Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/281 Esas
KARAR NO :2022/384
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/02/2016
KARAR TARİHİ:08/06/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının İstanbul Ticaret Siciline … Sicil kayıtlı … Motorlu Araçlar ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nde eşit paya sahip ortaklıklarını ve şirkette her bir ortağın münferiden temsile yetkili olduğunu, … Motorlu Araçlar Ltd. Şti’ne 2005, 2006, 2007 yılları arasında ticari faaliyetlerinden ötürü ilgili vergi dairesi tarafından vergi tahakkuk ettirildiğini, tahakkuk ettirilen vergilerin bir bölümünün … Ltd. Şti. tarafından ödenmediğini, yeniden yapılandırma uyarınca … Ltd. Şti’nin borcunun yaklaşık 1.800.000TL olarak yapılandırıldığı ve taksite bağlandığını, takibe konu olan alacağın … tarafından … Ltd. Şti. adına %50 hissesine düşen vergi borcu dahil yapılan ödemelere ilişkin olduğunu, vergi ödemelerine ilişkin alındı makbuzları toplamının 46.654.94.TL olduğunu ve bunun %50′ si 23.327.47 TL’ nin davalı adına ödenen kısım olduğunu, şirket içi sorumluluğunu aşan vergi borcu ödemesini yapan ortağın diğer ortaklar adına ödediği vergiler için de ilgili ortağa rucu hakkına sahip olduğunu, limited şirkette pay oranında sorumluluk ilkesi uyarınca davalının dava konusu vergi borçlarının %50’sinden sorumlu olduğunu, TTK 20. maddesi uyarınca basiretli tacir olarak hareket etme yükümlülüğü altında vergi borcunu bilmesi ve payına düşen ödemeleri yapması talep edilmesine rağmen ödemeleri gerçekleştirmediğini, alacağın likit olması nedeniyle davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, arz ve izah edilen nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, … Esas sayılı dosyasına yapılmış itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu borcun … Ltd. Şti’ nin 2005, 2006 ve 2007 yıllarındaki faaliyetlerine ilişkin vergi borçları olduğunu, VUK 114/1 maddesinde yer alan taraf ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler yıllık zaman aşımına uğrar hükmüne göre zaman aşımına uğradığından davanın reddi gerektiğini, borcun varlığını ispatla yükümlü tarafın davacı olduğunu, davacı vekilinin müvekkilinin vergi borcuna ilişkin sorumluluğunu ikrar ettiği iddiasının tamamiyle mesnetsiz bir iddia olduğunu, davacı tarafından başlatılan takiplerin mükerrer olduğunu, davacının işbu dava ve diğer mükerrer takiplere ilişkin görülmekte olan davalardaki beyanlarında … Ltd. Şti.”nin toplam borcunun 1.800.000 TL olarak yapılandırıldığını belirtildiğini, bu güne kadar müvekkili aleyhine vergi borçları sebebiyle başlatılan takiplerin toplam tutarının 2.572.881TL’sını bulduğunu, ortaklık ilişkisinden kaynaklanan borç denilerek davacının kardeşi olan Sermin Selimoğlu’na temlik edildiğini, bu borçlara karşı açılan menfi tespit davalarında ise davacı tarafın fikir değiştirerek borcun … Ltd. Şti.’nin yapılandırılmış borcu olduğunu iddia ettiğini, davacının tahsilini talep ettiği vergi borcu diğer dosyalarla mükerrer olup, davacının işbu dava ile kötü niyetli olarak ileri sürdüğü talebinin reddi gerektiği, davacının itirazın iptali davasının reddine, dosyaya sunulu icra dosyalarının incelenmek üzere celbine, yargılama harç ve masrafları ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, tarafların %50 ortak ve münferit temsile yetkili oldukları İstanbul Ticaret Siciline … Sicil kayıtlı dava dışı … Motorlu Araçlar ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin ödenen vergi borcunun davalı hissesine düşen miktarının rucüen tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Dava dosyasına ilişkin olarak Mahkememizce verilen 02/07/2018 tarih ve 2016/… Esas – 2018/… Karar sayılı kararda; “Tüm dosya kapsamı, tarafların dava dışı şirket olan … … Ltd. Şti. ünvanlı şirkette eşit paylı hissedar oldukları, davacının şirketin vergi borçlarının ödemesinden sonra davalının da bundan sorumlu olduğu iddiası ile yapılan icra takibi bakımından davalının eşit oranda şirkette pay sahibi olması ve kar ve zararda ortaklık prensibi, davacının şirket dışı vergi alacaklısı değil şirket hissedarı olması sebebine dayalı takip yapıldığından önceden şirket tüzel kişiliğine başvurma zorunluluğunun bulunmaması, bilirkişi tarafından yapılan tespitler doğrultusunda da davacının yapılan ödemelerinin tespit edilmiş olması nedenleriyle davacının davasının 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat edildiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacak likit olup davalının takibe itirazı haksız bulunduğundan 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince davacı yararına icra-inkar tazminatına karar verilmiştir. …” gerekçesi ile, “1-Davanın KABULÜ ile, 2- Davalının …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takibe itirazının İPTALİNE, takibin kaldığı yerden asıl alacak ve faiz üzerinden DEVAMINA, 3-Kabul edilen alacağın (23.327,47 TL) %20’ı tutarında icra inkar tazminatı olan 4.665,49 TL takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,” karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi tarafından 14/05/2020 tarihli ve 2018/1834 E – 2020/539 Karar sayılı karar ile; “Mahkemece dava dışı şirketin tasfiye olup olmadığı, şirket aleyhine fesih ve tasfiye davası açılıp açılmadığı, şirketin tasfiyesinin tamamlanıp tamamlanmadığı araştırılmadan ve davaya konu borç dava dışı şirketin vergi borcu olduğundan bu borcun ilgili şirketten tahsili imkanı olup olmadığı, vergi dairesinin borcun tahsili için öncelikle borçlu şirket aleyhine takip yapıp yapmadığı, vergi borcunun borçlu şirket tarafından değil de neden davacı tarafından ödendiği açıklattırılmadan, dolayısıyla şirket ortaklarının kamu alacaklarından sorumluluklarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmadan ve davalının zaman aşımı itirazı değerlendirilmeden, davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.” gerekçesi ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına, belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın Mahkememize gönderilmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlığa konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklının davalı borçludan 23.327,47 TL ‘nin tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin 03/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun süresinde 08/12/2015 tarihli borca itirazı üzerine takibin durduğu, eldeki davanın da hak düşürücü içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların %50 ortak oldukları dava dışı … Motorlu Araçlar ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kaydından 09.02.2007 tarihindeki ortaklar kurulu toplantısında … ve …’nun on yıl için şirket müdürlüğüne atanmalarına ve münferit imzaları ile şirketin temsil ve ilzama yetkili kılınmalarına karar verildiği; …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı kararının incelenmesinde; davacının …, davalıların … ve … Motorlu Araçlar Dış Ticaret Ltd.Şti., davanın şirketin fesih ve tasfiyesi davası olup, 19.12.2011 tarihinde açıldığı, davacı tarafça dava dilekçesinde; yüksek fiyatla alınan gemiler nedeniyle şirketin zarara uğradığı, şirket kaynaklarının haksız ve kötü niyetli olarak harcandığı belirtilerek, davalı şirkete kayyım atanarak infisahına karar verilmesinin talep ve dava edildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda; davalı şirketin kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığı, şirket öz varlığının 1.201.890,63 TL olduğu, 4.000.000,00 TL tutarlı esas sermayenin özvarlık içerisindeki oranının %30 olduğu, böylece sermayenin %70′ inin yani 2/3’sinden fazlasının yitirilmiş olduğu, şirket satışlarının giderek düştüğü, fon yaratma kapasitesinin bulunmadığı, vadesi geçmiş ve ertelenmiş vergi borçlarının 1.346.277,74 TL olduğunun tespit edildiği, mahkemece; davalı şirketin sermayesinin 2/3’sinden fazlasını yitirdiği, ekonomik olarak geleceğe dönük fon yaratma kapasitesinin bulunmadığı, sürekli zarar ettiği, ticari defter ve belgelerin düzenli tutulmadığı, böylece şirketin fesih ve tasfiyesi gerektiği sonucuna ulaşılarak, “Davalı şirket hakkında açılan davanın kabulü ile, … … Ltd.Şti’nin fesih ve tasfiyesine, Davalı şirkete İlişkin mevcut yönetim yetkilerinin kaldırılmasına, Mali müşavir ….’un davalı şirkete kayyım olarak atanmasına karar verildiği, mahkemece verilen kararın süresi içerisinde temyiz edilmemesi nedeniyle 12.10.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İstanbul Vergi Dairesi … Kurumlar Vergi Dairesi’nin yazı cevabında … Vergi Kimlik numarasında Kayıtlı Mükellefi … … Ltd Şti hakkında 2005-2006-2007 dönemleri için … … – … Ana Takip dosya numaralarında kayıtlı Takiplerin yapıldığı, ayrıca, bahsi geçen mükellefin 2005-2006-2007 yıllarına ait vergi borçları için 6111 sayılı Kanun ve 6552 Sayılı Kanunan göre tecil ve taksitlendirme talebinde bulunuldupu, söz konusu şirket borçlarının şirket adına ödendiği, 07.07.2020 tarihi itibariyle şirketin borç kaydı bulunmadığı bildirilmiştir.
Davalı yanca zamanaşımı def’inde bulunulmuşsa da alacak talebinin dayanağını oluşturan dava dışı şirketin 2005, 2006 ve 2007 dönemli vergi borçlarına ilişkin olarak idari takipler yapılmış olması, İstanbul 7. Vergi Mahkemesi nezdinde davalar açılmış olması, 6111 ve 6552 sayılı Kanunlar kapsamında tecil ve taksitlendirme işlemleri yapılmış olması nedeniyle vergi borçları bakımından zamanaşımı sürelerinin durduğu, 2011 yılı içerisinde yapılan taksitlendirme tarihinde zamanaşımı sürelerinin tamamlanmadığı, rücuen tahsil istemine konu ödemelerin de davacı yanca 2015 yılı içerisinde yapıldığı anlaşılmakla bu bakımdan da zamanaşımı sürelerinin henüz tamamlanmadığı, bu minvalde davalının zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin dava dosyasına ilişkin olarak verdiği kaldırma kararı ile yine dosyaya sonradan yansıyan bilgi ve belgeler kapsamında irdeleme ve değerlendirme yapılması suretiyle tanzim olunan 16/05/2021 tarihli ek raporda, bilirkişi; davacı … ile davalı …’ın %50 hissedarı ve aynı zamanda her iki ortağın da Şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu dava dışı … Motorluı Araçlar ve Dış Ticaret Ltd Şti ‘nin ödenmemiş vergi borçları ile ilgili olarak, dava dışı şirket hakkında vergi dairesi tarafından idari takip dosyaları açıldığını, şirket yetkilileri tarafından tahakkuk eden ve ödenmemiş vergi borçları için yapılandırma taleplerinin kabul edildiğini ve yapılandırma ile belirlenen ödeme vadelerinde vergi borçlarının, şirket ortak ve yöneticilerinden …’na ait kredi kartı ile internet üzerinden şirket adına vergi dairesine ödendiğini, idari takip dosyalarının işlemden kaldırıldığını, vergi dairesi tarafından gönderilen belgelerden, dava dışı şirket hakkında her ne kadar idari takip dosyası açıldığı beyan edilmiş ise de, dava dışı şirket hakkında veya şirket ortakları aleyhine İİK hükümleri çerçevesinde başlatılan yasal takip olup olmadığı hususunda bir tespit yapılamadığını, mevcut belge ve bilgiler çerçevesinde bu yönde bir takip yapılmadığının kabulü gerektiğini, ilgili vergi dairesi tarafından sistem üzerinden 07.07.2020 tarihinde yapılan borç sorgulamasında dava dışı şirketin her hangi bir vergi borcunun bulunmadığını, vergi dairesi tarafından gönderilen belgelerden ve 07.07.2020 tarihli borç sorgulama belgesinden dava dışı şirketin vergi mükellefiyet kaydınında devam ettiğinin anlaşıldığını, ticaret sicil kayıtları ile ilgili olarak da dava dışı şirketin en son ticaret sicil işlem kaydının 27.09.2007 tarihinde yapıldığını, şirketin tasfiyesine ilişkin olarak ticaret sicil kayıtlarında her hangi bir işlem kaydının olmadığını, dava dışı şirket ortağı … tarafından, şirketin vergi borçları için yapmış olduğu ödemelerin öncelikle dava dışı şirketten talebinin yerinde olacağını, davacı tarafından dava dışı şirketin vergi borçları için vergi dairesine yaptığı ödemelerin, dava dışı şirketten tahsilinin imkansız hale geldiğinin davacı tarafından ispatlanması halinde, ….İcra Md. 06.11.2015 Tarih … E Sayılı dosyasından 23.327.47 TL rücuen talebi ile %9 faiz talebinin yerinde olacağını, dosya kapsamı ve taraf beyanları nazara alınarak zamanaşımı yönünden hukuki değerlendirme mahkemenin takdirinde olduğunu, dava dışı … … Ltd. Şti. ile ilgli olarak İstanbul(Kapatılan) 49 ATM … E Sayılı dosyasından şirket hakkında fesih ve tasfiye kararı verildiğini, kararın kesinleştiğini, şirketin ticari faaliyetinin devam edip etmediği hususnun bağlı olunan vergi dairesinden müzekkere ile istenmesi hususunun Mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmiştir.
TTK’nın 602. maddesine göre şirket borçlarından dolayı şirket mal varlığı ile sorumludur. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu kanunun hükmüne göre takibe tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.
Uyap ortamından yapılan incelemeden; dava dışı Sermin Selimoğlu (Temlik eden: …) ve davalı arasında, işbu davaya da konu olan vergi borcunun … tarafından ödenen bir kısmının tahsili için davalı aleyhine İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/572 Esas 2018/501 Karar sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında, Mahkemece davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/3881 Esas 2020/3481 Karar sayılı ilamında; “Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davadışı limited şirketin ortağı ve müdürü olan …’nun, şirketin vergi borçlarından ötürü ilgili vergi idaresi tarafından takibe maruz kalması sonucunda tahakkuk eden vergi borcunun tümünü ödediği ve ödediği meblağın yarısını işbu davaya konu icra takibi ile şirketin diğer müdürü ve ortağı davalıdan talep ettiği dosya kapsamı ile sabittir. Kamu idaresinin 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesi çerçevesinde söz konusu alacağın kamu borçlusundan tahsil edilemeyeceğini değerlendirerek …’na yönelmiş olduğu dosya kapsamı ile belirgindir. Bu durumda, davalı yanca, şirketin mal varlığı bulunduğu, kamu idaresine ödenen borcun öncelikle şirketten tahsil edilmesine yönelik savunmasının kanıtlanamaması halinde, davacının hissesine düşen miktardan fazla ödediği tutarın, teselsül hükümleri gereğince, davalıya hisse oranı dairesinde rücu edilmesinde hukuka aykırılık yoktur. Mahkemece, ispat yükü dağılımına da ilişen bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Davalı yanca, vergi borcunun ortaklardan tahsil edilebilmesi için öncelikle şirket tüzel kişiliğine karşı başlatılan takibin semeresiz kalması gerektiği, şirketin aktif olduğu, malvarlığı bulunduğu, takibin mükerrer olduğu ileri sürülmüştür. Ancak, davalı tarafça açılan davada …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı ilamı ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiği, kararın 12.10.2014 tarihinde kesinleştiği, işbu davanın ise 17/02/2016 tarihinde açıldığı, dolayısıyla davalı yanca ileri sürülen şirketin aktif olduğu ve mal varlığı bulunduğu savunmasının Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/3881 Esas 2020/3481 Karar sayılı ilamındaki tespitler de dikkate alındığında yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Ayrıca, taraflar arasındaki diğer takip dosyaları da irdelenerek hazırlanan 20/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda mükerrer takip ve tahsilat bulunmadığı tespit edildiğinden davalının mükerrerlik iddiası da yerinde görülmemiştir. Tüm bu nedenlerle, davacının, takip/ dava konusu alacağın dayanağını oluşturan, dava dışı şirketin vergi borçlarına istinaden hissesine düşen miktardan fazla yaptığı 02/11/2015 tarihindeki 36.813,61 TL, 9.312,51 TL ve 528,88 TL toplamı 46.655,00 TL ödemeyi, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından teselsül hükümleri gereğince sorumlu olan davalıya %50 hissesi oranında rücu edebileceği, bu bağlamda, davacının 23.327,47 TL alacağa ilişkin olarak açmış olduğu itirazın iptali davasının haklı ve yerinde olduğu, öte yandan alacağın likit ve itirazın haksız olması karşısında icra inkar tazminatı istem koşullarının da oluştuğu sonucuna varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, takibin takip talepnamesindeki kayıt ve koşullarla kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde 4.665,49 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 1.593,50-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 281,74-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.311,76-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin harç olarak yatırdığı 281,74-TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 29,20-TL, bilirkişi ücreti 1.350,00-TL ile posta ve davetiye masrafı 397,60-TL toplamı 1.776,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2022
Katip …
e-imzalıdır .
Hakim …
e-imzalıdır .