Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/13 E. 2021/896 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/13 Esas
KARAR NO : 2021/896
DAVA : Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklı Alacak
DAVA TARİHİ : 18/06/2014
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: davalı taraf ile müvekkili arasında davalının ünvanın … olduğu dönemde Genel Kredi Sözleşmesi ve Dövize Endeksili Spot Kredi Sözleşmelerinin imzalandığını, kısım kısım krediler kullanıldığını, kredilerin geri ödemesinde fazla faiz işletmek, temerrüt faizlerini yanlış hesaplamak, kur hesaplarını yanlış yapmak , Usd olarak yatırılan ödemelerin TL ye sonra da USD çevrilmesi suretiyle komisyon alınması, hesapta bulunan nakit parayı tutarak kredili mevduat hesabından para çekmek ve yüksek orantılı faizler işletmek suretiyle, kalan anapara faiz alacaklarını yanlış hesaplayarak müvekkilinin fazla ödeme yapmasına sebep olarak zarara uğrattığını, fazlaya dair talep ve dava hakkı baki kalmak kaydıyla, haksız ve mesnetsiz ve kötüniyetli şekilde tahsil edilen fazla para ve masrafların belirlenmesi suretiyle 1.000-TL nin 29/4/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkile ödenmesi, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı firma ile müvekkili bankanın … Şubesi arasında Kredi Sözleşmesi imzalandığnı, sözleşmeye istinaden firmaya 1.500.000,00-USD tutarlı, 3 yıl vadeli ilk altı ayı ödemesiz sonrakı ayları üçer ayda bir anapara+faiz ödemeli olarak dövize endeksli spot kredi kullandırıldığını, ödemelerini kısmen ya da hiç yapmadığını, temerrüde düşerek yasal bekleme süreleri içerisinde temerrüt faizi ödemesi yapılarak kredi vadelerinin sürekli temdit edildiğini, davanın haksız olarak açıldığını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın öncelikle harç eksikliğinden dolayı harcın tamamlanmasını, tamamlanmaz ise esasa girmeksizin usulden reddine, davacı tarafça açılan davanın öncelikle taraflar arasında imzalanmış objektif iyiniyet kurallarıyla uyuşmaması, davacılara talep edilen tazminatın haksız ve hukuka aykırı olması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce “…Tarafların tüm delilleri ilgili kayıtlar toplanmıştır. Sözleşme örneği,kredi kayıtları ,banka dosyası , fatura örnekleri., ticaret sicil kayıtları ,ihtarnameler ilgili kayıtlar celb edilmiştir. … noterliğinin 24.4.2014 tarih ve … sayılı ihtarname mevcuttur. . Bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır. Tüm taraf vekilleri, taraflara ilgili kayıtlar ve raporlar tebliğ edilmiş, davanın aşamalarından haberdar edilmiş, beyanları alınmıştır.
Bilirkişi meltem mülayimtüm taraf iddialarını, tüm delileri ilgili kayıtları inceleyerek rapor vermiştir. 3.4.2015 tarihli raporu ibraz etmiştir. Taraf itirazları üzerine üç bilirkişilik banka/mali bilirkişi heyeti ile inceleme yapılmıştır. Bilirkişiler … 5.4.2016 tarihli rapor ibraz etmiştir. bilirkişiler dava konusu olaya ilişkin tüm banka dosyası ticari defter ve dayanak kayıtları, dosya içindeki deliller ve tüm iddiaları değerlendirmişlerdir. Bilirkişi raporları detaylı ve gerekçelidir. raporlar denetime açık detaylı olayla bir biri ile uyumlu oluşu dikkate alınarak yeniden bilirkişi raporu alınmamıştır.
Ehil ve tarafsız Bilirkişi tarafların tüm iddialarını, kredi sözleşmesi kayıtları tarafların ticari defter ve dayanak belgeleri tüm kayıtları inceleyerek ticari alacağa ilişkin tüm itirazları değerlendirecek rapor ibraz etmiştir.Bilirkişi raporu tüm taraf iddiaları ticari defter ve kayıtların incelemesi ile oluşturulmuştur.
Bilirkişiler hesaplamaları ve raporları ile taraflar arasında mevcut olan kredi sözleşmeleri ve hesap hareketleri ile üsulüne uygun yapıldığığ faiz,komisyon vergi ve masrafların haklı, zorunlu makul belgeli olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi hesaplamaları ile ödemelerin tutarlı olduğu anlaşılmaktadır. Haksız ve fazla ödeme tespit edilememiştir. Davacı vekili de ödemelerin fazla ödemesi itirazı olduğu doğrudan haksız işlem şartına değinmediği anlaşılmaktadır. Davacı ödemelerini mevzuat ve kredi sözleşmeleri hükümlerine uygunolduğu anlaşılığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle verilen 14/11/2016 tarihli 2014/… Esas 2016/… Karar sayılı karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesini yapan … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 22/11/2018 tarihli 2018/… Esas 2018/… Karar sayılı ilamıyla; “…Dava ,genel kredi sözleşmeleri kapsamında,davalı bankanın,haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli şekilde sözleşme ve bankacılık teamüllerine aykırı olarak, tahsil edildiği iddia olunan fazla para ve masrafların iadesi olup,yerel mahkemece,1.si tek bankacı,ikincisi ise 3 bankacıdan oluşan iki adet bilirkişi raporundaki tespitlere göre, davacı şirketin,davalı banka nezdinde yer alan cari hesap ve kredi hesaplarına bağlı gerçekleşen tüm bankacılık muamelelerin usulüne uygun yapıldığı, muhasebeleştirildiği, kayıt edildiği, raporlandığı ve belgelerin saklandığının tespit edildiği, davalı banka tarafından davacı şirket hesaplarından alınan faiz, komisyon vergi ve masrafların haklı, zorunlu, makul ve belgeli olduğunun saptandığı, davacı şirkete davalı bankanın bir kusuru, zarar sorumluluğu ve ödeme yükümlülüğü bulunmadığı, davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı gerekçesi ile davacının davasının reddine karar verilmiş olup,davacı tarafça,bilirkişilerin detaylı inceleme ve hesaplama yapmadan müvekkilinin alacağı olup olmadığını belirlemesinin mümkün olmadığı, bu nedenlerle alınan raporların hükme esas alınamayacağı, yeni bir bilirkişi heyetinden tüm kredi sürecine ilişkin detaylı hesaplama içeren rapor alınması gerektiği ileri sürülerek istinaf başvurusunda bulunulmuşsa da, alınan 1. raporda,tek tek taraflar arasındaki bütün kredi ilişkisi irdelenip hesap yapılarak,davalı bankaca usul ve hukuka ve taraflar arasındaki sözleşmelere ve bankacılık teamüllerine uygun işlem yapıldığı,davacı şirket hesaplarından alınan faiz, komisyon vergi ve masrafların haklı, zorunlu, makul ve belgeli olduğunun saptandığı,heyet raporunda da aynı görüşün tekrar edildiği gözetildiğinde, usul ve hukuka uygun olan ve birbirini teyit eden iki bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davasını reddeden yerel mahkeme kararı yerinde olduğundan, HMK 355 maddesi gereği istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu,istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir…” gerekçesiyle davacının istinmaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ Hukuk Dairesi’nin 25/11/2019 tarih 2019/… Esas 2019/… Karar sayılı ilamı ile, “…1-Dava, davacının davalı bankadan kullandığı kredilerin geri ödenmesi sırasında, haksız ve fazla tahsilat yapıldığı iddiasıyla açılmış alacak davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı tarafın muhtelif tarihlerde ve toplam kullanılan 180.000 TL ve 1.510.000 USD bedelli kredilerin geri ödenmesi esnasında, gerek fazla faiz işletmek ve temerrüt faizlerini yanlış hesaplamak, kur hesaplarını yanlış yapmak, USD olarak yatırılan ödemelerin TL’ye, sonra da USD’ye çevrilmesi suretiyle komisyon almak, hesapta bulunan nakit parayı yedinde tutarak kredili mevduat hesabından para çekmek ve yüksek oranlı faizler işletmek suretiyle, kalan anapara ve faiz alacaklarını yanlış hesaplayarak müvekkilini zarara uğrattığını, bu nedenle müvekkilinin davalı tarafa fazla ödemeler yapmak zorunda kaldığını, söz konusu kredilerin teminatı olarak verilen ipoteği borç tam olarak bitmeden fek etmeyerek ipoteğin varlığını haksız ve mesnetsiz ödemenin yapılması için koz olarak kullandığını, davalının sistemsel hatalar var şeklindeki bahane ile müvekkilinden farklı farklı meblağlar talep ettiğini, davalı tarafın müvekkilinin yaptığı ödemeleri düşürerek ve kur farkından yararlanarak müvekkilini zarara uğrattığını, davalının kredi taksit tutarını öğrenmek isteyerek ödeme yapacağını bildiren müvekkiline geç satte dönerek ve bu ödemeyi sonraki güne sarkıtmak suretiyle yüksek oranda faiz tahsilatı yaptığını, davalı tarafın gerek taraflar arasındaki sözleşmeye, gerek piyasa rayiçlerine aykırı şekilde döviz kredisine sürekli %12 gibi yüksek oranlı faiz uyguladığını, sabit ödemeli krediyi müvekkilinin onayı olmaksızın rotatif krediye çevirmesi ve yine fazla alınan 70.000 USD’nin sonraki ödemelere mahsubu suretiyle zarara uğrattığını, bu nedenlerle haksız mesnetsiz ve kötü niyetli şekilde tahsil edilen fazla para ve masrafların belirlenmesi suretiyle şimdilik 1.000-TL’nin temerrüt tarihi olan 29/04/2014 tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme tarafından davacının, davalıdan hangi alacak kalemlerini talep ettiği ve herbir alacak kalemi için ne kadar talepte bulunduğu açıklattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının talepleri somutlaştırılmadan karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Yukarıda açıklandığı üzere, davacının talepleri somutlaştırılmadığı için, bilirkişi raporlarında davacının ileri sürdüğü fazla ödeme ve zarar kalemleri hakkında bir değerlendirme ve hesaplama yapılamamıştır. Karara dayanak yapılan bilirkişi raporları, açıklanan nedenlerle yetersiz ve denetime elverişli değildir. Eksik ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporları doğrultusunda, haksız ve fazla ödeme tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma ilamı doğrultusunda, davacı tarafa talebi somutlaştırtılmış ve üç kişilik bilirkişi heyetinden yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosya kapsamına uygun rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 12/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı Firmaya kullandırılan Kredilerin; Özellikli bir Kredi olan; DEK / Dövize Endeksli Krediler olup; Kur artışlarının düşük olduğu dönemlerde; TL bazında kullanılan kredilerin kayıtlarda Döviz Cinsinden, izlenmesinden, kredinin verildiği tarih ife geri ödendiği tarihlerdeki kur farkları da maliyete etkili krediler olup; Anapara ile döviz faizi ve kur farkı da TL olarak Ödenerek kapatılmakla, Davacıya kullandırılan bu DEK / Dövize Endeksli Kredilerdeki Banka Uygulamalarında; Kasıtlı ve hatalı ve fahiş bir uygulama ile firmayı zarara sokacak bir durumun görülmediğini, Fazla/ fahiş bir faiz uygulamasına rastlanılmadığını, Fahiş Kur Uygulamasının bulunmadığını, Kredilerin kapatıldığı tarihlerde, (31.12.2013 te) TCMB Döviz Alış Kuru 2,1304 TL – Döviz Satış Kuru 2,1343 TL olmakla birlikte; aynı tarihte firma lehine olmak üzere Kredi Kapamalarında K/2,11 Döviz Kurunun kullanıldığı görülmekle; İşlemlerde azami TCMB Döviz Satış kuru uygulanıyor olmakla; firma kredilerinde Fahiş Kur Farkı uygulaması görülememekle; bu konudan kaynaklanan bir zarara da rastlanılamadığını, Gün içindeki borcun, bir sonraki güne aktarıldığına dair bir tespitin bulunmadığını, Sabit Taksit Ödemeli Krediterin, Taksit Ödeme vadelerinde Rotatif Krediye çevrilmesinde, Sözleşme ile davalı Bankaya yetki verilmiş olup; bu tür gecikmelerde (Sözleşme kapsamında %12 olan cari kredi faiz oranının %100 fazlası oranında %24 temerrüt faizi) uygulanabileceği, (hesap kat edilerek ihtarname keşide edilebileceği) halde; davalı Bankanın vadesi gelen her bir kredi taksitini akdi faiz oranı üzerinden DEK / Rotatif Krediye Dönüştürerek ; firmayı zora sokmak yerine daha düşük olan cari faiz oranı ile yeniden kredilendirerek firma lehine olmak üzere yeniden yapılandırma durumuna getirdiğini, ki bu uygulamadan kaynaklanan bir firma zararının bulunduğunun söylemeyeceğini, Davacının davalı Banka nezdindeki Kredileri ve mevcut Cari Mevduat Hesapları üzerinde yapılan işlemlerin Bankacılık mevzuatı ve teamülleri kapsamında, taraflar arasında akdolunan Sözleşmeler hükümleri çerçevesinde yürütüldüğünü, davalı Banka tarafından, davacı şirket hesaplarından alınan faiz, komisyon, kur farkı, vergi ve sair masrafların, mevzuata uygun olduğunu, fahiş ve haksız sayılabilecek uygulamalara rastlanılamamakla, davacının; davaya konu işbu kredi işlemlerin kaynaklanan uygulamalardan dolayı, davalı Bankadan alacağının bulunduğunun söylenemeyeceği görüşü bildirilmiştir.
Dava, davacının, davalı banka nezdinde kullandığı krediler kapsamında, davalı bankanın, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli şekilde sözleşme ve bankacılık teamüllerine aykırı olarak, tahsil edildiği iddia olunan fazla para ve masrafların iadesine ilişkindir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, davacı tarafa talebi somutlaştırtılmış, ve uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosya kapsamına uygun rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti, davacının davalı banka nezdinde kullandığı tüm kredileri incelemiş, davacı tarafın tüm taleplerini değerlendirmiş ve bu inceleme ve değerlendirmeler ışığında raporlarınını hazırlamışlardır. Bilirkişi heyeti raporu, ayrıntılı ve denetime elverişlidir. Bu nedenle mahkememizce karar vermeye uygun bulunmuştur.
Alınan ve karar vermeye uygun bulunan bilirkişi heyeti raporuna göre, davacının, davalı banka nezdindeki kredileri ve mevcut cari mevduat hesapları üzerinde yapılan işlemlerin bankacılık mevzuatı ve teamülleri kapsamında, taraflar arasında akdolunan Sözleşmeler hükümleri çerçevesinde yürütüldüğü, davalı banka tarafından, davacı şirket hesaplarından alınan faiz, komisyon, kur farkı, vergi ve sair masrafların, mevzuata uygun olduğu, fahiş ve haksız sayılabilecek uygulamalara rastlanılmadığı, bu kapsamda, davacının iddialarının ve iade alacak taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğu, davacının, davaya konu işbu kredi işlemlerinden kaynaklanan uygulamalardan dolayı, davalı bankadan iadesini talep edebileceği bir alacağının bulunmadığı anlaşılmakla; davacı tarafça açılan davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 25,20 TL’ nin mahsubu ile bakiye 34,10 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının sarf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan masraf olmadığından bu hususta hüküm tesisine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 1.000-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen davacı yana iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır