Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/467 E. 2023/425 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/467
KARAR NO:2023/425

DAVA:ALACAK-SÖZLEŞMENİN UYARLANMASI
DAVA TARİHİ:04/09/2020
KARAR TARİHİ:18/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak-sözleşmenin uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı/karşı davalı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin Almanya menşeli … marka sanayi tipi bulaşık makinelerinin ve temizlik ürünlerinin Türkiye’deki satıcısı ve yetkili bayisi olduğunu, davalı şirketlerin, … olarak bir çok marka adı altında faaliyet gösteren grup şirketleri olduklarını, bu kapsamda tüm grup şirketleri ile ortak ve tek bir sözleşme düzenlendiğini, müvekkili firmanın Türkiye’de kendi alanında öncü firmalardan olduğunu, ciddi yatırımlar yapmak sureti ile ticari faaliyetlerini yürütmekte olduğunu, müvekkili şirketin, temizlik ürünlerinin alınması karşılığında işletmelere konsinye(mülkiyeti devri olmaksızın kullanmak üzere) olarak bulaşık ve çeşitli temizlik makinaları vermekte ve aynı zamanda belli mali promosyonlar sağlamakta olduğunu, davalılar ile bu kapsamda anlaşma sağlandığını ve kullanılmak üzere bulaşık makinalarının davalı şirketlere teslim edildiğini, ürün fiyatlarında yüksek oranda iskonto yapıldığını ve ödemeleri uzun vadeye yaydığını, bu sayede davalı şirketlerin, bedelleri çok yüksek olan endüstriyel makineleri bedelsiz olarak temin ederek ticari faaliyetlerini çok daha kolay bir şekilde yürütebildiğini, ödeme süresi ve iskontolarla önemli avantajlar elde ettiğini, bu kapsamda davalı şirketlerle 05/03/2015 başlangıç tarihli 5 yıllık sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalı şirketlerin her yıl için toplam 75.000,00-EUR olmak üzere toplamda 5 yıl için 365.000,00-EUR bedelli, diğer ürünler hariç olmak üzere sözleşme ekinde bulunan kimyasal ürün almayı taahhüt ettiklerini, ancak sözleşmenin süresinin dolması neticesinde kendiliğinden sona erdiği tarihte kararlaştırılan bu toplam alım taahhüdünün altında alım yaptıklarını, bu nedenle davalı şirketlere … 4. Noterliği’nin 23/03/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, sözleşmenin 10-B maddesi uyarınca 05/03/2020 tarihinde alım taahhüdü yerine getirilmeden süresi sonunda sona erdiğinin bildirildiğini, sözleşmenin sona ermesi ile birlikte konsinye olarak bırakılan makinelerin 15 gün içinde iadesinin; iade edilmemesi halinde bu makinelerin %35 iskontolu bedellerinin ödenmesinin ihtaren bildirildiğini, ancak bu ihtarnameye rağmen davalılar tarafından konsinye olarak verilmiş makinelerin iade edilmediğini ve karşılığı olan bedellerin de ödenmediğini, makinelerin 2020 yılı güncel fiyat listesindeki fiyatlarının, 6 adet … Set Altı Bulaşık Makinesi adet fiyatı 4.710,00-EUR, 3 adet PT 500 Dijital …Tipi Bulaşık Yıkama Makinesi adet fiyati 8.935,00-EUR, 3 adet … Set Altı Bulaşık Makinesi adet fiyatı 4.775,00-EUR, 2 adet MTR 3 – SMM Çift Tank Bulaşık Makinsi L-R (M) adet fiyatı 54.319,00-EUR, 1 adet… Tipi Bulaşık Yıkama Makinesi adet fiyatı 8.935,00-EUR ve 1 adet STR 110 Konveyörlü Bulaşık Yıkama Makinesi L-R Kurutmalı adet fiyatı 38.542,00-EUR olmak üzere davalılarda bulunan 16 adet makinenin toplam güncel değerinin 225.505,00-EUR olduğunu belirterek, tüm bu nedenlerle fazlaya dair ve sözleşmeden kaynaklı diğer hakları saklı kalmak kaydıyla konsiye makinelerin güncel liste değeri üzerinden %35 iskonto yapılmış bedelinin, şimdilik 100,00-EURO’un temerrüt tarihi olan 14/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 16/01/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 140.243,35-EURO’ya yükseltmiştir.
Davalı/karşı davacılar vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; davalılardan … İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin bu davada taraf ehliyeti olmadığını, davaya dayanak sözleşmede taraf olmadığını, bu şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın, huzurdaki davayı açarken tek başvurma harcı ödediğini, ancak bu davayı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu iddiasından hareketle yedi adet şirkete karşı açtığını, davacının, başvurma harcı ödediği bir davalı haricindeki diğer altı davalı için de tek tek başvurma harcını ödemesi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde harca esas değeri 100,00-EUR karşılığı 881,12-TL olarak gösterdiğini ve bu miktar üzerinden peşin harç ödeyerek huzurdaki davayı açtığını, davacının hem davadan evvel müvekkillerine tebliğ ettiği ihtarnamesinde ve hem de dava dilekçesinde açıkça müvekkillerine 16 adet makine teslim ettiğini ve davalı müvekkillerinin sözleşmeye uymadığı iddiası ile bu 16 adet makinenin liste fiyatının %35 iskontolu bedelini talep ettiklerini belirtmekte olduğunu, bu sebeple davacının belirsiz alacak davası açmasının mümkün olmadığını, davacının iddia ve taleplerinin gerçek durumla bağdaşmamakta olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme gereğince müvekkili şirketlere çeşitli model ve nitelikte toplam 18 adet makinenin konsinye olarak verileceğinin kararlaştırıldığını, ancak davacının sözleşmenin ana unsuru olan bu en temel yükümlülüğünü bugüne kadar yerine getirmediğini, davacının, müvekkillerine bugüne kadar 18 adet değil; 12 adet makine teslim ettiğini, sözleşmenin yürürlükte olduğu 5 yıl boyunca müvekkillerinin, temerrüde düşen davacıdan aynen ifayı talep ettiğini, eksik makinelerin bir an evvel kendilerine teslimi talebinde bulunduğunu, ancak buna rağmen davacı tarafın edimini halen dahi yerine getirmediğini, bu edimini davacı tarafın yerine getirmesi için müvekkillerinin ihtarname zorunluluğu bulunmamakta olduğunu, yani sözleşme kurulur kurulmaz hemen makineleri teslim etmemesi ile davacı tarafın temerrüde düştüğünü, sözleşmede belirlenen 365.000,00-EUR’luk alım yükümlülüğünün, müvekkillerine 18 adet makinenin teslim edilmesi ile yürürlüğe girecek bir yükümlülük olduğunu, davacının temerrüdüne rağmen, müvekkillerinin sözleşmeye bağlılıklarını devam ettirdiklerini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin bozulmaması için davacıya yazılı bir bildirimde bulunmadıklarını, ancak teslim edilmeyen makineleri şifahen defalarca talep etmelerine rağmen, davacı tarafından “bugün getireceğiz, yarın teslim edeceğiz” şeklinde oyalandıklarını, davacı, davalılara … 4. Noterliği’nce bir ihtarname gönderdiğini iddia etmişse de; müvekkillerine ulaşan böyle bir ihtarname olmadığını, bahsi geçen ihtarın mevcudiyeti ve dosyaya kazandırılması halinde itiraz haklarını saklı tuttuklarını, davacının, dava dilekçesinde eksik alındığını iddia ettiği miktarın ne kadar olduğunu belirtmediğini, ancak davacının, … 40. Noterliği’nin 18/02/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde davalıların 132.098,88-EUR’luk eksik ürün alımı yaptığını iddia ettiğini, teslim edilmeyen ve geç teslim edilen makinelerin teslim tarihleri de dikkate alındığında davalıların, taahhüt ettikleri miktardan daha fazla sarf malzemesi satın aldıklarını, sözleşmeye konu makinelerin birbirinden farklı olduğunu, kimi set altı küçük ve az sarf malzemesi kullanırken; kimi de sanayi tipi büyük ve çok sarf malzemesi kullanmakta olduğunu, davalılara teslim edilmeyen makineler arasında çok sarf malzemesi tüketen sanayi tipi büyük makinelerin çoğunlukta olduğunu, bu hususun da alım taahhüdünün gerçekleşmemesi sonucunu doğuracak önemli bir etken olduğunu, davacının, Almanya menşeli … isimli markanın makinelerini Türkiye’de satan bir firma olduğunu, sözleşme kurulurken, davacının hazırladığı tek tip sözleşmenin, davacı tarafından davalılara dikte edildiğini, sözleşmenin tek tip olduğu, üzerinde müzakere edilmesinin ve değiştirilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek müvekkillerince imzalanmasının sağlandığını, sözleşmede davalıların ediminin Euro olarak belirlenmiş olması ve sözleşmenin süresinin de 5 yıl gibi uzun bir zaman olması nedeni ile “sözleşmenin uyarlanması” müessesesinin burada uygulanması gerekmekte olduğunu, sözleşmenin 5. maddesinde sarf malzemesi fiyatlarının her yıl nasıl güncelleneceğinin hüküm altına alındığını, buna göre yıllık fiyat artışı üfe + tüfe / 2 şeklinde belirlenerek yapılacağını, ancak davacının, her yıl bu belirlemeye aykırı olarak daha fazla oranda artış yaptığını ve sarf malzemeleri fiyatlarının her geçen yıl olması gerekenden daha fazla arttığı için fahiş fiyatlara ulaştığını, davalılar tarafından alınmasının zorlaştığını, davalıların, bu konudaki taleplerini davacıya daha evvel de defalarca ilettiğini, ancak davalıların diğer talepleri gibi bu konudaki taleplerinin de davacı tarafından; “daha sonra bakarız, sonra promosyon/kampanya yaparak aradaki zararı kapatırız…” gibi söylemlerle görmezden gelindiğini, yürürlükteki sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedellerin Bakanlıkça belirlenen haller dışında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi gerektiğini, Cumhurbaşkanı Kararı gereğince, 2018 yılında davalıların, defalarca davacı ile görüşerek karar gereğinin yerine getirilmesini ve Euro ile kararlaştırılan sarf malzemesi bedellerinin bundan sonra TL’ye sabitlenerek devam eden yıllarda TL olarak ödemenin gerçekleşmesini talep ettiklerini, ancak davacının, tarafların farklı illerde olmasından da istifade ederek “bugün ayarlarız, yarın görüşürüz…” gibi bahanelerle bir türlü karar gereğinin uygulanması konusunda anlaşmaya yanaşmadıklarını, davalı/karşı davacıların, seçimlik haklarından aynen ifa ve gecikme tazminatı talebinde bulunmakta olduklarını, sözleşmenin devamı müddetince davacı/karşı davalıdan eksik makinelerin teslimi hususunda aynen ifa talebinde bulunulduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkillerinden … İnşaat Turizm Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi yönünden davanın husumet yokluğu nedeni ile reddini, davalı sayısı kadar başvurma harcı eksikliğinin iki haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafça giderilmesini aksi halde asıl davanın usulden reddini, kısmi dava açmakta hukuki yararı olmayan davacının belirsiz alacak davası açması mümkün olmadığından, davacıya iki hafta kesin süre verilerek talebini tam ve kesin olarak belirtmesini ve eksik harcı tamamlamasının sağlanmasını; eksik harcı tamamlamaması halinde davanın 100,00-EUR karşılığı olan 881,12-TL üzerinden görülerek karara bağlanmasını; bu talebin reddi halinde, her bir davalının sorumluluğunun ayrı ayrı belirlenebilmesi için davacının dava dilekçesi ile talep ettiği 100,00-EUR karşılığı 881,12-TL’nin hangi davalıdan ne kadarını istediğini açıklaması için davacıya süre verilmesini, taraflar arasındaki sözleşmede tek ve asli edimini yerine getirmeyerek temerrüde düşen davacının davasının reddini, EUR/TL kurundaki TL aleyhine gerçekleşen beklenmedik fahiş artış nedeni ile sözleşmedeki bedellerin davalı/karşı davacılar lehine uyarlanmasını, 13 Eylül 2018 tarihli ve 30534 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’ın yürürlüğe girdiği tarih olan 13/09/2018 itibariyle sözleşmedeki Euro ile belirlenen tüm bedellerin Türk Lirası’na çevrilmesini ve hem asıl davadaki ve hem de karşı davadaki tüm hesaplamaların buna göre yapılmasını, sözleşme hükümlerine göre yıllık tefe + tüfe / 2 oranlamasına göre ne kadar artış yapılması gerektiği ve her yıl sarf malzemesi bedellerinin aslında ne kadar olması gerektiğinin tespit edilmesini, fahiş artış nedeni ile fazla ödenen miktarın tespit edilerek bu miktarın fazla ödeme zamanlarından itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacılara verilmesini, davacı/karşı davalı tarafından davalı/karşı davacılara teslim edilen tüm makinelerin mülkiyetinin davalı/karşı davacılar adına geçirilmesini, sözleşmede teslimi kararlaştırılan makinelerin değerleri ile alım taahhüdü olan miktar da göz önünde bulundurularak mahkemece belirlenecek gecikme tazminatının, karşı dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte temerrüde düşen davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacılara verilmesini talep etmiştir.
Davacı/karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesi ile; davalı/karşı davacıların, karşı davasındaki talepleri için dava şartı olan arabuluculuk şartını yerine getirmediğini, davalı/karşı davacıların, fiyatların Euro olarak belirlenmesinin Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’e aykırı olduğunu ve ürünlerin Türk Lirası’na çevrilmesi gerektiği iddiasının gerçeği yansıtmamakta olduğunu, tebliğin 8/3. maddesinde; “..bu maddenin on dokuzuncu fıkrasında belirtilen kişilerin alıcı veya kiracı olarak taraf oldukları gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırabilecekleri”, aynı maddenin 19. fıkrasında ise; “Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketlerin … işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırabilecekleri”nin hüküm altına alındığını, müvekkili şirketin %50’den fazlasının Almanya merkezli … şirketine ait olduğunu, müvekkili şirketin, tebliğin 8. Maddesinin 19. Fıkrasında belirtilen istisnadan yararlanmakta ve taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesinde herhangi bir yasal engel bulunmamakta olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmede fiyat artışının ne şekilde yapılacağının ayrıntılı olarak düzenlendiğini, ürünlerin fiyatlarının da bu madde çerçevesinde artırıldığını, davalı/karşı davacı taraflarca faturalara itiraz edilmediğini ve fatura bedellerinin de müvekkili şirkete ödendiğini, bu aşamada ürün fiyatlarının yüksek olduğu ve ödenene fazla bedellerinin iadesi talep ve iddiasının yersiz olduğunu,davalı/karşı davacıların iddia ettiği gibi alım taahhüdünün makinelere bağlı olmadığını, davalı/karşı davacılara ait işletmelerin ihtiyacına göre belirlendiğini, ayrıca sözleşmeye konu ürünlerin tamamının da makinelerde kullanılacak ürünler olmadığını, davalı/karşı davacılara teslim edilen 16 adet makineye ilişkin evrakların dosyaya sunulduğunu, taraflarınca bu makinelerin bedelinin talep edilmekte olduğunu, teslim-tesellüm tutanaklarının dosya içerisinde yer almakta olduğunu, dolayısıyla davalı /karşı davacıların bu iddialarına itibar edilmemesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle öncelikle karşı davada talep edilen alacaklar bakımından arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden, karşı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddini ve karşı davada davacı sayısı kadar lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini, karşı davadaki talepler birden fazla olduğu halde herhangi bir miktarın belirtilmemiş olması sebebiyle bu hususun açıklattırılmasını ve karşı davanın esastan reddini talep etmiştir.
Asıl dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince davalı/karşı davacı şirketlerin temizlik ürünleri alım kotasının altında kaldığı ve davacı/karşı davalı şirketçe verilen konsiye makinelerin iade edilmediğinden bahisle, konsiye makinelerin güncel liste değeri üzerinden %35 iskontolu bedellerinin tahsili; karşı dava ise aynı sözleşme gereğince davacı/karşı davalı tarafın kararlaştırılan makinelerin tamamını teslim etmediği ve sarf malzeme fiyatlarını fahiş oranlarda arttırdığından bahisle, fazla ödenen miktarın ve gecikme tazminatının davacı/karşı taraftan tahsili, Euro olarak belirlenen ürün alım taahhüdü miktarının Türk Lirası’na çevrilmesi ve makinelerin davalı/karşı davacı şirketler mülkiyetine geçirilmesi, sözleşmenin uyarlanması istemine ilişkin bulunmaktadır.
Dava öncelikle, mahkememiz tekli hakimi tarafından görülmeye başlanmış olup, davacı/karşı davalı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesi ile 100,00-EUR bedelle açılan davayı 140.143,35-EUR artırarak toplamda 140.243,35-EUR’a yükseltmiş ve 48.783,80-TL ıslah harcı ikmal edilmiş, mahkememizin 14/02/2023 tarihli celsesinde; “Dosyanın ıslah edilen ve harçlandırılan dava değeri dikkate alınarak heyete alınmasına” karar verilmiş ve yargılamaya mahkememiz heyetince devam olunmuştur.
Mahkememizce taraflar arasında akdedilen 05/03/2015 başlangıç tarihli “Sözleşme” başlıklı sözleşme ve ekleri, … 4. Noterliği’nin 23/03/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tebliğ mazbataları, … 20. Noterliği’nin 23/03/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tebliğ mazbataları, … 40. Noterliği’nin 18/02/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … Barosu Başkanlığı’nın 24/02/2020 tarihli ve 20/… numaralı ihtarnamesi ile tebliğ şerhi, e-mail dökümleri, ürün fiyat kataloğu, sevk irsaliyeleri, konsiye malzeme teslim belgeleri, gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kurları, davacı/karşı davalı/karşı davacı şirket ticaret sicili kayıtları, davalı/karşı davacı şirketler grubunun SGK MPHB kayıtları, garanti belgeleri ve taraflarca sunulan uzman görüşleri dosyamız arasına alınmış, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla 2 kişilik bilirkişi heyetinden rapor; mahkememiz dosyası kapsamında 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor temin edilmiştir.
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla, mahkemenin 2021/157 talimat sayılı dosyası kapsamında SMMM … ve makine mühendisi …’den oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek sunulan 05/10/2021 tarihli rapor ile; düzenlenen faturalar ile ödeme belgeleri üzerinde söz konusu belge tutarlarının kaç Euro karşılığı olduğu, davalı/karşı davacıların defter kayıtlarında da kaç Euro olduğu veya 1,00-EUR’un kaç Türk Lirası olduğuna ilişkin bir bilgiye rastlanamadığı, bu nedenle taraflar arasındaki borç-alacak durumunun yalnız Türk Lirası olarak tespit edildiği, ancak Euro karşılığına ilişkin tespit yapılamadığı, davalı/karşı davacı şirketlerin, davacı/karşı davalı şirketten aldıkları toplam malzeme tutarının 1.511.672,67-TL olduğu; ödediği toplam tutarın ise 1.515.785,43-TL olduğu, davalı/karşı davacı şirketlerin 2015-2020 yılları arasında ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede, davacı/karşı davalı şirketin 1.511.672,67-TL KDV dahil fatura düzenlediği, davalı/karşı davacı şirketlerin kendisine 1.515.785,43-TL ödeme yaptığı, davalı/karşı davacı şirketlerin, davacı/karşı davalı şirketten 4.112,76-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
SMMM …, makine yüksek mühendisi Dr. …ve özel hukuk öğretim üyesi Dr….’dan oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 28/03/2022 tarihli bilirkişi raporu ile; yapılan incelemede 2015-2020 yılları arasında davalı/karşı davacıların taraflarına belge ibraz etmediği
için defter tasdik bilgilerinin incelenemediği, ancak davaya ilişkin önceki bilirkişi raporunda
davacı/ karşı davalı firmaların defter tasdik bilgilerinin incelendiği, yapılan incelemede 2015-2020 yılları arasında davacı tarafın ibraz ettiği defter tasdik
bilgilerinin incelendiği, davacı tarafın sözleşmede belirtilen sayıdaki makinelerin teslimini gerçekleştirmediği, 13
adet makine teslimi gerçekleştirildiği, bu durumda davacı/karşı davalının dava açma hakkının varlığının mahkememiz takdirinde olduğu, 05/03/2020 tarihi sonunda sözleşme dönemi içinde davalı/karşı davacıların, davacı/karşı davalı taraftan
232.901,92-EUR tutarında alım yaptığı, sözleşme gereği, davalı/karşı davacı taraflarca alım taahhüdü
olan 365.000,00-EUR’dan, 132.098,08-EUR tutarında eksik alım yapıldığı, ancak davacı
tarafın sözleşmedeki 18 makine yerine 13 makine teslim ettiği, dosyada mübrez, konsinye makinelerin teslim belgelerinin tahribatlardan dolayı okuma
güçlüğü yaşandığı için hangi yıl ne kadar alış yapıldığına dair tespit yapılamadığı, davacı
tarafın da yıl bazında bir ihtarnamesinin bulunmamakta olduğu, sözleşmede olumlu uyarlama kaydı bulunduğundan TBK’nın md. 138 hükmünün
uygulanamayacağı, sözleşme hükmü kapsamında uyarlama yapılabileceği, hükme göre
uyarlama yapılabilmesi için sözleşme süresi içerisinde davalı/karşı davacıların “ifanın önemli ölçüde
zorlaşması”na istinaden davacı/karşı davalıdan uyarlama talep etmesi gerektiği, ancak dosya
kapsamında davalı/karşı davacıların ürün fiyat listelerinin yeniden düzenlenmesine yönelik bir talebinin
bulunmadığı,
davacı/karşı davalı şirketin yüzde 50’den fazlası … şirketine ait olduğundan, ürün alım
taahhüdünün Euro olarak kararlaştırılmasının mümkün olduğu,
sözleşme süresi içerisinde eksik makine teslimine ilişkin herhangi bir temerrüt ihtarının
dosyada yer almadığı, sözleşme hükümleri kapsamında alımı taahhüt edilen ürünlerin
teslim edilecek makinelerde kullanılması zorunluluğuna ilişkin herhangi bir koşul
bulunmadığı, alım taahhüdü verilen ürünlerin yalnızca bulaşık makinelerinde kullanılacakürünler olmadığı, makine dışı kullanıma ilişkin bir çok temizlik malzemesi mevcut olduğu, eksik makine teslimine dayanarak alım taahhüdünün gerçekleşmediği iddiasının yerinde olmadığı, sözleşmede yıllık alım taahhüdünün kararlaştırılmış olduğu, sözleşmenin 4B maddesi uyarınca yıllık alım taahhüdünün yerine getirilememesi halinde davacı/karşı davalının davalı/karşı davacılara ihtarname göndermesi gerektiği, sözleşmenin ilk dört yılı boyunca davalının yıllık alım taahhüdünü yerine getirmemesine karşılık davacının ihtarname göndermediği, sözleşmenin son yılı ihtarname gönderildiğinden son yıla denk gelen ceza koşulunun talep edilebileceği, teslim edilen 13 bulaşık makinesinin toplam değerinin %35 iskontolu tutarının 121.935,45-EUR olduğu, beş yıllık sözleşme süresinin son yılına ait ceza koşulu istenebileceğinden, davalı/karşı davacıların 24.387,09-EUR davacıya ödemesi gerekeceği, bu bedelintakdiri mahkememize ait olmak üzere dava tarihi itibariyle 1,00-EUR=8,7980-TL üzerinden toplam 214.557,62-TL’ye tekabül ettiği tespit edilmiş, aynı heyet tarafından sunulan 01/11/2022 havale tarihli ek rapor ile; davacı/karşı davalı vekilinin itiraz dilekçesinde, sözleşmenin dava konusu hükümlerinin ceza koşulu olmadığını ifade ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.B.B maddesindeki düzenlemeye göre “ALICI’nın ödeme süresine ilişkin taahhüdünü yerine getirmemesi durumunda … anapara, vade farkı tutarı ve Madde 10’da yer alan cezai şartı, birlikte veya ayrı ayrı talep hakkına haizdir…”, sözleşmenin 10. maddesinde ise “Hedef ciroya ulaşılmadan sözleşmenin süresinin dolması halinde, Alıcı tüm bulaşık makinelerini sağlam ve çalışır durumda 15 gün içinde iade edecektir. İade edilmeyen bulaşık makinelerini %35 iskonto ile satın alacağını peşinen kabul ve taahhüt eder”düzenlemesinin yer almakta olduğu, sözleşmenin 10. maddesindeki düzenlemenin cezai şart olduğunun sözleşmenin 5.B.B maddesinde ifade edildiği, davacı/karşı davalı tarafın, sözleşmede sehven cezai şart ibaresine yer verildiğini ileri sürdüğü, ancak sözleşmenin 10. maddesindeki düzenlemenin ceza koşulu olarak değerlendirmesi gerektiği, söz konusu hüküm gereğince davalı/karşı davacı tarafların 5 yıl boyunca
davacı/karşı davalı taraftan belirli bir miktarda ürün satın almakla yükümlü olağı ve yeterli ürünalamadığında kendisine teslim edilen makineleri satın almak zorunda kalacağı, dolasıyla davalı/karşı davacı tarafların, piyasadan daha uyguna ürün alabilecekken yalnızca davacı/karşı davalıdan ürünleri temin edeceği; yeterli kotaya ulaşamadığında hem daha yüksek bedelden ürün
satın almış olacağı; hem de makinelerin bedelini ödemekle yükümlü olacağı, kök raporda, dosya münderecatında görülen ancak seri no ve tarih içeriği okunamaması sebebiyle aynı tarihli diğer irsaliye içeriğiyle de aynı makineleri ihtiva etmesi sebebiyle … sıra no ve 16/04/2015 tarihli irsaliye içeriğinde belirtilen 1 adet …Tipi Bulaşık Yıkama Makinesi(…) ve 1 adet … Set Altı Bulaşık Makinesi(…)’nin sehven mükerrer sayıldığı, aynı sebeplerle …. sıra no ve 26.06.2013 tarihli irsaliye içeriğinde belirtilen 1 adet … Set Altı Bulaşık Makinesi(…)’nin yine sehven mükerrer sayıldığı, bu durumda toplam 16 adet makinenin davalı/karşı davacı taraflara teslim edildiğinin anlaşıldığı, davacı tarafça beyan edilen ve teslim edildiği tespit edilen makine sayısına göre makinelerin toplam liste fiyatının 225.505,00-EUR; … 3-SMM yerine … olması durumunda tutarın 215.759,00-EUR olduğu tespit edilerek, kök raporda kök raporda okunaksız irsaliyeler sebebiyle sehven yapılan hatanın düzeltildiği, davalı/karşı davacı tarafların itiraz dilekçesinde belirtilen, liste fiyatı ile internet siteleri üzerinden tespit edilen fiyat farkının temel sebebinin, kök raporda da detaylı olarak belirtildiği üzere dava konusu endüstriyel bulaşık makinelerinin, dosyada mübrez sözleşme mantığıyla, genel olarak sarf malzemesi taahhüdü karşılığında ücretsiz sunulduğu, söz konusu sarf malzemesi taahhüdü verilmemesi durumunda, yani sadece cihazların satın alınması durumunda ise, liste fiyatları üzerinden %40-%50 civarında iskonto uygulanması sebebiyle olduğunun aşikar olduğu, bu yönüyle davalı/karşı davacı tarafların itiraz dilekçesinde belirtilen fiyat tespitinin nasıl yapılmış olduğu hususunda ise gerek davacı/karşı davalı şirket internet sitesi; gerekse bahse konu … marka makinenin alım satımını yapan piyasada mevcut başka firmalar üzerinden yapılan inceleme ve araştırma ile tespit edilen fiyatlarda herhangi bir isabetsizlik olmadığı, kök raporda yapılan birim fiyat tespitlerinde herhangi bir hata bulunmamakta olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; taraflar arasında 05/03/2015 tarihinde “Sözleşme” başlıklı bir sözleşme düzenlendiği, davalı şirketlerin sözleşme gereğince diğer ürünler hariç olmak üzere sözleşme ekinde bulunan kimyasal ürünleri davacıdan almayı taahhüt ettikleri, söz konusu sözleşmenin 4.A maddesi ile, sözleşmenin, sözleşme tarihi itibariyle her yıl 75.000,00-EURO olma üzere 5 yıl için toplam 365.000,00-EURO tutarında toplam ürün alımına kadar süre için akdedildiği, alıcının sözleşmedeki taahhütleri doğrultusunda toplam ürün alım tutarı olan 365.000,00-EURO’ya ulaşılması halinde sözleşmenin kendiliğinden sona ereceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 5. maddesi ile mali yükümlülüklerin ve ödeme şartlarının düzenlendiği, sözleşmenin 6.A maddesi ile, …’in sözleşmede belirtilen ve (KDV hariç) 168.000,00-EURO tutarındaki sanayide kullanılan 15 adet bulaşık makinesi ile 3 adet kurutma makinesini konsinye olarak alıcının kullanımına sunmayı kabul ettiği, yine sözleşmenin 6.A maddesinin son fıkrası ile, alıcının taahhüdü olan 365.000,00-EURO ciroya ulaşması halinde …’in, bulaşık makinelerinin mülkiyetini bedelsiz olarak alıcıya devredeceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 10.B maddesi ile, sözleşmenin alıcının yükümlülüklerine uyarak süresi sonunda, anlaşma süresinin dolması nedeniyle kendiliğinden sona ermesi durumunda, alıcının yapmış olduğu ciro kontrol edilerek bu cironun 365.000,00-EURO’ya ulaşması halinde …’in, bulaşık makinelerinin mülkiyetini alıcıya bedelsiz olarak devredeceğini kabul ve taahhüt ettiği, hedef ciroya ulaşılmadan sürenin dolması halinde, alıcının, tüm bulaşık makinelerini sağlam ve çalışır durumda 15 gün içerisinde iade edeceği, iade edilmeyen bulaşık makinelerini, % 35 iskonto ile satın alacağını peşinen kabul ve taahhüt ettiğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Sözleşme hükümlerine göre taraflar arasında 05/03/2015 tarihinde düzenlenen sözleşmenin, 5 yıl sonra 05/03/2020 tarihi itibariyle sona erdiği görülmektedir. Davacı taraf, davalı şirketlere gönderdiği, … 4. Noterliği’nin 23/03/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, sözleşmenin, 10-B maddesi uyarınca 05/03/2020 tarihinde, alım taahhüdü yerine getirilmeden süresi sonunda sona erdiğinin bildirildiği, sözleşmenin sona ermesi ile birlikte konsinye olarak bırakılan makinelerin 15 gün içinde iadesinin, iade edilmemesi halinde bu makinelerin %35 iskontolu bedellerinin ödenmesinin bildirildiği anlaşılmıştır. Ancak, ihtarnameye rağmen davalılar tarafından konsinye olarak verilmiş makinelerin iade edilmediği ve karşılığı olan bedellerin de ödenmediği sabittir. Dosya kapsamında temin edilen bilirkişi raporları ile, 05/03/2020 tarihi sonunda, sözleşme dönemi içinde davalı/karşı davacıların, davacı/karşı davalı taraftan
232.901,92-EURO tutarında alım yaptığı, sözleşme gereği, davalı/karşı davacı taraflarca alım taahhüdü
olan 365.000,00-EURO’dan, 132.098,08-EURO tutarında eksik alım yapıldığı tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme 10.B hükmü uyarınca, davalı/karşı davacılar, 365.000,00-EURO ürün alım taahhütlerini yerine getirmediklerinden, kendilerin konsinye olarak verilen bulaşık makinelerinin mülkiyetini devralamayacakları gibi, makinelerin % 35 iskontolu bedelini davacı/karşı davalı tarafa ödeme yükümlülüğü altına girmiş bulunmaktadırlar. Davalı/karşı davacı tarafça, sözleşmede belirlenen 365.000,00-EURO’luk alım yükümlülüğünün, müvekkillerine 18 adet makinenin teslim edilmesi ile yürürlüğe girecek bir yükümlülük olduğu, davacı/karşı davalının, kendilerine 18 adet makine teslim etmediğini belirtmişlerse de, sözleşme hükümleri incelendiğinde böyle bir hükme yer verilmediği anlaşılmaktadır. Konsinye malzeme teslim belgeleri ve temin edilen bilirkişi raporları dikkate alındığında, davacı/karşı davalı tarafından, davalı/karşı davacılara 16 adet makine teslim edildiği anlaşılmaktadır. Davalı/karşı davacı tarafın, 18 adet bulaşık makinesi teslim edilmediği için, 365.000,00-EURO alım taahhüdünün geçerli olmadığı yönündeki iddiasının, sözleşme hükümlerine göre yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı/karşı davalı tarafça, davalı/karşı davacı tarafa teslim edilen 16 adet bulaşık makinesinin davalı/karşı davacı tarafça davacı/karşı davalı tarafa teslim edilmesi, teslim edilmediği takdirde bu makinelerin % 35 iskontolu değerinin davacı/karşı davalı tarafa ödenmesi söz konusu olacaktır. Sözleşme süresi sona erdikten sonra, davacı/karşı davalı tarafça, davalı/karşı davacı şirketlere gönderilen … 4. Noterliği’nin 23/03/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, sözleşmenin, alım taahhüdü yerine getirilmeden süresi sonunda sona erdiği, sözleşmenin sona ermesi ile birlikte konsinye olarak bırakılan makinelerin 15 gün içinde iadesin, iade edilmemesi halinde bu makinelerin %35 iskontolu bedellerinin ödenmesi bildirilmesine rağmen, davalı/karşı davacı tarafların, sözleşmenin ilgili 10.B maddesine riayet etmediği, bulaşık makinelerini davacı/karşı davalı tarafa iade etmedikleri gibi, iskontolu bedellerini de ödemedikleri açıktır. Bu itibarla, konsinye olarak davalı/karşı davacı taraflara teslim edilen bulaşık makinelerinin, davacı/karşı davalı tarafa teslim edilmemesi nedeniyle, söz konusu bulaşık makinelerinin % 35 iskontolu bedeli olarak, bilirkişi heyetince belirlenen 140.243,35-EURO alacağın, davalı/karşı davacıların temerrüt tarihi olan 14/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı/karşı davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Davalı/karşı davacı tarafça, davalılardan … İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin bu davada taraf ehliyeti olmadığı, davaya dayanak sözleşmede taraf olmadığı, bu şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüşse de, dosya kapsamına alınan 04/05/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’inni incelenmesinden, sözleşme tarihi itibariyle … Unlu Mamüller Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olan şirketin ünvanının, sözleşme imzaladıktan sonra … İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olarak değiştirildiği anlaşıldığından, davalı/karşı davacı tarafın bu beyanlarına itibar edilmemiştir. Sonuç olarak, asıl davada, davacı tarafça, davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Karşı dava yönünden yapılan incelemede, davalı/karşı davacılar tarafından, sözleşmenin uyarlanması talebinde bulunulmuşsa da, taraflar arasındaki sözleşmenin 05/03/2015-05/03/2020 tarihleri arasında geçerli olduğu, 05/03/2020 tarihi itibariyle sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği, sona eren bir sözleşmenin uyarlanmasının mümkün olmadığı gibi, bu yöndeki talebin dinlenemeyeceği açıktır. Bu anlamda bu yöndeki talebin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Davalı/karşı davacı tarafça, 13 Eylül 2018 tarihli ve 30534 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’ın yürürlüğe girdiği tarih olan 13/09/2018 itibariyle sözleşmedeki Euro ile belirlenen tüm bedellerin Türk Lirası’na çevrilmesi ve hem asıl davadaki ve hem de karşı davadaki tüm hesaplamaların buna göre yapılması gerektiği ileri sürülmüşse de, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’in 8/19. maddesi ile; “Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketlerin … işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırabilecekleri”nin düzenlenmiş olması, davacı/karşı davalı şirketin %50’den fazlasının Almanya merkezli … şirketine ait olması, bu anlamda Tebliğin 8/19. maddesinde belirtilen istisnadan yararlanmakta olması ve taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesinde herhangi bir yasal engel bulunmaması dikkate alınarak, davalı/karşı davacı tarafların bu yöndeki taleplerinin de yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Yine davalı/karşı davacı tarafça, sözleşme hükümlerine göre yıllık tefe + tüfe / 2 oranlamasına göre ne kadar artış yapılması gerektiği ve her yıl sarf malzemesi bedellerinin aslında ne kadar olması gerektiğinin tespit edilmesi, fahiş artış nedeni ile fazla ödenen miktarın tespit edilerek bu miktarın fazla ödeme zamanlarından itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacılara verilmesi, davacı/karşı davalı tarafından davalı/karşı davacılara teslim edilen tüm makinelerin mülkiyetinin davalı/karşı davacılar adına geçirilmesi, sözleşmede teslimi kararlaştırılan makinelerin değerleri ile alım taahhüdü olan miktar da göz önünde bulundurularak mahkemece belirlenecek gecikme tazminatının davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmişse de, sözleşme süresi sona erdikten sonra sözleşme hükümleri gereğince, alınması gerekli sarf malzemesi fiyatının yeniden belirlenmesinin söz konusu olamayacağı, sözleşme hükümlerine aykırı davranan, alım taahhüdünü yerine getirmeyen tarafın davalı/karşı davacılar oluşu, asıl davada davacı tarafça açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olması hususları dikkate alınarak, davalı/karşı davacıların bu taleplerinin de yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle, asıl davada, davacı tarafça davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne, karşı davada davacılar tarafından davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … Ltd. Şti. tarafından davalılar hakkında açılan davanın KABULÜ ile; 140.243,35-EURO alacağın 14/04/2020 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına ödediği faiz oranı ile işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
1/1-Asıl davada alınması gerekli 195.274,40-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin harç ve 48.783,80-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 48.838,20-TL’nin mahsubu ile bakiye 146.436,20-TL harcın, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından yatırılan toplam 48.838,20-TL harcın, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
1/2-Asıl davada davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 236.759,51-TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karşı davacılar tarafından karşı davalı … Ltd. Şti. hakkında açılan davanın REDDİNE,
2/1-Karşı davada alınması gerekli (179,90-TLx7) 1.259,30-TL karar ve ilam harcından, davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TLx7=380,80-TL’nin mahsubu ile, her bir davacıdan ayrı ayrı 125,50-TL olmak üzere toplam, 878,50-TL harcın davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
2/2-Karşı davada davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden, taleplerin niteliği de dikkate alınaarak, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen toplam 64.400,00-TL vekâlet ücretinin(her bir davacıdan ayrı ayrı 9.200,00-TL alınmak suretiyle) davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …(1941)’e 1.320,00-TL ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 18/A-13’e göre davalı/karşı davacı taraflardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Asıl ve karşı davada, davacı/karşı davalı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 4.500,00-TL bilirkişi ücreti ve 226,25-TL posta ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 4.788,45-TL yargılama giderinin, davalı/karşı davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı/karşı davalı tarafa verilmesine,
5-Asıl ve karşı davada, davalı/karşı davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin, kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı/karşı davalı ve davalı/karşı davacılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının, kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı/karşı davalı ve davalı/karşı davacılar vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/05/2023

Başkan ..
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır