Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/337 E. 2022/648 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/337 Esas
KARAR NO :2022/648 Karar

DAVA:Bankacılık düzenlemelerinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan İcra takibine yönelik itirazın İptali
DAVA TARİHİ:08/07/2020
KARAR TARİHİ:17/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan; Bankacılık düzenlemelerinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan İcra takibine yönelik itirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olup, çalıştığı dönemde haksız ve hukuka aykırı olarak hesaplarından rızası hilafına 07.10.2016 tarihinde 500,01 TL. ve 16.11.2017 tarihinde de 650,- TL. olmak üzere toplam 1.150,- TL. Kredi Limit Tahsis Ücreti adı altında para tahsil ettiği, söz konusu tutar herhangi bir kredinin tahsis ücreti olmadığı gibi sözleşme ile de kararlaştırılmış bir kesinti olmadığı, bankanın müvekkilinden yasal tüm tahsilatları yapmasına rağmen, bu dönemde müvekkiline kredi tahsisi amacıyla tavan bir limit belirlediği ve bu limiti kullansa da kullanmasa da limit tahsisi adı altında kesinti yapılmasının makul olduğunu belirttiği, kaldı ki müvekkilinin bankaya bir tavan limit belirlemesi için verdiği bir talimat da bulunmadığı, müvekkilinin sözlü ve yazılı olarak bu ücretin iadesi talebinde bulunmuş ise de yerine gelmediğinden …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlatmış ise de, itiraz üzerine Arabuluculuk müracaatında bulunulmuş, ancak sonuç olumsuz sonuçlandığından bu davanın açılma gereğinin doğduğu, İddiasında bulunarak, – Açıklanan nedenlerle fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, 1.150,07 TL. alacağın işlemiş ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi” talebinde bulunmuştur.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasında 01.09.2015 tarihli 100.000,00-TL. bedelli Genel Kredi Sözleşmesi ile 29.11.2013 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi imzalanmış olup dava konusu tutarların bu sözleşmelere ve hukuka uygun olarak tahsil edildiklerini, davaya konu masrafların davacının bilgi ve onayı dahilinde tahsil edildiğini, alınan masrafların Genel Kredi Sözleşmesine uygun olduğunu, dava konusu ücretlerin Türk Ticaret Kanunu ve Bankacılık Kanununa da uygun olduğunu, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 16. maddesindeki hükme göre kredi tahsis ücreti adıyla kesinti yapılabileceğinin kararlaştırılmış olduğunu, yapılan bu masraf kesintilerinin iade edilemeyeceğine dair çok sayıda emsal Yargıtay kararı bulunduğunu, davacının davaya konu masrafları öderken hiç bir ihtirazi kayıt ileri sürmediğinden, ödemenin iadesini isteyemeyeceğini, hesap ekstreleri davalıya gönderilmiş olmakla fatura hükmünde olduğundan davacının borçlarını takip etmekle yükümlü olduğunu, davacı iddialarının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacının faiz ve icra inkar tazminatı taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve mesnetsiz davanın reddine, takip haksız olduğundan davalının %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, … …, cevabi yazı içerikleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 1.150,01 TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan ticari kredi karşılığında haksız yapıldığı iddia olunan kesinti ve masrafın iadesi için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve mahkememizce verilen 24/05/2021 tarihli ara kararı gereğince; dosya üzerinden, Bankacılık ve Hesap İşlemleri Konusunda uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmış olup, bilirkişi tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan 14/09/2021 tarihli raporunun incelenmesinde özetle; “Davacı yana davalı bankaca kulladırılan ticari krediler nedeniyle hesabından 2 ayrı tarihte kesilmiş olan 1.150,01 TL’nin iadesi talepli olarak …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile istenen ücret iadesi taleplerine dayalı kesintinin; ticari kredi tahsisine ilişkin olması ve ticari kredilerden bu tür kesinti yapılmasının mevzuat bakımında mümkün olması, Uygulandığı döneme göre payasa oranlarına yakın oranlarda kesilmiş olup fahiş oranlarda olmaması, yapılacak kesintilerin geri ödeme tablolarında gösterilmiş olmaları, nedeniyle iade koşullarının bulunmadığı, sonuç ve kanaatine varıldığı” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim olunan kök rapora yönelik davacı itirazları sonucu dosya, mahkememizin 25/10/2021 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile itirazların değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından da iş bu kerre, 21/02/2022 tarihli ek rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup; ek raporun incelenmesinde özetle de: “Mevcut kayıtlar ve belgelere nazaran davacı yan itirazlarında yer alan hususların 14/09/2021 tarihli kök raporuda vardıkları sonuçları değiştirir nitelikte olmadığını, davacının mükerrer kesinti yapıldığı itirazını doğrular yeterli kayıt ve belge ibraz edilmesi halinde bu belgelere göre yeni bir değerlendirme yapılmasının mümkün olduğu” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kök ve ek raporlarının denetlenmesinde de, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere yapılan bankacılık uygulamalarına yönelik tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu ve bu haliyle de raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan ticari kredi karşılığında haksız yapıldığı iddia olunan kesinti ve masrafın iadesi için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine 1.150,01 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalın süresinde, asıl alacağa ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkememizce, toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve rapor alındığı, alınan kök ve ek raporlar sonucu az yukarıda özeti verilen hususların tespit edildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; davacı yana davalı bankaca kulladırılan ticari krediler nedeniyle hesabından 2 ayrı tarihte kesilmiş olan 1.150,01 TL’nin, ticari kredi tahsisine ilişkin olması ve ticari kredilerden bu tür kesinti yapılmasının mevzuat bakımında mümkün olması ve ayrıca uygulandığı döneme göre piyasa oranlarına yakın oranlarda kesilmiş olup fahiş oranlarda olmaması ve yine yapılacak kesintilerin geri ödeme tablolarında gösterilmiş olmaları nedeniyle, iade koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığından, davanın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile; eksik kalan 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR YAZILMASINA,
3-Davacı vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre taktir olunan 1.150,01 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; tarafların yüzlerine karşı, dava değeri kesinlik sınırının altında kaldığından HMK 341/2 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.17/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır