Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/311 E. 2020/658 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2020/311 Esas
KARAR NO : 2020/658

DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/01/2013
KARAR TARİHİ: 03/12/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /Davacı vekili 09/01/2013 harç ikmal tarihli dilekçesi ile; taraflar arasında imzalanan Genel Satın Alma Sözleşmesi gereğince, davalı tarafından asbestsiz olduğu yazılı beyan ve taahhüt edilerek satılan contaların, müvekkili şirket tarafından monte edildiği hidrolik kaldırıcıların, … merkezli … firmasına, imal ettiği traktör aksamında kullanması amacıyla satılması ve davalıdan satın alınan bu ürünlerin asbestli olduğunun ortaya çıkması ile … firmasına ödedikleri ve ödemekte bulundukları maddi zararın tazminini istediklerini, davalının hilesi ile gizlenerek müvekkili şirkete satıla ncontalar sebebiyle sadece müvekkili firmanın itibarının değil, sektöründe önce … firmasının da itibarının zedelendiğini, müvekkili firmanın 3.575.236,32 $ olarak tespit edilen zararı, yaptığı uzun görüşmeler çerçevesinde 2.700.000 USD karşılanıncaya kadar devam edeceğini bildirdiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 270.00 USD alacağın fiili ödeme günündeki rayici üzerinden Türk Lirası karşılığının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını bildirip, 6103 sayılı K.un 6.md. ne göre T.Tic. K.un yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü sürelerin o zamanki hukuka bağlı olduğunu bildirdiğini, davalı şirkete mal tesliminin en son 24/05/2011 tarihinde yapıldığını, huzurda görülen davanın ise 09/01/2013 tarihinde açıldığını, bu sebeple 6 aylık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında yapılan sözleşmede davacı şirkete ürünlerin her zaman muayene ve kontrolünü yapma yetkisi tanındığını ancak davacı şirketin bu yetkisini hiçbir zaman kullanmadığını, müvekkili şirketin dava konusu ürünleri asbestsiz olarak sipariş ederek davacı şirkete teslim ettiğini, müvekkili şirketin hile ile gizleme veya gerçeğe aykırı belge ve beyanlarla davacı şirketi yanıltma gibi bir tutumunun söz konusu olmadığını, … firması ile ilişkilerini iyi tutmak amacıyla tüm taleplerini kabul eden davacı şirketin bu bedeli haksız olarak müvekkili şirkete ödetmek istediğini, tüm bu sebeplerle esasa girilmeksizin davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, … firmasına davanın ihbarına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Talep; taraflar arasında imzalanan Genel Satın Alma Sözleşmesi kapsamında ve davalı tarafından asbestsiz olduğu yazılı olarak beyan ve taahhüt edilen contaların davacı tarafından satın alınması ve monte edilen hidrolik kaldırıcıların … Menşeili … firmasına, bu firma tarafından üretilen traktör aksamında kullanılması maksadıyla satılması, araçlarda kullanılması ve geri çağrılmak zorunda kalınması sonrasında, davalı tarafça satılan ürünlerin asbest içerdiğinin ortaya çıkması üzerine adı geçen yabancı firmaya davacı şirket tarafından ödenmek zorunda kalınan ve ödenmekte olan tazminatın rücuen davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce verilen 07/06/2018 tarihli …Esas … Karar sayılı karara karşı davalı vekili tarafından süresinde İstinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2018/1688 esas 2020/520 karar sayılı kararı ile;
Dava, hukuki niteliği itibariyle, satılan malın ayıbından kaynaklanan zararın tazmini istemiyle açılmış bir maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince duruşmada okunan kısa kararda; “…1-Davanın kabulü ile; toplam 4.816.368,00 TL alacağın, davacı tarafça dava dışı şirkete yapılmak zorunda kalınan her bir ödeme tarihinden itibaren işleyecek değişebilir oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Islah tarihi itibarıyla henüz vadesi gelmemiş ödemeler yönünden davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına” karar verildiği tefhim edilmiştir.
Gerekçeli kararda ise, yine 4.816.368,00 TL’ye hükmedildiği, ancak gerekçeli kararda faiz başlangıçlarına esas olmak üzere gösterilen toplam 17 kalem ödeme toplamının 5.303.070,00 TL olması üzerine mahkemenin, gerekçeli karar tarihi itibariyle yazdığı maddi hata düzeltim kararıyla, hükümdeki 4.816.368,00 TL rakamını 5.303.070,00 TL olarak düzeltme yoluna gittiği anlaşılmaktadır. Düzeltme karına rağmen, gerekçeli kararda da 4.816.368,00 TL’ye hükmedildiği, bu haliyle kararın infazında tereddüt yaratacak çelişki oluştuğu görülmektedir.
Mahkeme kısa kararında ne kadar alacağa hükmettiğini açıkça gösterdikten sonra, maddi hata gerekçesiyle kararın değiştirilmesi ve hükmedilen tutarın artırılması cihetine gidilmiştir. Söz konusu olan basit bir yazım veya hesap hatası değildir. Mahkeme kısa kararında ıslah dilekçesinde talep edilen tutara hükmetmiş, dava dilekçesindeki tutara hükmetmemiş olup bu yanlışlığın HMK’nın 304. maddesi kapsamında yazı ve hesap hatası olarak kabulü mümkün görülmemektedir.
Kaldı ki davacının dava dilekçesindeki talebiyle ıslah suretiyle istediği alacak miktarlarının toplamı, mahkemenin düzeltme kararındaki tutarla da örtüşmemektedir.
HMK’nın 297/2. maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Somut olayda ise, yukarıda açıklandığı üzere, mahkemenin kısa kararıyla gerekçeli kararı arasında çelişki mevcut olup, bu haliyle mahkemenin neye hükmettiği konusunda tereddüt oluştuğu, hükümdeki bu yanlışlığın adi yazı ve hesap hatası niteliğinde olmadığı, kaldı ki mahkemenin maddi hata düzeltme kararına rağmen gerekçeli kararda yine de 4.816.368,00 TL’ye hükmedildiğini gösterildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın, HMK’nın 297. maddesine uygun bir karar olmadığı, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu gibi maddi hata düzeltim kararının da çelişki yarattığı, karardaki bu yanlışlığın maddi hata şeklinde düzeltilmesinin de mümkün olmadığı, sonuç olarak kararın istinaf incelemesine uygun bir karar olmadığı kanaatine varıldığından, HMK’nın 363/1.a.6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan ve uyuşmazlık dışı bulunan 05/11/2008 tarihli Genel Satın Alma Sözleşmesi, imalat kalite izleme, garanti, ambalaj, teslimat, iade, fiyat, ceza ve fesih gibi hususlarda ayrıntılı düzenlemeler içermektedir. Taraflar arasında imzalanan 05/11/2008 tarihli sözleşmenin 2/8 maddesinde; tedarikci, parça imalatında kullanılmak üzere satın alınan malzemelerin, imalat ve satışının yapıldığı ülkelerdeki sınırlandırılmış toksit ve tehlikeli maddeler ve aynı zamanda çevre, elektrik ve elektro manyetik ile ilgili konularda mevcut yasal ve güvenlik kısıtlamalarını süreye bağlı olmaksızın karşılayacağı hükmüne yer verilmiştir. Keza davalı 08/01/2008 tarihinde “Garanti Mektubu” sunmuş ve bu mektup ile verilen numunelerin kendi parçalarını temsil ettiğini ve spektlerine uygun, normal üretim ekipmanı ile normal üretim proseslerinin yapıldığını, … kitapçığı 3. versiyonun gereklerini karşıladığı,… Olmayan Klingrit için veri tablosu sunulup, conta içeriğinin asbest içermediği garantisi verildiği anlaşılmaktadır. 24/12/2007 ile 24/05/2011 tarihleri arasında 24.094 adet conta satın alındığı ve bunların 01/01/2007 tarihinden itibaren yürürlükte olan sözleşmeye göre … Menşeili ve halka açık traktör imalatçısı … firmasının ürettiği traktörlerde kullanılmak üzere 08/01/2008 tarihinden itibaren sevk edilmeye başlandığı, … tarafından ona satılan contaları içeren hidrolik kaldırıcı üretilerek traktörlere takılmak suretiyle de müşterilere satıldığı, 2011 Mart ayında … şirketinin bağımsız bir kuruluş olan International Asbestos Testing Laboratories ‘e contaları inceletip 31/03/2011 tarihli rapor alınıp durumun davalıya bildirildiği ve 01/04/2011 tarihinde de davalıya ihbar ve uyarı mehili yollandığı, müşteri nezdinde oluşan kalite konumlarının tedarikçiye bildirilip düzeltici faaliyet talep formu mahiyetindeki 8D raporunun talep edildiği ve 15/04/2011 tarihinde davalı tarafından 8D raporunun teslim edildiği, ayrıca … ve Intertek laboratuvarlarından da rapor alınıp yine davalı tarafından satılan contaların asbest içerdiğinin saptandığı anlaşılmaktadır.
Yukarda değinildiği üzere 05/11/2008 tarihli Genel Satın Alma Sözleşmesi, imalat kalite izleme, garanti, ambalaj, teslimat, iade, fiyat, ceza ve fesih gibi hususlarda ayrıntılı düzenlemeler içermekte olup, yine 5. maddesinde ürünlerin tesellüm tarihinden itibaren 2 yıl süre ile garantili olacağı, girdi muayene ve deneyler esnasında kabul edilen ürünlerin sonrada, süreye bakılmaksızın, saptanacak herhangi bir uygunsuzluk için tedarikçinin garantörlüğünün devam edeceği, sözleşmenin 10. Maddesinde de tedarikçinin davacı tarafın vereceği teknik resimlere, şartnamelere ve …’nın kabul edeceği uluslararası standartlara uygun olarak ürün imal etmemesi durumunda …’nın bu konuda yapacağı tüm masrafların karşılanacağı, taraflarca kararlaştırılmış keza 05/11/2008 tarihli Satın Alma Kalite Sözleşmesinde de …’nın girdi ve muayene deneylerine tabi olmaksızın ürün sevk yetkisi sözleşmesi, kalite sözleşmesinin ayrılmak bir parçası olduğu belirtilerek giriş muayene de kontrol edilmeden doğrudan imalat/montaj/müşteriye giden ürünün özelliklerinde çıkacak her türlü problemden tedarikçinin sorumlu olacağı ifade edilmiş ve yine aynı tarihli … Girdi Muayene ve Deneylerine Tabi Olmaksızın Ürün Sevk Yetkisi sözleşmesi imzalanarak üretim hattına bu şekilde verilmeye başlanacak ürünler sebebiyle ortaya çıkacak tüm zarar ve kayıpların Genel Satın Alma Sözleşmesinin 10. Maddesinde belirtilen tutarlarla yan sanayilere yansıtılacağı düzenlenmiştir. Keza davacı şirket ile dava dışı … arasında 01/01/2007 tarihli Uzun Vadeli Sözleşme imzalandığı, bu sözleşmelerin önceki sözleşmelerin yerine geçip 36 ay süre ile yürürlükte kalacağı, ifade edilmiş ve kaliteye ilişkin 8. Maddesinde tedarikçinin … Standardı G223 “tedarikci kalite manueli ile “tanımlanan uygun bir kalite sistemini uygulamayı kabul ettiği, Garanti Başlıklı 9. maddesinde de Garanti Hükmüne yer verilip 9.1/f bendinde de asbest veya diğer tehlikeli maddelerin bulunmayacağının … şirketine tedarikçi tarafından garanti verildiği ifade edilmiştir.
Keza tedarikçinin garantisinin, ürünün orijinal son kullanıcısı olan alıcıya teslim edildiği zamanda başlayacağı taraflarca kararlaştırılmıştır. Anılan bu sözleşme hükümleri doğrultusunda davacı …, … firmasına (davalı taraftan asbest bulunmadığına ilişkin ayrıca yazılı garanti taahhüdü alınmak suretiyle) satın alınıp teslim edilen contalardaki, ürünlerin asbestli olması karşısında zararın ödenmesi için anlaşmaya vardığı ve bu kapsamda taraflarca kararlaştırılan taksitlerin davacı tarafından dava dışı alıcı şirkete ödenmeye devam edildiği anlaşılmaktadır.
01/04/2011 tarihli ve dosyaya sunulan toplantı tutanağında da … malzemelerin asbestli olduğu, stoklarda asbestli 0.80 mm yeşil rulo halinde levhaların teslim alındığı, davalının asbestsiz malzeme kullanacağı ve her sevkiyatta ham madde markası ve asbest içermediğini bildiren imalatçı belgesi gönderileceği, hususlarının kararlaştırıldığı da görülmektedir. Davalı taraftan sağlanan contaların davacıya ait fabrikada hidrolik kaldırıcı ürün komplesine montajı yapılarak, bu şekilde komple ürün olarak son alıcıya sevk edildiği ve bu itibarla conta ürünün içinde bulunmakta olup dışarıdan görünmediği, 25/05/2011 tarihine kadar toplam 32.784 adet conta alımı yapıldığı, bu miktar hidrolik kaldırıcının 24.094 adedinin 24/12/2007 ila 01/04/2011 tarihleri arasında ve 8.690 adedinin de 01/04/2011 ila 24/05/2011 tarihleri arasında davacı tarafça dava dışı … firmasına ihraç edildiği, 24.094 adedinin ayıplı olup, 8.690 adedinin ise takılan contaların ayıp ihbarı nedeniyle yeniden analizleri yaptırılıp, kontrollü ve ayıpsız olarak ihraç edildiği, 08/01/2008 tarihinden itibaren davacı tarafından hidrolik kaldırıcıların dava dışı … firmasına fatura ve sevk irsaliyesi ile teslim edildiği ve … tarafından 2011 yılı Mart ayında …’deki bağımsız bir kuruluş olan …’e kontrollerinin yaptırıldığı ve ürünlerin asbestli olduğunun saptandığı, 30/03/2011 tarihinde durumun davacı şirkete bildirildiği, davacı tarafça da aynı tarihte davalıya telekonferans yoluyla bildirilip 01/04/2011 tarihinde de yukarıdaki belirtilen toplantı tutanağı tanzim edildiği, 01/04/2011 tarihli Intertek tarafından hazırlanan raporda dava konusu contalarda asbest saptandığı, 04/04/2011 tarihinde yaptırılan tahlilde de aynı contada asbest tespit edildiği, davacı şirket tarafından 07/04/2011 tarihinde …’a yaptırılan inceleme sonucu tanzim olunan analiz raporlarında da 2 adet contada asbest saptandığının bildirildiği, 16/09/2011 tarihli … raporunda da contalarda asbest olduğunun tespit edildiği, keza … raporlarında da aynı hususlara yer verildiği, davacı şirket tarafından da … … şirketine 07/04/2011-20/04/2011 tarihleri arasında bizzat elemanları vasıtasıyla gidilip traktörler üzerindeki 710 adet ve lift üzerinde de 1.964 adet olmak üzere toplam 2.674 adet asbestli contanın değiştirildiği, dava dışı şirketin de asbestli parçaların değişimi ve uğranılan zararın tanzimi için davacıdan 29/09/2011 tarihinde talepte bulunduğu, keza … şirketinin geri çağırma kampanyası başlatmadan önce 2008-2011 yılları arasında üretimi yapılan 158 hafta için birer numune alınarak analize gönderme kararı aldığı ve bunu 01/10/2011 ila 31/01/2012 tarihleri arasında gerçekleştirip bu tarihler arasında gasket değişimi yapılarak gasket örneği alınan traktörlerin şirketin web sitesinde garanti şikayetleri listesinde bulunduğu, ayrıca dava dışı şirketin 20/09/2010, 25/11/2011, 06/12/2011, 08/12/2011, 05/01/2012 tarihlerinde … Laboratuvarında ölçüm yaptırıp 60 adet numunenin 52 adedinin asbestli olduğuna dair tanzim edilen rapor üzerine, bütün üretim aralığının gasketlerinin değiştirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Böylelikle … firmasının, ayıplı contanın ürün üzerinde tahribatsız olarak kontrol edilmesi ve uygunluğunun doğrulanması olanaksız olmakla, tüm ürünün demontaj edilip değiştirilmesi işlemine girişmek durumunda kaldığı ve ayıplı contayı içeren hidrolik kaldırıcının kullanıldığı traktörler için geri çağırma (reklamasyon kampanyası) başlatarak, bu kapsamda dünyanın çeşitli yerlerindeki servislerine gelen ürünlerin ayıplı contalarını özel olarak oluşturulup donatılarak, teknik eğitim verilen gezici servisleri eliyle değiştirilmesini sağladığı ve bu şekilde 28/02/2012 tarihinde zararına ilişkin raporu davacıya ibrazla tazmini talebinde bulunduğu, buna göre 01/08/2012 tarihinden başlamak suretiyle ve her bir taksit tutarı 135.000,00 USD olmak üzere 01/05/2017 tarihinde son taksit ödenmek suretiyle zararın giderilmesi bakımından anlaşmaya varıldığı görülmektedir. Davacı taraf ayrıca bu anlaşma kapsamında dava dışı şirkete yaptığı ödemeler nedeniyle 22/03/2017 harç tarihli dilekçesi ile, davanın açılmasından sonra yapılan ödemeler bakımından da, bu miktarların tahsili talebinde bulunmuştur. Davalı taraf zamanaşımı itirazında bulunmuş olmakla birlikte yukarıda yer verildiği üzere gerek sözleşme hükümleri ve garanti ve gerekse özellikle satılan ürünlerin asbestli olmayacağına dair verilen garanti belgesi karşısında davalı yanın zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, dava dışı şirketin, davalı tarafın sattığı asbestli ürünler nedeniyle uğradığı ve davacı tarafça tazmin edilmek zorunda kalınan zararı karşılaması gerektiği kanaatine varılarak, ıslah talebi de dikkate alınmak suretiyle davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; toplam 5.303.070,00 TL alacağın, davacı tarafça dava dışı şirkete yapılmak zorunda kalınan her bir ödeme tarihinden itibaren işleyecek değişebilir oranlarda avans faizi ile birlikte (buna göre 244.026,00 TL için 15/10/2012 tarihinden itibaren, 242.676,00 TL için 22/10/2012 tarihinden itibaren, 239.719,50 TL için 19/02/2013 tarihinden itibaren, 250.236,00 TL için 21/05/2013 tarihinden itibaren, 262.183,50 TL için 14/08/2013 tarihinden itibaren, 269.365,50 TL için 30/10/2013 tarihinden itibaren, 297.607,50 TL için 21/02/2014 tarihinden itibaren, 285.430,50 TL için 02/05/2014 tarihinden itibaren, 292.369,50 TL için 07/08/2014 tarihinden itibaren, 301.171,50 TL için 04/11/2014 tarihinden itibaren, 329.710,50 TL için 06/02/2015 tarihinden itibaren, 347.679,00 TL için 21/05/2015 tarihinden itibaren, 375.678,00 TL için 03/08/2015 tarihinden itibaren, 379.714,50 TL için 02/11/2015 tarihinden itibaren, 401.895,00 TL için 01/02/2016 tarihinden itibaren, 378.270,00 TL için 02/05/2016 tarihinden itibaren, 405.337,50 TL için 02/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişebilir oranlarda avans faizi ile birlikte, davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Islah tarihi itibarıyla henüz vadesi gelmemiş ödemeler yönünden davacının fazlaya ilişkin haklarının SAKLI TUTULMASINA,
2-Alınması gereken 362.252,71 TL harçtan peşin alınan 90.454,38 TL (peşin+tamamlama) harcın mahsubu ile bakiye 271.798,33 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin olarak yatırdığı 90.454,38 TL (peşin+tamamlama) harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 141.655,70 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 34,55 TL, bilirkişi ücreti 2.000,00 TL, posta gideri 273,20 TL olmak üzere toplam 2.307,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03/12/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …