Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/209 E. 2021/817 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/209
KARAR NO:2021/817

DAVA:Banka Teminat Mektubunun İadesi ve Depo Edilmesi
DAVA TARİHİ:18/09/2014

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
… ESAS SAYILI DOSYASINDA

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:01/11/2013
KARAR TARİHİ:18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi ve alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında … İli, D-100 Karayolu üzeri … Mahallesi, … adresinde bulunan akaryakıt istasyonu ile alakalı olarak 26/05/2010 tarihinde ve daha sonra 18/12/2012 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalı dağıtım şirketinin aralarındaki bayilik sözleşmesine aykırı ve haksız olarak, 08/02/2013 tarihinden itibaren akaryakıt satmayı sona erdirdiğini, bu suretle davacı firmayı mağdur ettiğini belirterek … Bankasınca tanzim edilen 18/05/2018 tarihli 25.000-TL bedelli … seri nolu Kesin teminat mektubunun iptaline ve iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı yanın davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini, müvekkili şirketin taraflar arasındaki sözleşme şartlarına aykırı olarak akaryakıt satmayı sona erdirdiği ve davacı yanı mağdur ettiği yönündeki beyanların hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, müvekkili şirketin fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla satış taahhüdünün ihlalinden kaynaklı olarak cezai şart alacak davası açma haklarının saklı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu kapsamda davalı şirket ile ilk olarak 26/05/2010 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi imzalamak suretiyle davalıya 5 yıl süreli bayilik hakkı verildiğini, daha sonra tarafların karşılıklı mutabakatı sonucunda 18/12/2012 tarihinde 5 yıllık süre için yenilendiğini, 26/05/2010 tarihli ilk taahhütname uyarınca davalı şirketin yılda asgari 800 m3 beyaz ürünü …’in anlaşmalı olduğu kişi ve kuruluşlardan satın almayı, satın alma taahhüdünden eksik satın alacağı beher m3 beyaz ürün için …’in maruz kaldığı kâr kaybını cezai şart olarak ödeyeceğini, söz konusu tutarın sözleşme tarihi esas alınmak suretiyle taahhüt edilip alınmaması halinde, eksik kalan m3 başına 60-USD cezai şart ödeyeceğini kabul ettiğini, 26/05/2010 tarihinden 18/12/2012 tarihine kadar yıl esasına dayalı satış taahhütlerini yerine getirmeyerek hem cezai şart yönünden taahhütname hükümlerine aykırı davrandığını hem de akabinde fesih (21/06/2013) tarihinden sözleşmenin kararlaştırılan sona erme tarihi olan 18/12/2017 tarihine kadar davacı şirketi elde edeceği kârdan mahrum bırakmak suretiyle zarara uğrattığını, davalılar ile davacı şirket arasındaki bayilik ilişkisinin davalılarca süresinden evvel 21/06/2013 tarihli fesih ihtarnamesi ile haksız olarak sonlandırıldığını belirterek, şimdilik 10.000,00-USD cezai şart ve kâr mahrumiyeti alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davacı vekili 01/03/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile ceza koşuluna ilişkin talebini ıslah ederek, ceza koşulu talebinin sebebini değiştirmiş ve bayilik protokolünün 4. maddesinde düzenlenen ve sözleşmenin haksız feshine bağlı ceza koşulunu talep ettiğini belirtip, paraya çevirdiği teminat mektubu bedelinin USD karşılığını protokolün 4. maddesindeki ceza koşulu olan 100.000-USD’ den mahsup ederek 78.590,21-USD artırım yapmak suretiyle 88.590,21 USD ceza koşulunun tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davacı dağıtım şirketinin aleyhine olan iddialarının hepsinin hukuki dayanaktan yoksun olup hiçbirini kesinlikle kabul etmediklerini, davacının müvekkili şirketin yıllık satış taahhüdüne uymadığından bahisle sözleşmeyi feshinde haksız olduğunu ve bu sebeple de cezai şart borcu altında olduğu iddiasının yersiz olduğunu, davacının dava dilekçesinin 7 nolu ekinde sunduğu fatura suretlerinin müvekkili davalılarla bir ilgisinin bulunmadığını, davacının iddialarının kabul anlamına gelmemekle birlikte talep olunan faiz miktarının fahiş olduğunu, müvekkili şirketin birçok bankaya borcu olduğunu, kendisinin ekonomik olarak zor günler geçirdiğini, içinde bulunulan ekonomik koşullardan dolayı satışların ciddi manada düştüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava, bayilik sözleşmesine ilişkin olarak davalı tarafa sunulan 25.000,00-TL bedelli sözleşme teminat mektubunun, sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiği ileri sürülerek iptali, iadesi ve davalı yana borçlu olunmadığının tespiti; birleşen dava ise, bayilik protokolünün 4. maddesinde düzenlenen ve sözleşmenin haksız feshine bağlı cezai şart alacağı ile kâr mahrumiyetinden kaynaklı alacak talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizin 24/05/2018 tarih ve … E., … K. sayılı kararı ile; esas davada, yerinde görülmeyen davanın reddine; birleşen davada, davanın kabulü ile 88.590,21-USD cezai şart ve 50.000,00-USD kar mahrumiyetinden kaynaklanan alacak olmak üzere toplam 138.590,21-USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4-a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davacı birleşen dosya davalıları vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 20/02/2020 tarih ve 2018/1638 E., 2020/192 K. sayılı kararı ile Mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiş, dava dosyası Mahkememizin 2020/209 E. sırasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya kapsamında, kaldırma kararı öncesinde rapor sunan, SMMM … ve Petrol ve Doğalgaz Mühendisi …’tan oluşan bilirkişi heyetine, Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi Dr. … dahil edilerek, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin ilamı doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılması bakımından rapor ve ek rapor temin edilmiştir.
SMMM …, Petrol ve Doğalgaz Mühendisi … ve Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi Dr. …’ten oluşan bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 20/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki sözleşmenin, asıl davada davacının sözleşmeyi ihlal etmesi nedeniyle davalı tarafından fiili olarak sona erdirildiği ve bu bakımdan asıl davada davacının taleplerinin yerinde olmadığı, birleşen davada davacının cezai şart ve kâr mahrumiyeti taleplerinin yerinde olduğu, 16/01/2014 tarihinde 25.000,00-TL bedelli banka teminat mektubu nakde çevrilmiş olmakla, o tarihteki Merkez Bankası kuru 2.1911-TL üzerinden 11.409,79-USD’lik miktarın mahsubu ile erken fesih sebebiyle talep edilebilecek cezai şart miktarının 88.590,21-USD olarak hesaplandığı, dolayısıyla birleşen davadaki davacının bu yöndeki talebinin yerinde olduğu, TL değerinin (88.590,21-USD x 2,1911-TL) 194.110,01-TL olacağı, sözleşmenin feshedildiği 21/06/2013 tarihinden sözleşmenin sona ereceği 18/12/2017 tarihine kadar olan dönem için kar mahrumiyetinin tespit edilmesi gerektiği, bu tespitlerin daha önceki bilirkişi raporlarında detaylı olarak tespit edildiği, buna göre davacının talep edebileceği kar mahrumiyetinin 773.205,70-TL hesaplandığı, … … A.Ş.’nin 2015 ve 2016 yılları kurumlar vergisinde beyan edilen bilanço ve kâr-zarar bilgilerinin sağlıklı olmadığı, 08/12/2017 tarihinde 2015 ve 2016 yıllarına ait yeniden verilmiş kurumlar vergisi beyannamelerinin dava dosyasında mevcut olduğu, hesaplanan kâr mahrumiyeti ve cezai şart tazminatı miktarının 967.315,71-TL olduğu, bu tutarın maddi duran varlıkların rayiç değeri ile 395.000,00-TL’lik kısmının davalının sermayesinin 2/3’ünün kaybına yol açmayacağı tespit edilmiştir.
Davacı-Birleşen dosya davalısı vekili tarafından 03/02/2021 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz edilerek, dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii talep edilmiş; akabinde müvekkili şirketin 28/01/2021 tarihi itibariyle interaktif vergi dairesi borç sorgulaması sonucu 1.021.432,76-TL asıl borç, 258.591,45-TL gecikme zammı olmak üzere toplan 1.290,024,21-TL vergi borcu bulunduğu; … SGK Müdürlüğü verilerine göre ise 749.844,39-TL asıl borç ve 632.662,59-TL gecikme zammı olmak üzere toplam 1.382.506,98-TL SGK prim borcu olduğuna dair evraklar 10/03/2021 tarihinde mahkememize sunulmuştur.
Mahkememizce kurulan 18/03/2021 tarihli ara karar ile, rapora karşı yapılan itirazlar ve sunulan belgeler dikkate alınarak bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
SMMM …., Petrol ve Doğalgaz Mühendisi … ve Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi Dr. …’ten oluşan bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen, 16/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; birleşen davada davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti taleplerinin yerinde olduğu, 16/01/2014 tarihinde 25.000,00-TL bedelli banka teminat mektubu nakde çevrilmiş olmakla, o tarihteki Merkez Bankası kuru 2.1911-TL üzerinden 11.409,79-USD’lik miktarın mahsubu ile erken fesih sebebiyle talep edilebilecek cezai şart miktarının 88.590,21-USD olarak hesaplandığı, dolayısıyla birleşen davadaki davacının bu yöndeki talebinin yerinde olduğu, TL değerinin (88.590,21-USD x 2,1911-TL) 194.110,01-TL olacağı, sözleşmenin feshedildiği 21/06/2013 tarihinden sözleşmenin sona ereceği 18/12/2017 tarihine kadar olan dönem için kar mahrumiyetinin tespit edilmesi gerektiği, bu tespitlerin daha önceki bilirkişi kök ve ek raporlarında detaylı olarak tespit edildiği, buna göre davacının talep edebileceği kar mahrumiyetinin 713.189,21-TL olduğu, hesaplanan kâr mahrumiyeti ve cezai şart tazminatı miktarının 907.299,22-TL olduğu, bu tutarın maddi duran varlıkların rayiç değeri ile 395.000,00-TL’lik kısmının davalının sermayesinin 2/3’ünün kaybına yol açmayacağı tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; … Petrol ve Tic. A.Ş. (…) ile … Lojistik Ltd. Şti. arasında ilk olarak 26/01/2010 tarihli Akaryakıt Bayilik sözleşmesi imzalanarak … Lojistik’e 5 yıl süreli bayilik hakkı verildiği ve sözleşmenin daha sonra tarafların karşılıklı mutabakatı ile 18/12/2012 tarihinde 5 yıllık bir süre için daha yenilendiği, bayilik sözleşmesi yanında taraflar arasında ayrıca Bayilik Protokolü ile Satış Taahhütnamesi imzalanıp bu sözleşmeler ile ticari koşulların saptandığı ve … Lojistik tarafından yıllık satış vaadlerinin tutarı ile cezai şartın taraflarca hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. İmzalanan sözleşmeler bakımından taraflar arasında bir ihtilaf da bulunmamaktadır. İmzalanan ilk taahhütname uyarınca … Lojistik yıl esasına göre akaryakıt bayilik sözleşmesinin devamı boyunca geçerli olmak üzere beher yılda asgari 800 metreküp beyaz ürünün …’in anlaşmalı olduğu kişi ve kuruluşlardan satın almayı, satış taahhüdünden eksik satın alacağı beher metreküp beyaz ürün için …’in maruz kaldığı kâr kaybının cezai şart olarak ödeyeceği, söz konusu tutarın sözleşme tarihi esas alınmak üzere taahhüt edilip, alınmaması halinde eksik kalan metreküp başına 60 USD cezai şart ödeyeceği benimsenmiş, bayilik sözleşmesinin 46/d bendinde feshin sonuçlarına ilişkin yapılan düzenlemede de; bayinin iş bu sözleşme ile veya bu sözleşmeye ek protokollerle belirlenen cezai şarta ilaveten fesih tarihinden sözleşme sonuna kadar geçecek dönemde yıllık satış taahhüdüne göre satması gereken toplam petrol ürünleri miktarlarının fesih işlemi sebebiyle satamaması sonucu …’in uğradığı tüm zarar ve ziyanın, bu kapsamda fesih tarihinde sözleşme süresi sonuna kadar satması gereken beher metreküp beyaz ürün, beher ton siyah ürün, beher ton madeni yağ ürünleri, beher ton lpg otogaz ürünlerindeki …’in karı esas alınmak suretiyle belirlenecek toplam … zarar ve ziyanlarını hiçbir itirazda bulunmaksızın ilk talepte naklen ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt etmiş, keza satış taahhütnamesinde de bu düzenlemeye yer verilmiş, birleşen dosya davalısı Resul Kaya da bayilik protokolünü garantör sıfatıyla imzalamış bulunmaktadır.2013 yılı Mart ve Nisan aylarında 3 kez yapılan ve ayrıca …’in EPDK’ya yaptığı şikayet üzerine 2013 yılı Haziran ayında … Lojistik nezdinde denetim yapılmış ve bu denetimlerde alınan motorin numunesinde … seviyesinin geçersiz çıktığı, numunelerin yağ ve solvent özelliği gösterdiği, 3 ve 4 nolu adanın motorin damacalarında ve 1 ve 2 nolu gizli tanklardan ve ayrıca …plakalı tankerden alınan numunelerde yine Ulusal … seviyesinin geçersiz çıktığı ve teknik düzenlemelere aykırı olup, yağ ve solvent özelliği gösterdiği hususları saptanmış, istasyonda vaziyet planında yer almayan iki adet gizli akaryakıt tankının bulunduğu ve düzenek ile satış tabancalarına yönlendirilmek suretiyle otomasyon dışı akaryakıt ikmali yapıldığı ve otomasyon sistemine müdahale edildiği ve bu durumun dağıtıcı … tarafından 2012 yılı Ağustos ayında da EPDK ya bildirildiği, 2013 yılı Haziran ayında yapılan denetimde de bayilik lisansı sahibi … … Ltd. Şti ne götürmek üzere aldığı akaryakıtı … Lojistik’e fatura ederek akaryakıt istasyonuna boşalttığı, Ulusal … seviyesi geçerli fakat 4 nolu tankın bağlı bulunduğu otomasyon sisteminin arızasının 4 iş günü içerisinde giderilemediği ancak buna rağmen otomasyon sisteminin çalışmadığı bir tanktan akaryakıt satışının devam ettiği saptanmıştır. Bu tespitler karşısında … Lojistik’in … dışında başka bir firmadan akaryakıt temin ettiği anlaşılmaktadır. 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu 8 maddesinde bayilerin dağıtıcısı dışında ürün tedarik edemeyecekleri ve EPDK Lisans Yönetmeliği 38. maddesinde de dağıtıcı dışında akaryakıt temini yapılamayacağı düzenlenmiştir. Diğer yandan istasyondan alınan numunelerde Ulusal … seviyesi geçersiz çıkmış ve teknik düzenlemelere de uygun olmadığı belirlenmiştir. EPDK’nın 1240 sayılı Kurul Kararının 4-b bendi uyarınca dağıtıcı …’in bu yükümlülük kapsamında bayi hareketlerini izleyerek istasyondaki uygunsuzlukları EPDK’ya da bildirdiği anlaşılmaktadır. Keza aynı kurul kararının 5/9 maddesinde de elektronik veri aktarımının kesintiye uğratılmaması ve veri iletimi olmayan yerlerden de akaryakıt satışı yapılmaması düzenlemesi ile 10. bentteki akaryakıt satışı yapılan yerlerin mutlak olarak otomasyon sistemine bağlı olması zorunluluğu ile 11 bentte yer alan istasyon, otomasyon sistemine yapılan izinsiz müdahalelerin EPDK’ya bildirilmesi zorunluluğu hükümleri birlikte değerlendirilip, … tarafından bu kapsamda yaptırılan tespit ve bildirim de dikkate alınarak bayiye haklı olarak akaryakıt ikmalinin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Belirtilen bu hususlar dikkate alındığında, taraflar arasındaki sözleşmenin 21/06/2013 tarihinde davacı … Lojistik tarafından feshinin haksız olduğu açıktır. Bu itibarla davacı … Lojistik’in asıl davadaki, … Bankası’nca tanzim edilen 18/05/2018 tarihli 25.000-TL bedelli … seri nolu Kesin teminat mektubunun iptaline ve iadesine karar verilmesi talebinin yerinde olmadığı kabul edilerek asıl davada davacı tarafça açılan davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere sözleşmenin … Lojistik tarafından feshi haksız bulunmaktadır. Taraflar arasındaki bayilik protokolünün 4. maddesinde sözleşmenin süresinden önce bayi tarafından haksız olarak feshedilmesi halinde ya da … tarafından haklı sebeplerle feshi durumunda 100.000 USD cezai şartın bayi tarafından ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Birleşen davada davacı … vekilinin 01/03/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile ceza koşuluna ilişkin talebini ıslah ederek, ceza koşulu talebinin sebebini değiştirip, bayilik protokolünün 4. maddesinde düzenlenen ve sözleşmenin haksız feshine bağlı ceza koşulunu talep ettiği hususu ve 16/01/2014 tarihinde … Lojistik tarafından verilen 25.000,00-TL bedelli banka teminat mektubunun nakde çevrilmiş olması hususları dikkate alınarak 16/01/2014 tarihindeki Merkez Bankası kuru 2.1911-TL üzerinden 11.409,79-USD’lik miktarın mahsubu ile haksız fesih nedeniyle talep edilebilecek cezai şart miktarının 88.590,21-USD olduğu anlaşılmıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin, Mahkememizce daha önce verilen kararın kaldırılması kararından sonra temin edilen bilirkişi ek raporları ile yapılan tespitler dikkate alındığında söz konusu cezai şartın … Lojistik’in ekonomik olarak mahvına sebebiyet vermeyeceği anlaşıldığından bu miktardaki cezai şartın … Lojistik’ten tahsiline karar verilmesi gerekmiştir. Kâr mahrumiyeti bakımından da tarafların ticari defter ve kayıtları, bilançoları, kurumlar vergisi beyannameleri ve mali husustaki diğer delilleri dikkate alınarak kaldırma kararı sonrası düzenlenen bilirkişi ek raporları, kâr mahrumiyetinin TL para cinsi olarak belirlenmesi gerektiği, birleşen dosya davacısı … tarafından kâr mahrumiyetinin sözleşmenin feshedildiği tarihten sözleşmenin bitim tarihine kadar talep edilmiş olması hususları dikkate alınarak, …’in talebiyle bağlı kalınarak belirlenen 190.600,00-TL kâr kaybı alacağının birleşen dosya davalılarından tahsiline karar verilmesi gerekmiştir. … Lojistik’in sözleşmenin feshinde tamamen haksız olması, eylem ve işlemleriyle sözleşme hükümlerini ağır şekilde tam kusurlu olarak ihlal etmiş olması, …’in sözleşmenin kendisine yüklediği yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmiş olması, herhangi bir zarara veya zararın artmasına neden olmaması, … Lojistik’in tacir olması ve tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşme durumunun söz konusu olmaması hususları dikkate alınarak kâr mahrumiyeti alacağından 6098 Sayılı TBK’nun 114/2 ve 52. Maddeleri gereğince herhangi bir indirim yapılmamıştır.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-a) Asıl davada davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
b) Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 426,95-TL harçtan mahsubu ile bakiye 367,65-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
c) Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 4.080,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d) Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e) Asıl davada davalı tarafça yapılan 2.150,00-TL bilirkişi ücreti, 59,95-TL tebligat ve vekalet pulu+harcı gideri toplam 2.209,05-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-a) Birleşen davada, davacı tarafça açılan davanın KABULÜ ile, 88.590,21-USD cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına ödediği faiz oranı ile işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TL karşılığının, 190.600,00-TL kâr kaybı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
b) Alınması gerekli 36.088,57-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 8.681,04-TL harcın mahsubu ile bakiye 27.407,53-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılan 8.681,04-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
c) Davacı tarafından yapılan ilk masraf 34,55-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
d) Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 43.465,29-TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin yüzüne karşı, davacı-birleşen dosya davalısı yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.18/11/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır