Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/309 E. 2021/115 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/309 Esas
KARAR NO:2021/115

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:30/03/2015
KARAR TARİHİ:23/02/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA;
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile, davacının kızı müteveffa …’ın 25/07/2013 tarihinde sürücü dava dışı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı (otobüs) aracı ile seyir halindeyken otobüste yolcu olduğunu, otobüsü durdurup indiği ve yolun karşısına geçmek isterken aynı istikamette seyreden davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması sonucunda ölümlü trafik kazası neticesinde davacının kızının ağır bir şekilde yaralandığını, olaydan on iki gün sonra vefat ettiğini, otopsi raporunda ise kişinin ölümünün trafik kazası sonucu gelişen kafa içi kanama, beyin ölümü, organ yaralanması ve iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiğini, davacının kızını kaybetmesi nedeniyle acı, elem ve ıstırap duyduğunu, hayat düzeninin alt üst olduğunu, psikolojik problemler yaşamaya başladığını, … Polikliniği’nde tedavi görmeye başladığını ve tedavisinin hala devam ettiğini, davacının aldığı psikolojik yardım ücretleri, maaşında yapılan kesintiler, mevlüt ve yemek için yaptığı masraflar ve kızını kaybetmenin acısı, üzüntüsü nedeniyle uzun bir süre çalışamadığından kaynaklı sıkıntılar nedeniyle maddi kaybı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere davacı için şimdilik 1.000,00TL maddi tazminatın ve 30.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan (… Genel Sigorta A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün maddi tazminat davası bakımından sorumluluğu dahilinde) müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı ….A.Ş.ve … vekilinin cevap dilekçesi ile, meydana gelen kazada müteveffa …’ın asli kusurlu olduğunu, davacı tarafın taleplerinin haksız olduğunu, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davanın reddine ve davanın otobüs şoförü …, araç maliki …, işleten …İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ve Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi’ne ihbar edilmesine karar verilmesini istediği anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekilinin cevap dilekçesi ile, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Trafik Sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun kişi başına 250.000,00TL olduğnu, aktüer tarafından hesaplanan tazminat miktarının hak kazanan anne ve baba için toplam 10.156,13TL belirlendiğini ve bu tutarların davacı yana 06/08/2014 tarihinde ödendiğİni, kusur durumunun tespiti için rapor alınmasını istediklerini, sigortacının zarar görenin tazminat ödemeyi gerektiren belgeleri kendisine vermesinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödeme yapmadığı takdirde temerrüde düşeceğini, faiz talep hakkının da ancak temerrüt tarihinden itibaren doğacağını, açılan dava neticesinde davacı tarafın değişen bir durumun varlığına ilişkin gerekli evrakları müvekkili şirkete iletmemiş olduğunu, müvekkili şirkete ilk başvurusunda ise gerekli evraklar temin edilerek tazminat ödemesi yapıldığını, şirketin sorumluluklarının tamamını yerine getirdiğini, bu nedenle müvekkili şirketin temerüdünden bahsedilemeyeceğini ve davacı yanın kaza tarihinden itibaren faiz talebinin de dayanağının bulunmadığını belirterek, müvekkili şirket hakkındaki davanın reddine karar verilmesini istediği ve aksinin kabulü halinde, sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasını istediği anlaşılmıştır.
İhbar olunanlara ihbar ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ihbar olunanlardan …ve ve … Şirketi vekillerinin beyan dilekçesi sundukları, diğerlerinin herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E ;
Mahkememizce, deliller toplanıp, yargılama yapılarak, yargılama sonunda, … Esas, 2016 Karar nolu 22.11.2016 tarihli kararı ile ” Talep, Davalı sigorta şirketine trafik sigortası ile sigortalı bulunan ve diğer davalının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması sonucunda davacının kızı …’in ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yargılama sırasında dosyaya sunulan 26/02/2015 tarihli sulh protokolü ve ibraname başlıklı belgede; davacı ile davalı sigorta şirketi arasında sulh protokolü imzalanarak, davacı yanın sigortalı araç sürücüsü ve işleten/malikinin de tüm maddi tazminat ve fer’ileri yönünden munzam zarar, masraf, faiz ve feriler dahil olmak üzere her ne nam altında olursa olsun başkaca bir talebi kalmadığının, sigorta şirketinin de gayrikabili rücu ibra edilip, başkaca bir alacağı kalmadığının beyan edildiği saptanmıştır. Öncelikle açıklanan bu durum karşısında maddi tazminat talebi bakımından, anılan sulh ve ibra protokolü doğrultusunda davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı yanın davalı sürücü ve işleten şirkete yönelik bulunan manevi tazminat talebi bakımından yapılan değerlendirmede; … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı kamu davasında toplanan deliller ve alınan 25/03/2014 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda da belirtildiği üzere olayın; 25/07/2013 günü saat 17:00 sıralarında davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otobüs ile … istikametinden … istikametine doğru seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde ve seyir yerine göre sağ tarafta duraklayan sürücü … yönetimindeki … plakalı otobüsten inen ve akabinde indiği otobüsün önünden karşı tarafa geçmek üzere yola giren davacının kızı ve olay tarihinde 17 yaşında bulunan …’a çarpması sonucu yaralamalı bilahare ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, olay vaktinin gündüz görüşün açık, zeminin kuru olduğu çarpmanın … yönüne göre sol şeritte ve şeridin orta eksen çizgisine yakın yerde meydana gelip şahsın çarpmanın etkisi ile savrulduğu ve 5 mt fren izi saptandığı hususları tespit edilmiştir. Buna göre davalı sürücünün yönetimindeki otobüs ile olay mahalline gelmeden evvel ön ileride sağ şerit içerisinde duraklamış vaziyette bulunan otobüsten inen yolcuların karşı tarafa geçmek isteyeceklerini öngörerek derhal hızını azaltması ve ikaz ile yoldaki mevcudiyetinin ve seyrini belli ederek mahale yaklaşması gerektiği halde mevcut hızı ile yaklaşarak, duraklamış haldeki otobüsün solundan geçmek adına sol şeride girdiği ve sürücünün görüşüne kapalı yerden kaplamaya giren yayayı fark edemeyerek çarpması olayında tali derece de kusurlu olduğu, müteveffa yayanın, iki yönlü araç trafiğine açık yoldan karşıdan karşıya geçmek üzere yola girmeden evvel duraklaması sebebiyle görüş alanını kapatan ve kendisinin indiği otobüsün olay yerinden ayrılmasını kaplama dışında beklemesi gerekirken ve akabinde de her iki yönden gelebilecek araç trafiğini gerektiği şekilde kontrol ettikten sonra ve ivedilikle yolu enine kat ederek, güvenli şekilde geçişini tamamlaması gerekirken bu hususlara riayet etmeyip, sol arkadan yaklaşmakta olan otobüse rağmen, sürücünün görüşüne kapalı yerden ve can güvenliğini tehlikeye düşürecek tarzda, otobüsün seyir şeridine ani ve kontrolsüzce girmesi sebebiyle gerçekleşen kazada asli derece kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Öte yandan müteveffanın olay tarihinde 17 yaşında olduğu da görülmektedir. Buna göre manevi tazminat talepleri yönünden yapılan değerlendirmede davacı annenin desteği Melisa’nın yaşı, olayın oluş şekli ile tarafların kusur durumu, gerçekleşen sonuç, tarafların ekonomik ve sosyal durumları birlikte değerlendirilerek keza manevi tazminatın bir ceza olmayıp mal varlığına ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemesi yanında tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan, miktar kadar ve ayrıca caydırıcılık uyandıran özelliğinin de göz önünde bulundurulması suretiyle manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, maddi tazminat talebi yönünden tüm davalılar bakımından davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında hüküm tesisine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile, “Maddi tazminat talebi bakımından, tüm davalılar yönünden dava konusuz kaldığından bu yönden esas hakkında hüküm tesisine yer olmadığına, Manevi tazminat talebi bakımından davanın kısmen kabulü ile, takdiren 17.500,00 TL manevi tazminatın 25/07/2013 olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yerinde görülmeyen istemin reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2018/… Esas 2020/… Karar sayılı 04.06.2020 karar tarihli kararı ile, “Dosya kapsamından, 25/07/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMSS sigortalı bulunan … plakalı aracın müteveffanın yolcu olarak bulunduğu … plakalı otobüs ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının kızı …’ın vefat ettiği, olay nedeniyle vefat edenin desteğinden mahrum kalan davacının destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır.
… Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında alınan 25/03/2014 tarihli ATK kusur raporuna göre, durakta yolcu indiren dava dışı sürücünün kusursuz olduğu, müteveffanın tali derecede ve davalı sürücü …’ın asli kusurlu olduğu tespit edilerek bildirilmiştir. Mahkemece ayrıca bir kusur raporu alınmamıştır.
Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereğince, hukuk hakimi ceza hakiminin tespit ettiği kusurla bağlı değil ise de Ceza Mahkemesince tespit edilen fiilin hukuka aykırılığı ve illiyet bağını saptayan maddi vakalar yönünden Ceza Mahkemesi kararı ile bağlıdır.
Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince ceza dosyasında alınan rapor ile yetinilerek, tarafların kusur oranlarını belirleyen kusur raporu alınmadan manevi tazminat belirlenerek eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
O halde Mahkemece yapılması gereken; TBK’nın 53. maddesi hükmü de gözetilerek meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için ATK yada Üniversitelerin Trafik Kürsüsünden kusur raporu alınarak tarafların mali ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirilerek manevi tazminata hükmedilmesidir.
Açıklanan nedenlerle, davalılar …. A.Ş. ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile mahkememizce verilen kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere mahkememize gönderilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin kaldırma kararı doğrultusunda … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusura ilişkin olarak rapor alınmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 03.09.2020 tarihli raporuna göre, meydana gelen kazada davalı sürücü …’ün %30 oranında, davacının murisi mütevvafa …’ın %70 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin kaldırma kararında “… Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında alınan 25/03/2014 tarihli ATK kusur raporuna göre, durakta yolcu indiren dava dışı sürücünün kusursuz olduğu, müteveffanın tali derecede ve davalı sürücü …’ın asli kusurlu olduğu tespit edildiği” belirtilmiş ise de; … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında alınan 25/03/2014 tarihli ATK kusur raporunun incelenmesinde, durakta yolcu indiren dava dışı sürücünün kusursuz olduğu, müteveffanın asli derecede ve davalı sürücü …’ın tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, yine ceza dosyası içerisinde alınan Trafik bilirkişi raporuna göre de, durakta yolcu indiren dava dışı sürücü …’nin kusursuz olduğu, müteveffanın asli derecede ve davalı sürücü …’ın tali kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan kusur raporuna davacı tarafça itiraz edilmiş ise de mahkememizce alınan rapor ile ceza dosyasında alınan raporlar arasında temelde bir çelişkinin olmadığı, ceza dosyasında alınan raporlarda kusurun kusur oranı belirtilmeden “asli -tali” olarak belirtildiği, mahkememizce alınan raporda kusurun yüzdelik kusur oranları belirtilerek belirlendiği anlaşılmakla, rapora itirazlara itibar edilmemiş, mahkememizce alınan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilmiştir.
Dava dosyasının yeniden değerlendirilmesinde;
Dosya kapsamından, 25/07/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMSS sigortalı bulunan, diğer davalıların sürücüsü ve malik-işleteni olduğu … plakalı aracın müteveffanın yolcu olarak bulunduğu … plakalı otobüs ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının kızı …’ın vefat ettiği, olay nedeniyle vefat edenin desteğinden mahrum kalan davacının destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında dosyaya sunulan 26/02/2015 tarihli sulh protokolü ve ibraname başlıklı belgede; davacı ile davalı sigorta şirketi arasında sulh protokolü imzalanarak, davacı yanın sigortalı araç sürücüsü ve işleten/malikinin de tüm maddi tazminat ve fer’ileri yönünden munzam zarar, masraf, faiz ve feriler dahil olmak üzere her ne nam altında olursa olsun başkaca bir talebi kalmadığının, sigorta şirketinin de gayrikabili rücu ibra edilip, başkaca bir alacağı kalmadığının beyan edildiği saptanmıştır. Öncelikle açıklanan bu durum karşısında maddi tazminat talebi bakımından, anılan sulh ve ibra protokolü doğrultusunda davanın konusuz kaldığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. İstinaf mahkemesince de maddi tazminat yönüyle mahkememizce verilen önceki kararımıza yönelik bir kaldırmada yapılmamıştır.
Bu nedenler ile “Maddi tazminat talebi bakımından, tüm davalılar yönünden dava konusuz kaldığından bu yönden esas hakkında hüküm tesisine yer olmadığına” dair önceki kararımız ile aynı yönde karar vermek gerekmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Dava konusu kazada, davacının kızının öldüğü, bu kapsamda olay nedeniyle, davacının acı ve elem yaşayacağı, bir üzüntü duyacağı, manen yıkıma uğrayacağı bir gerçektir.
Davacı taraf, meydana gele kaza nedeniyle sigorta şirketi dışındaki davalılardan 30.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve ilkeler doğrultusunda manevi tazminat talebi değerlendirilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalı yanların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacı tarafça duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla 17.500,00 TL manevi tazminatın uygun olacağı, temerrütün olay tarihi olan 25.07.2013 tarihinde oluştuğu, temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği, sigorta şirketi dışındaki davalıların kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın sürücüsü ve malik-işleteni olmaları nedeniyle takdir edilen manevi tazminat bedelinden sorumlu oldukları sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bu nedenler ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminat talebi bakımından, tüm davalılar yönünden dava konusuz kaldığından, bu yönden esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
a-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 59,30 TL’nin davacı tarafından peşin olarak yatırılan 105,90 TL’den mahsubuna,
b-Tarafların protokol kapsamında sulh oldukları, davacının protokol ile tüm davalıları maddi tazminat ve feri talepleri bakımından ibra ettiği anlaşılmakla; Maddi tazminat bakımından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
2-Manevi tazminat talebi bakımından DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; 17.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 25.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar …AŞ ( Eski ünvanı: … AŞ, Eski Ünvan: … AŞ.) ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE, Fazlaya dair istemin REDDİNE,
a-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 1.195,42 TL’den davacı tarafından fazla yatırılan ve mahsup edilerek kalan bakiye (105,90- 59,30) 46,60 TL nin mahsubu ile bakiye 1.148,82 TL’nin davalılar …AŞ ( Eski ünvanı: … AŞ, Eski Ünvan: … AŞ.) ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA, Davacı tarafından peşinen karşılanan 46,60 TL’nin bu davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
b-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı parası, 1.794,25 TL posta masrafı ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 1.819,45 TL yargılama masrafının davanın kabul edilen miktarı uyarınca hesap edilen 1.055,28 TL’ nin davalılar …AŞ ( Eski ünvanı: … AŞ, Eski Ünvan: … AŞ.) ve …’den alınarak davacıya ödenmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı …AŞ ( Eski ünvanı: … AŞ, Eski Ünvan: … AŞ.) tarafından yapılan 293,75 TL tebligat ve posta masrafı ile 85,70 TL İstinaf kanun yoluna başvuru harcı üzere toplam; 379,45 TL yargılama masrafının davanın red edilen miktarı uyarınca hesap edilen 159,37 TL’ sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine arta kalan bu davalı üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı … tarafından yapılan 98,10 TL İstinaf kanun yoluna başvuru harcı yargılama masrafının davanın red edilen miktarı uyarınca hesap edilen 41,20 TL’ sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine arta kalan bu davalı üzerinde bırakılmasına,
e-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca manevi tazminat davası yönünden hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar …AŞ ( Eski ünvanı: … AŞ, Eski Ünvan: … AŞ.) ve …’den alınarak davacıya ödenmesine,
f-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca manevi tazminat davası yönünden hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …AŞ ( Eski ünvanı: … AŞ, Eski Ünvan: … AŞ.) ve …’ e ödenmesine,
3-HMK 120 maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen yatıran yana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı …AŞ vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı ve ihbar olunanların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır