Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/288 E. 2022/443 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/288 Esas
KARAR NO :2022/443

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:22/06/2020
KARAR TARİHİ:30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı firmaya ait hayvan sağlığı ürünlerinin satışını yaptığını, müvekkili şirket ile davalı firma arasında 2017 yılından beri süregelen ticari ilişki olduğunu, müvekkil şirketin, davalı firmadan alıp satışını yaptığı ürünlerden yıl sonunda satış tutarına göre “ciro primi” adı altında ödeme veya bu tutara tekabül eden tutarda bedelsiz ilaç aldığını, 01/09/2017-31/12/2017 tarihleri arası dönem için ciro primi olarak 63.422,21-TL, 2018 yılı için 164.417.20-TL ödediklerini, müvekkili şirket ile davalı firma arasında 25/12/2018 tarihinde 2019 yılı için de hayvan sağlığı ürünleri alımı için sözleşme imzalandığını, bu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin 01/01/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında davalı şirketten sözleşme uyarınca 10.000.000,00-TL tutarlı hayvan sağlığı ürünü alımı durumunda %4 ciro iskontolu “ciro primi” ürün almayı müvekkili şirketin kabul ettiğini, sözleşmedeki taahhüdü uyarınca 2019 yılı içinde davalı firmadan taahhüt edilen ürünlerin büyük kısmını aldığını ve en son 02/12/2019 tarihinde davalı firmaya gönderilen 3.275,424,00-TL tutarında sipariş talebi eklendiğinde müvekkili şirketin 2019 yılı taahhüdünün de üzerinde (10.395.320,00-TL) tutarında talepte bulunduğunu ancak davalı firmanın, talep edilen 3.275.424,00-TL tutarlı siparişi veremeyeceğini, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalı firmada üretim ruhsatı olan bu ürünlerin ruhsat hakkının …’na devredildiğini, siparişlerin temini için bu firma ile görüşülebileceğini belirten mail gönderildiğini, müvekkili şirketin taahhütünü yerine getirecek şekilde 10.395.320,00-TL tutarında miktarında ilaç talebinde bulunduğunu, 7.119.896,00-TL tutarlı kısmı davalı firmanın yerine getirdiğini, bunlara ilişkin ürünleri verdiğini, ancak kalan 3.275.424,00-TL tutarlı kısım için ise davalı firmanın, ruhsat devri yaptığını gerekçe göstererek yükümlülüklerini yerine getirmediğini, oysa davalı firmanın ruhsat devrini müvekkili şirkete bildirmediği gibi sözleşmeden doğan yükümlülüklerini … tarafından yerine getirileceği veya … firması tarafından davalı firma yükümlülüklerinin devralındığının müvekkili şirkete bildirmediğini, bunun yanında müvekkili şirketin 02/12/2019 tarihli sipariş formunda geçen ilaçları piyasadan daha pahalı temin etmek zorunda kaldığını, bu hususta müvekkili şirketin fiyat farkından doğan zararları ile ilgili talep ve dava haklarını ayrıca saklı tuttuklarını, davalı firmanın, müvekkili şirket tarafından gönderilen 2019 yılı % 4 ciro priminin talep edildiği yazı ve maillere cevap olarak sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen yılık 10.000.000,00-TL ciro hedefinin gerçekleşmediğini iddia ederek 2019 yılı %4 ciro primi ödemeyi kabul etmemesi üzerine davalı firmaya 2019 yılı %4 tutarlı ciro primi faturası düzenlenip gönderilmesi üzerine davalı firmanın bu faturayı … 36. Noterliği’nin 14 Ocak 2020 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile müvekkili şirkete iade ettiğini, 2019 yılı %4 tutarlı ciro priminin tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek, davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, davalı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı ile müvekkili arasında müteaddit kereler imzalanan satış sözleşmeleri ile ticari ilişki kurulduğunu, aşı, çözelti, tablet vb. Hayvan sağlığı ürünleri satışı yapıldığını, müvekkili şirketin 29/07/2019 tarihinde hayvan sağlığı ürünlerinin, bir başka firma olan … … San. Tic. Ltd. Şti.’ne devredildiğini, davacının hedef satış rakamının altında kalmasına rağmen kötü niyetli davrandığını, müvekkiline haksız ciro iskontosu hak ediş faturası kestiğini, müvekkillinin bu faturaya zamanında noter kanalı ile itiraz ettiğinin, davacı tarafın daha sonra …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile söz konusu fatura alacağı hakkında müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, bu takibe müvekkillinin süresi içinde itiraz ettiğini, davacının talepleri ve dava konusu haklarının zamanaşımına uğradığını, müvekkili ile davacı arasnda 25/12/2018 tarihinde konusunun müvekkilinin hayvan sağlığı ürünlerinin satışı olduğu bir sözleşme imzalandığını, tarafların mezkur sözleşmeye istinaden ticari koşulları serbestçe karşılıklı olarak tayin ettiklerini, söz konusu madde hükmüne göre belirlenen 10.000.000,00-TL tutarlı satış rakamı üzerine çıkılması gereken bir “sınır tutar” olarak taraflarca belirlendiğini, satıcının, ürün satışı ile ilgili olarak hem normal satışlarından kâr elde edildiğini, hem de hedef satış rakamlarına göre ek gelir temin edebildiklerini, müvekkilinin davacı ile akdettiği 25/12/2018 tarihli sözleşmede kararlaştırılan ciro iskontosu piriminin, yalnızca sözleşme konusuna giren ürünlerin belirlenen dönem içinde ancak 10.000.000,00-TL tutarında olması durumunda tespit edilmiş bir satış hedefi olduğunu, bu hedefin elde edilememesi durumunda ciro priminin ödenmeyeceğini, davacının 2019 senesinde müvekkili ile olan çalışma süresi boyunca yapmış olduğu satışların tutarlarının 7.119.896-TL olduğunu, bu durumda mezkur sözleşmede belirtilen satış hedefinin gerçekleşmediğini, bununla beraber davacının 02/12/2019 tarihinde 3.275.424-TL tutarlı son bir sipariş verdiğini belirtmiş ise de davacının, müvekkilinin ürünleri üzerindeki yasal haklarını devretmesinden dolayı kendisinin yeni hak sahibi firmaya (…) yönlendirilmesinden ötürü ciro hedefini yakalayamadığından bahisle müvekkiline “2019 yılı ciro primi hakedişi” açıklaması ile toplamda 307.579,51 TL fatura kesildiğini, daha sonra müvekkili tarafından davacı yan faturasına noter kanalı ile itiraz edildiğini, devamında davacı yanca icra takibine girişildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce dava konusu, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı, taraflar arasında yapılan sözleşmeler, düzenlenen faturalar, gönderilen ihtarnameler, tarafların ticari defter ve kayıtları dosyası dosyamız arasına alınmış, isimleri bildirilen tanıkların beyanları alınmış, bilirkişilerden rapor temin edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine 31/01/2020 tarihinde 09/01/2020 tarih, … nolu fatura bedeli olan 307.579,51 TL fatura alacağı, 2.433,25 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 310.012,76-TL alacağın tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 06/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilince, 12/02/2020 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; taraflar arasında 2017 yılından itibaren devam eden bir ticari ilişki bulunduğu, tarafların son olarak 25/12/2018 tarihinde 2019 yılı için de “2019 Yılı Satış Sözleşmesi” başlıklı, hayvan sağlığı ürünleri alımı için sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 7. maddesi gereğince, davacı şirketin 01/01/2019 ila 31/12/2019 tarihleri arasında davalı şirketten sözleşme uyarınca 10.000.000,00-TL tutarlı hayvan sağlığı ürünü alımı durumunda %4 ciro iskontolu “ciro primi” ürün almayı kabul ettiği, davacı tarafça 02/12/2019 tarihine kadar davalı şirketten 7.119.896,00-TL tutarında ürün alımı yapıldığı, davacı tarafça 02/12/2019 tarihli sipariş formu ile, davalıdan 3.275,424,00-TL tutarında sipariş edildiği, ancak, davalı şirket tarafından, söz konusu ürünlerin ruhsatının devredildiği, artık üretiminin yapılmadığı gerekçesiyle davacının siparişinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça bunun üzerine o güne kadar alınan ilaç ve benzeri ürünlerin miktarı olan 7.119.896,00-TL üzerinden % 4 oranında belirlenen ciro primi olarak 09/01/2020 tarih, … nolu, 307.579,51-TL’lik fatura düzenlendiği, faturanın davalıya tebliği edildiği, davalı tarafça faturanın davacıya iade edilmesi üzerine, davacı tarafça, söz konusu fatura bedelinin tahsili talebiyle …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında 25/12/2018 tarihli sözleşme yapıldığı, bu sözleşme gereğince davacı tarafça verilen sipariş miktarı 10.000.000,00-TL’ye ulaştığında davacıya % 4 oranında ciro primi verileceği, 02/12/2019 tarihine kadar davacı tarafça 7.119.896,00-TL değerinde sipariş verildiği ve ürün alımı yapıldığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı taraf, 02/12/2019 tarihinde davalıdan sipariş formu ile 3.275,424,00-TL tutarında ürün talep edildiğini, davalı tarafın, ürün ruhsatlarının devredildiği gerekçesiyle sipariş talebini geri çevirdiğini, taraflarınca 2019 yılı içinde toplamda 10.000.000,00-TL tutarında ürün alımı için sipariş verildiğini, bu nedenle % 4 oranında ciro primi alacağını talep etme hakları bulunduğunu iddia etmektedir. Davalı taraf ise, talep edilen ürünlerin ruhsatlarının dava dışı bir şirkete devredildiğini, bu durumu davacı tarafa bildirdiklerini, davacı tarafın 02/1/2/2019 tarihli siparişinin gerçeği yansıtmadığını, sadece 10.000.000,00-TL’lik sipariş hedefine ulaşılması amacıyla sipariş verildiğini, talebin kötü niyetli olduğunu ileri sürmektedir. Taraflar arasında düzenlenen 25/12/2018 tarihli sözleşmenin ayakta olduğu, taraflarca herhangi bir nedenle feshedilmediği sabittir. Dolayısıyla tarafların, söz konusu sözleşme gereğince üstlendikleri edimleri yerine getirme yükümlülükleri devam etmektedir. Davalının, siparişi talep edilen ürünleri üreten birimi kapatması ve/veya bu ürünlerin ruhsatını başka bir firmaya devretmesi, (sözleşmenin feshedilmediği de gözönüne alındığında) kendisini sözleşme gereğince üstlendiği edimleri yerine getirmekten kurtarmayacaktır. Davalının, tüzel kişi tacir ve basiretli bir tacir olarak ürün üreten birimi kapatması veya ruhsat devri yapması durumunda buna ilişkin, kendi müşterileri ile arasında bulunan sözleşmeleri dikkate alarak farklı çözüm yollarına başvurması gerektiği ortadadır. Davalı taraf ise buna uygun davranmamıştır. Bu itibarla taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmeyip ayakta bulunması, davacı tarafça, 02/12/2019 tarihinde verilen sipariş miktarı da dikkate alındığında, 25/12/2019 tarihli sözleşmenin 7. maddesinde belirlenen 10.000.000,00-TL’lik sipariş hedefinin aşılmış olması karşısında davacının % 4 oranında ciro primi almayı hak ettiği sonucuna varılmış, bu anlamda davalının icra takibindeki asıl alacağa yönelik itirazının haksız olduğu kabul edilmiştir. Davacı tarafça, icra takibinde asıl alacağa faiz talep edilmişse de, davacı tarafın, icra takibinden önce davalı tarafı temerrüde düşürmediği anlaşıldığından, faiz talebinin haksız olduğu değerledirilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67/2. maddesi icra inkâr tazminatını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, borçlu itirazında haksız görülürse davacı tarafından açıkça talep edilmiş olması şartıyla icra inkâr tazminatına hükmedilecektir. Borçlunun itirazında haklı veya haksız olması ise alacağın likit(belirli) olup olmamasına bağlıdır. Eğer alacak likit(belirli) ise borçlu itirazında haksızdır; alacak likit(belirli) değilse borçlu itirazında haklıdır. Borçlunun inkâr tazminatına mahküm edilebilmesi için onun ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması şart değildir. İtirazının haksızlığına karar verilen borçlu, iyi niyetle itiraz etmiş olsa bile, icra inkâr tazminatına mahküm edilecektir. Eldeki dosyada, davacı alacaklı tarafından taraflar arasındaki sözleşme ve faturaya dayalı alacak isteminde bulunulmuştur. Bu durumda davalı/borçlu alacağın miktarını bilmektedir, yani icra takibi başlatıldığı sırada ne kadar bir borç miktarını alacaklıya vermesi gerektiğini bilmektedir. Bu itibarla alacak likit(belirli) bulunmaktadır. Bu nedenle kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 307.579,51-TL asıl alacak miktarı üzerinden takip talebindeki şartlarla DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-2004 Sayılı İİK’nun 67/2. maddesi gereğince kabulüne karar verilen alacak miktarı üzerinden % 20 oranında belirlenen 61.515,902-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gerekli 21.010,76-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.294,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 15.716,51-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 5.294,25-TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …(…)’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 18/A-13’e göre, 1.309,64-TL’sinin davalıdan, 10,36-TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan ve 54,40-TL başvurma harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 4.500,00-TL bilirkişi ücreti, 1.893,00-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 6.455,20-TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre belirlenen 6.404,53-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 29.980,57-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 2.433,25-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, taraflarca tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.30/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır