Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/18 E. 2020/555 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/18 Esas
KARAR NO:2020/555

DAVA:Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ:08/01/2020
KARAR TARİHİ:15/10/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Şirketin İhyası davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Müvekkili için …İş Mahkemesi’nin … E. Sayısı ile halen derdest olan hizmet tespit davası açıldığını, davalı; … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicilinde kayıtlı bulunan … Ltd.Şti tasfiye halinde olduğunu, tasfiye halinde olması hasebi ile, söz konusu şirkete tebligat yapılamamakta ve davamızda taraf teşkili sağlanamadığını, Mahkemece 07.10.2019 tarihli 1 numaralı celsede işbu ihya davasının açılması yönünden yetki verildiğini, bu kapsamda … Ltd.Şti’ nin ihyasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
S A V U N M A /
Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Davada uyuşmazlığın, ticaret sicilden 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7 maddesine göre resen terkin olunan şirketin ihyası gerekip gerekmediği noktasında toplandığı görülmüştür.
İhyası talep olunan şirketin … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı bulunmaktadır. Ticaret Sicilden celp edilen sicil dosyasından; şirketin 18/02/2015 tarihinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7 maddesine göre resen terkin edildiği, Ticaret Sicil gazetesinde ilan edilerek tasfiyenin sonlandırıldığı ve şirket tüzel kişiliğinin son bulduğu anlaşılmıştır.
Tasfiye ve terkin olunan ticaret şirketleri bakımından genel olarak yasal durum değerlendirildiğinde; eTTK 447. madde hükmü gereğince, tasfiye halinde bulunan şirketin tüm borçları ödendikten sonra, kalan mevcudu, esas sözleşmede aksine bir düzenleme mevcut değilse pay sahipleri arasında ödedikleri sermaye ve paylara bağlı imtiyaz hakları oranında dağıtılacağı öngörülmüştür. Keza tasfiye sonu ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 543.maddesinde aynı yönde benzer ( borçlar ödendikten sonra önce ödenen pay bedellerinin iadesi yönündeki yeni hükmü dışında) benzer bir düzenleme yapılmıştır. Yine eTTK’nda doğrudan bir karşılığıda bulunmayan 6102 sayılı TTK’nun 547. maddesinde (Ek Tasfiye) başlığı ile; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebiyecekleri hükmüne yer verilmiştir. Anılan 547.madde hükmünün, eski TTK döneminde karşılığı bulunmayıp, ancak eski TTK döneminde uygulama ve içtihat yoluyla gerçekleştirilen ek tasfiye kararları yeni yasa (TTK) ile yasal bir dayanakta kazanmıştır. Keza anılan hüküm ile şirket ortaklarının da ek tasfiye isteminde bulunabilecekleri açıkça hüküm altına alınmıştır. TTK 547.maddesinde ek tasfiyeye dair yer alan bu düzenleme bakımından, kanunun gerekçesi incelendiğinde ilk tesbit edilebilecek olan hususun; öncelikle ek tasfiye kararının geçici bir tedbir kararı olduğu ve yeni bir hukuki durum meydana getirmediği hususlarına yapılmış olan vurgudur. Yine anılan madde gerekçelerinde ek tasfiyeyi gerektiren hallerin neler olabileceği, sınırlı sayıda olmaksızın gösterilmiş ve özellikli bu durumlar arasında; şirketin bir davada davalı olarak bulunması hali ek tasfiye kararı verilmesi için özellikli durumlar arasında sayılmıştır.
Keza 6335 sayılı Kanun’un 38.maddesi ile TTK’na eklenen Geçici 7. Madde bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde aşağıda belirtilen halleri tesbit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilden kayıtlarının silinmesinin, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacağı hükmünü getirmiş ve bu haller beş bent halinde sayıldıktan sonra 4. Fıkrasında tasfiye ve terkin ve ilan yöntemi düzenlenmiş 15. Fıkrasında da; ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği hüküm altına alınmıştır.
Tasfiye; şirket leh ve aleyhindeki davaların intacı, alacakların tahsili, borçların tamamen ödenmesi ve kalanın son bilanço gereği ortaklar arasında hisseleri nisbetinde bölüştürülmesi işlemlerini zorunlu olarak içerir.
Açıklanan bu nedenlerle terkin edilen şirket hakkında … İş Mahkemesinin 2… esas sayılı dosyasında bu davanın açılması için davacı vekiline bu yönde mahkemece süre ve yetki verilmiş olması (… İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyası) dikkate alınarak, bu hal, şirketin ihyası için hukuki menfaatin varlığı ve haklı sebep niteliğinde olmakla, yukarda belirtilen bu amaç doğrultusunda şirketin ihyası gerektiği, Şirketin, takip borçlusu konumunda iken sicilden terkini anılan TTK düzenlemeleri ve bu hükümlerle varılmak istenen sonuca uygun düşmemektedir. Açıklanan bu nedenlerle terkin edilen şirket hakkında yukarda bahsi geçen davanın varlığı ve verilen aynı yöndeki ara karar dikkate alınarak, bu hal, şirketin ihyası için TTK Geçici 7/15. maddesinde öngörülen hukuki menfaatin varlığı ve haklı sebep niteliğinde olmakla ve hükümde öngörülen beş yıllık sürede dolmamış olduğundan, yukarda belirtilen bu amaç doğrultusunda (şirket hakkındaki dava ve sonuçlarıyla sınırlı olmak üzere) şirketin yeniden ihyası gerektiği, Geçici 7.madde kapsamında terkin kararı verilmiş olması karşısında (ve keza davanın varlığına dair ticaret sicile tasfiye ve terkin aşamasında yapılmış bir bildirimde bulunmamakla) terkin nedeniyle şirkete tasfiye memuru tayinine de mahal olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicilinde kayıtlı bulunan … Ltd. Şti ‘nin İHYASINA, Ticaret sicilde tesciline,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama masraflarının davalının yasal hasım olduğu gözetilerek davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Aynı sebeple vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
5-HMK 120 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın davacı yana iadesine,
Dair, karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15/10/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …