Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/196 Esas
KARAR NO:2023/873
DAVA:Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ:14/03/2020
KARAR TARİHİ:16/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı şirketin %49 hissesine sahip kurucu ortaklarından olduğunu, davalı şirketin diğer kurucu ortağı …’nin ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile önce açtığı sonra işine gelmediği için feragat ettiği şirketin feshi davası sürecinde şirket yönetimine atanan kayyumlar ve sonrasında genel kurul kararı ile atanan yönetim kurulu üyelerinin kasıtlı faaliyetleri neticesinde … lehine şirketin içinin boşaltıldığını, diğer ortak … tarafından, ortağı olduğu davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … ve … E. Sayılı icra dosyaları ile usulsüz faturalar ve usulsüz tebligatlar ile icra takibi başlatılarak kesinleştirildiğini, bu süreçte müvekkili tarafından tek başına menfi tespit davası ikame edilemediği gibi şirkete atanan kayyum ve yönetim kurulu üyelerinin de bu davayı açtıramadığını, bu doğrultuda …’nin usulsüz fatura ve tebligatlar ile şirketin tüm mal varlığını (makine teçhizat ve banka hesaplarını) önce haciz sonra da satış sureti ile uhdesine geçirdiğini, … Tel San. ve Tic. A.Ş. ve … San. ve Tic. A.Ş üzerinden faaliyetine devam etmekte olduğunu, davalı şirketin çalışma ruhsatının yönetim kurulu üyeleri tarafından yine …’nin ortağı olduğu şirkete devredildiğini, şirket adına kayıtlı araçların yine … tarafından gerek haciz yolu gerekse de satış sureti ile bila bedel devir edilerek şirketin son kalan mal varlığının da yok edilmekte olduğunu, şirketin banka hesaplarının kayyum ve yönetim kurulu üyeleri tarafından … lehine aktarıldığını, … Şti’ne ait araçların yönetim kurulu tarafından …’nin şahsına devredildiğini, davalı şirketin, diğer ortak …’nin çabaları, yönetim kurulu ve kayyumların faaliyetleri ile borca batık bir şirket haline getirildiğini, davalı şirketin şu anda yüklü miktarda vergi ve SGK borcu olan bir şirket haline geldiğini, davalı şirketin, işten çıkarılan işçilerin alacaklarını ödemediği için şirket aleyhine açılmış ve/veya sonuçlanan davaların bulunduğunu, işçilerin davalı şirketten alacaklarını tahsil edecek muhatap bulamadıkları gibi tahsil kabiliyeti olan malvarlığı da bulamadıklarını, davalı şirket adresinin yönetim kurulu üyeleri tarafından alınan karar ile “… sok. No:6/2 …” adresinde bir tavuk kümesine nakledildiğini, diğer ortak … tarafından atanan yönetim kurulu üyelerinin eli silahlı fotoğraflarının … Şti’nin kimlere emanet edilerek içinin nasıl boşaltıldığının en büyük göstergesi olduğunu, en son genel kurulda atanan yönetim kurulu üyesi …’in …’nin şirketlerinde çalışan inşaat işçisi olduğuna dair fotoğraf ve kayıtlarda şirketinin içinin nasıl boşaltıldığının göstergelerinden biri olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine sürekli asılsız iddialar ile dava ikame edildiğini, davalı şirketin hâlihazırdaki yönetim kurulu üyeleri ve avukatının diğer ortak …’nin emir ve talimatları ile hareket ettiklerini, bu doğrultuda şirketin lehine olmaksızın sadece müvekkilinin aleyhine sürekli davalar ikame ettiklerini, şirketin içini diğer ortak … lehine boşalttıklarını, son kalan malvarlığını da boşaltmakta olduklarını, eli silahlı ve …’nin şirketinde inşaat işçisi olarak çalışan yönetim kurulu üyelerinin … lehine şirketi daha da borca batık hale getireceği hususunun sabit olduğunu, Anonim Şirketlerin ortaklar arasındaki güvene dayalı olarak kurulan şirketler olduğunu, müvekkilinin, davalı şirketin diğer ortağı olan …’nin hileli ve muvazaalı işlemleri neticesinde şirketteki ortaklık yapısına güveni kalmadığını, hileli ve muvazaalı işlemleri neticesinde davalı şirketin amacı olan faaliyetini yitirdiğini, hiç bir faaliyette bulunmadığı gibi diğer ortak … ve sonradan atanan kayyum ve yönetim kurulu üyelerinin işlemleri neticesinde piyasaya borcu olan bir şirket haline geldiğini, şirket ortakları arasında müvekkilinin isminin bulunması sebebi ile müvekkilinin başkaca şirketteki ortaklık yapısı ve şahsi olarak bankalar ve 3. kişiler nezdindeki kredi bilgilerinin olumsuz yönde etkilendiğini ve etkilenmeye de devam ettiğini, Diğer ortak …’nin müvekkiline karşı hileli ve muvazaalı işlemlerinin yanı sıra hayatına kast edecek eylemlerde de bulunduğunu; Müvekkiline fabrika içinde 7 el silah atmış olup, yargılamasının …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile devam ettiğini, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosya kapsamı ile mahkûmiyet kararının sabit olup, demir ile müvekkilini darp ederek ayağının sakatlanmasına sebebiyet verdiğini, Demir balyoz ile vurarak müvekkilinin her iki elinden birer parmağını kırdığını, …. Asliye Ceza Mahkemesi … E. sayılı dosyası ile yargılamasının devam ettiğini, müvekkiline keserle saldırdığını, yargılamasının …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile devam ettiğini belirterek, öncelikli olarak şirket yönetimine kayyum atanmasına, mümkün olmadığında denetim kayyımı atanmasına, şirket ortaklarının birbirlerine karşı güvenleri kalmadığından ve şirketin diğer ortağı … tarafından şirketin artık tabela şirketinden ibaret içi boş ve borca batık bir şirket haline getirilmiş olması sebebi ile bu şartlar altında şirketin devamının mümkün olmadığından haklı nedenlerin varlığından dolayı feshi ve tasfiyesine, bunun mümkün olmaması halinde müvekkilinin payının bedeli ödenerek ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın “Şirketin haklı nedenlerle feshi ve tasfiyesi mümkün olmadığında davacı payının bedelinin ödenerek ortaklıktan çıkarılması ve şirkete kayyum atanması” taleplerinin hukuk düzeninin koruduğu değerlere uygun olmayıp, hakkın kötüye kullanımı içermesi nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, bir sermaye şirketi olan anonim şirketin devamlılığı ve faaliyetlerini sürdürmesi esas olup, bir ekonomik değeri olan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer alternatif yolların hâkim tarafından değerlendirilmesinin TTK’nın öngördüğü bir zorunluluk olduğunu, anonim şirketlerin feshinin, istisnai bir çözüm yolu olup, şirket tüzel kişiliğini sona erdirmesi nedeniyle son çare olarak uygulanmasının gerektiğini, nitekim TTK md. 531’in, mahkemenin fesih yerine duruma uygun düşen başka bir karar verebileceğini ifade etmekte olduğunu, Haklı sebeple fesih hakkının, anonim şirketten çıkma ve çıkarılmanın söz konusu olmadığı da dikkate alındığında azınlık pay sahiplerine etkili bir çıkış yolu vermekte olduğunu, bununla birlikte bu hakkın kötüye kullanılmasının engellenmesi ve kurumsal yapının esas olduğu anonim şirketin devamlılığının sağlanması gerektiğini, bu nedenle kanun koyucunun haklı fesih talebiyle açılan davalarda mahkemenin, fesih yerine, duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebileceğini belirttiğini, TTK’daki ifadesiyle duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer çözümler arasında şirkete ait işletmenin bölünmesi, kısmi tasfiyeye gidilmesi, tek kişilik şirkete dönüşmesi, bazı kararların davacının onayı ile geçerlilik kazanması, bazı genel kurul ve yönetim kurulu kararlarında azlığa veto hakkı tanınması; kâr dağıtılmasına, oy hakkının kullanılmasına, pay sahibi gruplarının ya da azınlık temsilcisinin yönetim kurulunda temsili suretiyle yönetime katılması hususlarında şirket esas sözleşmesinin değiştirilmesi, sermayenin azaltılmasının sayılabileceğini, Müvekkili şirket hakkında açılmış ve hâlihazırda yargılama süreci devam eden bir iflas davasının bulunmakta olduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında müvekkili şirketin iflasının talep edilmiş olmasına rağmen %49 hisseye sahip kurucu ortak …’nin payının bedelinin ödenerek ortaklıktan çıkarılmayı talep etmesinin iyi niyetli olmadığı gibi, bu talepte hukuki yararının da bulunmadığını, davacı tarafın, müvekkili şirketin tasfiyesi talebiyle açılan, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında, diğer kurucu ortak olan …’nin işine gelmediği için feragat ettiğini iddia ettiğini, ancak şirketin tasfiyesinin talep edilme nedeninin, davacı … ve dava dışı …’nin şirket hisselerinin %50 olduğu ve müşterek imza ile her iki kişinin de yönetimde olduğu dönemlerde davacı …’nin hiçbir iş ve işleme imza atmamış olması ve bu nedenle müvekkili şirket işleyişinin kilitlenmesi, hatta şirket genel kurul kararının dahi alınamamış olması olduğunu, devam eden süreçte davacı …’nin, %1 hissesini dava dışı …’ye devrettiğini ve müvekkili şirketin yönetilebilir kabiliyet kazandığını, bu nedenle dava dışı diğer kurucu ortak olan …’nin, şirketin devamlılığını sağlamak maksadıyla davadan feragat ettiğini, davacı tarafın, dava dilekçesinde müvekkili şirkete ait araçların dava dışı …’ye devredildiğinden bahsettiğini, şirketin işletme konusu içine giren malvarlığı değerlerinin bir kısmının satılmasının haklı sebep olarak değerlendirilmesinin mümkün olduğunu, ancak müvekkili şirketin, davacı …’nin şirketi yönetilemez noktaya getirdiği dönemlerde doğan borçları nedeniyle başlatılan icra takiplerine ilişkin olarak yapılan satış işlemlerine konu malvarlığı değerlerinin, şirketin işletme konusu içerisinde yer almadığını, söz konusu araçların, şirketin işletme konusu malvarlığı içerisinde yer almamakla birlikte, şirketin borçlu olduğu icra dosyalarında satış yapılmak suretiyle devredildiğini, yani araçların satışının, şirketin devamını sağlayan bir tasarruf olduğunu, davacı tarafın, müvekkili şirket tarafından davacı adına asılsız davalar ikame edildiğini iddia etmiş ise de, bu hususa ilişkin herhangi bir somut delil sunamadığını, somutlaştırılmayan iddialara dayanarak davacı tarafça şirketin feshine veya davacının ortaklıktan çıkarılmasına kadar olan süreçte yönetim kayyımı, mümkün değilse denetim kayyımı atanmasını talep edildiğini, Türk Medeni Kanunu’nun 427. maddesi gereğince “Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa” yönetim kayyımı atanacağını, müvekkili şirketin gerekli organlardan yoksun kalması ve yönetilememesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacı tarafın, dava dışı … ile kişisel ilişkilerinin kötü olması nedeniyle şirketin feshinin gerektiğini iddia ettiğini, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 03.12.2015 tarihli ve 2015/4504 Esas, 2015/12980 Karar sayılı kararı ile; davalı şirketin kardeşlerden meydana gelen beş kişilik bir aile şirketi olmakla birlikte bir sermaye şirketi niteliği taşıdığını, davacıların aile bireyleri arasındaki manevi bağların koptuğu gerekçesinin anonim şirketin feshinde haklı sebep teşkil etmeyeceğini belirterek yerel mahkeme kararını bozduğunu, Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, davacı tarafın iddia ettiğinin aksine, anonim şirketlerin sermaye şirketi olduğunu, sermaye şirketlerinde haklı fesih nedeni olarak kişisel anlaşmazlıkların ileri sürülmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek; Öncelikle HMK 115. maddeye göre davacının dava açmada hukuki yararın bulunmaması nedeniyle davanın reddine; Müvekkili şirketin gerekli organlarının bulunması ve şirket yönetiminin sağlanıyor oluşu dikkate alınarak davacı tarafın kayyım atanması şeklindeki talebinin reddine; Davacı tarafın haklı neden olmaması nedeniyle şirketin feshi talebinin reddine, Davacı tarafın iflası talep edilen müvekkili şirketteki payının bedelinin ödenmesi yoluyla ortaklıktan çıkarılma talebinin, şirketin feshi talebi içerisinde başka çözüm yolları önerilmeden başvurulan bir yol olduğu ve bu durumun hakkın kötüye kullanımı olması hususu da gözetilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, mümkün olmaması halinde davacının ortaklıktan çıkarılması ile ayrılma akçesinin verilmesi talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce davalı şirketin ticaret sicili kayıtları ile …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası uyap kayıtları, …. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, …. İflas Dairesi … iflas dosyası, …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının uyap sureti, …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının uyap suretileri dosyamız arasına alınmış, 3 kişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor temin edilmiştir.
Mali müşavir …, Ekonomist Mütteki … ve Öğretim Üyesi Hukukçu …’dan oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan tarihli rapor ile; Finansal Açıdan; Davalı şirkete ait ticari defter kayıt ve belgelerin sunulmaması nedeniyle dava konusu iddia ve itirazlara yönelik herhangi bir tespit yapılamadığı, davalı şirkete yönetim veya denetim kayyımı atanmasını gerektirecek bir sebebin bulunmadığı, davacı … ile davalı şirketin diğer ortağı … arasındaki ihtilafların davalı şirketin feshi için haklı sebep oluşturmayacağı, davalı şirketin içinin ortaklarından biri lehine boşaltılması ve çoğunluk pay sahibi tarafından kötü yönetimi sebebiyle borca batık bir şirket haline getirilmesinin fesih için haklı sebep oluşturabileceği, Haklı fesih sebebinin bulunduğunu ispat yükünün davacıda olduğu, davacının bu konuda her türlü delile dayanabileceği, İcra takip dosyalarında kesinleşen alacaklar hakkında menfi tespit davası açılmamış olmasının tek başına ispat yükünün yerine getirildiği neticesini doğurmadığı, Davacının payının bedelinin ödenerek ortaklıktan çıkarılma talebinin kabulünün mümkün olmadığının tespit edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davacısının …, davalısının … ve Tic. Anonim Şirketi olduğu, davada davalı şirketin iflasının talep edildiği, Mahkemenin 24/12/2020 tarih ve … sayılı kararı ile davalı şirketin iflasına karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 27/10/2021 tarihli 2021/570 Esas 2021/1085 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 25/01/2023 tarihli 2022/106 Esas 2023/243 Karar sayılı ilamı ile iflas kararının onanmasına karar verildiği ve kararın 25/01/2023 tarihi itibariyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, davacı tarafça, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, mümkün olmaması halinde davacının ortaklıktan çıkarılması ile ayrılma akçesinin verilmesi talebi ile dava açılmış ise de, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/12/2020 tarih ve … sayılı kararı ile davalı şirketin iflasına karar verildiği, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek 25/01/2023 tarihi itibariyle kesinleştiği anlaşılmakla, eldeki davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle konusuz kaldan davanın esası ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85-TL harçtan peşin olarak yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılan 54,40-TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 17.900,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan ve 54,40-TL başvurma harcı, 3.600,00-TL bilirkişi ücreti, 100,50-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.754,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2023
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır