Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/267 E. 2022/69 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/267
KARAR NO:2022/69

DAVA: TANIMA VE TENFİZ
DAVA TARİHİ:11/06/2020
KARAR TARİHİ:10/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin, yüksek kalite vinil duvar kağıtları üretimi alanında uzun yıllardır uluslararası faaliyet gösteren ABD merkezli bir şirket olduğunu, davalı şirketin, dekorasyon amaçlı duvar kağıtları, duvar kaplamaları, boya vb. ürünlerin alım, satım ve ithalatı alanlarında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalı şahısların ise, davalı şirketin kurucu ortakları, davalı …’nun aynı zamanda davalı şirketin tek müdürü olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 28/08/2014 yürürlük tarihli bir münhasır distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, davalı şahısların da sözleşmeyi imzaladığını, sözleşme uyarınca davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ürün siparişleri verildiğini, bu siparişler üzerine üretilen ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğini, ancak bu teslimatlara istinaden düzenlenen ve davalı şirkete gönderilen faturaların, yapılan yazılı ihtarlara rağmen davalı şirket tarafından ödenmediğini, sözleşmede; sözleşmeden veya sözleşmeyle ilgili olarak ortaya çıkan herhangi bir talep veya ihtilafın, Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi’nin uluslararası tahkim kuralları uyarınca tahkim yoluyla çözüme kavuşturulacağının, hakem sayısının üç olacağının, tahkimin yerinin Atlanta, Georgia ABD olacağının, tahkimin ingilizce dilinde yürütüleceğinin ve kararın ingilizce dilinde verileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin alacağını tahsil edememesi üzerine sözleşme uyarınca 10/01/2018 tarihinde Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi, Amerikan Tahkim Kurulu nezdinde, davalılara karşı tahkim başvurusunda bulunulduğunu, başvuru kapsamında davalıların usulüne uygun tahkim yargılamasına davet edildiğini ve tahkim yargılamasının da usulüne uygun olarak yapıldığını, Amerikan Tahkim Kurulu’nun 01-18-0000-1845 numaralı dosyası nezdinde yürütülen tahkim yargılaması neticesinde, hakem heyetinin nihai kararını 03/01/2019 tarihinde verdiğini, hakem heyetinin sözleşmeye dayalı alacak miktarı olarak 358.367,95-USD, vekalet ücreti ve masraflar için 29.648,70-USD ve yargılama giderleri için 36.617,83-USD olmak üzere toplam 424.634,48-USD’nin davalılar tarafından müvekkili şirkete ödenmesine karar verdiğini, kararın nihai nitelikte olduğunu ve karara karşı herhangi bir itiraz veya temyiz başvuru yolu mevcut olmadığını, ayrıca duruşma davetiyesi ve nihai hakem kararının, bu yönde bir hukuki gereklilik olmamasına rağmen Lahey Sözleşmesi uyarınca davalılara tebliğ edildiğini, davalıların tüm bu tutumlarının, dava konusu hakem kararının tenfizine karar verilmesi durumunda da kararda belirtilen meblağın müvekkili şirket tarafından tahsil edilememesi riskinin gerçek ve büyük bir risk olduğunu, tüm bu nedenlerle Amerikan Tahkim Kurulu’nun 01-18-0000-1845 numaralı dosyası kapsamında yürütülen tahkim yargılaması neticesinde verilen 03/01/2019 tarihli nihai hakem kararının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
Dosyanın incelenmesinden Av. …’ın davalılardan sadece …’ne ait vekâletnamesinin bulunduğu, diğer davalılar … ve … adına vekâletnamesinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava, davacı şirket ile davalı şirket arasında düzenlenen distribütörlük sözleşmesine istinaden, davalı şirketçe emtia bedellerinin davacı şirkete ödenmediğinden bahisle, davacı şirket tarafından Amerikan Tahkim Kurulu’na yapılan başvuru neticesinde, kurul tarafından verilen 03/01/2019 tarihli ve 01-18-0000-1845 sayılı kararının New York Sözleşmesi uyarınca tanınması ve tenfizi talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce Amerikan Tahkim Kurulu’nun 03/01/2019 tarihli ve 01-18-0000-1845 sayılı kararı, taraflar arasında düzenlenen 28/08/2014 yürürlük tarihli münhasır distribütörlük sözleşmesi, ürün ve fiyat listesi, Amerikan Tahkim Kurulu tarafından yapılan e posta, posta ve diğer tüm bildirim ve tebliğ mazbataları, Lahey Sözleşmesi uyarınca yapılan tebligatlara ilişkin tüm evraklar, ilgili ihtarnameler ve taraflar arasındaki yazışmalar dosyamız arasına alınarak hep birlikte incelenmiştir.
Yabancı olarak nitelendirilen mahkeme kararları ile hakem kararları ancak tanıma veya tenfiz edilebilme koşulu ile ülkemizde sonuç doğurabilir. Tanıma; icra kabiliyetinden ayrı olarak, yabancı mahkeme kararı ya da hakem kararının tanıma işleminin yapıldığı devlet tarafından kabul edilmesi anlamına gelmekte, tenfiz; yabancı mahkeme kararının ya da hakem kararının tenfiz işleminin gerçekleştiği ülkede icra kabiliyeti kazanmasını ifade etmektedir.
Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilen ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların ve hakem kararlarının Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesi şartına bağlıdır (5718 sayılı MÖHUK m 50, mülga 2675 sayılı Kanun 34/1.m).Yine bu ön şart yanında 5718 sayılı Kanun 54. maddesinde(mülga 2675 sayılı Kanun’un 38.m) tenfizin şartları da sayılmış bulunmaktadır. Buna göre; Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında mütekabiliyet esasına dayanan bir anlaşma veya o devletten Türk Mahkemeleri’nden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması, ilamın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, kendisine karşı tenfiz istenen tarafın savunma hakkına ilişkin usulü işlemlere uyulmuş olması ve Türklerin kişi hallerine ilişkin davalarda Türk Kanunlar İhtilafı kaidelerinin gösterdiği hukukun uygulanmış olması tenfiz kararı verilebilmesinin şartlarını oluşturmaktadır.
Tanıma ve tenfiz istemine konu kararın verildiği ülke olan Amerika Birleşik Devletleri ile ülkemiz arasında da fiili karşılıklılık bulunduğu, Adalet Bakanlığı, Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü, Hukuk Mütalâa ve Görüş Bürosu’nun 30/06/2020 tarihli yazısından anlaşılmaktadır.
Yine ülkemiz 10/06/1958 tarihli ve Yabancı Hakem Kararların Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesine taraf olup, buna göre yabancı hakem kararının tenfizi de bu sözleşme şartlarına göre değerlendirilecektir. New York Sözleşmesinde tenfiz şartları, geçerli bir tahkim anlaşmasının bulunması, davalının savunma hakkına riayet edilmek suretiyle karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri içinde karar vermiş olması, Hakem Mahkemesinin oluşumu ve tahkim prosedürünün taraflar arasındaki anlaşmaya uygun ve anlaşmada hüküm yok ise tahkim prosedürünün cereyan ettiği ülke hukukuna uygun olması, kararın taraflar için bağlayıcı olması ya da verildiği ülke hukukuna ya da tahkimin tabi olduğu ülke hukukuna göre iptal edilmemiş yahut icrası askıya alınmamış olması, kararın tenfiz devleti hukukuna göre tahkim yoluyla çözümü mümkün bir uyuşmazlığa ilişkin bulunması ve son olarak kararın tenfiz devleti hukukunun kamu düzenine aykırı olmaması şeklinde ifade edilmiştir. Tenfiz incelemesinde hakem kararının esastan değerlendirilmesi söz konusu olmayıp sadece belirtilen tenfiz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmek durumundadır.
Bu kapsamda yapılan değerlendirmeye göre; tenfiz istemine konu 03/01/2019 tarihli hakem kararında, davacının tenfiz talep eden şirket, davalıların dosyamız davalıları olduğu, …’den oluşan hakem heyeti tarafından karar verildiği, taraflar arasında düzenlenen 30/01/2015 tarihinde tadil edilen 28/08/2014 tarihli “Münhasır Distribütörlük Sözleşmesi”nin 18. maddesi ile, sözleşmeden veya sözleşmeyle ilgili olarak ortaya çıkan herhangi bir talep veya ihtilafın, Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi’nin uluslararası tahkim kuralları uyarınca tahkim yoluyla çözüme kavuşturulacağının, hakem sayısının üç olacağının, tahkimin yerinin Atlanta, Georgia ABD olacağının, tahkimin İngilizce dilinde yürütüleceğinin ve kararın İngilizce dilinde verileceğinin kararlaştırıldığı, tahkim yargılaması sırasında taraflara usulüne uygun olarak tüm tebligatların yapıldığı, savunma hakkını kısıtlayacak herhangi bir durumun söz konusu olmadığı, kararın taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, tahkim yargılamasında, tarafların sözleşme ile kararlaştırılmış olan usulüne uygun olarak yargılama yapıldığı, tahkime konu ticari ilişki dikkate alındığında verilen kararın ülkemiz hukukuna göre tahkim yoluyla çözümü mümkün bir uyuşmazlığa ilişkin bulunduğu, kararın ülkemiz hukukunun kamu düzenine aykırı olmadığı gibi, ülkemiz mahkemelerinden verilen ve kesinleşen hususlara aykırı olması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi Uluslararası Tahkim Kuralları’nın 30. maddesi gereğince tahkim kararının kesin nitelikte olduğu, karara karşı herhangi bir itiraz veya temyiz yolunun mevcut olmadığı, davalılarca da tahkim kararının tenfizinin mümkün olmadığına ilişkin herhangi bir itiraz veya savunmada bulunulmadığı gözönünde bulundurularak, davacı tarafça açılan davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın KABULÜNE, … Tahkim Kurulu’nun 03/01/2019 tarih ve 01-18-0000-1845 sayılı kararının TANINMASINA ve TENFİZİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL harcın, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı ve 402,00-TL müzekkere ve davetiye posta masrafı olmak üzere toplam 456,40-TL yargılama giderinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 5.100,00-TL vekâlet ücretinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.10/02/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır