Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/484 E. 2021/348 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/623 Esas
KARAR NO:2021/346

DAVA:Alacak (Araç Kiralama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/11/2020
KARAR TARİHİ:27/04/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Perdecilik faaliyetinde bulunan müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 20/02/2018 tarihinde imzalanan sözleşme ile “…” marka model aracın 36 ay süreyle kiralanması, karşılığında aylık 399,00 EUR+KDV tutarında ödemenin yapılması, ödemenin … … (Doğrudan Borçlandırma Sistemi) sistemi üzerinden otomatik yapılması hususlarında anlaştıklarını, ülkemizde 2019/Mart ayı itibariyle görülmeye başlayan “Covid-19” salgın hastalığı sonucu yaşanmaya başlanan pandemi süreci ile gerek sokağa çıkma yasağı gerek şehirlerarası seyahat yasağı gibi salgın kapsamında bir sürü tedbirler alındığını, alınan tedbirler ve yaşanan salgın nedeniyle kişilerin harcama önceliklerinin değişmesi sonucu müvekkili şirketin işlerinin sekteye uğradığını, müvekkilinin pandemi sürecinin öncesine kadar kiralanan araca ilişkin ödemelerini eksiksiz ifa ettiğini, işleri aksamaya başlayan müvekkilinin davalı firma yetkilileri ile gerek telefon ile gerek mail aracılığı ile iletişime geçerek kiralama sözleşmesinin sonlandırılması hususunda çözüm yolları aradığını, en sonunda 36 aylık kiralama süresinin bitmesine 10 ay kala 30/04/2020 tarihinde kiralama sözleşmesinin karşılıklı anlaşma sonucu feshedildiğini, fesih sonrası davalı şirketin, sözleşmenin eki olan “Sözleşme Öncesi Bilgilendirme Formu” nun 8. maddesindeki “kiracının kira bitimine kadar aracı erken iade etmesi halinde iade tarihinden itibaren kalan aylara ait kira bedelinin %50’si+KDV tutarında cezai şartı ödemesi gerektiği” düzenlemeye dayanarak müvekkili şirketten 21.391,28-TL cezai şart bedeli tahsil ettiğini, ayrıca aracın kaskolu olmasına ve davalı şirket tarafından araç pert olsa bile kasko poliçesinden karşılanacağına ilişkin beyanlarına rağmen 04/05/2020 tarihli 143 nolu fatura ile teslim edilen araca ilişkin “sol çamurluk, arka dış stop, döşeme temizliği” tamirleri yaptırılarak 1.233,10-TL tutarındaki bedelin müvekkili şirkete fatura edildiğini, söz konusu tamir masraflarının kasko kapsamında olup kaskodan karşılanması gerektiğini, öte yandan, daha önce yaptırılıp fatura edilen “sol çamurluk, arka dış stop” tamir kalemleri 12/08/2020 tarih ve 039 nolu, 829,54-TL bedelli fatura ile mükerrer olarak müvekkili şirkete fatura edildiğini, aracın tesliminden çok sonra aynı tamir kalemleri için mükerrer tahsilat yapıldığını, Covid-19 nedeniyle ülkemizde alınan büyükşehirlere araç giriş çıkışlarının yasaklanması, şehir içi ve şehirlerarası karayolu ulaşımının kısıtlamalara tabi tutulması, seyahat izin belgesi olmaksızın araç içerisinde seyahat eden kişilere cezalar uygulanması gibi karar ve yaptırımlar neticesinde kiralık araçların kiralama amaçları doğrultusunda kullanılmasının neredeyse imkânsız hale geldiğini, müvekkili şirketin yoğunlukla yurt dışı satışları yapmakta iken, Covid-19 salgını sebebiyle ülkelerin kapılarını kapatması, kargo işlemlerinin ve iş seyahatleri dahil tüm seyahatlarin durması ve müvekkilinin ticari hayatının durma noktasına gelmesinden dolayı, ciddi maddi zorluklar yaşadığını ve buna istinaden iyiniyetli olarak davalı şirkete kira bedelinin Euro bazında değil, revize ve indirim yapılarak Türk Lirası olarak bir bedel karşılığında ödenmesi talebinde bulunulduğunu, ancak davalı şirketin bu teklifi de reddettiğini ve hiçbir çıkar yol sunmadığını, müvekkilinden sanki ticari hayat ekonomik hayat karlı bir şekilde devam ediyormuş gibi, hiçbir değişiklik yapmadan, tahsilatına devam ettiğini, ayrıca, gerek kısıtlama kararları sonucu kiralanan aracı kullanamaması gerek pandemi sürecinde kişilerin harcama önceliklerinin değişmesi sonucu müvekkil şirketin işleri sekteye uğraması nedeniyle ifa güçlüğü çekmesi sonucu davalı şirket ile anlaşarak mücbir sebebe dayanarak haklı olarak sözleşmeyi feshettiğini, mücbir sebebe dayalı olarak sözleşmenin feshedilmesi durumunda, cezai şart ödeneceğinin kabul edilmesinin kamu düzenine, kanunun emredici hükümlerine aykırılık teşkil edeceğini iddia etmiş ve açıklanan nedenlerle, araç kiralama sözleşmesinin mücbir sebeple (covid-19) haklı feshi sonucu ödenmek zorunda bırakılan 21.391,28-TL cezai şart bedeli ile kasko poliçeli araca ait tamir masrafları ile mükerrer ve fazladan ödenen (1.233,10-TL + 829,54-TL=)2.062,64 TL tamir ücretinin toplamda 23.453,92 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Davanın görevsiz mahkemede açılmış olduğunu, öncelikle söz konusu uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmayıp, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, somut uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan Uzun Süreli Araç Kiralama Sözleşmesinden kaynaklandığından, öncelikle dosya hakkında görevsizlik kararı verilerek, davanın görevli … Sulh Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın, Covid-19 salgınının yarattığı etkiler nedeniyle aracı erken iade ettiğini, bilahare erken iade bedeli ve iki adet tamir faturasının iadesi için dava açtığını, müvekkili şirketin, kiracı kiralamak istediği aracı belirledikten sonra, 0 km. olarak banka kredisi kullanarak satın almakta olduğunu, yani kiralanan aracın bir finansman yükünün de mevcut bulunduğunu, araç kirasında gayrimenkullerden farklı olarak, kiralananın ticari faydasının kısa süreli olduğunu ve aracın değerinin kira süresi bittikten sonra büyük ölçüde değer kaybettiğini, bu nedenlerle aracın kalan kira değerinin tahsil edilmemesinin müvekkili için büyük ölçüde zarar etmesine yol açtığını, davacı tarafın Covid-19 salgınının etkileri nedeniyle aracın iade edilmek istendiğini belirtmekle birlikte tekstil firması olarak çalışan davacının iştigal alanı salgın süresince faaliyetine ara verilen sektörlerden olmadığını, iadesi istenen hasar bedelleri ile ilgili olarak, davacı tarafın iddiasının aksine bütün hasar-tamir ve temizlik giderlerinin kasko tarafından karşılanmadığını, kiracının aracı mutat kullanımdan oluşan durumlar hariç aynı şekilde iade etmesi gerektiğini, garanti kapsamında olmayan kiracının kusuru ile oluşan hasar ve tamir bedellerinin, sözleşmeye göre kiracı tarafından ödenmesi gereken bedeller olduğunu savunmuş ve görevsizlik kararı verilerek davanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
G E R E K Ç E /
Dava; Taraflar arasında imzalanan araç kiralama sözleşmesi kapsamında ödenen cezai şart bedeli ile araç tamir masraflarına ilişkin ödenen bedellerin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, dava konusu “…” marka model aracın 36 ay süreyle 20/02/2018 tarihinde imzalanan araç kiralama sözleşmesi ile davalı şirketten kiralandığını, covid 19 pandemi nedeniyle 30/04/2020 tarihinde kiralama sözleşmesinin karşılıklı anlaşma sonucu feshedildiğini, fesih sonrasında davalı şirketin kendisinden 21.391,28-TL cezai şart bedeli ile 1.233,10-TL kasko poliçeli araca ait tamir masrafları ve 829,54-TL mükerrer ve fazladan ödenen tamir ücretleri olmak üzere toplamda 23.453,92 TL tahsil ettiğini, yapılan bu tahsilatların haksız olduğunu beyan ederek, araç kiralama sözleşmesinin mücbir sebeple (covid-19) haklı feshi sonucu ödenmek zorunda bırakılan 21.391,28-TL cezai şart bedeli ile 1.233,10-TL kasko poliçeli araca ait tamir masrafları ve 829,54-TL mükerrer ve fazladan ödenen tamir ücretleri olmak üzere toplamda 23.453,92 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, sözleşme ilişkisini kabul etmiş, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme getirtilip incelenmiştir. Sözleşmenin Uzun Süreli Araç Kiralama Sözleşmesi olduğu, 20.02.2018 tarihinde imzalandığı, taraflarının dosyamız tarafları olduğu, dosyamıza sunulan nüshada kiralayan davalı şirketin ismi üzerinde imza yoksa da, sözleşmenin imzalandığı hususu her iki tarafında kabulündedir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda; uyuşmazlık, kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dava 06/11/2020 tarihinde açılmış olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.
Hal böyle olunca, mahkememizce uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep halinde dosyanın görevli …bul Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair; davacı vekilinin karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.27/04/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza