Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/236 E. 2021/699 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/236 Esas
KARAR NO:2021/699

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :27/04/2020
KARAR TARİHİ:12/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin elektirk elektronik sistemininde bünyesinde birçok markanın distribütörü konumunda faaliyet gösteren bir firma olduğunu, davalı tarafından belirli dönemler içerisinde müvekkilinden malzeme tedarik edildiğini ve bu malzemelere ilişkin olan borcunu ödemediğini, davalı ile yapılan görüşmelerde borcun sürekli ödeneceği belirtilmiş ise de, bugüne kadar borcun ödenmediğini, bunun üzerine müvekkilinin, davalı tarafından kendisine ödenmeyen 24.031,49 TL’nin tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine başladığını, davalı …. Ltd. Şti. vekilinin icra dosyasında müvekkiline borçlu olmadığı gerekçeleriyle takibe itiraz ettiğini, itirazın iptali davası açılması için zorunlu olan arabuluculuk görüşmesinden de sonuç alınmaması ve haksız ve mesnetsiz itirazın kaldırılarak takibin devamı ile kötüniyetli davalı aleyhine asıl alacak bedelinin %20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için huzurdaki işbu davayı ikame etme gereğinin hasıl olduğunu belirterek davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, kötüniyetli davalı aleyhine asıl alacak bedelinin %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ile dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Dava; Faturaya bağlı cari hesap alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası, tarafların BA, BS formları celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava konusu olan …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası incelendiğinde; Davacı- alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 10/09/2019 tarihli 23.494,06 TL tutarında faturaya bağlı cari hesap alacağı açıklamasıyla 23,494,06 TL Asıl Alacak ve 537,43 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 24.031,49 TL üzerinden 31.10.2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 08.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı- borçlu vekilince takibin dayanağı olarak gösterilen faturaya bağlı cari hesap alacağı konusunda taraflar arasında bir mutabakat yapılmadığından bahisle icra takibinde talep edilen borcun kabul edilmediği ve bu sebeple itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve davacı alacaklı tarafça İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca bir yıllık yasal sürede işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 23.02.2021 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafça 2019 yılı envanter defterinin incelemeye ibraz edilmediği, incelemeye ibraz edilen 2019 yılı yasal defterlerinin E-Deftere tabi olduğu, E-Deftere tabi yevmiye ve kebir defterinin E-Beratlarının yasal süresinde verildiğinin tespit edildiği, davacı tarafça incelemeye ibraz edilen yasal defterler ve dayanak belgeleri incelendiğinde, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 23.494,06.TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğunun tespit edildiği;
Davalı yanın incelemeye defter ve kayıt sunmadığı, bundan dolayı davalı taraf ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılamadığı;
Davacı tarafça icra takip konusu yapılan alacağın dayanağı faturaların, 01/03/2019 tarihli 1.814,37 TL tutarlı, 11/03/2019 tarihli 6.490,00 TL tutarlı, 06/04/2019 tarihli 730,13 TL tutarlı, 17/04/2019 tarihli 130,63 TL tutarlı, 18/04/2019 tarihli 280,63 TL tutarlı, 19/04/2019 tarihli 3.117,50 TL tutarlı, 19/04/2019 tarihli 2.546,88 TL tutarlı, 30/04/2019 tarihli 4.779,00 TL tutarlı, 02/05/2019 tarihli 730,13 TL tutarlı, 02/05/2019 tarihli 2.124,00 TL tutarlı, 24/05/2019 tarihli 281,43 TL tutarlı, 15/06/2019 tarihli 469,39 TL tutarlı faturalar olduğu, toplam fatura bedelinin 23.494,06 TL olduğu;
Davacı tarafça düzenlenen faturaların “Ticari Fatura” şeklinde düzenlendiği, bilindiği üzere ticari fatura düzenlendiğinde ve düzenleyen tarafından karşı tarafa internet ortamında gönderildiğinde karşı tarafın posta kutusuna gelen faturayı kabul red veya iade etme hakkının olduğu, dosya kapsamında bu faturaların davalı tarafından kabul edildiğine ve fatura içeri malların davalıya teslim edildiğine dair bir delil sunulmamış olduğu, ancak, tarafların vergi daireleri tarafından dosyaya gönderilen BA-BS formları incelendiğinde, her iki tarafın, dava konusu 2019 yılı Ocak, Mart Nisan ayında düzenlen toplam 31.122 TL KDV hariç (36.726,39 TL KDV dahil) faturaları karşılıklı olarak beyan ettiği, buradan hareketle davacı tarafça davalı adına 2019 yılı Ocak, Mart, Nisan ayında düzenlen Toplam 31.122 TL KDV hariç (36.726,39 TL KDV dahil) fatura ve muhteviyatlarının davalının kabulünde olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafça davalı adına 2019 Mayıs ve Haziran ayında düzenlenen toplam KDV dahil 3.604,95 TL tutarındaki faturaların ise BA-BS beyannamesiyle taraflarca karşılıklı olarak beyan edilmediğinin görüldüğü, BA-BS beyannamesi düzenlenebilmesi için ilgili aydaki alış ve satış toplamının KDV hariç 5.000 TL sınırının üzerinde olması gerekmekte olup, dava konusu 2019 Mayıs ve Haziran ayında düzenlenen toplam KDV dahil 3.604,95 TL tutarındaki faturaların BA-BS beyanname verme sınırının altında kalması nedeniyle karşılıklı beyan edilmediğinin anlaşıldığı, diğer yandan davalı tarafça icra takibinde icra takip dayanağı fatura muhteviyatları malları almadıkları yönde herhangi bir itirazda bulunulmamış olduğu, sadece tarafların mutabakat yapmadığını bu nedenle takip konusu borcu kabul etmediklerini beyan ettikleri, netice itibariyle taraflarca karşılıklı beyan edilen BA-BS beyannameleri, davalı tarafça icra takibine dayanak yapılan fatura muhteviyatlarına itiraz edilmemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça davalıya kesilen takip konusu fatura ve muhteviyatlarının davacı tarafça davalıya verildiği kanaatine varıldığı, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği asıl alacak tutarı 23,494,06 TL olarak hesaplandığı, 6102 Sayılı TTK’ nın 1530/4-b maddesi uyarınca faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda davalının mütemerrit olduğu kabul edilerek; toplamda 1.917,26 TL faiz talep edebileceği, ancak davacının icra takibinde 23.494,06 TL asıl alacak ve 537,43 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 24.031,49 TL talepte bulunulduğu belirtilmiştir.
Taraflarca bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunulmamıştır.
Bilirkişi raporunun denetime ve karar vermeye elverişli olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan ve karar vermeye elverişli bilirkişi raporunun bir bütün olarak değerlendirilmesinde;
Dava; Faturaya bağlı cari hesap alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı borçlu tarafça, davaya cevap verilmemiştir. İcra takibinde, davalı- borçlu vekilince takibin dayanağı olarak gösterilen faturaya bağlı cari hesap alacağı konusunda taraflar arasında bir mutabakat yapılmadığından bahisle icra takibinde talep edilen borcun kabul edilmediği belirtilerek itirazda bulunulmuş, taraflar arasındaki akdi ilişkiye, faturaların ve içeriği malların davalı borçluya teslim edilmediğine, borcun ödendiğine dair bir savunma sunulmamış, bilirkişi incelemesine ve dosyamıza ticari defter ve kayıtları sunulmamış, alınan bilirkişi raporuna da bir bir itirazda bulunulmamıştır.
Davacı tarafça ibraz edilen 2019 yılı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun düzenlendiği, bu kapsamda 6100 sayılı HMK’nın 222/2 maddesi uyarınca sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davalı tarafça defter ibrazından kaçınıldığı hususu da değerlendirildiğinde aynı yasanın 222/3 maddesine göre, davacı taraf ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine lehine delil olarak kabul edilebileceği değerlendirilmiştir.
Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen yasal defterler ve dayanak belgelerine göre, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 23.494,06.TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğu, davacı tarafça icra takip konusu yapılan alacağın dayanağı faturaların, 01/03/2019 tarihli 1.814,37 TL tutarlı, 11/03/2019 tarihli 6.490,00 TL tutarlı, 06/04/2019 tarihli 730,13 TL tutarlı, 17/04/2019 tarihli 130,63 TL tutarlı, 18/04/2019 tarihli 280,63 TL tutarlı, 19/04/2019 tarihli 3.117,50 TL tutarlı, 19/04/2019 tarihli 2.546,88 TL tutarlı, 30/04/2019 tarihli 4.779,00 TL tutarlı, 02/05/2019 tarihli 730,13 TL tutarlı, 02/05/2019 tarihli 2.124,00 TL tutarlı, 24/05/2019 tarihli 281,43 TL tutarlı, 15/06/2019 tarihli 469,39 TL tutarlı faturalar olduğu, toplam fatura bedelinin 23.494,06 TL olduğu, dosya kapsamında bu faturaların davalı tarafından kabul edildiğine ve fatura içeri malların davalıya teslim edildiğine dair bir delil sunulmamış olduğu, ancak, tarafların vergi daireleri tarafından dosyaya gönderilen BA-BS formları incelendiğinde, her iki tarafın, dava konusu 2019 yılı Ocak, Mart Nisan ayında düzenlen toplam 31.122 TL KDV hariç (36.726,39 TL KDV dahil) faturaları karşılıklı olarak beyan ettiği, buradan hareketle davacı tarafça davalı adına 2019 yılı Ocak, Mart, Nisan ayında düzenlen Toplam 31.122 TL KDV hariç (36.726,39 TL KDV dahil) fatura ve muhteviyatlarının davalının kabulünde olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafça davalı adına 2019 Mayıs ve Haziran ayında düzenlenen toplam KDV dahil 3.604,95 TL tutarındaki faturaların ise BA-BS beyannamesiyle taraflarca karşılıklı olarak beyan edilmediğinin görüldüğü, BA-BS beyannamesi düzenlenebilmesi için ilgili aydaki alış ve satış toplamının KDV hariç 5.000 TL sınırının üzerinde olması gerekmekte olup, dava konusu 2019 Mayıs ve Haziran ayında düzenlenen toplam KDV dahil 3.604,95 TL tutarındaki faturaların BA-BS beyanname verme sınırının altında kalması nedeniyle karşılıklı beyan edilmediğinin anlaşıldığı, diğer yandan davalı tarafça, icra takibinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin inkar edilmediği, icra takip dayanağı fatura ve muhteviyatları malları almadıkları yönünde herhangi bir itirazda bulunulmamış olduğu, sadece tarafların mutabakat yapmadığının, bu nedenle takip konusu borcu kabul etmediklerini beyan ettikleri hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça davalıya kesilen takip konusu fatura ve muhteviyatlarının davacı tarafça davalıya verildiği kanaatine varılmıştır.
Alınan bilirkişi raporuna göre, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği asıl alacak tutarının 23,494,06 TL olduğu, 6102 Sayılı TTK’ nın 1530/4-b maddesi uyarınca faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda davalının mütemerrit olduğu kabul edilerek, toplamda 1.917,26 TL faiz talep edebileceği tespit edilmiştir.
Ancak davacının icra takibinde 23.494,06 TL asıl alacak ve 537,43 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 24.031,49 TL talepte bulunduğu anlaşılmakla taleple bağlılık ilkesi gereği davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 23.494,06 TL asıl alacak ve 537,43 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 24.031,49 TL alacaklı olduğu, davalının bir ödeme iddiası ve ispatınında bulunmadığı gözetildiğinde icra takibine vaki itirazlarının yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm bu nedenler ile, davanın kabulü ile davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 23.494,06 TL asıl alacak, 537,43 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.031,49 TL alacak yönünden iptali ile, takibin bu toplam alacak miktarı üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, ayrıca alacak likit olduğundan ve davalı taraf itirazında haksız bulunduğundan hükmolunan 24.031,49 TL alacağın %20’sine tekabül eden 4.806,29 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kabulü ile; Davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 23.494,06 TL asıl alacak, 537,43 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.031,49 TL alacak yönünden iptali ile, takibin bu toplam alacak miktarı üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına,
2-Hükmolunan 24.031,49 TL alacağın %20’sine tekabül eden 4.806,29 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 1.641,59 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 290,24 TL’ nin mahsubu ile bakiye 1.351,35 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşinen karşılanan 290,24 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı parası, 127,50 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 1.381,90 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen davacı yana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza