Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/382 E. 2022/875 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/382 Esas
KARAR NO :2022/875 Karar

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:27/07/2020
KARAR TARİHİ:19/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete sigortalı dava dışı …’ın malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın, müvekkiline ait … plakalı araca çarpmak sureti ile maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 100 kusurlu olduğu, müvekkiline ait araçta hasar tespitinin davalı şirketin atadığı eksper tarafından yapıldığını, ancak ilgili raporda hasarlanan parçaların eksik ve hatalı tespit edildiği, orjinal parça yerine eşdeğer ya da yan sanayi parçasının kullanıldığı, müvekkilinin aracında hasara uğrayan parçaların orjinal olduğunu, bu sebeple müvekkilinin uğradığı gerçek zararın sigorta şirketince tanzim edilemediğini, kaza sebebi ile meydana gelen hasarın bağımsız eksper tarafından 17.853,03 TL olarak tespit edildiğini, aracın tamirinin ise daha düşük bir bedel ile yapıldığını belerterek; kaza sebebiyle oluşan hasar onarım ve değer kaybı alacağının şimdilik 100,00 TL hasar onarım bedeli ve 10,00 TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam: 110,00 TL’sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazanın 23.02.2018 tarihinde meydana geldiğini, 27.02.2020 dava tarihi itibarı ile 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu, … plakalı aracın 12.10.2017 başlangıç, 12.10.2018 bitiş tarihleri arasında geçerli ZMMS poliçesi ile … adına kaza tarihi itibarı ile maddi hasarda araç başına 36.000 TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile şirkete sigorta ettirilmiş olduğu, her ne kadar dava dilekçesinde belirtilmemiş olsa da, kazanın davacı tarafından müvekkil sigorta şirketine ihbarı sonrasında müvekkil Şirket nezdinde …/1,2 numaralı hasar dosyası açılmış ve davacıya ait araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı miktarının tespiti için gerekli değerlendirmelerin yapılmış olduğu, ZMSS Poliçesi Genel Şartları’nın teminat dışında kalan haller başlıklı Ek 1.C maddesinde belirtilen oranlara göre yapılan hesaplama sonucunda, davacıya ait aracın km’sinin yüksek (198.518 km)
olması dolayısıyla değer kaybı bedelinin çıkmadığı, bu sebeple davacının değer kaybı talebinin haklı olarak reddedilmiş olduğu, davalı vekilince orijinal parça değerleri ve yüksek işçilik bedelleri üzerinden hesaplanan eksper raporu doğrultusunda yöneltilen hasar bedeli talebinin fahiş olduğu, davaya konu kaza akabinde, davacının aracının hasar bedelinin davacının kaskı poliçesi kapsamında … Sigorta A.Ş. tarafından karşılanmış olup, kasko poliçesini tanzim eden şirketin müvekkil şirkete rücusu üzerinde 26.04.2018 tarihinde 3.967 TL’nin … Sigorta A.Ş.’ye ödenmiş olduğu, bu halde davacı vekilinin, onarımı gerçekleştirilmiş olan araç için, hayli bir zaman geçtikten sonra eksik ödeme yapıldığı gibi mesnetsiz bir iddiada bulunmasında sebepsiz zenginleşme saiki ile iyi niyetli hareket etmediğinin aşikar olduğu, orijinal parça yönünden, Genel Şartlarının ilgili maddesi uyarınca, konu 2008 model … plakalı araç, 08.04.2018 kaza tarihi itibarı ile 3 yaşını geçmiş olduğunda eşdeğer parça ile onarımı sağlanabilecek nitelikte olduğu, buna göre müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu eşdeğer parça üzerinden onarım bedeli ile sınırlı olup, müvekkil şirketin onayı dışında yapılan orijinal parça değişimlerinden eşdeğer parça bedeli haricinde herhangi bir sorumluluğunun bulunmamakta olduğu, maddi tazminat talebini kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkil şirketin dava konusu talep yönünden sorumlu olduğu düşünülse bile, şirketin kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğa sahip olduğu, bu sebeple kazaya karışan sürücülerin kusur oranlarının tespitinin gerektiği, ilgili Genel Şartların ek maddelerinde mini onarım ile giderilebilen hasarların değer kaybına neden olmayacağı ve araç rayiç değerinin % 25ini aşacak şekilde değer kaybı talep edilmeyeceğinin belirtilmiş olduğu, belirtilen gerekçeler doğrultusunda davanın özellikle zamanaşımı sebebiyle reddine, aksi halde esastan reddine veya belirtilen şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, kaza tarihinden itibaren ticari faiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, ZMMS poliçesi, tramer kayıtları, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle, araçta meydana gelen değer kaybı ve hasar onarım bedelinin tazminine ilişkin tazminat davasıdır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, celbi talep olunan tüm belge ve kayıtlar getirtilerek dosyamız arasına katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve mahkememizin 08/03/2021 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile; “Dosyanın resen seçilecek bir … görevli kusur, 1 … de görevli hasar ve değer kaybı konusunda uzman makine mühendisi ve 1 de sigortacılık konusunda uzman bilirkişi heyetine (3.kişilik) tevdii ile; davaya konu somut olayda taraf iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı ve Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 Esas-2020/40 Karar sayılı İptal kararı da göz önünde bulundurulmak suretiyle tarafların kusur oranlarının oranlı olarak tespiti ile davacının talep edebileceği herhangi bir maddi zararının doğup doğmadığı, doğduysa miktarının ne olduğunun tespit edilerek ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor düzenlenmesinin istenilmesine” karar verildiği, dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından da 04/04/2021 tarihli kök raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup, raporun incelenmesinde özetle; “Kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın %100 oranında tam kusurlu olduğu, kaza neticesi araçta meydana gelen değer kaybı ile ilgili olarak, değişen parçaların araçta değer kaybı oluşturma açısından önemli parçalar olmamaları, aracın kaza tarihinde 200.000 km’ye yakın km’sinin olması ve aracın kaza tarihinde 20 yaşında olması sebebi ile, yapılan piyasa araştırması sonucu, aracın kazadan önceki değeri ile kazadan sonraki değeri arasında bir fark bulunmadığı, kaza neticesi toplam idrak edilen zararın, kaza tarihi itibari ile 3.600,00-TL olarak hesaplandığı, davalı şirket tarafından aracın tamirine yönelik 3.767,00-TL’nin karşılanmış olduğundan davacının davalıdan talep edebileceği bir zararının mevcut olmadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizce davacı yanın bilirkişi kök raporuna olan itirazlarının değerlendirilmesi açısından bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından iş bu kerre 08/08/2022 tarihli ek rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, ek raporun incelenmesinde özetle de; “Hukuken, dava konusu trafik kazası neticesi oluşan hasar bedeline KDV dahil edilmesi iskontosuz parça bedelinin dikkate alınmasının değerlendirilmesi halinde, ödenmesi gereken ek zarar bedeli= hasar bedeli – ödenen bedel=4.988,79 TL – 3.966,72 TL = 1.022,07 TL olduğu, Km’si ve geçmiş hasarları dikkate alındığında, dava konusu kaza neticesi araçta bir değer kaybı oluşmayacağı” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen ek raporun denetlenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan teknik tespit ve değerlendirmeler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Davacı yanın, bilirkişi raporu doğrultusunda dava talebini artırarak, hasar bedeli alacağını 1.022,07 TL’ye çıkartmış ve buna ilişkin harcını da tamamlamış olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, trafik kazası sebebiyle, araçta meydana gelen değer kaybı ve hasar onarım bedelinin tazminine ilişkin tazminat davası olduğu, bu bağlamda mahkememizce toplanmasına karar verilen tüm delillerin toplandığı, davacı yanın olay nedeni ile talep edebileceği hasar bedeli ve değer kaybı zararının bulunup bulunmadığı ve miktarının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alındığı, alınan raporlardan 08/08/2022 tarihli ek raporun hükme esas alınmasına karar verildiği, alınan rapor sonucu meydana gelen kazada davalı sigorta şirketinin sigortalısı … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın %100 oranında tam kusurlu olduğu, davacı yanın 1.022,07 TL hasar onarım bedeli talep edebileceği, ancak Km’si ve geçmiş hasarları dikkate alındığında, dava konusu kaza neticesi araçta bir değer kaybı oluşmayacağı hususlarının tespit edildiği, davacı yanca hasar bedeline ilişkin olarak talep arttırım dilekçesi sunulduğu ve eksik harcın yatırıldığı, bu haliyle de; davacının değer kaybına yönelik maddi zarar isteminin yerinde olmadığı, hasar bedeline ilişkin isteminin ise; 1.022,07 TL yönünden yerinde olduğu anlaşıldığından, davanın hasar bedeli yönünden kabulüne, değer kaybına ilişkin istemin reddine, ayrıca tazminat istemine konu fiilin ceza yargılamasın konu bir fiilden kaynaklanması nedeniyle davalı sigorta şirketinin zamanaşımı def’inin, 2918 sayılı Yasa’nın 109/2 ve 6098 sayılı yasanın 72. maddeleri uyarınca yerinde olmadığından reddine karar verilmiş ve tüm dosya kapsamına ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-1.022,07 TL’nin (hasar bedeli) 05/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken peşin ve talep artırım sonrası alınmış olduğundan yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 54,40 TL, vekalet harcı 7,80 TL, posta gideri ve bilirkişi ücreti gideri 2.806,00 TL olmak üzere toplam: 2.868,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre hesaplanan 1.022,07 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre hesaplanan 10,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL Arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/2 vd.maddeleri uyarınca; miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.19.12.2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır