Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/157 E. 2023/536 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/157
KARAR NO:2023/536

DAVA:Murazaanın Men’i
DAVA TARİHİ:02/03/2020
KARAR TARİHİ:15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan murazaanın meni davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Bir kısım davacılar vekili dava dilekçesi ile; davalı banka ile müvekkili … … Şirketi arasında 01/11/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi ve 02/11/2010 tarihli ek kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davacıların bu kredi sözleşmelerine müteselsil kefil olduklarını, kredi sözleşmesinden doğacak borcun teminatını teşkil etmek üzere … … Şirketi, … …, …, …, … ve … … Ticaret Limited Şirketi’ne ait taşınmazlar üzerinde davalı lehine toplu rehin tesis edildiğini, davalı bankanın ilave kredi kullandırma sözlü vererek 12/03/2012 ve 15/03/2012 tarihlerinde şirket ortaklarına ait 6 adet taşınmaz üzerinde rehin tesis ettikten bir gün sonra, temerrüt gerçekleşmemesine rağmen hesabı 16/03/2012 tarihinde kat ettiğini ve akabinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/03/2012 tarihli, 2012/… D.İş ve 2012/… karar sayılı teminatsız ihtiyati haciz kararı aldığını ve sonrasında …. İcra Müdürlüğü’ne ait …(yeni …. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasından müteselsil kefiller aleyhine genel haciz yoluyla takibe geçtiğini, davalı bankanın ayrıca …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından 29/08/2012 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçtiğini, davalı bankanın …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından 17/12/2013 tarihinde kefiller aleyhine icra takibine geçerek, proje sözleşmesinin bankaca kat edilmesinden sonra ipotek alacaklısının ödemekle yükümlü olduğu ipotekli taşınmazlara ait ödediği ve şirkete borç yazdığı miktarların tahsilini ve müvekkilinin kredi sözleşmesine dayanarak üçüncü şahsılar lehine düzenlenmiş akreditif ve teminat mektubu miktarlarının ise depo edilmesini genel haciz yolu ile talep ve takip ettiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/… esas sayılı dosyasında müvekkili şirketin 05/07/2012 tarihli iflasın ertelenmesi talebi reddedilerek 17/09/2013 tarihinde iflasına karar verildiğini, bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 30/05/2014 tarihli, 2014/332 esas ve 2014/4185 karar sayılı kararıyla bozulduğunu, bozma sonrası …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 08/02/2018 tarihinde …/… sayılı dosyadan verilen iflas kararının da Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 04/07/2019 tarihli ve 1116…… sayılı kararıyla bozulduğunu, mahkemece ikinci bozmaya uyularak müvekkili davacı şirket tarafından açılan ve halen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyasında görülmekte olan iflasın ertelenmesi talepli davada 06/09/2019 tarihli iflasın ertelenmesi tedbirine ilişkin ara kararı verildiğini, davalı bankanın talebi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından ipotekli taşınmazlar üzerindeki binalarda kiracı olan firmalara 150/b muhtıraları gönderildiğini, …. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasındaki 08/10/2019 tarihli bilirkişi raporu ile alacak tespiti yaptırıldığını, davalı bankanın talebi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından bazı firmalara kiracı olduğu gerekçesiyle kira bedelinin takip dosyasına ödenmesi için muhtıralar gönderildiğini, muhtıraları alan ve kira bedellerini peşin ödemeyen bazı işletme sahiplerinde, kira bedellerini müvekkili şirkete mi; yoksa icra dosyasına mı ödeyecekleri konusunda tereddütler oluştuğunu, müvekkili şirketin kira sözleşmesine konu yerlerin ipotek kapsamında olmadığını bildirmesine rağmen, tereddütün giderilemediğini, müvekkili şirketle davalı banka arasında arazi üzerine kurulan ipoteğin üzerindeki binaları kapsamına alıp almadığı konusunda, hem müvekkilinin itiraz hakları ve ve hem de ipotek alacaklısının talep hakları açısından murazaa ortaya çıktığını, davalı bankaya yapılan ödemelerden sonra ve bankanın kredi kat edildikten sonra … … Şirketi hesabına borç yazamayacağı miktarlar ve nev’ileri bakımından ve dolayısıyla kalan borç miktarı yönünden de taraflar arasında murazaa bulunmakta olduğunu, bu nedenle faiz talep edilemeyeceği ve kalan ana para borcunun miktarının tespit edilmesi gerektiğini, ipotek akit tablosunda ipoteğin, gayrimenkulün müştemilatı, mütemmim cüzü ve teferruatını kapsadığının belirtildiği, ipoteğin tesis edildiği tarihte arsa üzerinde herhangi bir tescili kabil yapının bulunmamakta olduğunu, ipotek tesis edildikten sonra imzalanan 01/11/2011 tarihli genel ticari kredi sözleşmesinde, ipotekli taşınmaz üzerine yapılacak binaların ipotek kapsamında olmadığı, sonradan teminat dahil olacağı ve bu hususun borçludan alınacak taahhütname ile temin edileceğinin belirtildiğini, davalı banka tarafından taşınmazların bedelinin ve gerçek rayiç bedelleri ile bankanın satış bedelleri arasındaki farkların tamamen ana para borcundan düşülmesi gerekirken, düşülmediğini ve alacak miktarının bildirildiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya dair her türlü hakları ve talepleri saklı kalmak kaydıyla ipoteğin, ipotekli taşınmaza sonradan yapılan binaları ve müştemilatını kapsayıp kapsamadığı konusunda taraflar arasında çıkan murazaanın, ipoteğin kuruluşundan sonra yapılan taşınmazlar üzerindeki binaları, binaların müştemilatını ve bunlara monte edilen tüm makineler, alet ve edevat, teçhizat, tesisat ve binaların yedek parçalarını kapsayıp kapsamadığı yönünde tespit edilerek murazaanın bu şekilde men’ini; kredi alacağına faiz yürütülüp yürütülmeyeceği konusunda taraflar arasında çıkan murazaanın, kredi alacağına faiz yürütülemeyeceği yönünde tespitini ve murazaanın bu şekilde men’ini; davalı bankanın ödemelerden sonra kalan ana para alacağının miktarı konusunda çıkan murazaanın, ipotek alacaklısının ödemekle yükümlü olduğu ipotekli taşınmazlara ait ödediği ve şirkete borç yazdığı miktarların; ödenmemesi gereken akreditif ve teminat mektupları ve takip tarihi itibariyle nakde dönüşmemiş gayri nakdi risklerin bedellerinin ve diğer bedellerin; rayiçlerin düşük bedellerle satın aldığı veya sattığı kefillere ait taşınmazların satış bedelleri ile rayiç bedelleri arasındaki farkların ve düşülmeyen bu taşınmazlara ait satış bedellerinin; davalı bankanın iddia ettiği ana para alacağına dahil edilmemesi ve miktarlarının düşülmesi yönünde tespiti ile murazaanın bu şekilde men’ini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili bankanın İstanbul Kurumsal Şubesi tarafından, davacı … … Şirketi’ne 01/11/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi ve ek sözleşme ile 270.000.000-EUR nakdi/gayri nakdi kredi açılarak kullandırıldığını, kredi teminatı olarak davacılardan kredi borçlusu … Yatırım ve Geliştirme A.Ş., … …, …, … Yat. Org. ve Dan. Tic Ltd.Şti., … ve … adına kayıtlı taşınmazlar üzerine bankaları lehine 675.000.000-EURO limitli ipotek tesis edildiğini, ayrıca, … …, …, … Yat. Org. ve Dan. Tic Ltd.Şti., …, …, …, … İnşaat Turizm San.ve Tic. AŞ., … Yatırım Org. Dan. ve Turizm Tic. A.Ş. ve dava dışı …’nun müteselsil kefaletinin alındığını, davacılar kredi borçlusu ve kefiller tarafından, ek sözleşmenin, 4.1, 4.14, 4.5 ve 4.19. maddelerine uygun hareket edilmemesi nedeniyle ve ayrıca kredinin muaccel hale gelmesine ilişkin, 4.12, 6.11, 6.5 ve 6.6 maddesi ve genel kredi sözleşmesinin 30. maddesi uyarınca alacağın muaccel hale geldiğini ve hesabın kat edilerek kredi borçlusu firma ve davacılar da dahil olmak üzere tüm kefillerine, kredi borcunun 7 gün içerisinde ödenmesi; aksi takdirde yasal takip işlemlerine başlanılacağına dair, Beyoğlu 36. Noterliği’nden 16.03.2012 tarihinde 11760 yevmiye numaralı muacceliyet ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnamenin davalılara 20.03.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak ihtarname ile tanınan 7 günlük süre içerisinde ödeme yapılmaması üzerine davacıların temerrüde düştüklerini, borçluların temerrüde düşmeleri üzerine, davacı müteselsil kefillerin, … …, …, … Yat. Org. ve Dan. Tic. Ltd. Şti., …, …, …, … İnşaat Turizm San. ve Tic. A.Ş., … Yatırım Org. Dan. ve Turizm Tic. AŞ. ve dava dışı … hakkında nakdi kredi alacağının tahsili istemiyle …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden alınan … D.İş sayılı ihtiyati haciz kararının …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından infaz edildiğini ve aynı dosya üzerinden 04.04.2012 tarihinde 649.183.468,81-TL ana para, 2.391.451,50-TL işlemiş temerrüt faizi ve 139.484,28-TL BSMV olmak üzere toplam 652.112.638,73-TL üzerinden genel haciz yoluyla ilamsız takibe başlanıldığını, anılan davacılar hakkında gayri nakdi kredi alacağının, bankalarınca ödenen işletme masrafları ve sigorta primlerinin tahsili istemiyle …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden alınan 2013/… D. İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararının, …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından infaz edildiğini ve aynı dosya üzerinden 17.12.2013 tarihinde toplam 11.487.142,05-TL, 164.369,76-EUR alacaklarının tahsili/depo edilmesi istemiyle genel haciz yoluyla ilamsız takibe başlanıldığını, ayrıca, davacı … AŞ. ve ipotek borçlusu sıfatıyla davacılar … …, …, … Yat. Org. ve Dan. Tic Ltd. Şti., … ve … hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden 29.08.2012 tarihinde, 649.183.468,81-TL ana para, 61.373.083,83-TL 28.03.2012 tarihinden itibaren işlemiş temerrüt faizi ve 3.068.654,19-TL BSMV olmak üzere toplam 713.625.206,83-TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla, ilamsız takibe başlanıldığını, davacı borçluların her üç takibe de itiraz etmeleri üzerine, kefillerin nakdi alacaklarının tahsili istemiyle genel haciz yoluyla yapılan takibe itirazının iptali için ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esas, gayri nakdi kredi alacakları, işletme masrafları ve sigorta primlerinin tahsili için başlatılan genel haciz yoluyla takibe itirazın iptali için ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/… esas, kredi borçlusu ve ipotek borçluları hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe itirazın iptali için …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/… esas sayılı dosyaları ile itirazın iptali davası açıldığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/…. 2013/…. sayılı, 24.12.2013 tarihli kararı ile borçluların itirazının iptaline ve 651.898.194,70-TL üzerinden takibin devamına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/… esas ve 2014/… karar sayılı, 28.05.2014 tarihli karar ile borçluların itirazının iptaline ve 713.526.206,83-TL üzerinden takibin devamına karar verildiğini ve borçluların temyiz harcını yatırmamaları sebebiyle temyiz talebinde bulunmamış sayılmalarına dair verilen kararın borçlular tarafından temyizi nedeniyle dosyanın, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nde temyiz incelemesinde olduğunu, ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/… E. 2019/… K. sayılı 04.04.2019 kararı ile itirazın iptaline karar verildiğini, dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, itirazın iptaline karar verilmiş olması nedeniyle icra takiplerine devam edildiğini ve kefiller hakkında nakdi kredi alacakları içini başlatılan genel haciz yoluyla takipte hacizli taşınmazların satış işlemlerine başlanıldığını ve İstanbul İcra Müdürlükleri arasındaki iş bölümü gereği …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının, …. İcra Müdürlüğü’nün 2014/915 esasına kaydedildiğini, davacı borçluların, takibin her aşamasında dayanaksız, hukuka aykırı sayısız itirazlar ve şikayetler ile takip sürecini uzatmaya ve haczedilen malların paraya çevrilmesine engel olmaya, ipotekli taşınmazların satışını durdurmaya çalışmış olduklarını, takiplere yaptıkları itirazların mahkeme kararı ile iptal edildiğini, takibe yapılan şikayetlerin reddedildiğini, ret kararlarının Yargıtay temyiz ve karar düzeltme incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, yapılan ihalelere karşı açılan ihalenin feshi davalarının reddedildiğini, ret kararlarının Yargıtay temyiz ve karar düzeltme incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, ancak davacıların tek amacının alacağın tahsiline engel olmak olduğunu, bu nedenle olmayan uyuşmazlıklar, kesinleşmiş kararlara rağmen aynı nitelikte davaları farklı isimlerle açarak takip sürecini uzatmaya çalışmakta olduklarını, davacının bu dava ile kanunun açık hükmü ile düzenlenen veya mahkeme kararları ile çözüme kavuşan, kesin hüküm oluşan dolayısıyla bir çekişmeden söz edilmesi mümkün olmayan konularda çekişme bulunduğununu iddia etmekte olduğunu, görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bahsi geçen dosyalardan dolayı derdestlik ve kesin hüküm itirazlarının mevcut olduğunu, taraflar arasındaki faize ilişkin uyuşmazlığın, biri kesinleşmiş, üç ayrı mahkeme kararı ile çözümlendiğini, dava dilekçesinde dava konusunun değerinin gösterilmediğini, … mirasçıları olarak … ve … …’un dava takip yetkisinin bulunmamakta olduğunu, harcın eksik ödendiğini, ipoteğin kapsamı yönünden murazaa bulunmamakta olduğunu, ipoteğin kapsamına binaların dahil olduğuna ilişkin hiç bir tereddüt bulunmamakta olduğunu, müvekkili bankanın temerrüt faizi talep edebileceğinin, biri kesinleşmiş, üç ayrı mahkeme kararı ile sabit olduğunu, hesabın kat edilmesinin koşullarının gerçekleştiğini, hesabın kat edilmesinin taraflar arasındaki sözleşmeye ve kanuna uygun olduğunu, ana para yönünden de murazaa bulunmamakta olduğunu, tahsil edilmemiş bir tutarın borçtan düşülmesi gerektiğini, bu konuda çekişme bulunduğunu iddia ederek dava açmanın, açıkça haksız ve kötü niyetli bir davranış olduğunu, davacıların, kendilerinin ödemesi gereken işletmelerine ait elektrik faturalarını, güvenlik şirketine yapılan ödemeleri, maaş ödemelerini ve tesisin sigorta primlerini bankalarının kredi hesabına borç kaydederek ödediğini kabul etmekte ve fakat bu tutarlara ipotek alacaklısı olduğu için bankalarının katlanması gerektiğini iddia etmekte olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle dava şartı bulunmaması nedeniyle usulden reddini, usule ilişkin itirazlarının kabul görmemesi halinde davanın esastan reddini ve davacılar aleyhine disiplin para cezasına hükmolunmasını talep etmiştir.
Dava, davalı banka ile davacı … … Şirketi arasında akdedilen kredi sözleşmesinden doğacak borcun teminatını teşkil etmek üzere tesis edilen ve takibe konulan ipotekli taşınmazlara ilişkin olarak, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kapsamı ve talep edilebilecek ana para ve faiz yönünden taraflar arasındaki murazaanın meni istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce dosya kapsamına sunulan ve celbi talep olunan deliller toplanarak hep birlikte incelenmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı … … Bankası Anonim Şirketi tarafından, davalılar …, …, … …, …, …, …, … Yatırım Organizasyon Ve Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi, … İnşaat Turizm Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi ve … … Ve Turizm Ticaret Anonim Şirketi aleyhine açılan; kefillerin nakdi alacaklarının tahsili istemiyle genel haciz yoluyla başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali davası olduğu, yapılan yargılama sonunda mahkemenin 24/12/2013 tarihli, …esas ve … karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilerek; “Davanın kabulü ile tahsilde tekerrürlük olmamak üzere davalıların …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı takip dosyasındaki 648.969.988,04 TL asıl alacak, 2.788.768,25 TL birikmiş faiz alacağı,139.438,41 TL%5 BSMV alacağı olmak üzere toplam 651.898.194,70 TL lik takip kısmına yaptıkları itirazlarının ayrı ayrı iptali ile takibin bu miktar üzerinden ve ayrıca 648.969.988,04 TL lik asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %22,10 oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanarak ve bu faize uygulanacak % 5 gider vergisi ( BSMV) uygulanarak devamına,fazlaya ilişkin istemin reddine,kabul edilen 651.898.194,70 TL’lik alacak kısmının % 40’ı oranına denk gelen icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,red edilen kısım yönünden şartlar oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verildiği ve kararın 24/12/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/111 esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı … … Bankası Anonim Şirketi tarafından, davalılar…, …, … …, … Yatırım Organizasyon Ve Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi, … … ve Turizm Ticaret Anonim Şirketi, … terekesi tasfiye memuru … ve … mirasçıları … aleyhine açılan; davacı tarafından davalılar aleyhine toplam 11.487.142,05-TL ve 164.369,76-EUR üzerinden gayri nakdi kredi alacakları, işletme masrafları ve sigorta primlerinin tahsili için genel haciz yoluyla başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali davası olduğu, yapılan yargılama sonunda mahkemenin 04/04/2019 tarihli, 2015/… esas ve 2019/… karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilerek; “Nakdi alacaklar yönünden; takibin davalılar … Org. Ve Danış. Tic. Ltd. Şti., … Yatırım Org. Danış. Ve Turizm. Tic. A.Ş., … açısından 10.705.055,18 TL üzerinden devamına, asıl alacak 9.129.227,00 TL’ye takip tarihinden itibaren %14,30 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine”, “Nakdi alacaklar açısından davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 2.141.011,03 TL %20 tazminatın bu davalılardan (… Org. Ve Danış. Tic. Ltd. Şti., … Yatırım Org. Danış. Ve Turizm. Tic. A.Ş., …’dan) tahsili ile davacıya ödenmesine”, “Gayri Nakdi alacaklar yönünden ; 63.800,00 TL teminat mektupları ve 164.369,76 EURO ithalat akreditif hesabından kaynaklanan bedellerin faiz getirmeyen davacı bankaya ait bir hesapta davalılar … Org. Ve Danış. Tic. Ltd. Şti., … Yatırım Org. Danış. Ve Turizm. Tic. A.Ş., … tarafından depo edilmesine”, “Tazmin edilerek tazminata dönen Gayri Nakdi alacaklar açısından ; … nolu teminat mektubu bedeli olan 108.000,00 TL’ye 15/08/2014, … nolu teminat mektubu bedeli olan 54.000,00 TL’ye 15/08/2014, … nolu teminat mektubu bedeli olan 24.297,00 TL’ye 31/12/2013, … nolu teminat mektubu bedeli olan 479.427,00 TL’ye 30/12/2013, … nolu teminat mektubu bedeli olan 22.680,00 TL’ye 31/12/2013, … nolu teminat mektubu bedeli olan 16.000,00 TL’ye 31/12/2013 tanzim tarihlerinden itibaren işleyecek %14,30 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 oranında BSMV uygulanarak davalılar … Org. Ve Danış. Tic. Ltd. Şti., … Yatırım Org. Danış. Ve Turizm. Tic. A.Ş., …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine” ve “Dahili davalılar … hakkında açılan davanın mirasçılık sıfatları bulunmadığından REDDİNE” karar verildiği, verilen kararın istinaf edildiği ve dosyanın halen istinaf incelemesinde olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/16 E., 2014/150 K. Sayılı dosyasının incelenmesinden; davacı T. C. … Bankası A. Ş. Tarafından davalılar … …, … Mirasçıları, …, …, … … Tic. Ltd. Şti. ve Müflis … Yatırım ve Geliştirme A. Ş. aleyhine, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali talebiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/12/2020 tarih ve 2020/4768 E., 2020/5966 K. Sayılı kararı ile, Mahkemece verilen kararın vekâlet ücretine yönelik kısmı bakımından düzeltilerek onanmasına karar verildiği, bu karara karşı yapılan karar düzeltme talebinin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 09/03/2022 tarih ve 2021/5766 E., 2022/1660 K. Sayılı kararı ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nin 114/1-h maddesinde hukuki yarar dava şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemenin, her dava açıldığında davacının dava açmakta hukuki yarar bulunup bulunmadığını kendiliğinden incelemesi gerekir.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Davacının, dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır.
Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir.
Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez. Bu sayede, iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)’nin 6.maddesi ve 1982 Anayasası’nın 36. maddesinde düzenlenen “hak arama özgürlüğü” nün dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanabilecek; bu durum, haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence oluşturacaktır. Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın, ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez.(Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 10/06/2021 tarih ve 2021/1589 E., 2021/3329 K. Sayılı kararı).
Eldeki davada davacının taleplerinden birisi, davalı banka ile yapılan kredi sözleşmeleri gereğince davacı banka lehine tesis edilen ipoteklere ilişkin olarak, ipoteğin, ipotekli taşınmaza sonradan yapılan binaları ve müştemilatını kapsayıp kapsamadığı konusunda taraflar arasında çıkan murazaanın, ipoteğin kuruluşundan sonra yapılan taşınmazlar üzerindeki binaları, binaların müştemilatını ve bunlara monte edilen tüm makineler, alet ve edevat, teçhizat, tesisat ve binaların yedek parçalarını kapsayıp kapsamadığı yönünde tespit edilerek murazaanın bu şekilde men’ine ilişkin bulunmaktadır. Dosya kapsamı ve celbedilen bilgi ve belgeler ile diğer mahkeme ve icra müdürlükleri dosyalarının incelenmesinden, davalı banka tarafından kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine … Bankası A. Ş. tarafından, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/… E. Sayılı dosyası ile, itirazın iptali talebiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 28/05/2014 tarih ve 2013/… E., 2014/… K. sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/12/2020 tarih ve 2020/4768 E., 2020/5966 K. Sayılı kararı ile, Mahkemece verilen kararın vekâlet ücretine yönelik kısmı bakımından düzeltilerek onanmasına karar verildiği, bu karara karşı yapılan karar düzeltme talebinin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 09/03/2022 tarih ve 2021/5766 E., 2022/1660 K. Sayılı kararı ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İpoteğin paraya çevrilmesine ilişkin icra takibi, bu takibe karşı yapılan itiraz, açılan itirazın iptali davası, ilk derece mahkemesince verilen karar, Yargıtay ilamları dikkate alındığında, ipotek ve ipoteğin kapsamı ile ilgili hususlarda yargılama yapılıp kararlar verildiği görülmektedir. Söz konusu itirazların icra dosyası kapsamında itiraz veya şikâyet yoluyla ilgili merciler nezdinde ileri sürülmesi veya bahsedilen itirazın iptali davası kapsamında ileri sürülmesi gerekirken, (kredi sözleşmeleri ve ipotek sözleşmelerinin düzenlenmesinden yaklaşık 10 yıl sonra) bu aşamada, davacı tarafça, ipoteğin kapsamının belirlenmesi gerektiği yönündeki iddianın ileri sürülmesinde hukuki yarar bulunmadığı Mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı tarafın diğer talepleri, kredi alacağına faiz yürütülüp yürütülmeyeceği konusunda taraflar arasında çıkan murazaanın, kredi alacağına faiz yürütülemeyeceği yönünde tespitini ve murazaanın bu şekilde men’i, davalı bankanın ödemelerden sonra kalan ana para alacağının miktarı konusunda çıkan murazaanın men’i hususundadır. Dosya kapsamının incelenmesinden, davacı banka tarafından, nakdi alacakların tahsili talebiyle …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlular tarafından takibe karşı yapılan itiraz üzerine … Bankası A. Ş. Tarafından, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, Mahkemece yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 24/12/2013 tarih ve …E., … K. Sayılı kararı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, kararın 24/12/2015 tarihinde kesinleştiği, söz konusu yargılamada davacı bankanın faiz alacağı ile ilgili olarak da değerlendirme yapılıp karar verildiği anlaşılmıştır. Yine, davacı … Bankası A. Ş. tarafından, gayrinakdi kredi alacağı, işletme masrafları ve sigorta primlerinin tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine … Bankası A. Ş. tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda Mahkemenin 04/04/2019 tarih ve … sayılı kararıyla davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu, henüz kesinleşmediği, söz konusu dosya kapsamında davacı tarafın asıl alacak ve ferileri ile ilgili olarak Mahkemece değerlendirme yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın, faiz ve ana para miktarlarının belirlenmesine yönelik talebi bakımından yapılan değerlendirmede, başlatılan icra takipleri, bu takiplere karşı yapılan itirazlar, açılan itirazın iptali davaları dikkate alındığında, eldeki davadaki davacı tarafın iddialarının, bahsedilen …. ve 11. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyaları kapsamında değerledirildiği, eldeki davadaki iddiaların, daha önce başlatılan icra takipleri ve açılan itirazın iptali davalarında değerledirilmesi gereken hususlar kapsamında olduğu, eldeki dava ile bu hususların tekrar ileri sürülmesinde davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle, davacılar tarafından açılan davanın, hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıkandığı üzere;
1-Davacılar tarafından açılan davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90-TL harçtan, davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 125,5‬0-TL harcın, davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinini kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin, davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacılar ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avanslarının, kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/06/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır