Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/327 E. 2022/646 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/327 Esas
KARAR NO : 2022/646 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/03/2015 tarihinde …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile ural sanayi sitesinden seferihisar istikametine doğru seyir halinde iken … plakalı araç ile çarpışması sonucunda müvekkili … plaka sayılı motosiklette yolcu olarak bulunmakta iken yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet veren … plakalı araç sürücüsü …nın bilirkişi raporunda asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, meydana gelen kaza neticesinde müvekkilinin yaralanmasına sebebiylet veren … plakasayılı aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesi ile teminat altına alınmadığını, davalı güvence hesabının … plakalı sayılı aracın kaza tarihini kapsayan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi nedeni ile limiti kadar maddi tazminattan sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketine kaza nedeni ile ödeme yapması için müvekkil tarafından başvuruda bulunulduğunu ve hasar dosyası oluşturulduğunu, uzlaşma sağlanamaması nedeni ile arabuluculuk yoluna başvuruda bulunulduğunu ve arabuluculuk son tutanağından anlaşılacağı üzere uzlaşmaya varılamadığını belirterek maddi tazminat davası açma zaruretinin doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 500,00 TL geçici ve 500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu talebin zamanaşımına uğramış olduğu, başvuru şartının yerine getirilmemiş olduğu, tazminat hesaplaması yapılacak ise davacının, Adli Tıp Kurumu veya mahkemenizce takdir edilecek resmi ve yetkili bir hastane tarafından, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik esasları çerçevesinde muayene edilmesi sağlanarak usul ve yasaya uygun olarak düzenlenmiş, şahsın trafik kazasından kaynaklanan arazlar nedeniyle kesin ve kalıcı maluliyetini gösterir rapor aldırılmasının ve davaya konu kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının belirlenmesi için uzman bilirkişiler tarafından rapor düzenlenmesinin, davacının kaza sırasında kask ve koruyucu ekipman takmamış olduğundan müterafik kusurunun bulunduğu hususunun gözetilmesi gerektiğinin ve ayrıca davacının seyahat etmekte olduğu… plakalı araç sürücüsünün geçerli ehliyetinin bulunup bulunmadığının araştırılmasının gerektiği beyan edilerek, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, reddedilen kısım bakımından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, Adli Tıp Raporu, bilirkişi heyeti raporu, cevabi yazı içerikleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan cismani zarar nedeniyle açılan maddi (geçici ve sürekli iş göremezlik) tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava; kaza tarihi itibariyle ZMMS sigortası bulunmayan aracın neden olduğu trafik kazası sonucunda meydana gelen yaralanmaya bağlı olarak doğduğu iddia olunan maddi tazminatın (geçici ve sürekli işgöremezlik), davalı Güvence Hesabı’ndan tazmini isteğine ilişkindir.
Güvence Hesabı’na, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından yararlanma olanağının ortadan kalkmış olması durumunda, 5684 Sayılı Yasa’nın 14/2. maddesi gereğince kazaya neden olan motorlu aracın kimliği belirsiz ise, kaza sırasında geçerli poliçesi yoksa veya eksikse, poliçeyi düzenleyen sigorta şirketi iflas etmişse veya ruhsatı iptal edilmişse, çalınan veya gasp edilen araçlardan dolayı işleten sorumlu tutulamıyorsa başvurulabilecektir. (Yargıtay 17.H.D. 09/03/2021 Tarih ve 2020/2282 Esas-2021/2440 Karar sayılı kararı).
Yine Güvence Hesabı’nın, Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesine göre, trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu zararları teminat altına aldığı aşikar olup, somut olayda kazaya zarara sebep olan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle ZMM sigortasının bulunmadığı ve bu haliyle de davalı güvence hesabının somut olayda davalı taraf sıfatının bulunduğu anlaşılmış olup, bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ATK’dan maluliyet raporu ile bilirkişi heyetinden Aktüer ve Kusur raporları alınmıştır.
Davacı yanın toplanan tüm tıbbi belgeleri ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’ndan aldırılan raporunda özetle; “Selahattin oğlu 05.01.1992 doğumlu …’ın 21.03.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle; 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davacıların, kusur durumları ile ATK raporunda tespit olunan maluliyet durumuna göre talep edebileceği tazminat olup olmadığı ve miktarının saptanması açısından, kusur uzmanı Asilkan Öztürk ve hesap uzmanı … marifetiyle dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmış olup; Bilirkişiler … ve … tarafından mahkememize sunulan 20/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle de; “Dava konusu kazanın meydana gelmesinde … Plakalı Kamyonet Sürücüsü …’nın, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun; 67. Maddesinin (a) bendindeki “Sürücülerin, park yapmış taşıtlar arasından çıkarken, duraklarken veya park yaparken taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmaları yasaktır” 84. Maddesinin (i) bendindeki ”Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama, hallerinde asli kusurlu sayılırlar”, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 137. maddesinin A bendinin (1-2-3) fıkralarındaki; ”Dönüşlerde, gidilen veya durulan şeridi değiştirmelerde niyetlerini önceden ve uygun bir zamanda ve mesafede dönüş ışıklarını yakarak veya kol işareti ile açık ve yeterli bir şekilde belirterek işaret vermeleri işaretlerini manevra süresince devam ettirmeleri ve manevra biter bitmez sona erdirmeleri mecburidir. İşaret verildiği anda aniden şerit değiştirmek yasaktır. İşaret verilmeden önce, iç ve dış aynalardan ve gerekli hallerde sürücünün başını çevirip bakması suretiyle ön, arka ve yanlarda trafik durumu kontrol edilir” kurallarını ihlal ettiği ve kazanın oluşumunda %75 oranında asli, … Plakalı Motosiklet Sürücüsü …’nın ise; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun; 52. Maddesinin (b) bendindeki “Sürücüler hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, zorundadırlar”, 56. Maddesinin (c) bendindeki ”Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar” kurallarını ihlal ettiği ve kazanın oluşumunda %25 oranında tali kusurlu olduğu, davacı …’ın geçici iş göremezlik zararının 2.135,41 TL olduğu, kusur oranına göre hesaplanan kısmının ise 1.464,57 TL olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunun denetlenmesinde de; raporun hukuki yönleri ve yorumları mahkememize ait olmak üzere, tazminat miktarı ve kusura yönelik tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılmış ve hükme esas alınmasına karar verilerek, yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı yanın bilirkişi raporu doğrultusunda dava talebini artırarak, geçici iş göremezlik tazminatını 11.464,57 TL’ye çıkartmış olduğu, buna ilişkin harcını da tamamladığı anlaşılmıştır.
Tüm bu bağlamda, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde de;
Mahkememizde açılan davanın, kaza tarihi itibariyle ZMMS sigortası bulunmayan aracın neden olduğu trafik kazası sonucunda meydana gelen yaralanmaya bağlı olarak doğduğu iddia olunan maddi tazminatın (geçici ve sürekli işgöremezlik), davalı Güvence Hesabı’ndan tazmini isteğine ilişkin olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türlerinin; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlendiği, davalı tarafça her ne kadar, tazminat hesabında iskonto oranının (teknik faiz) %1,8 olarak dikkate alınması gerektiği beyan edilmiş ise de, dosya kapsamında yer alan ATK maluliyet raporu incelendiğinde davacının, kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre sürekli maluliyetinin (sürekli iş göremezlik) olmadığı, davacı yönünden sadece Geçici İş Göremezlik hesabı yapıldığı, Geçici İş Göremezlik Hesabının da Geçmiş (Bilinen) Dönem içerisinde sonlanan bir hesap olması sebebiyle, rapor/hesap tarihine göre yapılacak hesaplamada hangi Yaşam Tablosunun kullanıldığının ve hesap yöntemi olarak … Rant Yöntemi ya da Aktüeryal Yöntem kullanılmasının hesaplamaya herhangi bir etkisi bulunmadığı anlaşıldığından, davalı yanın bu yöndeki savunmalarına itibar edilmediği, yine davalı sigorta şirketi her ne kadar, cevap dilekçesi ve bilirkişi raporuna yönelik itiraz dilekçesinde, 6111 sayılı yasaya göre, geçici işgörememezlik zararlarının ve tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağı iddia edilmiş ise de; gerek 31269 sayılı 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararı ve gerek se KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmış olması ve bu giderler kapsamında geçici iş göremezlik tazminatının bulunmadığının açık olması ve bu doğrultuda poliçenin ve genel şartların tarafı olmayan SGK’yı yasal düzenleme olmaksızın tüm sağlık gideri teminatı kapsamındaki tazminat kalemlerinden sorumlu tutmanın mümkün olmayacağı, ayrıca sigorta şirketleri tarafından poliçe bazında KTK 98. maddesindeki sayılanlar kapsamında SGK’ya katkı payı aktarımı yapıldığı nazara alındığında, KTK 98. madde kapsamı dışında sağlık giderleri teminatı içinde kalan tazminat kalemlerine ilişkin sigortalıdan alınan prim ücretlerinin sigorta şirketlerinin uhdesinde kaldığı, bu doğrultuda sigorta şirketlerinin KTK 98. madde dışında kalan sağlık gideri teminatı kapsamındaki geçici iş göremezlik tazminatından poliçe limiti ile sorumluluğunun devam edeceği ve ayrıca kaldı ki sağlık giderleri teminatı açıklayan Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesinde, “Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir” ifadesiyle Güvence Hesabının sorumluluğunun sona ermesini KTK’nın 98. maddesine bağladığı, ancak kanun koyucu tarafından yeni Genel Şartlarda ki bu düzenleme doğrultusunda KTK’nın 98. maddesinde değişiklik yapılarak “geçici iş göremezlik tazminatı madde kapsamına alınmadığı, açıkça SGK tarafından karşılanacağı ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona erdiği yönünde değişiklik de yapılmadığından, Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesinin kadük kaldığı ve yürürlüğe girmediği, başka bir ifadeyle de halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98. maddesinde, yeni Genel Şartlarda ki sağlık giderleri teminatına ilişkin düzenleme doğrultusunda Sigorta Şirketlerinin sorumluluğunun sona ereceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından 98. madde hükmü dışında kalan teminatlar (belgesiz sağlık giderleri, geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı) bakımından sorumlulukları devam edeceğinden, geçici işgörememezlik zararının davalı şirketin sorumluluğu kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği ve davalı şirketin savunmalarına bu minvalde itibar edilmediği, davalı yanın müterafik kusur ve hatır taşımasına yönelik savunmalara ilişkin olarak da; Hatır taşımalarının bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmakla birlikte, hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde, taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanmasının önemli olduğu, burada yararın ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebileceği, ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde, hatır taşımasından söz edilemeyeceği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davaya konu somut olayda bir sureti dosyamız arasında yer alan, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/901 soruşturma sayılı dosyası içerisinde yer alan ve davacı … tarafından, … Polis Merkez Amirliğinde verilen “Müşteki İfade Tutanağı”ndaki; “…Dün yani 21/03/2015 günü saat:18:30 sıralarında arkadaşım …’nın sevk ve idaresindeki… plakalı kırmızı renk Mondial marka motorsiklet ile arkasında yolcu konumunda ben olduğum halde … sanayi sitesinden çıkarak … caddesi üzerinden Seferihisar’a gitmekteydik…” şeklindeki beyanı kapsamında değerlendirildiğinde de; taşımanın bir menfaat karşılığı olmadığı hatır için yapıldığı anlaşıldığından, davalı yanın bu yöndeki savunmasına itibar edilerek, bilirkişi tarafından belirlenen tazminat miktarına %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmasına, müterafik kusura ilişkin olarak ise; davacı yanın kaza sırasında koruyucu ekipman takıp takmadığının anlaşılmadığı, bu hususta ispat yükü kendisinde olan davalı yanca da bu iddianın ispat edilemediği anlaşıldığından, müterafik kusura ilişkin davalı savunmasına itibar edilmediği ve sonuç olarak da; davalı Güvence Hesabı’nın az yukarıda izah edildiği üzere meydana gelen kazadan dolayı talep olunun maddi tazminatlardan geçici iş göremezlik zararından hatır taşıması indirimi yapıldıktan sonra kalan bakiye oranında sorumlu olduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davacının tazminat davasının talep arttırım dilekçesi de göz önünde bulundurularak kısmen kabulüne ve ayrıca davaya konu somut olayda, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de; yasal düzenleme gereği; yani TBK’nın 51. maddesinden kaynaklanan takdiri indirim nedeniyle (Hatır taşıması), reddedilen kısım (292,00 TL) yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş ve yargılama giderleri yönünden de, aynı sebeple taraflar arasında paylaştırmaya gidilememiş, ancak reddedilen 500,00 TL sürekli iş göremezlik zararı yönünden davalı lehine vekalet ücreti taktir edilmiş ve bu miktar üzerinden yargılama giderleri bakımından taraflar arasında paylaştırmaya gidilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-1.172,57 TL geçici iş göremezlik tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
-Davacının fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
-Alınması gereken 80,10 TL nispi karar ve ilam harcının peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam, 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 25,70 TL harcın davalıdan alınıp hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden 54,40 TL başvuru harcı, bilirkişi ücreti gideri 2.000,00 TL, posta gideri 270,30 TL olmak üzere toplam: 2.324,70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre yapılan hesaplamaya göre 1.861,21 TL’sinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre taktir olunan, 1.172,57 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre taktir olunan 500,00 TL vekalet ücretinin (sürekli iş göremezliğe ilişkin reddedilen 500,00 TL bakımından) davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
7-a-Adli Tıp rapor gideri olan 1.620,00 TL’nin davanın kabul ve ret oranına göre yapılan hesaplamaya göre 1.297,01 TL’sinin davalı tarafından, 322,99 TL’sinin de davacı tarafından Adli Tıp Kurumu hesabına YATIRILMASINA,
b-Karar öncesinde tahsil edilmeyen Adli Tıp Fatura bedelleri toplamı olan 1.620,00-TL’nin, kararın tebliğine rağmen taraflarca sorumlulukları oranında ödenmemesi halinde fatura örnekleri ile gerekçeli karardan onaylı bir örneğin gereği için Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE,
8-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
9-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın Yokluğunda, dava değeri kesinlik sınırının altında kaldığından HMK 341/2. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır