Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/14 E. 2023/278 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/14 Esas
KARAR NO :2023/278

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)
DAVA TARİHİ:24/10/2016
KARAR TARİHİ:30/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili 24/10/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 07/04/2016 günü saat 01:50 sularında dava dışı …’ ın sevk ve idaresinde bulunan aracın sağ ön koltuğunda oturarak yaptığı yolculuk esnasında … gişeleri hudutlarında ters istikamette gelmekte olan … plakalı araç ile karşı karşıya geldiğini, dava dışı sürücü …’ ın, ters istikamette gelmekte olan araca çarpmamak maksadıyla sevk ve idaresinde bulunan aracın direksiyonunu sağa doğru kırmak suretiyle aracın kontrolünü kaybettiğini, aracın yol kenarındaki yeşil alana savrularak takla attığını, kazanın oluşumuna sebebiyet veren … plakalı aracın sürücüsü olan davalı …’ nin %100 oranında kusuru bulunduğunu, diğer davalı …’ ın ise aracın işleteni olduğunu, ve diğer davalı sigorta şirketinin ise aracın ZMMS Sigortacısı olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin uğraşmış olduğu 1.000,00 TL geçici iş göremezlik, 271.724,83 TL sürekli iş göremezlik, 3.000,00 TL bakım- bakıcı giderleri, 1.000,00 TL SGK’ dan karşılanması mümkün bulunmayan tedavi giderleri ve sigorta şirketi harici olmak üzere 100.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA :
Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili sigorta şirketine yapılan başvurunun eksik olarak yapıldığından dolayı herhangi bir ödeme yapılmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirkete 02/02/2016- 02/02/2019 tarihleri arasında … poliçe numarası ile kayıtlı olduğunu ve poliçe teminat limitinin kişi başı 310.000,00 TL olduğunu savunmuş, müvekkili aleyhine hüküm kurulmaması halinde yargılama masrafı ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili … …’ın kusurlu olarak herhangi bir kazaya karışıp karışmadığı hususunun aydınlanmadığını, müvekkilinin aracında herhangi bir hasar mevcut olmadığını, oysa ki müvekkilinin kazaya sebebiyet verdiği iddiasında bulunulduğunu, davacı tarafından talep edilen miktarların çok fahiş olduğunu, davacı tarafça sunulan maluliyet ve aktüer raporlarının hatalı değerlendirildiğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
İSTİNAF KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin, 2016/1039 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucu; “…Dava; 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’ nun 54. ve 56. Maddeleri ile, 2918 Sayılı Yasa’ nın 85 ve takip eden maddeleri uyarınca açılmış ” maddi ve manevi tazminat ” davası niteliğindedir.
Dosyada mübrez kayıtlardan … plakalı aracın kaza tarihinde … adına kayıtlı olduğu ve … Sigorta tarafından ZMMS ile sigortalandığı görülmüştür.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, dava dosyası tarafların kusur oranlarını ve yoksunluk hesaplarının yapılması hususunda bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Ceza yargılamasının yapıldığı … 11. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında alınan 13/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda: Davalı sürücü … …’ ın asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosyada mübrez kazaya ilişkin kaza tutanağında … plakalı araç sürücüsünün yaramalı ve maddi hasarlı trafik kazasına sebep olduğu belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi 2018/5088 karar numaralı raporunda: Davacının meydana gelen kaza neticesinde %38,2 oranında beden gücü kaybına uğradığı, ve iyileşme süresinin 9 ay olarak belirlendiği belirtilmiştir.
Kusur oranı yönünden dosyada mübrez olan rapor ve tutanaklar, olayın oluş biçimi, davalı sürücünün soruşturma aşamasında tahvil yollu ikrar beyanı mahkememizce yeterli görülmüş olup, davalı sürücünün mezkur olayda (ters yola girmek suretiyle) tam kusurlu olduğu, davacının bir kusurunun olmadığı sabittir.
Aktüerya Uzmanı … tarafından tanzim edilen 26/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda: Davacının davalılardan talep edebileceği tazminatın, geçici tam iş göremezlik yönünden 12.404,43 TL, sürekli kısmi işgöremezlik yönünden 181.341,40 TL olmak üzere toplam; 193.745,83 TL olduğu belirtilmiştir.
Kanun koyucu, davaya dayanak edilen 6098 Sayılı Borçlar Yasası madde 49′ da; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu belirtmiştir.
Öte yandan, 2918 Sayılı Kanunun 85 maddesi” Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde düzenlenmiş olup, davalılardan …’ ın kazaya sebebiyet veren aracın maliki olduğundan meydana gelen olaydan araç maliki- işleteni olarak sorumludur.
Aynı kanunun 91. Madde (Değişik: 17/10/1996 – 4149/33 md.) yollamasıyla 85. Maddede sayılan sorumluluklarının karşılanması üzere ZMMS Sigortacısı olan davalı sigorta şirketleri de poliçeleri kapsamında hükmedilen maddi tazminattan sorumlu olup, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketi, işletenin ve dolayısıyla sürücünün verdiği zararları teminat altına aldığına göre, davalı sigorta şirketi maddi zarardan (poliçede manevi tazminata ilişkin herhangi bir anlaşma maddesi yer almadığı sürece) müşterek ve müteselsilen sorumlu olacağından, davacı, davalı sigorta şirketinden maluliyetine ve zararlarına ilişkin tazminat isteyebilecektir. Özetle, davalı sürücü ve maliki ile beraber sigorta şirkeit de maddi zarardan sorumludur.
26/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplama Mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya uygun bulunduğundan davacının mağduriyetine ilişkin olarak talep ettiği maddi tazminata yönelik davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Hatırlatmak gerekirki mahkememizce verilen 31/10/2016 tarihli ara karar ile davacıya 25.000,00 TL miktarlı geçici ödeme yapılmasına karar verilmiştir.
Manevi tazminata ilişkin isteme gelinince; meydana gelen kazada kazada yaralanan davacının manevi tazminat talebi yönünden 6098 Sayılı BY’ nin 56 maddesinde ön görülen koşulların gerçekleştiği tartışmasız olduğundan, davacı yararına bir miktar manevi tazminata hükmedilmelidir.
Tarafların sosyal ekonomik durum araştırmaları yapılmış gelen cevabi kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Manevi tazminat talebinin değerlendirilmesinde, ekonomik ve sosyal durum araştırması yönünde ve TBK 56.(eBK47.)maddesi hükmüne göre, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün niteliği ve bir ceza olmayıp, mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasına da amaç edinmemiş olması, zarar görende zenginleşme ve zarar sorumlusunda fakirleşme sonucunu doğurmaması gerekleri, olayın oluş şekli, kusur durumu, zarar görenin konumu ve geçiçi ve sürekli işgöremezlik durumlarının birlikte değerlendirilmesi gerekir.
Olayın gerçekleşme biçimine ve davacının beklenmedik ani yaralanması, hayatında sekteler olması, geçici ve kalıcı iş göremezlik ve oranı, davalı sürücünün tam kusurlu olmasına göre davacının ruhsal sağlığının zarar görmesi doğaldır.
Manevi tazminat, duyulan ve duyulacak elem ve acıya karşılık olarak takdir edilen bir para veya edimdir. Manevi tazminat namı altında ödetilecek paraya tazminat veya ceza olarak değil, zarara uğrayanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzeyen bir fonksiyon olarak bakılması gerekir.
Yukarda değinildiği üzere manevi tazminat adı altında verilecek (genel olarak) para; çekilen acıları yeterince dindirmek, bozulan ruhsal düzeni dengelemek, kırılan yaşama arzusunu tazelemek, yaşama yeniden bağlanmayı sağlamak şeklinde özetlenebilir.
O halde, davacı lehine takdir edilecek 70.000,00 TL miktarlı manevi tazminatın hakka, hukuka ve hakkaniyete uygun düşeceği kanısıyla davanın kısmen kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M Yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)Maddi tazminat talebi bakımından: geçici tam işgöremezlikten kaynaklanan 1.000,00 TL ve sürekli kısmi işgöremezlikten kaynaklanan 181.341,40 TL olmak üzere toplam 182.341,40 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta poliçe limiti ile sınırlı tutulmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin ve yerinde görülmeyen sair istemlerin REDDİNE,
2-Manevi tazminat talebi bakımından: davanın KISMEN KABULÜ ile taktiren 70.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin taktiren REDDİNE,
3- 31/10/2016 tarihli geçici ödeme kararının İNFAZDA DİKKATE ALINMASINA…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce verilen karara karşı davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF İLAMI :
Mahkememizce verilen … sayılı kararın davalı yanca İstinaf edilmesi üzerine kararı inceleyen İstanbul BAM 8. H.D. 2019/3891 Esas-2019/4177 Karar ve 26/12/2019 tarihli ilamı ile; “…Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Görülmekte olan davada, trafik kazasının 07/04/2016 tarihinde meydana geldiği ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamını belirleyen poliçenin düzenlenme tarihinin de 02/02/2016 olduğu anlaşılmaktadır.
2918 sayılı KTK’nun 90.maddesinde 6704 sayılı yasayla yapılan değişiklikten önce, “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularından Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır, denilmekte iken 26/04/2016 tarihinde yapılan değişiklikten sonra, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları kapsamındaki tazminatlar, bu Kanun ve Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
818 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin olan 41 ve devamı maddelerinde ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin olan 49 ve devamı maddelerde bu hesaplamanın ve değerlendirmelerin ne şekilde yapılacağına ilişkin somut herhangi bir düzenleme bulunmadığından, hesaplamalar Yargıtay İçtihadları doğrultusunda yerleşmiş uygulamalara göre belirlenmiş ve bu belirlemelerde de, PMF Yaşam Tablosu ile progresif rant usulünün uygulanması gerektiği yönünde olmuştur.
14/05/2015 tarihli 29355 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Bu durumda, davalıların sorumluluğun dayanağını ve kapsamını belirleyen trafik sigortası poliçesinin ayrılmaz bir parçası olan, genel işlem koşulu niteliği de taşımayan ve Hazine Müsteşarlığı tarafından düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının kapsamı tüm taraflarca bilindiğinden ve poliçenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda maddi tazminatların nasıl hesaplanacağı ve hesap yönteminin ne olacağına dair açık bir düzenleme bulunmadığından; policenin düzenlenme tarihi itibariyle işletenin hukuki sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlenen sigortacıya karşı yöneltilen davalarda hesaplama ve değerlendirmelerin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlardaki esaslara göre yapılması gerektiği konusunda duraksamamak gerekir.
Sürekli sakatlık teminatı ilgili genel şartların A.5/c maddesinde düzenlenmiş yine genel şartlara ek olarak çıkarılan cetvel Ek:3’te sürekli sakatlık tazminatı hesaplamasının ne şekilde yapılacağı belirtilmiştir. Ek:3 cetvelin 3.maddesinde 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelecek trafik kazalarında TRH-2010 tablosunun dikkate alınacağı belirtilmiş, yine diğer maddelerde de, sürekli sakatlık tazminatının ne şekilde hesaplanacağı ifade edilmiştir. Ayrıca genel şartlar A:5/c maddesinde, sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, Sakatlık Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin Mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınacağı belirtilmiştir.
Davacının maluliyetine ilişkin olarak hükme esas alınan ve Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulunca düzenlenen 30/05/2018 tarihli raporun Sakatlık Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin Mevzuat doğrultusunda değil, “11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre hazırlanmış olduğu, dolayısıyla yetersiz nitelik taşıdığı anlaşıldığından, bu raporun esas alınması sonucunda, yazılı biçim ve şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, aynı zamanda TRH 2010 Yaşam Tablosu kullanılarak genel şartlarda belirtilen hesaplama yöntemine göre, sürekli sakatlık tazminatı hesaplaması yapılması gerekirken, önceki uygulamalara ilişkin bulunan PMF 1931 Yaşam Tablosu ve progresif rant formülüne göre hesaplama yapılması da doğru olmamıştır.
Bu nedenle, tahkim komisyonunca yukarıda açıklanan şekilde, usulüne uygun bir biçimde düzenlenmiş maluliyete ilişkin rapor alınmalı ve ondan sonra genel şartlardaki hesaplama yöntem ve şekli kullanılarak davacının uğradığı sürekli sakatlık zararının kapsam ve miktarının belirlenmesi gerekirken, bunların yapılmamış olması hali, HMK.m.353/1-a/6 hükmündeki hali oluşturacağından, davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … … vekili tarafından yapılın istinaf başvurularının açıklanan nedenlerle kabulü ile, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması, kaldırma gönderme gerekçesi gözetildiğinde yukarıda açıklanan husus dışında kalan sair istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davalılardan davalı … … vekili ve davalı … Sigorta vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimlerde inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE…” denilmek suretiyle mahkememizce verilen hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF KALDIRMA KARARI SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizce İstinaf kaldırma kararı sonrası 07/01/2020 tarihli tensip zaptı düzenlenerek, yeni duruşma gün ve saati ile birlikte taraflara tebliğ edildiği ve ayrıca 30/09/2021tarihli celsenin 1- nolu ara kararı ile; “Davacı tarafça maluliyete ilişkin olarak … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından maluliyete ilişkin alınan rapor ile mahkememizce Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas dairesinden alınan 22/07/2020 tarihli raporlar arasında çelişki olduğu anlaşıldığından, çelişkinin giderilmesi noktasında Adli Tıp Kurumu Üst Kurulundan rapor tanziminin istenmesine”, 2 nolu ara kararı ile de; “Aktüer incelemenin 1 numaralı ara karar yerine geldikten sonra yaptırılmasına” şeklinde karar verildiği, …Tıp Kurumu tarafından 13/08/2020 tarihli raporun tanzim edilerek mahkememize gönderildiği; raporun incelenmesinde özetle; “…… oğlu, 1973 doğumlu …’ın 07.04.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre;
Kas-İskelet Sistemi, Omurgaya ait Sorunlar, Tablo 1.1 Kategori IV’e göre; %23 olduğu, dolayısıyla;
1. Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %23(yüzdeyirmiüç) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…” şeklinde kanaat bildirildiği, raporun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından maluliyete ilişkin olarak … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından maluliyete ilişkin rapor alındığı ve mahkememize sunulduğu ve davacı tarafınca sunulan bu rapor ile mahkememizce Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas dairesinden alınan 22/07/2020 tarihli raporlar arasında çelişki doğduğu, bu minvalde mahkememizin 30/09/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile; “Davacı tarafça maluliyete ilişkin olarak … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından maluliyete ilişkin alınan rapor ile mahkememizce Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas dairesinden alınan 22/07/2020 tarihli raporlar arasında çelişki olduğu anlaşıldığından, çelişkinin giderilmesi noktasında Adli Tıp Kurumu Üst Kurulundan rapor tanziminin istenmesine” ve 2 nolu ara kararı ile de; “Aktüer incelemenin 1 numaralı ara karar yerine geldikten sonra yaptırılmasına” şeklinde karar verildiği, dosyanın ATK Üst Kuruluna gönderildiği, İstanbul ATK Üst Kurulu tarafından 08/06/2022 tarihli raporun tanzim edilerek mahkememize gönderildiği, raporun incelenmesinde özetle; “…… hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde;
Kişi hakkında düzenlenen … Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı’nın 11/02/2021 tarihli raporunda; Eklem Hareket Açıklığı modeline göre rapor düzenlenmekle birlikte kaza tarihinde kişide bulunan ve olay ile illiyet bağı bulunmayan Osteoporoz, Torakal 11. ve 12. Omur çökme kırıklarıyla, Lomber 4. ve 5. Omur düzeyindeki Retrolistezis nedeniyle Eklem Hareket Açıklığı modelinin kullanılmasının mümkün olmadığı cihetle;
… oğlu, 1973 doğumlu …’ın 07/04/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının;
A-) 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri yönetmenliği ile bu yönetmenlik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle 1 kabul olunarak;
Gr 1 X(2…………33)A %37,
E cetveline göre %38.2 (yüzdeotuzsekiznoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
B-) 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre;
Kas-İskelet Sistemi, Omurgaya ait Sorunlar, Tablo 1.1 Kategori IV’e göre özür oranının %23 olması dolayısıyla;
Kişinin tüm vücut engellilik oranının %23 (yüzdeyirmiüç) olduğu,
C-) İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği,
D-) Bir başkasının sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 2 (iki) ay bir başkasının yardımına gereksinim duyabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…” şeklinde kanaat bildirildiği, akabinde mahkememizin 14/09/2022 tarihli ara kararının 1 nolu bendi ile; “Konuda uzman olduğu anlaşılan Aktüer bilirkişi …’nın seçilmesi ile istinaf kaldırma kararı ve bu karar doğrultusunda alınan ATK Üst Kurulu 26/05/2022 tarihli maluliyet tespiti dikkate alınarak; TRH 2010 tablosu dikkate alınarak progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için 10 artırılıp 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanarak denetime elverişli rapor düzenlenmesinin istenilmesine” şeklinde karar verildiği, dosyanın aktüer bilirkişisine tevdi edildiği, 28/09/2022 tarihli raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup, raporun incelenmesinde özetle de; “…İddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğum inceleme sonucunda, Karayolları Trafik Kanunu “nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM ‘de kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04.12.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe giren “KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR GENEL ŞARTLAR” yürürlüğe girdiği 04.12.2021 tarihinden sonra düzenlenen Poliçeleri kapsayacağından, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi “nin 27.09.2021 Tarihli 2021/4391 E.-2021/5518K. Sayılı ve benzer kararları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, Davalı … Sigorta A.Ş. davacı … ‘a yargılama devam ederken 09.11.2016 “da 25.000,00 TL Geçici Ödeme yapıldığı, yapılan Geçici Ödemenin davacının hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararlarından güncellenmeden tenzil edildiği, Dava dışı SGK tarafından davacı … ‘a Geçici İş Göremezlik ödemesi yapılmadığı, yapılan ödeme kaynaklı Geçici İş Göremezlik zararından tenzil yapılmadığı, Takdir Sayın Mahkeme ‘ye ait olmak üzere davacı … ‘ın hesaplanan; Geçici İş Göremezlik zararının 11.776,33 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle Geçici İş Göremezlik zararının karşılanacağı Kişi Başı Tedavi ve Sağlık Giderleri Teminatı Limitinin 310.000,00 TL, teminat limiti aşan zararının olmadığı, Sürekli İş Göremezlik zararının; Pasif Dönemde eski adıyla AGİ ‘ye karşılık gelen Vergi İstisnalı Asgari Ücrete Göre 425.176,21 TL, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yargılama devam ederken yapılan 25.000,00 TL Geçici Ödemenin güncellenmeden tenzili sonrası bakiye Sürekli İş Göremezlik zararının 400.176,21 TL, bakiye Kişi Başı Ölüm ve Sakatlanma Tazminatı Limitinde kalan Sürekli İş Göremezlik zararının 285.000,00 TL, teminat limitini aşan zararının 115.176,21 TL olduğu, Pasif Dönemde eski adıyla AGİ ‘ye karşılık gelen Vergi İstisnası Düşülmüş Asgari Ücrete Göre 388.657,60 TL, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yargılama devam ederken yapılan 25.000,00 TL Geçici Ödemenin güncellenmeden tenzili sonrası bakiye Sürekli İş Göremezlik zararının 363.657,60 TL, bakiye Kişi Başı Ölüm ve Sakatlanma Tazminatı Limitinde kalan Sürekli İş Göremezlik zararının 285.000,00 TL, teminat limitini aşan zararının 78.657,60 TL olduğu, mütalaa olunmuştur” şeklinde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce ATK Üst Kurulundan alınan maluliyet ve akabinde aktüer bilirkişinden alınan hesap raporlarının ayrıntılı olduğu ve ayrıca İstanbul BAM 8. HD’nin kaldırma kararını da karşılar nitelikte olduğu anlaşıldığından, hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere hükme esas alınmalarına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından BAM kaldırma kararı sonrası alınan aktüer raporu kapsamında herhangi bir talep arttırım ya da ıslah dilekçesi sunulmamıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, İstanbul BAM 8. HD’nin Kaldırma kararı, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan ATK Maluliyet ve Aktüer bilirkişisi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılan davanın, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olduğu, dosyada mübrez kayıtlardan … plakalı aracın kaza tarihinde … adına kayıtlı olduğu ve … Sigorta tarafından ZMMS ile sigortalandığı, dava konusu kazaya ilişkin olarak ceza yargılamasının yapıldığı, … 11. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında alınan 13/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda: Davalı sürücü …’ ın asli kusurlu olduğunun belirtildiği, dosyada mübrez kazaya ilişkin kaza tespit tutanağında da … plakalı araç sürücüsünün yaramalı ve maddi hasarlı trafik kazasına sebep olduğunun düzenlendiği, kusur oranı yönünden dosyada mübrez olan rapor ve tutanaklar, olayın oluş biçimi, davalı sürücünün soruşturma aşamasında tahvil yollu ikrar beyanının mahkememizce yeterli görüldüğü ve davalı sürücünün mezkur olayda (ters yola girmek suretiyle) tam kusurlu olduğu ve davacının bir kusurunun olmadığının sabit olduğu, davaya dayanak edilen 6098 Sayılı Borçlar Yasasının 49. Maddesinde; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu belirtildiği, öte yandan, 2918 Sayılı Kanunun 85. maddesinde; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” şeklinde düzenlemeye yer verildiği, bu haliyle davalılardan …’ın kazaya sebebiyet veren aracın maliki olduğundan meydana gelen olaydan araç maliki- işleteni olarak, diğer davalı sigorta şirketinin de, 2918 Sayılı Kanunun 91. Maddesi yollamasıyla 85. Maddede sayılan sorumluluklarının karşılanması bakımından poliçeleri kapsamında hükmedilen maddi tazminattan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu, bu minvalde mahkememizce daha önce yargılama yapılarak karar verildiği, mahkememizce verilen, … sayılı ilk kararın, İstanbul BAM 8. H.D.’nin 26/12/2019 tarih ve 2019/3891 Esas-2019/4177 Karar sayılı kaldırma kararı ile az yukarıda yazılı gerekçelerle kaldırıldığı, kaldırma kararı kapsamında ATK’dan maluliyet ve hesap bilirkişisinden raporlar alındığı, alınan raporlar sonucu yine az yukarıda ayrıntıları yazılı hususların tespit edildiği, ATK Üst Kurulundan alınan maluliyet ve aktüer bilirkişinden alınan hesap raporlarının incelenmesinde de, raporların hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere, yapılan tespit ve hesaplamalar bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu ve ayrıca ulaşılan sonucun dosya kapsamına uygun ve İstanbul BAM 8. H.D.’nin kaldırma kararındaki hususları da karşılar nitelikte olduğunun anlaşıldığı ve hükme esas alınmalarına karar verildiği, bu bağlamda yapılan değerlendirmede de, taleple bağlılık ilkesi de gözönünde bulundurularak, davacı tarafın davalılardan, geçici tam işgöremezlikten kaynaklanan 1.000,00 TL ve sürekli kısmi işgöremezlikten kaynaklanan 181.341,40 TL olmak üzere toplam 182.341,40 TL maddi tazminat talep etmekte haklı ve hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından, maddi tazminat davasının her iki davalı yönünden iş bu miktarlar üzerinden kabulüne, hükmedilen maddi tazminat miktarlarına dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, manevi tazminata ilişkin olarak da; mahkememizce görülüp karara bağlanan davada, davacının meydana gelen kaza sonucu yaralandığı ve %23 oranında maluliyetinin doğduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin de dosyada mevcut tıbbi belgelere ve gelişen komplikasyonlara göre olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği ve bu haliyle de davacının, manevi tazminat isteyebileceği, manevi tazminata ilişkin tüm koşullarının somut olayda gerçekleştiği, davacının yaşı, tarafların kusur, sosyal ve ekonomik durumları, davacının kaza sonrası uğradığı maluliyet oranı, maluliyetine bağlı olarak uğradığı manevi çöküntü ve paranın satın alma gücü ile tüm dosya kapsamı ve TBK’nın 56. maddesindeki özel haller de dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ile 70.000,00-TL manevi tazminatın, davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin de reddine ve ayrıca ilk karar sonrası 31/10/2016 tarihli geçici ödeme kararı doğrultusunda 09/11/2016 tarihinde yapılan 25.000,00 TL tutarındaki ödeme ile, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına 24/07/2019 tarihinde yapılan 84.903,31 TL tutarındaki ödemenin, davacı vekilince önceki hükümden sonra mahkeme ilamının icra işlemine konu edilmesi nedeniyle icra tehdidi altında davacı tarafa ödenmiş olması nedeniyle, bu ödemenin iradi olduğundan söz edilemeyeceği, bu haliyle de yapılan ödeme miktarı bakımından maddi tazminat yönünden davanın konusuz kaldığından bahsedilemeyeceği, bu halde ancak davacı için belirlenen tazminatın tahsilatta tekerrür olmayacak şekilde davalıdan tahsiline ve yapılan ödemenin infazda dikkate alınmasına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, ilk karar sonrası …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan 84.903,31-TL ödemenin ve yine 31/10/2016 tarihli geçici ödeme kararı doğrultusunda 09/11/2016 tarihinde yapılan 25.000,00 TL’lik geçici ödemenin mahkememizce iş bu karar ile hükmedilen tazminat tutarı ile tahsilde tekerrür olmamasına ve yapılan ödemenin infazda dikkate alınmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıkandığı üzere;
1-MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE; Geçici tam işgöremezlikten kaynaklanan 1.000,00 TL ve sürekli kısmi işgöremezlikten kaynaklanan 181.341,40 TL olmak üzere toplam 182.341,40 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
-Maddi Tazminat yönünden fazlaya ilişkin ve yerinde görülmeyen sair istemlerin REDDİNE,
2-MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE; 70.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
-Fazlaya dair manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3- 31/10/2016 tarihli geçici ödeme kararı doğrultusunda 09/11/2016 tarihinde yapılan 25.000,00 TL tutarındaki ödeme ile, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına 24/07/2019 tarihinde yapılan 84.903,31 TL tutarındaki ödemenin İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN İNFAZDA DİKKATE ALINMASINA,
4- Alınması lazım gelen 17.237,44 TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 1.287,05 TL harcının mahsubu ile bakiye 15.950,39 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen ALINMASINA (davalı sigorta şirketi harcın 12.455,74 TL’ sine kadar sorumludur),
5-Maddi tazminat davasının kabul edilen miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 28.351,21 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-Manevi tazminat davasının kabul edilen miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 11.200,00 TL vekalet ücretinin sigorta şirketi haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
7-Maddi tazminat davasının reddedilen miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 15.117,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar Sigorta Şirketi ile …’a ÖDENMESİNE,
8-Manevi tazminat davasının reddedilen miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı …’a ÖDENMESİNE,
9- Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 29,20 TL başvurma harcı parası, 383,30 TL davetiye ve posta masrafı gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 1.112,50 TL yargılama masrafı ve bozma sonrası yapılan 327,8 posta ve tebligat masrafı, 1500,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 2.940,3 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen miktarına göre; 1.968,98 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE, geri kalan masrafın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, (davalı sigorta şirketi yargılama masrafının 1.296,94 TL’ sine kadar sorumludur)
10-Davalı … tarafından yapılan 200 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 66,07 TL sinin davacıdan alınarak davalı …’a VERİLMESİNE,
11-Davalı … Sigorta tarafından yapılan 150 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 51,20 TL sinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta’ya VERİLMESİNE,
12-HMK 333. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
13-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF KANUN YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır . e-imzalıdır . e-imzalıdır . e-imzalıdır