Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/38 E. 2021/339 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/38
KARAR NO:2021/339

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/09/2013
KARAR TARİHİ:26/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … (… A.Ş Bayii) olduğunu, …firmasına ait, …marka, … model, … motor no, … plakalı aracı satın aldığını, araç için ilgili firmaya 69.425,60-TL bedel ödendiğini, aracın sürekli arıza yaptığını, müvekkilinin araçta sürekli aynı arızanın çıkması nedeniyle satıcı firmaya aracı yeni satın aldığını, bu nedenle yenisi ile değişimini talep ettiğini mümkün değil ise ödemiş olduğu bedelin iadesini talep ettiğini, firma tarafından müvekkiline olumlu bir yanıt verilmediğini, bu nedenle dava konusu aracın misli ile değişmesini, bu talebin kabul görmemesi halinde ödemiş olduğu bedelin iadesini avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının tüm talep ve iddialarının zamanaşımına uğradığını, müvekkili olduğu şirketin bu araçla ilgili hiçbir ayıba karşı garanti mesuliyetinin olmadığını, dava konusu aracın 2 senelik garanti süresinin sona erdiğini, davacının muayene ve ihbar mükellefiyetini süresi içinde ifa etmediğini ve kanunun kendisine yüklediği hususları yerine getirmediğini, ve aracı bu haliyle kabul etmiş olduğundan dolayı bu konudaki tüm dava ve talep haklarının düştüğünü, dava konusu araçta herhangi bir imalat hatası veya açık/gizli ayıp söz konusu olmadığını, bu nedenle davacının iddialarının zamanaşımına uğraması, muayene ve ihbar sürelerinin kaçırılmış olması sebebi ile davanın reddine, mesnetsiz ve kötü niyetli davanın reddine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; Dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, ayrıca zamanaşımı itirazında bulunduklarını, dava konusu araçta beklenilen faydayı azaltan imalattan kaynaklanan bir arıza yada ayıp bulunmadığını bulunsa dahi iddia edilen şikayetin davacının araçtan yararlanmasını engelleyen bir durum yaratmadığını, bu nedenle görev ve zamanaşımı yönünden davanın reddine, semen tenziline ve araçta meydana gelen değer kaybının iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, servis kayıtları, motor değişimine ilişkin kayıt ve belgeler, cevabi yazı içerikleri, görevsizlik kararları ve tüm dosya mündericatı bulunmaktadır.
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, ilk olarak …. Tüketici Mahkemesi’nin …/… Esas-…/… Karar sayılı dosyası üzerinden yargılaması yapılarak “Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine” karar verilmiş, davacı yanca yapılan temyiz sonucu, Yargıtay 13. H.D.’nin 25/01/2018 tarih ve 2017/7132 Esas-2018/673 Karar sayılı bozma ilamı ile; “… Somut uyuşmazlıkta davacının satın aldığı aracın trafik tescil belgesinde, srinter tipi mercedes benz minibüs olup, ticari nitelikte ve kullanım amacının da yolcu nakli olduğunun yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Bu hali ile dava konusu aracın ticari ve mesleki amaçlarla kullanıldığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ve dava olunan miktara göre davaya bakmaya genel mahkeme görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir” gerekçesiyle bozulmuş, sonrasında …. Tüketici Mahkemesi’nin …/… Esas-…/… Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı sırasına kaydedilmiş, ilgili mahkememe tarafından da, …/… Karar sayılı “görevsizlik kararı” ile dosyanın görevli … Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiş, yapılan tevzi işlemi sonucu dosya mahkememizin 2020/38 Esas sayılı sırasına kaydedilmiştir.
Dava ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi olmazsa satış bedelinin iadesi talebine ilişkin olarak açılmış olup, yargılama devam ettiği sırada 02/07/2015 tarihinde davacı asilin onayı ile ayıplı motorun yenisi ile değiştirilmesi kabul edilmiş olup, davacı yanın verdiği bu onay dairesinde motor değişimi ve tescil işlemleri gerçekleştirilmiş, bu haliyle de davacı seçimlik hakkını satılanın ücretsiz onarılması olarak değiştirmiştir.
6102 sayılı TTK’nin 23. maddesi; “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır…” hükmünü içermekte olup, bu kapsamda 6098 Sayılı TBK’nın , “Alıcının seçimlik hakları” madde başlıklı 227. Maddesi hükmü incelendiğinde de; “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme …” hükmünü içerdiği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda dava konusu somut olay incelendiğinde, davacı yanca dava açılırken her ne kadar dava konusu aracın misli ile değişmesi, bu talebin kabul görmemesi halinde ödemiş olduğu bedelin iadesi talep edilmiş ise de, yargılama sırasında davalı yanca dava konusu aracın motorunun yenisi ile değiştirildiği ve davacı asilin de bu değişim işlemine onay verdiği ve bu kapsamda davalı yanca motor değişimi ve tescil işlemlerinin gerçekleştirildiği ve bu böylece davacının seçimlik hakkını satılanın ücretsiz onarılması olarak kullandığı ve motor değişimi yapılmak suretiyle de davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Ayrıca davalı yanlarca her ne kadar zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; dava konusu aracın 03/12/2009 tarihli fatura ile sıfır araç olarak satın alındığı, bu tarihten sonra aracın aynı arızalarla 7 kez servise getirildiği, her defasında araç ücretsiz olarak onarılmasına rağmen arızanın giderilmeyip devam ettiği, en son yargılama sırasında davalı yanca aracın motorunun yenisi ile değiştirildiği, bu haliyle de davalıların ağır kusurlu olduğu ve bu nedenle de zamanaşımından yararlanamayacakları anlaşıldığından, davalıların zamanaşımı itirazına itibar edilmemiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olarak yapılan incelemede ise; davaya konu somut olayda, dava konusu aracın dava tarihinden sonra onarıldığı ve davacının dava konusu taleplerinin dava tarihinden sonra konusuz kaldığı anlaşılmış olup, davanın konusuz kalması halinde ne tür bir karar verileceği hakkında 6100 sayılı HMK’da doğrudan bir düzenleme bulunmamakla birlikte, anılan Kanun’un “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” düzenlemesi mevcut olup, konusuz kalan bir davada da artık davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilecek olmakla birlikte, yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunun tespit edilmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan ve diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olan tarafın vekalet ücretine ve diğer yargılama giderlerine mahkum edilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda somut olay incelendiğinde de; dava konusu araçta bulunan ayıbın giderilmesinin davanın açılmasından sonraki bir tarih olduğu, diğer bir deyişle davanın açılmasına davalıların neden olduğu gözetildiğinde; eldeki davada yargılama giderlerinden davalıların sorumlu tutulması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan dava hakkında esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 59,30.-TL maktu harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 436,50-TL yargılama giderinin (Tebligat giderleri) davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalılarca yapılan yargılama giderinin, davalılar üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 6. maddesi gereğince 9.825,33-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Varsa, taraflarca yatırılan gider avansının, HMK’nun 333. maddesi ve Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi gereğince kullanılmayan kısmının talep halinde yatırana İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır