Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/434 E. 2021/598 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/434 Esas
KARAR NO :2021/598

DAVA:MENFİ TESPİT (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/08/2020
KARAR TARİHİ:15/09/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin, teknoloji ve elektronik ürünlerinin ve bunların yedek parça ve aksesuarlarının alımı, satımı, mamul, bakım ve onarımı, ithalatını, ihracatını ve iç ticaretle, pazarlanmasını, bayiliğini, distribütörlüğünü ve mümessilliğini yapan bir şirket olduğunu, Türkiye genelinde bilgisayar firmalarına ihtiyaç duydukları tüm ürünleri sağlamak amacı ile kurulmuş bir firma olan davalı … … A.Ş ile davacı şirketin bu kapsamda uzun yıllardır birlikte çalışmakta olduklarını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalı …Ş tarafından teminatlandırıldığını, 17.11.2016 tarihinde taraflar arasında imzalanan protokol ile birlikte davacı şirket ve davalı … … A.Ş’nin, davalı …Ş’nin sigorta poliçesi kapsamına girmeyen ticari faaliyetlerine başladıklarını, davacı şirket ve davalı … … A.Ş arasında davalı …Ş tarafından teminatlandırılmamış olmakla birlikte izin verilmiş toplam 6.000.000-TL’lık üst limite kadar ticaret yapılabileceğinin kararlaştırıldığını, … A.Ş’nin bu ticaretin bilgisi dâhilinde olduğunu kabul ettiğini, bu protokol doğrultusunda sigorta şirketinin ilk olarak 4.200.000-TL’lik ve sonrasında ise 1.800.000-TL’lik alışveriş miktarına izin ve onay verdiğini, davalı … … A.Ş’ne verilen toplam teminatların 5.760.000,00 TL olduğunu, ticaretin de bu limite kadar sürdürüldüğünü, 20 Mayıs 2019 tarihinde müvekkili şirket ile davalı taraf arasındaki ticari ilişkiden doğan borcun 1.847.408,36-TL olduğunu, banka teminat mektuplarını 3.680.000,00 TL bedel ile nakde çeviren davalı … … A.Ş’nin belirtilen cari hesap borcunun tahsili akabinde 1.832.591,64 TL’nı davacı şirkete iade etmesi gerekirken herhangi bir geri ödemede bulunmadığını, davalı tarafın 10 Temmuz 2019 tarihinde gönderdiği ihtarnamede talep ettiği üzere 1.491.496,45-TL alacaklı olmadığını, hatta haksız yere nakde çevirdiği banka teminat mektupları bedellerinden arta kalan miktarı davacı şirkete geri ödemek borcu altında bulunduğunun sabit olduğunu, davacı şirket hakkında çeşitli icra takipleri başlatıldığını, davalı şirketler tarafından yapılan bu işlemlere karşı gerekli takibin iptali davaları açıldığını ve itirazların yapıldığını, …’a ait 30.09.2019 tarihli, … seri numaralı, 169.722,00 TL bedelli çeke istinaden davaya konu …. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı takibinin başlatıldığını, bu dosyadan gönderilen iflas ödeme emrinin usulsüz olarak kesinleştirildiğini, mezkur çek yönünden davacının herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla, çeke ilişkin davacının borcu olmadığının tespitini, …. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı icra takibinin davacı şirket yönünden iptalini, yargılama masraf ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … … A.Ş’nin , davacı şirketten olan ve 17.11.2016 tarihinden evvel doğmuş ticari alacaklarının “kredi risk sigortası” kapsamında müvekkili … A.Ş. tarafından sigortalandığını, 17.11.2016 tarihinden önce doğan ve 13.519.722-TL olarak tespit edilen alacağın yapılandırıldığını, aynı protokolde şirketlerin ticari ilişkiye devam edebilmesinin belli koşullarla kararlaştırıldığını, sigortalanan kısmın 17.11.2016 tarihine kadar olan alacaklar olduğunu, davacı şirketin akdedilen bu protokol dahilinde ne ciro üzerinden yapacağı ödemeleri ne de çek bedelleri ile alakalı ödemelerini süresinde ve vadesinde yapmadığını, devamlı surette geciktiğini ve eksik ödemeler gerçekleştirmiş olmasına rağmen müvekkili şirketlerin iyiniyetli şekilde davacı firmanın ticaretine devam etmesini sağladıklarını, uzun bir süre gecikmiş ve eksik ödemelere katlanıldığını ve hukuki işlemlere başlanmadığını, davacı şirketin ticari faaliyetini devretmeyi planladığının istihbarı üzerine aleyhine ihtarnameler keşide edildiğini ve icra takiplerine başlandığını, davacının dava dilekçesindeki tüm iddialarının 17.11.2016 tarihinden sonraki ticari ilişki ile ilgili olduğunu, oysa bu davanın konusunu oluşturan çekin aslen 17.11.2016 tarihinden önceki alacağın yapılandırılması kapsamında teslim alındığını, davacının iddialarının hukuki temeli bulunmadığını, davacının iddialarının haksız ve temelsiz olduğunu, beyanla davanın reddini, borçlu/ davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Davada talep, … Bankası …’na ait 30.09.2019 tarihli, … seri numaralı, 169.722,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve bu çeke dayalı olarak başlatılan …. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasının davacı şirket yönünden iptali istemine ilişkindir.
Taraflarca sunulan dilekçe ve belgeler incelenmiş, uyuşmazlık konusuyla ilgili olduğu bildirilen dosyaların uyap kayıtları dosyamız arasına kazandırılmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı alacaklılar tarafından davacı borçlu aleyhine … … seri no.lu, 30.09.2019 keşide tarihli, 01.10.2019 ibraz tarihli, 01.10.2019 faiz başlangıç tarihli çek nedeniyle kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine; …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden 30.03.2020 tarihinde iflas davası açıldığı anlaşılmıştır.
Davalılar vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ve yine taraflar arasında görülmekte olan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasına yönelik olarak tanzim edilen 02/02/2021 tarihli uzman görüşünde; davacı şirket, hakkında yapılan icra takiplerinin durdurulmasını talep etmişse de, bu dosyalarda alacaklı olan ve davada taraf gösterilmeyen sadece ihbar olunan sigorta şirketinin bu takipleri TTK 1472 kapsamında olduğundan, davalının bu icra takiplerine ilişkin taleplerinin hukuka uygun olmadığının değerlendirildiği, davalı şirketin tanzim ettiği faturalardan kaynaklanan alacak kalemlerini talep edebileceği; davacı şirketin 1.491.496,45 TL için borçlu olmadığının tespiti ve davalı şirketten 1.847.408,36-TL’nin iadesi taleplerinin yerinde olmadığı, aksine dosya kapsamı ve mevcut durum karşısında davalı şirkete borçlu olduğu, davacı şirket tarafından imzalanıp kabul edilen 15.04.2019 düzenlenme tarihli, “Cari Hesap Mutabakatına” göre, mutabakat tarihi olan 31.03.2019’den itibaren davacı şirketin 17.11.2016 tarihli protokol sonrasında sürdürülen ticari ilişkiye dayalı olarak bakiye borcunun 3.684.370,24-TL borçlu olduğu ve bu bakiyenin tamamının ödenmediği, davalı şirketin, dava dışı ihbar olunan sigorta şirketinden tahsil edemediği, bakiye alacağın %10’luk kısmına tekabül eden 1.241.388 TL’lik alacağın, sigorta şirketinden tahsil edilen 11.172.488,40-TL’nin içinde olmadığından, sigorta şirketinin davacı şirketten talep ettiği 7.408.683,19-TL’nin içine dâhil edilemeyeceği, davalı şirketin, ihbar olunan sigorta şirketi tarafından yapılan USD bazındaki ödemeden kaynaklı kur farkını, kur farkı gelirleri hesabına kaydetmesinin isabetli olduğu, döviz kurundan kaynaklanan kur farkının, davacı yan bakiyesinden düşülmemiş olmasının yerinde olduğu, protokoldeki alacak tutarı, hesaplar birleştirildiği için, önceden davalı şirket lehine verilen senetlerin/teminat mektuplarının Protokol’den sonraki ticaretten doğan borçlar için ödenmiş olduğu şeklinde anlaşıldığı, bu noktada yapılması gerekenin, Protokol öncesi toplam alacak tutan ile Protokol kapsamında verilen senet ve teminat mektuplannm, ödemelerin, Protokolde öngörülen faiz uygulaması da dikkate alınarak değerlendirilmesi ve buna göre alacak-borç durumunun protokol öncesi durumunun tespit edilmesi gerektiği, sigorta şirketinin, davalı şirkete ödediği hasar tazminatı için ödenme tarihinden itibaren, temerrüt faizi oranının kararlaştınlması halinde bu oranın; faiz oranının kararlaştırılmamış halinde, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2. maddesi gereği Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz orarum talep edebileceği ve ayrıca ödenmeyen alacakları için, davalı şirketin de burada üzerinde durulan hususlar çerçevesinde, ticari temerrüt faizini talep edebileceği, bu anlamda davalı şirketin keşide ettiği 886.905,36 TL tutarındaki vade farkı faturasının da davacı şirket kayıtlarına alınması gerektiği, bu itibarla davalı şirketin davacı yandan 17.11.2016 tarihli protokol sonrasında sürdürülen ticari ilişkiye dayalı olarak 1.491.496,45 TL alacaklı olacağı, dosyadaki mevcut hukuki işlemler ve olaylar Protokol konusu alacaklara yönelik olarak icra edildiklerinden, davalı şirketin 17.11.2016’e kadar olan alacaklarından kaynaklı uyuşmazlık olduğundan, bu tarihten sonra doğan alacakların bu dosya kapsamında olmadığı, davacı şirket, ticari faaliyetinde esas geliri elde ettiği mağazalarını/ şubelerini devretmiş olmasına rağmen, bu devirden elde ettiği satış bedellerini ve alacaklarını Protokolün 9. maddesine uygun davalı şirkete (şirkete ve/veya sigortacı şirkete devretmediğinden, davalı şirket ve sigortacı şirketinin, BK 184/2 gereği alacağın devri taahhüdünün yerine getirilmesine yönelik dava açma haklarının korunduğu tespitlerinde bulunulmuştur.
Eldeki dava dosyasına konu uyuşmazlığa ilişkin olarak taraf şirketlerin ticari defterleri üzerinde bilirkişi bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi tarafından tanzim olunan 19/03/2021 tarihli raporda; davacı şirketin 2016-2017-2018-2019 yıllarına ait envanter defterlerinin açılış onayları yasal sürelerinde yaptırılmış olmasına karşılık, anılan dönemlere ait yevmiye ve kebir defterlerinin açılış ve yevmiye kapanış onaylarını gösterir belgelerin ıslak imzalı çıktıları sunulmadığı, her iki davalı şirkete ait yevmiye ve kebir defter beratları süresinde alınmış olup, fiziki ortamda tutulan envanter defterlerinin açılış onayları da yasal süresinde yaptırıldığından, her iki davalı şirkete ait defterlerin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı, takip ve davaya konu … … sayılı, 30.09.2019 keşide tarihli, 169.722- TL tutarlı çekin, davalı … … A.Ş’nin 17.11.2016 tarihli protokol ile belirlenen 13.519.722- TL tutarındaki alacağına karşılık davacı şirketçe verilen çekler içinde yer aldığı, davalı … … A.Ş’nin davacı şirketten olan ve 17.11.2016 tarihinden evvel doğmuş ticari alacaklarının, “kredi risk sigortası” kapsamında davalı …Ş tarafından sigortalanmış durumda olduğu, davacı tarafça, 17.05.2017 hasar ödeme tarihinden önce borca karşılık 1.105.846-TL ödeme yapıldığı, anılan ödeme tutarı düşürüldükten sonraki davalı … … A.Ş alacağının 12.413.876-TL olduğu, poliçe kapsamındaki davacı şirket borcunun %90’lık kısmı olan 11.172.469,01-TL hasar tazminatının davalı … tarafından davalı … … A.Ş’ne ödendiği, 17.11.2016 Protokol kapsamında verilen çeklerin Nisan/2018 dahil davacı tarafça ödendiği, 30.05.2018- 30.04.2019 arasındaki dönemler için verilen çek bedellerine karşılık kısmi ödemeler yapıldığı, 2019/5-6-7-8 dönemlerine ait çekler ile takip konusu 30.09.2019 tarih, 169.722- TL tutarlı çekin davacı tarafça ödenmediği, takibe konu edilen çek bedeline karşılık “garanti” kapsamında banka tarafından 2.030-TL ödeme yapıldığı, bu nedenle başlatılan takipte 167.692-TL asıl alacak ve işlemiş faiz, komisyon, çek tazminatı ile birlikte toplam 188.279,07-TL alacak talep edildiği, takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesi üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden 30.03.2020 tarihinde iflas davasının açıldığı, taraf defter kayıtlarındaki işlemler, ödenmeyen çek bedelleri dikkate alındığında, davacının alacaklı olduğunu söylemenin mümkün olmadığı tespitlerinde bulunulmuştur. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
19/03/2021 tarihli rapora yönelik beyan ve itirazların değerlendirilmesi bakımından alınan 02/07/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda itiraz sebepleri irdelenmiş, kök rapordaki görüşte değişiklik yapılmasını gerektirir belge ve bilginin bulunmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi ek raporu da taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerince beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
Yapılan yargılama neticesinde ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; eldeki davada davacı yanca, çek nedeniyle menfi tespit ve çeke dayalı olarak başlatılan takibin iptali isteminde bulunulduğu, usulünce bildirilen tüm delillerin toplandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi tarafından kök ve ek raporun tanzim edilerek dosyaya ibraz edildiği, bilirkişi raporlarının denetlenmesinden hukuki yönleri ayrık olmak üzere yapılan tespitler ve hesaplamalar bakımından teknik, ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılmış, hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir. Bu bağlamda, davacı şirket ile davalı … … A.Ş arasındaki ticari ilişkinin davalı …Ş tarafından çeşitli poliçelerle teminatlandırıldığı, davacı şirketin davalı … … A.Ş’ne olan borçlarının yapılandırılması ve belli koşullarda ticari faaliyetlerin devam ettirilmesi noktasında taraf şirketler arasında 17.11.2016 tarihli protokol akdedildiği, davacı şirketin protokol tarihine kadarki dönemde davalı … … A.Ş’ne 13.519.722,00 TL borçlu olduğunu kabul ettiği, davaya konu çekin de, taraflar arasındaki protokol kapsamında 17.11.2016 tarihine kadar oluşan borçların yapılandırılması noktasında davalı şirketlere verildiği sabit haldedir. Davacı yanca protokol tarihinden sonraki dönemde davalı … … A.Ş tarafından bir kısım banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesi üzerine tüm borçların kapandığı ve davalıdan alacaklı konumuna geçildiği beyan edilerek davaya konu çek kapsamında da borcun sona erdiği iddiasında bulunulmuştur. Davalı şirketlerin lehine delil vasfına haiz ticari defterleri kapsamında tespit edildiği üzere protokol tarihinden sonraki dönemde de devam eden ticari faaliyetler ve işlemlere yönelik olarak davalı … … A.Ş kayıtlarında olmasına rağmen bir kısım hesaben iade işlemlerinin davacı şirket defterlerinde gerçekleştirilmediği, uyuşmazlığın bu sebepten kaynaklandığı, davacı şirket kayıtlarında yapılması gereken hesaben işlemler dikkate alınmak suretiyle yapılan hesaplamaya göre davacı şirketin davalılara halihazırda borçlu halde olduğu ve davalılardan bir alacağının bulunmadığı, davacının aksi yöndeki iddialarının ise yerinde olmadığı, öte yandan davalılar tarafından kötüniyet tazminatı talebinde bulunulmuşsa da dava dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının infaz edilmemiş olması nedeniyle İİK’nun 72/4. maddesindeki şartların oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmış, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davalının icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 2.898,43-TL’den mahsubu ile fazladan yatırılan ‭2.839,13-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalılarca bilirkişi ücretine yönelik olarak yapılan 1.500,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
6-Davalılar vekille temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 20.073,59-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15/09/2021

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .