Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/247 E. 2022/35 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/247 Esas
KARAR NO :2022/35 Karar

DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/05/2020
KARAR TARİHİ: 24/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın alacağına müteakip başlatılan icra takibine, davalı tarafından haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiği, davalı-borçlu tarafında yapılan itirazın iptali ve davalının haksız itirazı karşısında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettikleri, müvekkilinin hem ithalat hemde ihracat kapsamında gümrükleme işlemleri yaptığını, davalı tarafa gümrük hizmeti sunduğunu, davalı için yaptığı gümrükleme ithalat yükleri ile ilgili işlemlerden davalı nam ve hesabına masraflar yaptığını, davalının bu masrafları müvekkiline ödemediğini bu nedenle …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının huzurdaki icra takibine haksız ve hukuki mesnetten uzak olarak itiraz ettiğini, İstanbul Arabuluculuk Bürosunun … numaralı dosya ile arabulucuya başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davalı tarafından haksız ve kötü niyetli itirazların iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketten, taraflar arasında imzalanan 11/04/2019 tarihli “Gümrükleme Sözleşmesi” uyarınca gümrük müşavirlik hizmeti aldıklarını, alınan gümrük müşavirlik hizmeti karşılığında ise davacıya komisyon faturası karşılığında gümrük hizmet ücreti ödemekte olduğunu, icra takibinde talep edilen masraflar ve gümrük hizmetine ilişkin ücret noktasında müvekkilinin davacıya tarafa borcunun olmadığını, davacının “gümrük sözleşmesi” gereğince üslenmiş olduğu ve sözleşmenin esaslı noktalarını oluşturan edimlerini gereği gibi ifa etmediğini ve müvekkilini zarara uğrattığını, müvekkiline gönderilen … 6. Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtarnamesine cevaben keşide ettikleri … 17. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile “davacı şirketten kaynaklanan temerrüt hali nedeniyle uğranılan zarar ve müvekkil şirkete yukarıda anlatıldığı şekliyle uygulanacak cezai şart bedellerinin davacı şirkete yansıtılacağını” ihtar ettiklerini bu nedenle müvekkilinin uğradığı zararlar hesaplanarak davacı şirketin alacaklı olduğu iddia ettiği ve davaya konu takibinde gösterdiği miktarın tekrar hesaplanması gerektiğini, müvekkili ile karşı tarafla aralarında imzalanan sözleşmenin “karşılıklı borç yükleyen sözleşme” niteliğinde olduğunu, TBK 97 vd. hükümleri ile de sabit olduğu üzere davacı şirketin müvekkil şirketten ifa talep edebilmesi için öncelikle kendi edimini gereği gibi ifa etmesi gerektiğini, bu nedenle davanın reddi ile %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas dosyası mündericatı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlen fatura ve cari hesap alacağına dayanarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın; ticari ilişkiye istinaden düzenlenen faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağı nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin olması hasebiyle, davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, alacaklı olarak gözükmesi, davalıdan alacağı bulunduğunu göstermeyecektir (Yargıtay 19. H.D. 09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Diğer yandan, fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacaktır (Yargıtay 19. H.D. 06/06/2018 tarih ve 2016/18445 Esas-2018/3268 Karar sayılı kararı).
Yine faturanın davalıya tebliğ edilmiş olması da, malın davalıya teslim edildiğinin veya fatura konusu hizmetin verildiğinin belgesi değildir. Bu durumda malın tesliminin veya hizmetin verildiğinin ispat külfeti davacı yanda olup, malın teslimini veya hizmetin verildiğini usulüne uygun delillerle kanıtlanmalıdır (Yargıtay 19.H.D.09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle; “Davacı/davalı tarafından düzenlenen faturaların davacı taraf yasal defterlerinde yer aldığı, defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğu, faturalarla ilgili mali idareye yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığı, açılış ve kapanış kayıtlarında kanunun öngördüğü süreler içinde yapıldığı, davacı/davalı lehine delil olma kuvvetine sahip olduğu, davacı tarafın verdiği hizmet karşılığında düzenlediği faturalardan kaynaklı 36.085,46 TL alacaklı olduğu konusunda tarafların mali kayıtlarının birbirine teyit ettiği, dava dosyasındaki taraflar arasındaki mail ve mutabakat mektubu fotokopilerine istinaden davacının cari hesaptan kaynaklı alacak rakamında her iki tarafında bire bir mutabık oldukları, davacının takip tarihi (17/07/2019 ) itibariyle 34.349,16 TL davalı taraftan alacaklı olduğu, davacının takip talebine uygun olarak takip tarihi 17/07/2019 ile dava tarihi 20/05/2020 arasında ticari temerrüt faizi üzerinden yapılan faiz hesaplamasında 5.315,89 TL davalıdan alacaklı olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunun incelenmesinde de; raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere yapılan mali tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılmış ve hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlen fatura ve cari hesap alacağına dayanarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı-borçlu aleyhine 34.349,16 TL asıl alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalın süresinde asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkememizce taraf defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, dosyaya ibraz edilen, dosya kapsamına ve bilimsel gerçeklere uygun olan bilirkişi heyeti raporunda, davacı ve davalı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, davacı tarafın verdiği hizmet karşılığında düzenlediği faturalardan kaynaklı 36.085,46 TL alacaklı olduğu konusunda tarafların mali kayıtlarının birbirine teyit ettiği, dava dosyasındaki taraflar arasındaki mail ve mutabakat mektubu fotokopilerine istinaden davacının cari hesaptan kaynaklı alacak rakamında her iki tarafın da, bire bir mutabık oldukları, davacının takip tarihi itibariyle 34.349,16 TL davalı taraftan alacaklı olduğu, davalı yanca her ne kadar, davacının “gümrük sözleşmesi” gereğince üslenmiş olduğu ve sözleşmenin esaslı noktalarını oluşturan edimlerini gereği gibi ifa etmediği ve müvekkilini zarara uğrattığı, karşı tarafla müvekkili arasında imzalanan sözleşmenin “karşılıklı borç yükleyen sözleşme” niteliğinde olduğu, TBK 97 vd. hükümleri ile de sabit olduğu üzere davacı şirketin müvekkil şirketten ifa talep edebilmesi için öncelikle kendi edimini gereği gibi ifa etmesi gerektiği iddia edilmiş ise de; hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunundaki; “davacının 36.085,46 TL alacaklı olduğu konusunda tarafların mali kayıtlarının birbirini teyit ettiği, davacının cari hesaptan kaynaklı alacak rakamında her iki tarafın da, bire bir mutabık oldukları” şeklindeki tespit karşısında, davalı yanın davacı yanın edimini ifa etmediğine ilişkin savunmasına itibar edilmemiş, davalı yanın dava ve takip konusu faturaların ticari defter ve kayıtlarına işlenmesi sonucu fatura içeriğini de kabul etmiş sayılacağı (Bknz. Yargıtay 19. H.D. 25/11/2015 tarih ve 2015/6026 Esas-2015/15585 Karar sayılı kararı) sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmış, ayrıca davalı yanca herhangi bir ödeme iddiasında da bulunulmadığından, davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve ayrıca takip konusu alacak likit olduğundan, itirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalı- Borçlunun, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının İPTALİ ile; takibin takip talebindeki şartlarla aynen DEVAMINA,
-Hükmolunan alacağın (34.349,16-TL) %20’si oranında hesaplanan, 6.869,83-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 2.346,30-TL karar ve ilam harcından 586,60 TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 1.759,78 TL eksik harcın davalıdan alınarak MALİYEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yatırlan 586,60 TLpeşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 54,40 başvuru harcı, 2.108,00 TL bilirkişi ve Posta masrafı olmak üzere toplam 2.162,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.152,37 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Varsa, gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
8-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır