Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/225 E. 2021/765 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/225 Esas
KARAR NO:2021/765 Karar

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:08/02/2016
KARAR TARİHİ:01/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi tarafından … nolu işyeri sigorta poliçesi ile sigorta edilen …’e ait otel-işyerinin davalı şirketin … ilçesi, … mahallesinde, 742 ada, 36 parselde yaptığı inşaat kazısı sırasında hasarlandığını, ekspertiz raporuna göre 10.080.-TL hasar tespit edildiğini, hasar bedelinin 02.12.2013 tarihinde sigortalıya ödendiğini, davalı ile harici görüşmelerden sonuç alınmadığını belirterek anılan miktardaki rücu tazminatının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; davalı vekili, sigorta ettirenin zararının sebebinin müvekkili şirketin yaptığı otel inşaatı olmadığını, sigorta ettirenin iddia ettiği hasarların zamana ve eskimeye bağlı hasarlar olduğu kanaatinde olduklarını, davacı tarafın hasarın müvekkili şirketten kaynaklandığını ispat etmesi gerektiğini, talep edilen miktarın fahiş olduğunu, sigorta poliçesinin tanzim tarihi olan 14.05.2013 tarihinde müvekkilinin kazı çalışmalarının sigorta ettirence bilindiğini, müvekkili şirketin 2012 yılında inşaata başladığını, iddia edilen hususun sigorta kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin, … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucu; “…Talep, davacı … tarafından sigortalısına ödenen miktarın davalıdan rücen tahsili istemine ilişkindir. Davacı … tarafından … nolu işyeri sigorta poliçesi ile 14/5/2013-2016 vade tarihleri arasında ve sigortalının Otel-motel-pansiyon olarak işlettiği binanın sigorta kapsamına alındığı, ek sözleşmeyle de yer kayması, sel ve su baskını ile kar ağırlığı rizikolarının da teminata dahil edildiği, davalı şirkete ait 724 ada 36 parselde inşaat kazısı yapıldığı sırada sigortalı otelin birçok yerinde derin ve ince çatlakların meydana geldiği, 02/12/2013 tarihinde oluşan bu rizikonun 16/04/2014 tarihli ekspertiz raporunda hasar nedeni olarak yer kayması şeklinde tespit edildiği ve dosyaya sunulan fotograflarla da bu hususun sabit olduğu, sigorta şirketi tarafından poliçede yer alan %10 muafiyet uygulanmak suretiyle 10.080,00-TL hasar bedelinin 02/12/2013 tarihinde sigortalısına ödendiği tespit edilmiştir. Açıklanan bu durum karşısında davacı … tarafından ve poliçe teminat kapsamında sigortalısına yaptığı ödemenin hasara sebep olan davalı şirketten tahsili gerektiği kanaatine varılmış, ödeme tarihi faiz talebine başlangıç kabul edilerek davanın kabulü yönünde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
10.080,00 TL tazminatın 02/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE … “şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İLAMI:
Mahkememizce, yukarıda belirtildiği şekilde verilen … Esas-… Karar sayılı kararın, davalı yanca İstinaf edilmesi üzerine kararı inceleyen İstanbul BAM 17. H.D. Tarafından, 2017/2691 Esas-2020/711 Karar sayılı kaldırma kararı ile; “…TTK’nın 1472 maddesi uyarınca, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya geçeceği belirtilmiştir.
Diğer taraftan TBK m.183 gereğince, alacağın devri “Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı, alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunmasını ileri süremez.”şeklinde düzenlenmiştir.
Sigorta şirketi ancak sigorta poliçesi hükümleri çerçevesinde ödeme yapmakla yükümlü olduğu tazminatı ödedikten sonra bunu TTK’nın 1301. maddesi gereğince rizikonun gerçekleşmesine neden olan kimseye rücu edebilir. Bunun dışında poliçede teminat dışında kalan hallerde yapılan ödemelerden dolayı sigortacının rücu davası açması mümkün değildir. Bu durumda, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin poliçe teminatı kapsamında yapılan bir ödeme mi, yoksa bir lütuf ödemesi mi (ex gratia) olduğunun belirlenmesi, yapılan ödemenin poliçe teminatı kapsamında bir ödeme olduğunun anlaşılması halinde davacının dava açma hakkının varlığının kabulü, lütuf ödemesi olduğunun anlaşılması halinde, varsa ibraname getirtilip devir ve temlik beyanının varlığı da araştırılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir. (Yargıtay 11. HD’nin 2013/3292 Esas, 2013/19572 Karar sayılı kararı).
Halefiyet ilişkisine dayalı olarak açılan bu davada, halef sıfatının mevcut olup olmadığının belirlenmesi aktif husumet ehliyetine ilişkin olmakla davalı tarafından her zaman ileri sürülebileceği gibi, mahkeme tarafından da re’sen dikkate alınması zorunlu bulunmaktadır
Somut olayda, davacı ile sigortalı arasında düzenlenen poliçede, yer kaymasından doğan zararlarda ek teminat kapsamına alınmış, ancak poliçenin tanzim tarihinde devam eden veya planlanan (planlandığı sigortalı tarafından bilinen) kazılar teminat harici bırakılmıştır. Davalı, davacı ile sigortalı arasında 14/05/2013 tarihinde poliçe düzenlendiği, kendilerinin ise 2012 yılında ruhsat alıp inşaata başladıklarından dolayı hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu savunmuştur. Davacı vekili ise yargılama sırasında, ruhsatın 03/10/2013 tarihinde iptal edildiğini, sigortalının ruhsatı ve ruhsatın iptal edildiğini bilmesinin mümkün olmadığını, poliçe tarihinde fiili bir kazı çalışması olmadığını, kaldı ki teminat harici ödeme yapıldığı kabul edilse dahi, alacağın temliki hükümlerine göre davalının kusuruyla neden olduğu zarardan haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olduğunu belirtmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının teminat dışı ödeme yapıp yapmadığı, yaptığı ödemenin lütuf (ex gratia) ödemesi olup olmadığı incelenmek, yapılan ödeme lütuf (ex gratia) ödemesi ise davacının alacağı, varsa ibraname getirtilip sigortalıdan temlik alıp almadığı hususu da belirlenmek suretiyle davacının aktif husumete sahip olup olmadığının tespit edilip sonucuna göre bir karar vermek gerekirken anılan hususlar değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince davacının aktif husumet ehliyeti olup olmadığı değerlendirilmeden karar verilmiş olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile HMK’nın 353/1.a.4 bendi uyarınca esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar, 04/07/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE …” şeklindeki gerekçeyle kesin olarak kaldırılmış ve mahkememizce, kaldırma kararı sonrası tensip zaptı düzenlemek suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
BAM KARARI SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizce BAM kaldırma kararı sonrası tensip zaptı düzenlenerek yeni duruşma gün ve saati ile birlikte taraflara tebliğ edilmiş ve mahkememizin 29/12/2020 tarihli ara kararı ile; “Dosyanın Re’sen seçilecek Sigortacılık konusunda uzman …’ a tevdii ile; taraf iddia ve savunmaları, İstanbul BAM 17. HD.’nin 2017/2691 Esas ve 2020/711 Karar sayılı kaldırma kararı ve Davacı yanın 22/10/2020 tarihli beyan dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle, sigorta tarafından dava dışı sigortalısına yapılan ödeminin poliçe kapsamında ödenip ödenmediği, ödemenin poliçe kapsamımda olup olmadığı (poliçedeki teminat kapsamında olup olmadığı ) hususlarının değerlendirilerek, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmasına” karar verilmiş, bilirkişi tarafından 01/03/2021 tarihli kök rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, kök raporun incelenmesinde özetle; “Davacı sigortacı … tarafından düzenlenen, sigortalısı …, Başlangıç tarihi 14.05.2013, Bitiş tarihi 14.0.2016, Poliçe numarası … olan, İşyeri Sigorta Poliçesi Yer Kayması Ek Teminatı bölümü olan; “Sigortalı bina çevresinde yapılan kazılar sonucunda meydana gelecek YER KAYMASI veya TOPRAK ÇÖKMESİNDEN MEYDANA GELEN ZARARLAR, sigorta başlangıç tarihinde devam eden ya da planlanan (Planlandığı sigortalı tarafından bilinen) kazılar hariç olmak üzere teminata dahil edilmiştir” hükmünün dikkate alınması gerektiği, dosyada detaylı olarak mevcut olan ve 16.04.2014 tarihinde … Limited Şirketi tarafından düzenlenen Ekspertiz raporunda, HASAR NEDENİNİN YER KAYMASI olduğunun tespit ediliği, 04.05.2017 tarihinde Bilirkişi İnşaat Mühendisi … ve Bilirkişi … tarafından düzenlenen ve YÜCE MAHKEME ‘nize arz edilen Bilirkişi Raporunun Sonuç Bölümün; “Dosyada bulunan tüm belgelerin incelenmesi neticesinde, DAVALI ŞİRKETE AİT, 80 PAFTA,742 ADA, 36 PARSELDE YAPILMIŞ OLAN İNŞAAT KAZILARI SIRASINDA OTELİN BİRÇOK YERİNDE DERİN VE İNCE ÇATLAKLAR OLUŞARAK HASAR GÖRMÜŞ OLDUĞU, DOSYADAKİ FOTOĞRAFLARIN neticesinde görülmüştür. Hasara uğrayan bina ile ilgili mahallinde … Limited Şirketi tarafından yapılan ekspertiz incelemesi sonucu sunulan raporun incelenmesi neticesinde de BİNANIN KOMŞU PARSELDEKİ KAZI ÇALIŞMALARI SONUCU MEYDANA GELEREK HASAR GÖRMÜŞ OLDUĞU TESPİT EDİLMİŞTİR” şeklinde olduğunun tespit edildiği, T.C. … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından düzenlen, Konusu 742 ada, 36 Parsel olan Resmi yazıda; “…, … Mahallesi, … caddesi, 80 pafta,742 ada, 36 parsel sayılı yer, 07.07.1993 tarih ve 4720 sayılı kurul kararı ile Kentsel Sit Alanı ilan edilen bölgede kalmakta olup, söz konusu yere 21.07.2011 tarih ve 4600 sayılı … 2 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı ile uygun bulanan proje doğrultusunda, Belediyemizce 12.04.2012 tarih ve 01-44 sayı ile yapı ruhsatı verilmiştir. …. İdare Mahkemesinin 03.10.2013 tarih ve 1624 nolu kararı ile yapı ruhsatının iptaline karar verilmiştir” şeklinde olduğu, bunun sonucunda; T.C. … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 12.04.2012 tarih ve 01-44 sayı ile yapı ruhsatı verildiğinin tespit edildiği, dosyada mevcut bilgi ve belgelerin irdelemesi sonucunda da; T.C. … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 12.04.2012 tarih ve 01-44 sayı ile yapı ruhsatı verilmesi çerçevesinde, dava konusu inşaata Temel Atılarak başlandığına ve devam ettiğine dair FOTOĞRAFLARIN dosyada mevcut olduğu kanaatine varıldığı, Dava dışı sigortalı … tarafından, davacı sigortacı … tarafından düzenlenen, Başlangıç tarihi 14.05.2013, Bitiş tarihi 14.0.2016, Poliçe numarası … olan İşyeri Sigorta Poliçesinin başlangıç tarihi olan 14/05/2013 tarihi itibariyle, DAVA KONUSU, 80 PAFTA, 742 ADA, 36 PARSEL SAYILI İNŞAATIN TEMEL ATILMAK SURETİYLE YAPIMIMDAN /DEVAMINDAN HABERDAR OLDUĞU kanaatine varıldığı ve sonuç olarak da; Davacı sigortacı …!nin; dava konusu sigortalısı …, Başlangıç tarihi 14.05.2013, Bitiş tarihi 14.0.2016, Poliçe numarası … olan İşyeri Sigorta Poliçesi kapsamında, Sigortacıya Rücu etme hakkını sağlayan, 6102 sayılı Ticaret Kanununun 1472. Maddesi olan; “Sigortacı, Sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bir hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir” hükmü çerçevesinde; Davalı … Tic.A.Ş.’ne Rücu etme hakkının olmadığı , sonuç ve kanaatine varıldığı; Ancak Davacı yanca; Dava konusu 80 pafta, 742 ada, 36 parsel sayılı inşaatın, sigortalısı …, Başlangıç tarihi 14.05.2013, Bitiş tarihi 14.0.2016, Poliçe numarası … olan İşyeri Sigorta Poliçesi Başlangıç tarihi olan 14.05.2013 tarihi itibari ile başlamadığını belirten belgelerin, mahkemeye arz edilmesi neticesinde, raporun yeniden düzenlenerek yüce mahkemeniz’in nihai takdirlerine sunulacağı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi raporuna yönelik olarak davacı yan itirazları ve tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucu, mahkememizin 15/03/2021 tarihli celsesinde; “Dosyanın raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi ile davacı yanca sunulan 11/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi ile Bam 17. H.D. Kaldırma kararındaki hususları da ayrıntılı olarak irdelenmek suretiyle gerekçeli ve ayrıntılı ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine” karar verilmiş, dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından iş bu kerre 07/04/2021 tarihli ek rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, ek raporun incelenmesinde özetle de; “Davacı sigortacı … tarafından düzenlenen, sigortalısı …, Başlangıç tarihi 14.05.2013, Bitiş tarihi 14.0.2016, Poliçe numarası … olan, İşyeri Sigorta Poliçesi Yer Kayması Ek Teminatı bölümü olan; “Sigortalı bina çevresinde yapılan kazılar sonucunda meydana gelecek YER KAYMASI veya TOPRAK ÇÖKMESİNDEN MEYDANA GELEN ZARARLAR, sigorta başlangıç tarihinde devam eden ya da planlanan (Planlandığı sigortalı tarafından bilinen) kazılar hariç olmak üzere teminata dahil edilmiştir” hükmünün dikkate alınması gerektiği, dosyada detaylı olarak mevcut olan ve 16.04.2014 tarihinde … Limited Şirketi tarafından düzenlenen Ekspertiz raporunda, HASAR NEDENİNİN YER KAYMASI olduğunun tespit ediliği, 04.05.2017 tarihinde Bilirkişi İnşaat Mühendisi … ve Bilirkişi … tarafından düzenlenen ve YÜCE MAHKEME ‘nize arz edilen Bilirkişi Raporunun Sonuç Bölümün; “Dosyada bulunan tüm belgelerin incelenmesi neticesinde, DAVALI ŞİRKETE AİT, 80 PAFTA,742 ADA, 36 PARSELDE YAPILMIŞ OLAN İNŞAAT KAZILARI SIRASINDA OTELİN BİRÇOK YERİNDE DERİN VE İNCE ÇATLAKLAR OLUŞARAK HASAR GÖRMÜŞ OLDUĞU, DOSYADAKİ FOTOĞRAFLARIN neticesinde görülmüştür. Hasara uğrayan bina ile ilgili mahallinde … Limited Şirketi tarafından yapılan ekspertiz incelemesi sonucu sunulan raporun incelenmesi neticesinde de BİNANIN KOMŞU PARSELDEKİ KAZI ÇALIŞMALARI SONUCU MEYDANA GELEREK HASAR GÖRMÜŞ OLDUĞU TESPİT EDİLMİŞTİR” şeklinde olduğunun tespit edildiği, T.C. … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından düzenlen, Konusu 742 ada, 36 Parsel olan Resmi yazıda; “…, … Mahallesi, … caddesi, 80 pafta,742 ada, 36 parsel sayılı yer, 07.07.1993 tarih ve 4720 sayılı kurul kararı ile Kentsel Sit Alanı ilan edilen bölgede kalmakta olup, söz konusu yere 21.07.2011 tarih ve 4600 sayılı İstanbul 2 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı ile uygun bulanan proje doğrultusunda, Belediyemizce 12.04.2012 tarih ve 01-44 sayı ile yapı ruhsatı verilmiştir. …. İdare Mahkemesinin 03.10.2013 tarih ve 1624 nolu kararı ile yapı ruhsatının iptaline karar verilmiştir” şeklinde olduğu, bunun sonucunda; T.C. … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 12.04.2012 tarih ve 01-44 sayı ile yapı ruhsatı verildiğinin tespit edildiği, dosyada mevcut bilgi ve belgelerin irdelemesi sonucunda da; T.C. … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 12.04.2012 tarih ve 01-44 sayı ile yapı ruhsatı verilmesi çerçevesinde, dava konusu inşaata Temel Atılarak başlandığına ve devam ettiğine dair FOTOĞRAFLARIN dosyada mevcut olduğu kanaatine varıldığı, Dava dışı sigortalı … tarafından, davacı sigortacı … tarafından düzenlenen, Başlangıç tarihi 14.05.2013, Bitiş tarihi 14.0.2016, Poliçe numarası … olan İşyeri Sigorta Poliçesinin başlangıç tarihi olan 14/05/2013 tarihi itibariyle, DAVA KONUSU, 80 PAFTA, 742 ADA, 36 PARSEL SAYILI İNŞAATIN TEMEL ATILMAK SURETİYLE YAPIMIMDAN /DEVAMINDAN HABERDAR OLDUĞU kanaatine varıldığı ve sonuç olarak da; Davacı sigortacı …!nin; dava konusu sigortalısı …, Başlangıç tarihi 14.05.2013, Bitiş tarihi 14.0.2016, Poliçe numarası … olan İşyeri Sigorta Poliçesi kapsamında, Sigortacıya Rücu etme hakkını sağlayan, 6102 sayılı Ticaret Kanununun 1472. Maddesi olan; “Sigortacı, Sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bir hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir” hükmü çerçevesinde; Davalı … Tic. A.Ş.’ne Rücu etme hakkının olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizce celse arasında …. İdare Mahkemesi’nin, 2012/1060 Esas sayılı dosyasının UYAP sureti celp edilmiş olup, dosya mündericatında yer alan ve mahallinde keşfen inceleme yapılmak suretiyle tanzim olunan, 25/07/2013 tarihli bilirkişi heyeti raporunun incelenmesinde, raporun 8. Sayfasında yer alan “DURUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ” madde başlıklı 6 nolu bendinde; “Keşif günü mahallinde yapılan incelemeler ve dosya içindeki belgelerin incelenmesi sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
-Dava konusu 742 ada eski 4-5-6-8-9-11-21-22-23, yeni 36 parsel, … Küttür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 07.07.1983 tarih ve 4720 sayılı kararı ile belirlenen Kentsel Sit Alanı içinde kalmaktadır.
-742 ada 11 parselde bulunan taşınmaz, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun 11.06.1977 tarih ve 9917 sayılı kararı ile Sivil Mimarlık Örneği olarak tescil edilmiştir. … Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun 02 02.1994 tarih ve 5316 sayılı karan ile 742 ada 11 parselde bulunan kültür varlığı olarak tescil edilmiş taşınmaz II. grup korunacak eser olarak belirlenmiştir.
-742 ada içerisinde; 10 numaralı parselde …, 33 numaralı parselde … 14 numaralı parselde …, 32 parselde Hotel … bulunmaktadır. Keşif sırasında yapılan gözlemde görüldüğü üzere 742 ada içerindeki mevcuttaki kullanım turizm ve ticaret ağırlıklıdır. Halihazırda ise 742 ada eski 4-5-6-8-9-11-21-22-23, yeni 36 parsel üzerinde devam eden bir inşaat bulunmaktadır (Bkz. Resim 1, Resim 2, Resim 3).” şeklinde tespitler yapıldığı, keşif tarihinin 14/06/2013 tarihi olduğu, rapor ekinde yer alan Resim-2 incelendiğinde de, inşaatın belli bir seviye katettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 26/06/2021 tarihli celsesinde; “Davacı vekiline, dava dışı sigortalısına yapılan ödemeye ilişkin olarak, sigortalıdan alınan ibranameyi sunmak üzere gelecek celseden 1 hafta öncesine kadar kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede ibraname sunulmadığı taktirde, ibraz etmekten vazgeçmiş sayılacağının ihtarına” karar verildiği, davacı vekili tarafından da, bila tarihli dilekçe ile; “Müvekkil şirket sigortalisinin taşınmazında meydana gelen dava konusu hasar, … Yatırım şirketi tarafından onarılmıştır. Müvekkil şirket sigortalısının hasarı/zararı bu şekilde tazmin edilmiştir. Bu nedenle de; müvekkil şirket tarafından hasar/onarım bedeli sigortalının da muvafakatiyle … Yatırım şirketine ödenmiştir. işbu dilekçemiz ekinde … Yatırım ödemeye İlişkin banka dekontunu ve müvekkil şirket sigortalısının … Yatırım şirketine ödenmesi yönündeki rızasını içerir muvafakatını sunuyoruz. Müvekkil şirket tarafından hasar ödemesi belirttiğimiz şekilde yapıldığından sigortalıdan ayrıca İbraname alınmamıştır” şeklinde cevap verildiği anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, İstinaf Kaldırma kararı, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılan davanın, davacı sigortacının dava dışı sigortalısına, aralarındaki sigorta poliçesine gereğince ödediği hasar bedelinin, TTK’nın 1472-1481. maddeleri uyarınca hasar sorumlusundan rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, bu kapsamda mahkememizce verilen, … Esas-… Karar sayılı önceki kararın, davalı yanca İstinaf edilmesi üzerine kararı inceleyen İstanbul BAM 17. H.D. tarafından, 2017/2691 Esas-2020/711 Karar sayılı kaldırma kararı ile kesin olarak kaldırıldığı, kaldırma kararı sonrası toplanması gereken tüm delillerin toplandığı, dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırdığı ve raporlar alındığı, alınan raporlar sonucu, az yukarıda ayrıntılı özetleri verildiği üzere; Davacı … şirketinin; sigortalısı …, Başlangıç tarihi 14.05.2013, Bitiş tarihi 14.0.2016, Poliçe numarası … olan, İşyeri Sigorta Poliçesi kapsamında yaptığı ödemeye ilişkin olarak, davalı yana rücu etme hakkının olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı, bilirkişi raporunun denetlenmesinde de, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğunun anlaşıldığı, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; gerek İstanbul BAM 17. H.D.’nin, 2017/2691 Esas-2020/711 Karar sayılı kaldırma kararı ve gerek se kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi raporu ile dosyaya celp olunan ve yine az yukarıda ayrıntıları verilen …. İdare Mahkemesi’nin, 2012/1060 Esas sayılı dosyası üzerinden, 14/06/2013 tarihinde keşif yapılmak suretiyle alınan, 25/07/2013 tarihli bilirkişi heyeti raporundaki; “…Halihazırda ise; 742 ada eski 4-5-6-8-9-11-21-22-23, yeni 36 parsel üzerinde devam eden bir inşaat bulunmaktadır” şeklinde tespitler her birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu somut olayda, davacı ile dava dışı sigortalısı arasında akdedilen, 14/05/2013 tarihli ve … nolu “İşyeri sigorta poliçesi”nin tanzim tarihinde, sigorta konusu 80 pafta, 742 ada, 36 parsel sayılı taşınmazda inşaatın başladığı sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığı, her ne kadar davacı ile dava dışı sigortalısı arasında akdedilen poliçede, yer kaymasından doğan zararlar da ek teminat kapsamına alınmış ise de, poliçenin tanzim tarihinde devam eden veya planlanan (planlandığı sigortalı tarafından bilinen) kazıların teminat harici bırakıldığı, davacı … tarafından yapılan ödemeye ilişkin olarak da; davacı vekiline, dava dışı sigortalısına yapılan ödemeye ilişkin sigortalıdan alınan ibranameyi sunmak üzere kesin süre verildiği, ancak davacı yanca verilen kesin süreye rağmen herhangi bir ibraname sunulmadığı ve sonuç olarak da; davacı yanca dava dışı sigortalısına yapılan ödemenin, lütuf (ex gratia) ödemesi olduğu ve poliçeye dayalı olarak açılan iş bu davada da aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı anlaşıldığından, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL ret karar ve ilam harcından peşin alınan 172.15 TL harcın mahsubu ile arta kalan 112,85 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya İADESİNE,
4-Yapılan masrafların davacı yan üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK 120. maddesi gereğince; varsa taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/11/2021

Katip …

Hakim …