Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/161 E. 2020/668 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/161 Esas
KARAR NO 2020/668

DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 02/03/2020
KARAR TARİHİ: 08/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi, dava dışı sigortalı …’ın … Mah. … Sok. No:… D: … adresinde bulunan konutu için … Sigorta Poliçesi düzenlemiş olduğunu, sigortalı, konutunda 24.12.2017 tarihinde kombi tesisat kaçağı nedeniyle hasar meydana geldiğini müvekkili şirkete bildirmiş olduğunu, dilekçe ekinde sunulan Uzman Raporunda; sigortalı tarafından müvekkili şirkete yapılan bildirim üzerine konutta inceleme yapılmış olduğunu, düzenlenen Uzman Raporunda hasarın kombi tahliye musluğunun kaçak yapması neticesinde meydana geldiği ve firma yetkili servisinin onarım yaptığı tespit ediğini, kombiden sızan sular nedeniyle sigortalı konutun lamine parkelerinde su almaya bağlı kabarmaların olduğu ve alt komşu daire tavan boyalarının ve elektrik tesisatının su alarak zarar gördüğünün tespit edildiğini ve toplam hasarın 2.070 TL tutarında olduğu sonucuna varılmış olduğunu, müvekkili şirket tarafından toplamda 2.070 TL dava dışı sigortalıya ödenmiş olduğunu, müvekkili şirket Türk Ticaret Kanununun 1472. maddesine göre sigortalısının haklarına halef olmuş ve davalıya ihtarname göndererek ödemek zorunda kaldığı bedelin tahsilini talep etmiş ancak davalının ödeme yapmaması üzerine, …. İcra Dairesi’nin… Esas Sayılı dosyasında icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı haksız ve mesnetsiz şekilde icra takibine itiraz ederek takibi durdurmuş olduğunu, bunun üzerine tarafınca arabuluculuğa başvurulmuşsa da tarafların anlaşamaması nedeniyle işbu davayı açma zarureti doğduğunu, davalının sorumluluktan kaçma amacıyla yapmış olduğu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının iptali ile müvekkil şirketin hakkını elde etmesinin zorlaşmasını önlemek amacıyla davalının malvarlığı üzerine, öncelikle teminatsız aksi takdirde uygun bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir uygulanmasını, somut olayda, usule uygun şekilde icra takibi yapılmış olup davalı haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, uzman raporu gereğince davalının haksız olduğu sabit olduğunu, aynı zamanda takip konusu alacak likit ve İİK madde 67. hükmü gereğince, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve davalı şirketin kötü niyetli olup olmadığına bakılmaksızın haksız olması halinde icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalının malvarlığı üzerine öncelikle teminatsız, aksi takdirde uygun bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davalının icra takibine vaki haksız itirazlarının iptali ile takibin 2.304,31-TL üzerinden; icra inkar tazminatı, ticari faiz, yargılama harç ve masrafları eklenerek birlikte devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı … Sigorta, sigortalısı …’a ait konutta … marka kombiden su akması sebebiyle zarar meydana geldiğini ileri sürerek, sigortalısına ödemiş olduğu hasar tutarının müvekkil şirkete rücu için yapılan icra takibine itirazının iptalini talep etmekte olduğunu, ancak dava konusu zararın … marka kombiden meydana geldiği ispatlanamadığından, davacı Şirket Sigortalısına halef olarak dava açtığı için, davanın haksız fiile ilişkin hükümler doğrultusunda Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere işbu dava, davacı … Sigorta’nın sigortalısı …’ın ikamet ettiği konutta meydana gelen zarar sebebiyle sigortalıya ödenen hasar bedeli ilgili olarak açılmış olduğunu, dolayısıyla davacı … Sigorta’nın dava dilekçesinde de kabul edildiği üzere, işbu davayı TTK m. 1472 uyarınca sigortalısına halef olarak açmış olduğunu. halefiyet davalarında açılacak dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu olduğunu ileri sürdüğü kişiye karşı açacağı dava gibi olduğunu, işbu davanın da … Sigorta ile … arasındaki bir ticari davaymış gibi Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılması hukuka aykırı olduğunu, davanın … Sigorta’nın sigortalısı olan …’ın dava açması gereken mahkemede görülmesi gerekmekte olduğunu, …’ın konutunda meydana gelen zararın … marka kombiden meydana geldiği ileri sürüldüğünden, işbu davanın da Tüketici Mahkemesinde açılması gerektiğini, görevsizlik kararı verilerek, dosyanın görevli olan Tüketici Mahkemesine gönderilmesi gerekmekte olduğunu, bu sebeple davacı tarafından gönderilen ödeme emrine itiraz edilmesi son derece tabi olup, yapmış olduğumuz bu itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırılık teşkil edeceğini, davacı … Sigortanın sigortalısının halefi olarak açtığı davanın haksız fiil esaslarına göre görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, davacı … Sigortanın sigortalısının konutunda meydana gelen zararın … marka kombiden kaynaklandığının ispatlanamamış olması sebebiyle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirket üzerine bırakılmasına Karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Konut sigorta poliçesi kapsamında sigortacı tarafından sigortalısına ödenen bedelin davalıdan rücuen tazmini noktasında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkili sigorta şirketinin, dava dışı sigortalı …’ın … Mah. … Sok. No:… D: … adresinde bulunan konutu için … Sigorta Poliçesi düzenlemiş olduğunu, sigortalı, konutunda 24.12.2017 tarihinde kombi tesisat kaçağı nedeniyle hasar meydana geldiğinin müvekkili şirkete bildirmiş olduğunu, dilekçe ekinde sunulan Uzman Raporunda, sigortalı tarafından müvekkili şirkete yapılan bildirim üzerine konutta inceleme yapılmış olduğunu, düzenlenen Uzman Raporunda hasarın kombi tahliye musluğunun kaçak yapması neticesinde meydana geldiği ve firma yetkili servisinin onarım yaptığını tespit ediğini, kombiden sızan sular nedeniyle sigortalı konutun lamine parkelerinde su almaya bağlı kabarmaların olduğu ve alt komşu daire tavan boyalarının ve elektrik tesisatının su alarak zarar gördüğünün tespit edildiğini ve toplam hasarın 2.070 TL tutarında olduğu sonucuna varılmış olduğunu, müvekkili şirket tarafından toplamda 2.070 TL dava dışı sigortalıya ödenmiş olduğunu, müvekkili şirket Türk Ticaret Kanununun 1472. maddesine göre sigortalısının haklarına halef olmuş ve davalıya ihtarname göndererek ödemek zorunda kaldığı bedelin tahsilini talep etmiş ancak davalının ödeme yapmaması üzerine, …. İcra Dairesi’nin… Esas Sayılı dosyasında icra takibi başlatılmış olduğunu, başlatılan takibe davalı tarafça itirazda bulunulduğunu, icra dosyasına vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili yasal kavramların ve ilgili kanun maddelerinin incelenmesi gerekmektedir.
“6102 sayılı TTK Madde 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) (Değişik: 28/2/2018-7101/61 md.) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.
Madde 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari (Değişik ibare: 26/06/2012-6335 S.K./2.md.) davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
(2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.
(3) (Değişik fıkra:26/06/2012-6335 S.K./2.md.) Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
(4) (Değişik fıkra:26/06/2012-6335 S.K./2.md.) Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.” amir hükümlerine yer verilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda, tüketici ile sağlayıcı hakkındaki uyuşmazlıklar düzenlenmiş, ayıplı hizmet ve ifa da düzenlenmiş, bu kanunun 73. Maddesinde, tüketici işlemleri ve tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun TTK’nın 1472. maddesinin 1. fıkrasına göre; sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
Bu madde uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücû ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 tarihli ve 37 E. 9 K. ve 17.01.1972 tarihli ve 1970/2 E.,1972/ 1 K. sayılı kararlarında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmakta iken, 31.03.1954 tarihli ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ise sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanuni halefi olacağı belirtilmiştir.
O hâlde bu tür davalarda görevli mahkeme sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre belirlenmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, sigortalı, davacı sigortacı nezdinde, konutu için … Konut Poliçesi düzenlettirmiştir. Davacı tarafça, Sigortalının konutunda 24.12.2017 tarihinde kombi tesisat kaçağı nedeniyle hasar meydana geldiği iddiasına dayanılmıştır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup HMK’nın 1. maddesi gereği yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Sigorta şirketi ödediği zarar bedeli oranında sigortalının haklarına halef olacağından ve bedeli ödedikten sonra sigortalı hangi davayı açabilecekse sigortacı da o davayı açabilecektir.
Sigortalı ile zarar sorumlusu (davalı) arasındaki ilişki ayıplı hizmet ve ifaya dayanmaktadır.
Eldeki Dava, TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, tarafların ticari işletmeleri ile de ilgili değildir. Tarafların her ikisinin tacir olması davayı ticari dava haline getirmez. Dava dışı sigortalı tacir değildir. Davalı ile arasındaki ilişki 6502 sayılı kanun kapsamında düzenlenen tüketici sağlayıcı ilişkisidir. Bu kapsamda tüketici sigortalı ile davalı arasında görülecek davanın tüketici mahkemelerinde görülmesi gerekecektir. Davacıda sigortalının haklarına halef olarak işbu davayı açtığından eldeki davanın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir.
Bu nedenler ile Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden usulden REDDİNE, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep halinde dosyanın görevli … Tüketici Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri, gider avansı ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmadığı takdirde Harç, yargılama gideri, gider avansı ve vekalet ücreti hakkında mahkememizce değerlendirme yapılmasına,
4-HMK’nun 20. Maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/12/2020

Katip …

Hakim …