Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/286 E. 2023/372 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/200
KARAR NO : 2023/474
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 06/12/2010
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin murisi … …’nin ölümü üzerine, babaanne … …’nin … Sulh Hukuk Mahkemesi’nce kendilerine vasi olarak tayin edildiğini, açılan vesayet dosyası üzerine davalı banka nezdinde … seri ve … cüzdan numaralı vadeli mevduat çocuk hesabı açıldığını, 17/02/1978 tarihi itibariyle hesaba 64.000,00-TL yatırıldığını, hesaptaki paranın gayrimenkul alımı için ve hakim iznine bağlı olarak kullanılabileceği yönünde vesayet makamınca şerh verildiğini, müvekkillerinin söz konusu hesaptan yıllar sonra haberi olduğunu, hesap hakkında bankanın … Şubesi’nden bilgi istendiğini, ancak kendilerine cevap verilmediğini, bunun üzerine davalı banka genel müdürlüğüne … Noterliği’nin 02/09/2010 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek, hesapta bulunan paranın bugüne kadar işlemiş mevduat ve yasal faiziyle birlikte ödenmesinin talep edildiğini, bankanın ihtarnameye sözü edilen mevduat hesabıyla ilgili herhangi bir alacak kaydına rastanılmadığı şeklinde haksız ve hukuka aykırı bir cevap verdiğini ve hesaptaki paranın yok sayıldığını belirterek, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla hesaba yatırılan 64.000,00-TL’ye karşılık şimdilik 500,00-TL’nin hesabın açıldığı tarihten itibaren işlemiş mevduat faizi ve işletilecek yasal temerrüt faizi ve bu miktarlarla dava tarihinden itibaren işletilecek yasal temerrüt faizi ve ayrıca bu miktarlara dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 07/07/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 724.145,35-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili banka nezdinde dava konusu edilen mevduat hesabı ile ilgili herhangi bir hak ve alacak kaydı bulunmadığını, davacıların iddia ettikleri gibi bir mevduatın olduğu varsayımında dahi, gerek 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 62. maddesi gerekse Borçlar Kanu’nun 125. maddesi gereğince mevduatın zamanaşamına uğradığını, ayrıca hesabın açılışından bu yana 35 yıl geçtiğini, zamanaşımına uğramış mevduat için müvekkili bankaya husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili bankanın hesaba ilişkin belgeleri saklama yükümlülüğünden bahsedilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamaya öncelikle … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/… esas sayılı dosyası ile mahkeme tekli hakimi tarafından başlanmış olup, mahkemenin faaliyetinin sona ermesi nedeniyle dosyanın …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/… esas sırasına aktarılarak yargılamasına devam olunduğu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyetinin sona ermesi neticesinde dosyanın mahkememizin 2014/… esas sırasına aktarıldığı, mahkememizin 11/12/2014 tarihli celsesinde; “davacı tarafın iddiasında yer verdiği toplam talep miktarı da dikkate alınarak 6545 sayılı yasanın 45 maddesi uyarınca dosyanın heyete alınmasına” karar verilerek yargılamaya mahkememiz heyetince devam olunmuştur.
Mahkememizin 25/12/2015 tarih ve 2014/… E., 2015/… K. Sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 19/04/2017 tarih ve 2016/… E., 2017/… K. sayılı ilamıyla; “Somut uyuşmazlıkta taraf vekillerinin hazır olduğu 05/11/2014 tarihli duruşmada, davacılar vekili, önceki beyan ve taleplerini tekrar ettiğini, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiş; davalı vekili ise önceki beyanları ile inceleme yaptırılması yönündeki taleplerini tekrar ettiğini ifade etmiş, aksi takdirde davanın reddine karar verilsin demiştir. Mahkemece, davalı vekilinin inceleme yaptırılması yönündeki talepleri hakkında bir karar verilmemiş, tahkikatın bittiği tefhim edilmediği gibi, taraf vekillerinin sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesi hususunda beyanları alınmamış, sözlü yargılamaya geçildiği belirtilmemiş ve taraf vekillerinin son sözleri de sorulmadan duruşmanın bittiği belirtilerek hüküm verilmiştir. Bu suretle; yukarıdaki açıklanan yasal düzenlemelere uyulmadan hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan, adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Mahkemece, bu hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış…” gerekçesiyle Mahkememizce verilen kararın bozulmasına karar verilmiş, davacılar vekilinin karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 07/12/2017 tarih ve 2017/… E., 2017/… K. sayılı ilamıyla karar düzelte talebinin reddine karar verilmesi üzerine dosya, mahkememizin 2018/… esas sırasına kaydedilmiş, Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, yeniden yapılan yargılama neticesinde Mahkememizin 12/04/2018 tarih ve 2018/… E., 2018/… K. Sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 19/12/2019 tarih ve 2018/… E., 2019/… K. sayılı ilamıyla; “…Mahkemece taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi bulunduğu ve hesabın vesayet hesabı olduğu nazara alınarak, hesap cinsinin belirlenmesi, bu hesap cinsi için bankaca bildirilen faiz oranı uygulanmak sureti ile davacıların alacaklı olduğu miktarın tespit edilmesi gerekirken, somut olaya uygulanma imkanı bulunmayan denkleştirici adalet ilkesi ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre hesaplama yapılmak sureti ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış…” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi üzerine dosya, mahkememizin 2020/… esas sırasına kaydedilmiş, Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, davacıların murisi … …’nin vefatı üzerine kendilerine vasi olarak atanan babaanneleri … … tarafından vesayet dosyası üzerinden davalı banka nezdinde açılan çocuk hesabına yatırılan paranın, faiziyle birlikte tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, davacılar vekilince davalı bankaya gönderilen … Noterliği’nin 07/01/2009 tarihli ve … yevmiye numaralı ve … Noterliği’nin 02/09/2010 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnameleri, davalı bankanın 08/09/2010 tarihli cevabi yazısı, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 29/09/… tarihli, …/… esas ve …/… karar sayılı vasi tayini kararı, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 02/10/… tarihli, …/… esas ve …/… karar sayılı evlenme akdinin ilansız icrası kararı, … seri ve 12033-7 cüzdan numaralı vadeli mevduat hesap cüzdanı, tüketici fiyatları ve toptan eşya fiyatları endeks dökümleri, vadeli ve vadesiz Türk Lirası mevduatına uygulanabilecek faiz oranları ve banka arşiv tarama tutanakları dosyamız arasına alınmış, bankacılık işlemleri uzmanı bilirkişiden rapor; bankacı bilirkişinin yanına 2 bilirkişi eklenmek suretiyle 3 kişilik bilirkişi heyetinden ek rapor, 2. ek rapor, 3. ek rapor; heyetteki iki bilirkişi değiştirilerek rapor ve ek rapor ve ayrıca … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/ … talimat sayılı dosyası aracılığıyla 2 kişilik bilirkişi heyetinden rapor temin edilmiştir.
Bankalar yeminli murakıbı …, özel hukuk öğretim üyesi Dr. … ve muhasebe-finansman öğretim üyesi Prof. Dr. … ‘tan oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 07/03/2023 havale tarihli rapor ile;
vesayet
altına alınmış bulunan davacılar adına babaanneleri tarafından davalı bankanın
… şubesi nezdinde ve 17/02/1978 tarihinde 64.000,00-TL yatırılmak suretiyle
açtırılan vadesiz çocuk hesabının, Bankacılık Kanunu bakımından vadesiz tasarruf
mevduatı niteliğini taşıdığı, bu nedenle sözkonusu hesaba vadesiz mevduat faiz oranları
uygulanması gerektiğinden dolayı, TCMB’nin bildirdiği listede yer alan 1978-2012
yılları arasında bankalarca vadesiz tasarruf mevduatı hesaplarına uygulanan vadesiz
mevduat faiz oranları esas alınmak suretiyle davacı yanların davalı bankadan olan alacaklarının 181.856,31-TL olarak
hesaplandığı, davacılar vekilinin faiz hesabı ve bu bağlamda
17/02/… tarihinden sonra temerrüt faizi uygulanması gerektiği yönündeki itirazları
çerçevesinde davacı tarafın temerrüt faizi türü talebine karşı davalı tarafın itirazı ile dava
dilekçesi kapsamındaki dava konusu talep dikkate alınmakla temerrüt faizi olarak yasal
faiz oranlarının esas alınabileceği kabulünden hareketle, talep edilebilecek alacak
miktarına ilişkin alternatif hesaplamaların raporları içerisinde sunulduğu, bu seçeneğin
mahkememizce benimsenmesi halinde davacıların davalı bankadan olan alacaklarının
5.517.966,93-TL olarak hesaplandığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davalıların babası … …’nin 22/02/… tarihinde vefat ettiği, ayrıca davacıların annesi … ‘nin de velayet hakkının … Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/07/… tarih ve …/… E.,/… K. sayılı ilamı ile nez edilmek suretiyle kaldırıldığı ve bu ilamın 17/09/… tarihinde kesinleştiği belirtilerek, anılan tarihlerde yaşları küçük olan 1965 doğumlu … …, 1969 doğumlu … … ve yine 1969 doğumlu … …’ye babaanneleri … …’nin … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas/karar sayılı ilamı ile vasi olarak atandığı anlaşılmaktadır. Belirtilen tarihte yaşları küçük ve vesayet altına alınmış bulunan davacılar adına babaanne … … tarafından … Bankası … Şubesi’nde 17/02/… tarihinde 64.000,00-TL meblağlı, … nolu vadesiz çocuk hesabı açıldığı, hesaba ilişkin bulunan hesap cüzdanında da “vasi bu parayı çocuklar adına bir gayrimenkul almak için ve konuda hakimin izni ile çekebilecektir” şeklinde şerh düşüldüğü, hesap cüzdanının bankanın iki yetkilisi tarafından imzalandığı, gerek hesaba yatırılan miktara dair; gerekse iki yetkilinin imzasının bulunduğu hesap cüzdanında silinti kazıntı ya da herhangi bir tahrifatın söz konusu olmadığı, hesabın açıldığı 17/02/1978 tarihinden sonra hareket görmediği tespit edilmiştir. Hesap cüzdanının arka sayfasında yer verilen kurallar incelendiğinde, her para yatırılışında ya da alınışında bankaya hesap cüzdanının sunulmasının zorunlu olduğu, hesaba yatırılan paralar için yetkili iki imzanın aranması gerektiği, cüzdanın herhangi bir sebeple kaybedilmesi durumunda bankaya haber verilmesi zorunluluğu ve hesabın kapatılması sırasında da cüzdanın bankaya geri verileceği hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre hesap cüzdanı ibraz edilmeden banka tarafından hesaptan tahsilat ve ödeme yapılmamakta ve yine hesap kapatılırken bile hesap cüzdanı geri istenmektedir. Diğer yandan hesap cüzdanı üzerinde herhangi bir tahrifat bulunmayıp, hesabın vesayet makamının izni ile ve onun denetim ve gözetimine tabi olmak kaydı ile açıldığı ayrıca hesaba yatırılan paranın yine vesayet makamının denetim ve izni doğrultusunda ve vesayet makamınca konulan amaç için kullanılmak üzere açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada davalı yanın zamanaşımı itirazı bulunmakla birlikte 10 yıllık zamanaşımı süresinin mülga 3182 sayılı Bankalar Kanunu’nun 36. maddesinde düzenlenen hükme tabi olduğu ve bu düzenlemeye göre belli miktarı aşan (5.000,00-TL-2.500.000,00-TL) mevduat sahiplerinin mevcut adreslerine bir mektup ile bildirildikten sonra tamamının bu sürenin bitiminden takvim yılı başından itibaren 6 ay içinde bankalarca sahiplerinin isim, kimlik ve adresleri ve haklarının faizleriyle ulaştıkları tutarlar gösterilmek suretiyle düzenlenecek bir cetvelle T.C Merkez Bankası’na devredileceği, yine belli değerin altında kalan miktarların fona intikal ettirileceği o değerin üstündeki mevduatların ise Merkez Bankası tarafından resmi gazete ile ilan ettirilerek, ilandan itibaren 1 yıl içinde sahip veya mirasçıları tarafından aranmayan mevduatların fona gelir kaydedileceği ifade edilmiş, 4. bendinde de yine küçükler adına ve yanlızca bunlara ödeme yapılmak kaydıyla açılan hesaplarda da tutar veya değeri 5.000,00-TL’yi aşanların resmi gazete ilan edileceği, ilandan itibaren 1 yıl içinde sahip veya mirasçıları tarafından aranmayan mevduatların fona gelir kaydedileceği belirtilmiştir. Hükümden de anlaşılacağı üzere 10 yıllık sürenin dolması, tek başına mevduat için zamanaşımı süresinin dolduğu anlamına da gelmemekle ve kanunda zamanaşımı süresinin dolması için hak sahiplerinin mevcut adreslerine mektupla bildirim, sonrasında da Merkez Bankası’na devir ve Merkez Bankası tarafından da mevduatlara ilişkin resmi gazete ile ilan ve ilandan itibaren öngörülen 1 yıllık sürenin de işlemsiz olarak dolmuş olması şartları birlikte aranmaktadır. Gerek Merkez Bankası ve gerekse TMSF tarafından fona devredilen mevduatlar arasında davacılar adına bir kayda rastlanmadığı belirtilmiş olup, keza mektupla bildirim ve resmi gazete ile ilan bakımından da davalı tarafça herhangi bir belge ve delil ibraz olunamamıştır. Açıklanan bu durum karşısında davalı tarafın zamanaşımı itirazı yerinde değildir. Usulünce düzenlenmiş ve yetkililerinin imzasını taşıyan hesap cüzdanı, müşterinin banka nezdindeki mevduatını kanıtlayıcı bir belge niteliğindedir. Kaldı ki dava konusu olay yönünden o tarihte yaşları sebebiyle vesayet altına alınmış bulunan davacılar bakımından vesayet makamının izin ve denetimi altında açılmış bir hesap söz konusu olup, olayın kamu düzenini ilgilendiren bu tarafı da dikkate alınarak bankanın hesap cüzdanındaki mevduattan müşteriye karşı sorumlu ve geri ödeme yükümlülüğü adı altında olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 19/12/2019 tarih ve 2018/… E., 2019/… K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davacılar ile davalı banka arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Yaşları küçük olan ve vesayet altına alınmış bulunan davacılar adına babaanne … … tarafından … Bankası … Şubesi’nde 17/02/ … tarihinde … numarada 64.000-TL yatırılmak suretiyle açtırılan vadesiz çocuk hesabının Bankacılık Kanunu bakımından vadesiz tasarruf mevduatı niteliğini taşıdığından, söz konusu hesaba vadesiz mevduat faiz oranların uygulanması gerekmektedir. Davalı Bankanın 01/01/1996-19/12/2003 vadesiz mevduat faizleri ile TCMB’nın 1978-2012 yılları arası faiz oranları listesi dosyamız arasına alınmıştır. Yine somut olayda vesayet hesabına yatırlan paranın davalı Bankaca kullanıldığı sürenin 2 (iki) ayrı dönem olduğu açıktır. Birinci dönem, paranın yattığı 17/02/1978 tarihi ile davalı Banka’nın bildirim yükümlülüğünün doğduğu 12/02/1997 tarihleri arası olan dönem olup, ikinci dönem ise paranın Davalı Bankaca kullanılmaya devam edildiği yani davalı Bankanın bildirim yükümlülüğünün doğduğu ve Borçlar Kanunu kapsamında kötü niyetli sebepsiz zenginleşen olarak parayı elinde tutan olarak kabul edildiği 13/02/1997 tarihi ile başlayan ve dava tarihine kadar olan dönemdir. Birinci dönem için hesaplama yapılırken vadesiz mevduat faiz oranı uygulanması gerekirken ikinci dönem için hesaplama yapılırken temerrüt faiz oranı uygulanmak suretiyle hesaplama yapılması gerekmektedir. Bilirkişi heyetinden temin edilen 06/03/2023 tarihli ek rapor ile de belirtilen şekilde hesaplama yapılarak davacı tarafın alacak miktarı belirlenmiştir. Mahkememizce de bu ek rapor dikkate alınarak hüküm kurulması yomuna gidilmiştir. Dava tarihi 16/12/2010 tarihi ise de, bilirkişi heyetince 15/02/2012 tarihine kadar hesaplama yapılmışsa da, davacılar tarafından bozma ilamlarında önce, 07/07/2015 tarihi itibariyle davanın ıslah edilerek 724.145,35-TL alacağın tahsiline karar verilmesinin talep edilmesi, ikinci kez ıslah yapılamaması, bilirkişi tarafından dava tarihine kadar hesaplama yapılmış olsa idi dahi bu miktarın ıslah dilekçesi ile talep edilen miktardan daha yüksek olacağı anlaşılmakla, dava tarihi itibariyle hesaplama yapılması yönünde bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor temini yoluna gidilmemiştir. Bu nedenlerle, davacı tarafın ıslah talebi de dikkate alınarak belirlenen alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın KABULÜ ile, 724.145,35-TL alacağın dava tarihi 16/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı taraf verilmesine,
2-Alınması gerekli 49.466,37-TL karar ve ilam harcından, davacılar tarafından yatırılan peşin harç 17,15-TL ve ıslah harcı 12.366,60-TL olmak üzere toplam 12.383,75‬‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 37.082,62‬-TL harcın, davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; davacılar tarafından yatırılan 12.383,75‬‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacılar tarafından yapılan 17,15-TL başvurma harcı, 2,75-TL vekalet harcı, 6.750‬,00-TL bilirkişi ücreti ve 701‬,00-TL müzekkere ve davetiye posta masrafı olmak üzere toplam 7.470,9‬0-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 97.655,99-TL vekâlet ücretinin, davalıdan alınarak davacılara tarafa verilmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır