Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/449 E. 2022/348 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/449 Esas
KARAR NO :2022/348

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/08/2020
KARAR TARİHİ:25/05/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin yedek parça işi ile iştigal ettiğini, taraflar arasında konusu yedek parça ve malzeme olan ticari alım- satım sözleşmesi bulunduğunu, müvekkili şirketle davalı sigorta şirketi arasındaki anlaşma gereğince; davalı alıcı sigorta şirketinin, müvekkili şirketten yedek parça ve malzeme talebinde bulunduğunu, müvekkili şirketin de bu yedek parça ve malzemeleri davalı şirketin talebinde belirttiği yerlere teslim ettiğini, fatura bedellerinin tahsil edilemediğini, davaya konu 8 adet faturanın bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin takibe itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu, davalının itirazlarının haksız olduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça talep edilen alacakların hukuken mevcut olmadığını ve ispat edilemediğini, bu bağlamda kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu alacakların mevcut kabul edilse dahi zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın iddiasını ispatlamak zorunda olduğunu, davacı şirket tarafından sunulan faturaların nelere ilişkin olduğunun hiçbir şekilde ayırt edilemediğini, bu durumun da müvekkili şirketi haksız icra takibi ve haksız davaya maruz bıraktığını, silik ve okunaksız faturalar üzerinden eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağından davacı şirketin mesnetsiz iddiasına dayanan iş bu davanın reddedilmesi gerektiğini, sunulan faturaların geçerli olabilmesi için faturanın düzenlenme biçiminin de usule uygun olması gerektiğini, tek başına fatura sunulmasının borcun ispatı niteliğinde olmadığını, müvekkili şirkete ilgili faturaların usulüne uygun tebliğ edilmediğini ve bu sebeple
söz konusu faturaların geçersiz olduğunu, faturaların alındığına dair de herhangi bir imza bulunmadığını beyan ederek açılan itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; İİK’nun 67. maddesi uyarınca açılmış; “İtirazın İptali” davası niteliğindedir.
Dava konusu kapsamında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelenmiş; davacı- alacaklı tarafından davalı- borçlu aleyhine 28/05/2019 tarihinde 22.536,32-TL asıl alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, davalı- borçlunun ödeme emrini tebliğ aldığı 30/05/2019 tarihine nazaran süresinde 31/05/2019 tarihli dilekçesiyle borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yanca dava dilekçesi ekinde alacak takibinin dayanağı olan faturalar ve arabuluculuk tutanağı sunulmuştur.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın 2. Fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Davacı yanca, faturaya dayalı olarak davalı şirketten alacağı bulunduğu iddia edildiğinden, 6102 sayılı TTK’nun 83. maddesi hükmü de dikkate alınarak alacak iddiasının ticari defterlere yansıyış şeklini tespit noktasında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce re’sen görevlendirilen mali müşavir bilirkişi 05/09/2021 tarihli raporunda; dosya içeriğinde taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir yazılı sözleşmeye rastlanılmadığını, davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2014 ve 2015 yılları yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları yasal defterlerinin E-Deftere tabi olduğunu, E-Deftere tabi yevmiye ve kebir defterlerinin yasal E-Beratlarının yasal süresinde verildiğini, açılış tasdikine tabi Envanter defterlerinin açılış tasdikinin ise yasal süresinde yaptırıldığını, davalı tarafça 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları Envanter defterlerinin incelemeye ibraz edilmediğini, incelemeye ibraz edilen; 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları yasal defterlerinin E-Deftere tabi olduğunu, E-Deftere tabi yevmiye ve kebir defterlerinin yasal E-Beratlarının yasal süresinde verildiğini, davacı tarafça incelemeye ibraz edilen yasal defter kayıtları incelendiğinde davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 73.450,95 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğunu, ancak davacı tarafça davalıdan 2015 yılına ait 2 hasar dosyasına ait olduğu anlaşılan 8 adet fatura toplamı olan 22.536,32 TL’sının talep edildiğini, davalı tarafça incelemeye cari hesap ekstresi sunulmadığından davalı nezdindeki davacı cari hesabının incelenemediğini, davacı tarafça icra takip konusu edilen fatura muhteviyatları mal ve hizmetlerin davacı tarafça davalıya verildiğinin taraflar arasında gerçekleşen e-mail yazışmalarından anlaşıldığını, ancak söz konusu e-mail yazışmalarında 1 hasar dosyası olan toplam 15.908,56 TL bedelden davalının feragat ettiği ve söz konusu bedeli dava dışı … Turizm tarafından ödeneceği hususunun davacı tarafça dava dışı şirkete e-mail ile iletildiğini, 2. hasar dosya bedeli olan toplam 6.627,76 TL bedelin ise “ KHK-OHAL kapsamında engellenenler listesinde” olması gerekçesi ile davalı tarafça ödenmediğinin anlaşıldığını, ancak davalı tarafça ileri sürülen sebeplerle ödemelerin yapılmamasının haklı bir gerekçe olup olmadığı hususlarının uzmanlık alanına girmemesi nedeniyle değerlendirilemediğini, bu hususun mahkemenin takdirinde olduğunu, mahkemece davacı tarafça davalı adına düzenlenen dava konusu fatura bedellerinin davalı tarafça ödenmesi gerektiği yönde bir kanaate varılması durumunda davacının davalıdan talep edebileceği alacak tutarının 22.536,32 TL olarak hesaplandığını, davacı tarafça icra takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edilmediğinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmadığını bildirmiştir. Bilirkişi raporunun taraflara tebliği üzerine taraf vekillerince rapora karşı beyan dilekçeleri sunulmuştur.
Bilirkişi raporundaki tespit sonuçları ile rapora yönelik itirazlar kapsamında sigorta mevzuatından kaynaklı nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, görevlendirilen bilirkişi Prof. Dr. …, raporunda; davalı ile akdedildiği iddia edilen mal satım sözleşmesine ilişkin ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, iddia edilen sözleşme değerinin 22.536,32 TL olduğunu, bu değerin HMK m. 200 hükmünde düzenlenen parasal sınırı geçtiği ve söz konusu hukuki işlemin senetle ispat edilmesi gerektiğini, ancak tarafların tacir sıfatı dikkate alındığında hukuki işlemin ticari deflerler ile de ispatının mümkün olduğunu, davacının ticari defter ibraz ettiğini, davacı tarafından düzenlenen faturaların ticari defterlere işlendiğini, ticari defterlerin kanuna uygun tutulduğunu, buna karşılık davalının ticari defterlerini ibraz etmediğini, bu durumda davacıya ait ticari defterlerin onun lehine delil sayılması gerektiğini (TTK m. 222/3) ve HMK m. 220/3 hükmü uyarınca mahkemece taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin kabul edilmesi halinde, davacının davalı ile arasındaki sözleşme ilişkisini ispat ettiğini, taraflar arasındaki yazışmalardan davacının edimini ifa ettiğini, buna karşılık davalının borcunu ifa etmediğini bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilince rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuş, davalı yanca beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı şirket adına temin ettiği yedek parçalara istinaden davalı şirkete faturalar düzenlediği, 8 adet fatura bedelinin ödenmediğinden bahisle icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine durdurulan icra takibinin devamını sağlamak bakımından eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça sunulan faturaların incelenmesinden fatura konularının yedek parçalara ilişkin olduğu görülmüştür. Davacı tarafça faturaların tebliği/ teslimine ilişkin delil ibrazında bulunulmamışsa da, davalı yanın HMK’nun 220, 222. maddelerindeki yasal uyarılara rağmen tutmakla yükümlü bulunduğu ilişki dönemine ait 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları envanter defterlerini ibraz etmemesi, bu bağlamda, davalının 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış sayılması, öte yandan davacı şirket ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş olması nedeniyle davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu kabul edilmiş; davacının takip/ dava konusu olan 22.536,32 TL alacağının lehine delil vasfına haiz ticari defterlerinde dayanak kayıtlarıyla mevcut olması, davalı yanın aksi yöndeki savunmalarını da ispat imkanı noktasında ve usulüne uygun ihtarata rağmen defter ibrazından kaçınmış olması nedeniyle davacı yanın faturaya dayalı alacak talebinin HMK’nun 222/3. maddesi kapsamında ispat olunduğuna kanaat getirilmiştir. Davalı tarafça borçlu olunmadığı savunulmuşsa da, alacağın talep edilebilir olmadığına veyahut da ödendiğine dair elverişli delil ibrazında bulunulmadığından bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir. Tüm bu nedenlerle, davacının 22.536,32 TL alacak talebinin haklı ve yerinde olduğu, alacağın likit ve itirazın haksız olması karşısında icra inkar tazminatı istem koşullarının da oluştuğu sonucuna varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının İPTALİNE; takibin, takip talebindeki kayıt ve koşullarla kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Hükmolunan (22.536,32 TL) alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 4.507,26 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 1.539,46-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 272,19-TL’nin mahsubu ile bakiye ‭‭1.267,27‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin harç olarak yatırdığı 272,19-TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 54,40-TL, bilirkişi ücreti 2.000,00-TL ile posta ve davetiye masrafı ‭116,5‬0-TL toplamı ‭‭2.170,9‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yan yokluğunda, HMK 341 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2022

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır.