Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/469 E. 2022/863 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/469 Esas
KARAR NO : 2022/863 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Rücu Alacağına dayalı İtirazın iptali)
DAVA TARİHİ : 07/09/2020
KARAR TARİHİ : 19/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Rücu Alacağına dayalı İtirazın iptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … nolu İşyeri paket sigorta poliçesi ile sigortalısı olan … adresindeki…Tic. A.Ş.’nin işlettiği ve davalı yanca kurulu ve kontrolü sağlanan alarm sisteminin bulunduğu iş yerinde 11/06/2017 tarihinde hırsızlık olayı meydana geldiğini, hırsızlık sonrasında sigortalı işyeri, kolluk kuvvetleri ve müvekkil şirketçe yapılan incelemeler neticesinde hısızlık olayının olduğu esnada esasen alarm sisteminin hem davalı … merkeze hem de sigortalıya bildirim göndermek sureti dahil kurulu olduğu ve fakat alarm sinyali iletmesi gerektiği halde … alarm sisteminin devreye girmemesi nedeni ile sigortalı değerlerin çalındığının tespit edildiğini, söz konusu hırsızlık hasar nedeni ile müvekkili şirket tarafından 87.961,25-TL poliçe özel ve genel şartları gereği 06/10/2017 tarihinde sigortalısına ödendiğini, davalının %100 ihmali, hizmet ve kusuru nedeniyle … 2. İcra Müdürlüğü …esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını ve takibe itiraz edildiğinden .. 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını ancak davanın usulden reddedilerek ilgili birime gönderildiği, dosyanın … 4. İcra Müdürlüğünün … Esasına kaydedildiği ve davalı borçlunun bu takibe de itiraz ettiğini, arabuluculuğa başvurduklarını ancak anlaşamadıklarını, itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın zamanaşımı sebebiyle ve arabuluculuk görüşmelerinin yetkisiz arabuluculuk bürosu nezdinde gerçekleştirilmesi sebebi ile dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin elektronik güvenlik sistemlerinin kurulması ve alarm haber alma merkezi aracılığıyla bu sistemlerin izlenmesi alanında hizmet veren kurumsal bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ile dava dışı sigortalı firma arasında akdedilen Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi kapsamında belirtilen güvenlik teçhizatı ve tüm ürünler çalışır vaziyette, eksiksiz ve her türlü fiili ve hukuki ayıptan ari olarak montaj ve kurulumunu yaptığını, verilmesi gereken tüm eğitimlerin verilerek sistemin devreye alındığını ve davacıya teslim edildiğini, bu hususları davacının kendi el yazısı ile imzalamış olduğunun teslim ve montaj formu ile sabit olduğunu, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, söz konusu hırsızlık olayından sonra yapılan kontrollerde sistemde yer alan dedektörün çalıştığını, iş yerinde hırsızlık yaşandığı anda ve sözleşme süresi boyunca güvenlik sistemi dahil hiçbir ekipmanda arızi veya başkaca bir ayıbın söz konusu olmadığını, sinyal kayıt raporunun bulunduğunu, alarm sisteminin devreye girmemesinin sebebinin firma personellerinin dedektörün önüne içi dolu şekilde portatif raf ve bir takım materyallerin konumlandırılarak dedektörün görüş açısının kapatılmış olduğunun ve bu hususun eksper raporunda da bulunduğunu, davacı şirketin dedektörün önünün kapatarak sözleşme hükümlerini ihlal ettiklerini, davanın reddini, davacı şirketin kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı şirket üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, talep ve beyan dilekçeleri, … 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası mündericatı, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, … 4. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 87.961,25-TL asıl alacak, 3.453,99-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam, 91.415,24-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, alacaklı şirkete borçlarının olmadığından bahisle borca, asıl alacağa, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettikleri ve takibin durduğu görülmüştür.
Dava, “İşyerim Paket Poliçesi” kapsamında sigortalısına ödeme yapan davacı sigorta şirketinin ödemiş olduğu bedelin, TTK 1472. maddesindeki halefiyet ilkesi gereği rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır.
6102 sayılı TTK’nin “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde ise; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında da, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmış ve bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve mahkememizin 07/04/2021 tarihli ara kararının 1 nolu bendi ile; “Davalı vekiline, cevap dilekçesi ekinde sunduğu ancak sayfaların eksik olduğu anlaşılan 22/11/2016 tarihli Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesinin tam metnini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesi verilen sözleşmenin tam metni sunulmadığı taktirde iş bu delile vazgeçmiş sayılacağının ihtarına, ihtarın işbu ara kararın tebliğinden itibaren yapılmış sayılmasına” ve 2 nolu bendi ile de; “1 nolu ara karar yerine geldiğinde dosyanın; Sigortacılık alanında uzman …, Tekstil Mühendisi … ve Elektrik Elektronik mühendisi … olmak üzere 3 kişilik heyete tevdi ile; taraf iddia ve savunmaları ile dosyaya celp olunan tüm kayıtlar birlikte değerlendirilmek suretiyle öncelikle kişilerin (hırsızlık olayının) meydana geldiği tarihte alarm sisteminin çalışıp çalınmadığı sistemde herhangi bir arıza olup olmadığı varsa bu durumun davalı ile dava dışı sigortalı arasında akdedilen güvenlik hizmeti sözleşmesi hükümleri de dikkate alınarak zararın oluşmasına veya artmasına neden olup olmadığının tespiti ile davacı yanın sigortalısı dava dışı 3. Kişinin (… Tic. A.Ş.nin) uğradığı gerçek zararın ve zararın davacı sigortacı tarafından talep edilip edilmeyeceğinin tespiti ile ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlenmesinin istenilmesine” karar verilmiş, dosya heyete tevdi edilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından 19/08/2021 tarihli kök rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, kök raporun incelenmesinde özetle; “Davacı sigorta şirketi tarafından düzenlenen, sigortalısı … A.Ş. 15.04.2017 başlangıç, 15.04.2018 bitiş tarihli, … poliçe numaralı İşyerim Paket Sigorta poliçesi ile teminatı altında olduğu, incelenen kamera kayıtlarında hırsızlığın yaşandığı 8 dakika boyunca alanda çok fazla hareketlilik olması ve Pir dedektörünün önü kapalı olmadığı halde sinyal göndermediği, temel görevi izinsiz hareketliliği tespit edip gerekli korumaların alması için ikazlar göndermesi olan ve … tarafından kurulan ve işletilen alarm sisteminin görevini ifa etmediği, hısızlık hadisesi sonucu … Ltd.Şti. Tarafından inceleme yapıldığını, ve surulan 06/19/2017 tarihli … no.lu ekspertiz raporunda çalınan mallarla birlikte sigortalı iş yerinde 300.000,00-TL tutarında 3. Şahıs mallarının bulunduğu ve sigorta poliçesindeki 3. Şahıs mallar için sigorta bedeli 609.369,86-TL olduğundan eksik sigorta olmadığını, 87.961,25-TL çalınan 3. Şahıs mallarıyla ilgili hasar hesaplandığı; çalınan malların birim fiyatının piyasa rayicine uygun olduğu ve 3. Şahıs sevk irsaliyeleriyle uyumlu olduğu, yıkanmamış konfeksiyon ürünleri olduğu, çalınan malların; …’e ait
-1208 Battal Model tişört , 956 adet, adet başı 23.15-TL olmak üzere 22.131,40-TL
-1208 Model tişört , 956 adet, adet başı 19,895-TL olmak üzere 19.014,84-TL
-1210 Model tişört, 960 adet, adet başı 16,58-TL olmak üzere 15.916,80-TL
-1211 Model tişört, 1.161 adet, adet başı 14,77-TL olmak üzere 17.147,97-TL ;
SBS Tekstil’e ait 20013 Fall17 Model Denim Tişört, 473 adet, adet başı 29,8-TL olmak üzere 13.754,84-TL, toplam olarak 87.965,85-TL tutarında 3. Şahıs ürünü çalındığı kanaatine varıldığı, dosyada mevcut diğer bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu talep edilmesi gereken hasar bedelinin 87.961,00-TL olduğu kanaatine varıldığı ve davacı şirketin davalı şirketten bu alacağı avans faizi ile birlikte rücu etme hakkının bulunduğu” şeklinde tespitler yapmıştır.
Bilirkişi kök raporuna yönelik davalı yan itirazları sonucu, mahkememizin 28/03/2022 tarihli celsesinin 1 nolu bendi kapsamında davalı yan itirazlarının tek tek irdelenmek suretiyle bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, dosya yeniden heyete tevdi edilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından da iş bu kerre 14/06/2022 UYAP gönderim tarihli ek rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, ek raporunun incelenmesinde özetle de: “Davalı itiraz dilekçesinde Özetle;”Dava dışı sigortalı firmanın sinyal kayıtları incelendiğinde, hırsızlık tarihinden önceki hafta sistemde hayatın olağan akışına aykırı sinyal hareketleri gözlenmektedir. Bu husus alarm sisteminin kasten sigortalı firma tarafından denendiğini ve hırsızlık öncesi bir hazırlık yapıldığını ortaya koymaktadır. Asıl çarpıcı olan ise bu alarm sinyalleri akabinde hiçbirinde sigortalının polis yönlendirmesini talep etmemiş olmasıdır. bu yöndeki beyan ve taleplerimiz ve itirazlarımız raporda hiçbir şekilde değerlendirmeye almamıştır. Ayrıca sigortalının dedektörlerin görüş açısını kapatmış olması değerlendirilmemiştir.” denmektedir.
Kök rapordan:“Dava dışı sigortalı firma hırsızlık olaylarına önlem olsun ve Sigortalamanın ön şartlarından biri olması nedeniyle 22.11.2016 tarlhinde … firması ile anlaşma yaparak Alarm sistemi kurdurmuştur. Gerekli testleri yapılıp devreye alınan sistem yaklaşık 7 ay sorunsuz çalıştığı anlaşılmaktadır. Hırsızlık olayının meydana geldiği günden sanra 16.06.2017 gün ve saat 09.28’den sonra yapılan testlerde de sorunsuz çalıştığı anlaşılmaktadır. Ancak hırsızlık alayın meydana geldiği 11.06.2017 gün 06.54-07.02 saatleri arasında devreye girmediği, oysa kamera kayıtlarında yaklaşık 8 dakika süresince kapı karşısında bulunan dedektörün izlediği alanda çok fazla hareketlilik olduğu tespit edilmiştir.
Temel görevi hareket algılamak olan … dedektörün neden devreye girmediğine dair, öncelikle … firmasının teknik ve tatmin edici açıklama getirmesi gerekirken, “Mekanda alarm sisteminin devreye girmemesinin sebebi, dava dışı sigortalı firma personelleri tarafından hırsızlığın yaşandığı bölgeyi algılaması gereken dedektörün önüne içi dolu şekikle portatif raf ve bir takım materyallerin konumlandırılarak görüş açısının kapatılmış olmasıdır” şeklinde bir kuşkusunu beyan etmiştir. Ancak dosyaya sunulan rapor ve beyanlarda … dedektörün önü raf ile kapalı olduğuna dair bir kanıt yoktur.” denmektedir.
Dolayısıyla, kök raporda dosyada bulunan tüm belgelerin incelendiği ve tüm detayların değerlendirildiği, davalı tarafın iddia ettiği gibi sistemin denenmiş olmasının hırsızlık provası olarak değerlendirmesinin uzmanlık alanlarına dahil olmadığı, söz konusu sinyallerin sinyal kayıtlarının işi gereği davalı şirket nezdinde tutulduğunu, aşırı sinyal trafiğinin hırsızlık alameti olması durumunda davalı şirketin polise bilgilendirme yapmak durumunda olduğu ancak dosyada böyle bir bildirimin yapıldığına dair bir kanıt olmadığı, aşırı sinyal trafiğinin hırsızlık delili olarak değerlendirilmesi hususunda takdirin sayın mahkemede olduğu” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarının incelenmesinde de, raporlardaki hukuki yorum ve nitelendirmeler mahkememize ait olmak üzere, yapılan sektörel değerlendirmeler ile teknik tespit ve değerlendirmeler bakımından, ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmış ve hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Ayrıca davalı yanca cevap dilekçesinde, zamanaşımı defi ileri sürülmüş ve ayrıca arabulucululuk görüşmelerinin de yetkili arabuluculuk bürosu nezdinde yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddini talep etmiş olmakla;
Zamanaşımı def’i yönünden yapılan incelemede; Davaya konu somut olayda davacı yanca davalı hakkında ilk olarak … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden 02/03/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı yanca icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve tüm fer’ilere itiraz edilmesi üzerine davacı yanca … 5 ATM’nin ….Esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucu … Karar sayısı ile davanın, “yetkili icra dairesinde usulüne uygun başlatılan bir takip bulunmaması nedeniyle HMK’nın 114-2 ve 115/2. Maddesi gereğince usul yönünden reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, akabinde davacı yanca yetkisiz icra müdürlüğüne sunulan beyan dilekçesi ile dosyanın yetkili İstanbul İcra Dairesine gönderilmesinin talep edildiği, dosyanın İstanbul İcra tevzi bürosuna gönderildiği buradan da … 4. İcra Müdürlüğü’ne tevzi edilerek …Esas sırasına kaydedildiği, sonrasında davacı vekili tarafından … 4. İcra Müdürlüğü’ne sunulan 28/01/2020 tarihli beyan dilekçesi ile; “Müdürlüğünüz nezdinde görülmekte olan dosya kapsamında … 2. İcra Müdürlüğü… E. ile yetkisizlikle müdürlüğünüze gönderilmiş olup, borçlu tarafa ödeme emri gönderilmesine karar verilmesine vekaleten arz ve talep ederim” şeklinde beyan sunulduğu, sonrasında … 4. İcra Müdürlüğü tarafından davalı yana yeniden ödeme emri gönderildiği ve davalı yanca gönderilen ödeme emrine de süresi içerisinde itiraz edildiği anlaşılmış olup, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; 2 yıllık zamanaşımı süresinin mahkemizde açılan dava tarihi itibariyle dolduğu savunması yapılarak zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de; Davacı yanca takibin ilk olarak başlatıldığı yetkisiz icra dairesine yapılan 02/03/2018 tarihli takip talebi ile de zamanaşımının kesildiği, davalının yetki itirazını kabul etmeyen davacının …5 ATM’nin …Esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açtığı, açılan davanın yetkili icra dairesinde usulüne uygun başlatılan bir takip bulunmaması nedeniyle HMK’nın 114-2 ve 115/2. Maddesi gereğince usul yönünden reddine karar verildiği, bunun üzerine davacı yanca dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesinin talep edildiği, dosyanın İstanbul İcra tevzi bürosuna gönderildiği ve buradan da … 4. İcra Müdürlüğü’ne tevzi edilerek … Esas sırasına kaydedildiği anlaşıldığından, yetkisiz icra dairesinde açılan takip sonucu kesilen zamanaşımının yetkili icra müdürlüğünde yeniden gönderilen ödeme emri ile birlikte işlemeye başladığı, mahkememizde açılan davanın ise 07/09/2020 tarihinde açıldığı, bu haliyle de 2 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşıldığından, davalı yanın zamanaşımı itirazına itibar edilmemiştir.
Arabuluculuk dava şartı yönünden yapılan incelemede ise; Davalı yanca her ne kadar, arabulucululuk görüşmelerinin yetkili arabuluculuk bürosu nezdinde yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi talep edilmiş ise de; davalının dosyada mübrez arabuluculuk kayıtlarının incelenmesinde; arabuluculuk görüşmeleri sırasında arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz ettiğine dair bir bilgi bulunmadığı ve yargılama aşamasında da bu hususun ileri sürülemeyeceği ve dava şartı olarak görülemeyeceği anlaşıldığından, davalı yanın arabuluculuğa ilişkin savunmasına da itibar edilmemiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, İşyerim Paket Poliçesi” kapsamında sigortalısına ödeme yapan davacı sigorta şirketinin ödemiş olduğu bedelin, TTK 1472. maddesindeki halefiyet ilkesi gereği rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, davacı tarafça … 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerindendavacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 87.961,25-TL asıl alacak, 3.453,99-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam, 91.415,24-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, alacaklı şirkete borçlarının olmadığından bahisle borca, asıl alacağa, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davalı yanın zamanaşımı ve arabuluculuğa ilişkin savunmalarına az yukarıda yazılı gerekçelerle itibar edilmediği, yargılamaya devam olunduğu, mahkememizce bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulduğu, dosyaya celp olunan kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, dosyaya ibraz edilen ve yapılan sektörel değerlendirmeler ile teknik tespit ve değerlendirmeler bakımından, birbirini tamamlayıcı, ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olan ve hukuki yönleri ayrık olmak üzere yapılan sektörel değerlendirmeler ile teknik tespit ve değerlendirmeler bakımından hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporları sonucu, az yukarıda yazılı hususların tespit edildiği, bu haliyle de; bilirkişi heyeti raporu ile de tespit edildiği üzere, incelenen kamera kayıtlarında hırsızlığın yaşandığı 8 dakika boyunca alanda çok fazla hareketlilik olması ve Pir dedektörünün önü kapalı olmadığı halde sinyal göndermediği, temel görevi izinsiz hareketliliği tespit edip gerekli korumaların alması için ikazlar göndermesi olan ve Pronet tarafından kurulan ve işletilen alarm sisteminin görevini ifa etmediğinin anlaşıldığı, ayrıca davalı yanca her ne kadar dava dışı sigortalı ile müvekkili şirket arasındaki sözleşmenin sigorta sözleşmesi hükmünde olmayıp, sözleşmeyle ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getiren müvekkili şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin, sigorta sözleşmesi hükmünde olmadığı ve hırsızlık, yangın vs. olaylar bakımından garanti niteliği taşımadığının sözleşme’de açıkça kararlaştırıldığı, bu hususun tacir sıfatını haiz olan dava dışı tarafça da sözleşmede açıkça kabul edildiği, Türk Ticaret Kanunu’nun basiretli tacire ilişkin hükümleri dikkate alındığında da söz konusu sözleşme hükmünün davacı açısından geçerli ve bağlayıcı nitelikte olduğu ve bu husus ahde vefa ilkesinin de gereği olduğu savunması yapılmış ve taraflar arasında akdedilen (her ne kadar davalı yanca sözleşme aslının dava dışı arşivleme şirketinde çıkan yangın sonucu zayi olduğu beyan edilerek, aslı ibraz edilememiş ise de; davalı yanca matbu şekilde yapıldığı beyan edilerek bir örneği dosyaya ibraz olunan) sözleşme örneği incelendiğinde, sözleşmenin 5/4. Maddesinde davalı yanın savunmasını doğrular şekilde sözleşme hükmünün mevcut olduğu; ancak aynı sözleşmenin 3.4. Maddesinde yer alan; “…’in MÜŞTERİ’nin, elektronik alarm sisteminden gelen mesajların 365 gün 24 saat süre ile izleneceği, müdahale yapılması gereken sinyaller için müşterinin … Hizmet Formu’nda belirttiği kişilere veya ilgili mercilere haber vereceği, teknik problemlerde AHM, MÜŞTERİ’ye 7 gün 24 saat telefon yolu ile destek hizmeti sunar” şeklinde belirtilen yükümlülüğünü davaya konu hırsızlık olayında yerine getirmediğinden, zararın meydana gelmesinde kusurlu olduğu anlaşıldığından, davalının bu yöndeki savunmasına da itibar edilmediği, ayrıca davacının talep edebileceği ve dava dışı sigortalısının uğradığı gerçek zararının da az yukarıda ayrıntıları yazılı bilirkişi raporu ile tespit edildiği ve davacının bilirkişi tarafından hesaplanan 87.961,00-TL gerçek zarar ile davanın itirazın iptali davası olması ve davacı yanın da sigortalısına ödeme yaptığı 06/10/2017 tarihinden itibaren faiz talep edebileceği, faiz miktarının da, yıllık 9,75 faiz oranı üzerinden (avans faizi) takip tarihi olan 06/03/2018 tarihine kadar geçen toplam süre olan 151 gün (5 ay) için 3.547,96 TL olacağı (ancak davacının talebinin 3.453,99 TL olduğu) anlaşıldığından, davanın kabulüne, ayrıca davacı yanca her ne kadar icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de, alacağın yargılama sonucu belirlendiği ve likit olmadığı anlaşıldığından, icra inkar tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalı -Borçlunun, … 4. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın İPTALİ ile; takibin takip talebindeki şartlarla AYNEN DEVAMINA,
-Davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
2-Alınması gereken 6.244,60-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.104,07-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.140,53-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacının ilk dava açarken yatırdığı 1.104,07-TL har parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 162,50-TL posta gideri ve 3.750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.974,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.626,44-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, varsa, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF KANUN YOLU AÇIK olmak üzere karar verildi. 19/12/2022

Katip
¸

Hakim
¸