Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/428 E. 2022/825 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/428 Esas
KARAR NO : 2022/825

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’a ait … plakalı araca davalı nezdinde … poliçe numaralı ZMSS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın %100 kusurlu olarak 03/01/2019 tarihinde arkadan vurarak hasara neden olduğunu, müvekkiline ait araçta KDV dahil 2.065,00TL maddi hasar ve 1.256,00TL değer kaybı olmak üzere toplam 3.321,00TL zararın meydana geldiğini, beyan ederek müvekkilinin aracında oluşan zararların 03/01/2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından 15/01/2019 tarihinde müvekkili şirkete ihbarda bulunulduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından özel ve teknik inceleme devam ederken mahkeme yoluna gidildiğini, başvuru sonucu beklenilmeden açılan davada davacının hukuki yararının bulunmadığını, davacı yanın iddia ve taleplerinin yerinde olmadığını, beyan ederek, davanın öncelikle hukuki yararar tönelik dava şartı yokluğu nedeniyle usulden aksi halde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 03/01/2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta oluşan hasar ve değer kaybından kaynaklı maddi zararların, kazaya sebebiyet verdiği bildirilen aracın zorunlu trafik sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Davacı yanca, davaya konu kazaya ilişkin fotoğraflar ile arabuluculuk tutanağı ibraz olunmuş; dava konusu kazaya ilişkin hasar dosyası , kazaya karışan araçların trafik kayıtları ve tramer kayıtları celbedilmiştir.
Taraflarca sunulan dilekçe ve belgeler ile getirtilen kayıtlar incelenmiş, uyuşmazlığa konu kazanın oluşumdaki kusur durumu ve davacıya ait araçtaki kaza nedeniyle oluşan hasar ve değer kaybının tespiti noktasında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi 29/04/2021 tarihli raporunda; kaza sonrası çekilen fotoğraflardan … plaka sayılı araca, … plakalı aracın arkadan çarpması sonucu kaza meydana geldiği izlenimi olmakla birlikte eksik inceleme ve değerlendirmeye neden olmamak için kazaya karışan sürücülerin beyanlarının alınmasının gerekebileceği, bu beyanlardan sonra kusur tespitinin yapılabileceği, dava konusu araçta oluşan hasar tutarının 2.065,00 TL olduğu, araçta meydana gelen değer kaybının ZMSS yöntemine göre kaza tarihi itibariyle 1.256,27 TL olduğu, hasarlı/hasarsız araçların rayiç değeri ile ilgili olarak ikinci el piyasada yapılan araştırmalara göre araçtaki değer kaybının 3.300,00TL olduğu şeklinde görüş bildirmiştir.
Davacı vekili 30/04/2021 tarihli dilekçesi ile taleplerini 2.044,00 TL artırarak davalarını 5.365,00 TL olarak ıslah etmiş ve bu değer üzerinden eksik harcı yatırmıştır.
Kazaya karışan sürücülerin beyanlarının alınması noktasında adlarına davetiye tebliğ edilmiş; davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsü … 02/02/2022 tarihli celsede; “Tarihi bildirilen ve fotoğrafı gösterilen kazayı hatırlıyorum, … plakalı aracın sürücüsüydüm, kaza Beylikdüzü Yakuplu E-5 yan yola bağlanırken gerçekleşti, önümde beyaz renkli …marka bir araç seyrediyordu, kazanın gerçekleştiği gün hava yağışlıydı, seyir halinde olduğumuz yol tek şeritliydi, tek şeritli yol yaklaşık 60-70 metre, belki daha fazla devam ediyordu, yan yana iki aracın geçmesi imkansızdı, çarpmadan hemen önce birinci vitese kadar düştüğümü hatırlıyorum, maksimum hızımda 20-25 km civarındaydı, yan yola bağlantı esnasında şerit bitiyordu, önümdeki araç aniden durdu, aslında ben takip mesafesini koruyordum, ama aniden durunca ve yerler kaygan olduğu için frenleme yapmam işe yaramadı, belirttiğim araca arkadan çarptım, çarptığım aracın sürücüsünün ismini hatırlamıyorum, bana aracın kiralık olduğunu söyledi, karşı araçta küçük bir araç olduğu için gerekli tutanakları tuttuk, fotoğrafları çektik, çalıştığım şirkete de kazadan bahsettim, tutulan tutanaklardan haberdar ettim ve olay yerinden ayrıldık, bildiklerim bu kadardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi tarafından sunulan 29/04/2021 tarihli kök raporda belirtilen eksiklik giderilmekle, nihai hesap için dava dosyası tekrar bilirkişiye tevdii edilmiş; bilirkişi, 20/06/2022 tarihli ek raporunda ; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun madde 47/d “Trafik işaret ve kurallarına uyma”, madde 52/1-c “hızın gerekli şartlarına uygunluğuna sağlamak”, madde 56/c “araçlar arasındaki mesafe”, madde 84/d “arkadan çarpma” maddelerini ihlal etmesi nedeniyle … plakalı araç sürücü … ‘nün %100 oranında asli kusurlu olduğu, dava konusu araçta oluşan hasar tutarının 2.065,00TL olduğu, araçta meydana gelen değer kaybının ZMSS yöntemine göre kaza tarihi itibariyle 1.256,27 TL olduğu, hasarlı/hasarsız araçların rayiç değeri ile ilgili olarak ikinci el piyasada yapılan araştırma verilerine göre araçtaki değer kaybının 3.300,00TL olduğu tespitlerinde bulunmuştur.
Bilirkişi kök ve ek raporunun dosya kapsamına uygun, teknik ve ayrıntılı olarak hazırlanmış olması nedeniyle raporlar Mahkememizce de benimsenmiş ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık konusuna ilişkin yasal düzenlemelere bakıldığında: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 50. maddesinde; Zarar görenin, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 91. maddesinde; İşletenlerin bu kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 97. maddesinde; Zarar görenin ZMMS sigortacısına başvurabileceği; 99. maddesinde; trafik sigortacısının, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas 2019/40 sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK nun 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur. (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 E., 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E. 2020/206 K sayılı kararı ) Bu itibarla Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra ve kaza tarihi de dikkate alınarak Genel Şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır. Bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmiştir.
Yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre;

03/01/2019 tarihinde davacıya ait … plakalı araç ile … plakalı araç arasında trafik kazası gerçekleştiği, … plakalı aracın 02/02/2018 – 2019 vadeli … numaralı zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile davalı şirkete sigortalı olduğu, davacı yanca 04/01/2019 tarihinde davalı şirkete e-mail ile başvuruda bulunulduğu, davalı şirketin 15/01/2019 tarihinde hasar dosyası oluşturduğu, ancak başvuruyu yasal 15 günlük sürede sonuçlandırmadığı, herhangi bir ödeme yapılmadığı, bunun üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı yanca davacı tarafın 2918 sayılı Yasa’nın 97. Maddesinde öngörülen başvuru koşulunu yerine getirmediği savunulmuşsa da, açıklanan nedenlerle bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Dosya kapsamına uygun, teknik ve ayrıntılı hazırlanmış olmakla, Mahkememizce de benimsenen bilirkişi kök ve ek raporunda 03/01/2019 tarihinde gerçekleşen kazanın oluşumunda, davalı … şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’nün %100 oranında asli kusurlu olduğu tespit edilmiş olmakla, davalı … şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve yine teminat limitiyle sınırlı olarak davacıya ait araçta oluşan zararlardan sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Bu bağlamda, bilirkişi tarafından uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle davacıya ait araçta oluşan hasar tutarının 2.065,00 TL, piyasa rayici üzerinden yapılan hesaplamaya göre oluşan değer kaybının da 3.300,00 TL olduğu hesap edilmiş olmakla, davacının eldeki dava bakımından davalıdan toplam 5.365,00 TL tazminat talep etmekte haklı olduğu, davalı açısından temerrüdün de 04/01/2019 ihbar tarihine nazaran yasal 8 iş günü sonrası olan 17/01/2019 tarihi itibariyle oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 5.365,00 TL maddi tazminatın 17/01/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 366,48-TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve tamamlama harcı olarak yatan ‭91,72‬-TL harcın mahsubu ile eksik kalan ‭‭‭274,76-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 91,72‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacının yaptığı ilk masraf ‭‭54,40 TL, bilirkişi ücreti 1.150,00 TL, posta gideri ‭‭‭148,00 TL olmak üzere toplam ‭‭1.444,12 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.365,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, dava değeri kesinlik sınırının altında kaldığından HMK 341/2. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi. 07/12/2022

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .