı hakkında açılan davanın eldeki davadan tefrik edilerek … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmekte ise de; davanın niteliği, davaların farklı mahkemelerde görülmesinin çelişkili kararlar verilmesine sebebiyet verebilecek olması, usul ekonomisi de gözönüne alınarak her iki davalı hakkında açılan davanın birlikte görülmesinin daha uygun olacağı sonucuna varılarak her iki davalı yönünden Mahkememizin yetkisizliğine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … … A.Ş.’nin mahkememiz yetkisine ilişkin yetki ilk itirazının KABULÜ ile, HMK nun 116/1 ve 6. maddeleri uyarınca her iki davalı yönünden Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin yetki yönünden usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde yetkili mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4- HMK 331/2. maddesi gereğince, yapılan yargılama giderleri, harç ve ücreti vekalet konusunun esas hüküm ile birlikte yetkili Mahkemece karara BAĞLANMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.04/03/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır