Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/116 E. 2022/569 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/116 Esas
KARAR NO :2022/569
..
DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/01/2016
KARAR TARİHİ:27/09/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; Davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış ve davalı şirketin de takibe böyle bir borcu olmadığından bahisle itiraz etmiş olduğunu, Davalı şirkete 05/12/2012 tarih ve Seri A sıra no: … sayılı fatura alacağı nedeni ile İcra takibi başlıtıldığını, İcra takibine itirazında davalı şirket herhangi bir neden göstermediğini, Davalı ile davacı şirket arasında taşeron sözleşmesinin mevcut olduğunu, Davalı … a. Ş ile yaptığı sözleşme ile üstlendiği işleri alt taşeron olarak davacı şirkete yaptırdığını, Davacı müvekkilin dava ve takip konusu faturaya ilişkin olarak yaptığı iş ve işlemlere ilişkin olarak kestiği faturaya yasal yolların arkasına sığınarak ödeme için kullandığını, Halbuki davalı şirket üst işverenden alacaklarını tahsil ettiğini, Davdalı şirket aleyhine daha önce diğer bir fatura alacağına ilişkin olarak … 19. İcra müdürlüğünün …E Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, Davalı şirketin de bu takibe itiraz ettiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesi … E sayılı kararı ile itirazın iptaline karar verildiğini, Dosyanın davalı şirket tarafındna temyiz edildiğini ve karar Yargıtay 15. İcra Hukuk Dairesinin 2014/1964 E ve 2015//500 K sayılı kararı ile onandığını, Davalı şirketin bu şeklide işleri yaptırdığı firmalara borcunu ödemeden ama kendi alacağını üst işveren firmalardan piyasası dolandırma çabasında olduğu da alınan haberler arasında olduğunun tabiri caizse hamallığı alt taşeron firmalara yaptırıp bir kuruş ödemeden tahsilatları yapıp piyasayı dolandırıp kaçma çabıs içerisinde olduğunu, davacı şirket alacağını tahsil edemediği için işçilerine ücretini ödeyemediklerini, bu nedenle maddi anlamda sıkıntıya düştüğünü, Yukarıda yazılı izah edilen nedenlerle; davalı şirketin kötüniyetli itirazının iptali ile takibin devamına davalı tarafın %20 kötüniyet tazminatı ödemesine ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı yandan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, taraflar arasında 01/04/2012 tarihli haşero sözleşmesini 23, maddesi ” bu sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her türlü anlaşmazlığın çözümünde İstanbul mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir şeklinde olduğunu, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunmasının bir dava şartı olduğunu dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davaya konu yapılan icra takibinin İstanbul da başlatıldığını, davacının tarafı olduğu sözleşmedeki yetkiye ilişkin düzenlemeyi yok sayarak … mahkemelerinde dava açılmasının kötüniyetli bir çaba olduğunu, müvekkilin davayı takip etmesini zorlaştırdığı bu nedenle de davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin … … …. fiberoptik alt yapı projesini üstenlediğini ve bu proje kapsamında işlerin sadece bir kısmı için davacı ile anlaştığı ve aralarında 01/04/2012 tarihli taşeron sözleşmesi imzaladıkları yapılan işler ile ilgili 2 adet hakediş düzenlendiğini ancak davacının bunları imzalamaktan imtina ettiğinden 3. Bir hakedişin düzenlenmediğini, …. Asliye ticaret mahkemesinde görülen dava aynı projeden kaynaklı görülse dahi içeriğinin iş bu dava ile ilgisinin olmadığını o davanın metre kare başına düşen birim fiyat konusundaki anlamazlıktan kaynaklandığını huzurdaki davanın ise sözleşme kapsamına giren bir iş dahi bulunmamakta, davaya dayanak yapılan faturanın verilen hangi hizmetin karrşılığı olduğu hatta böyle bir hizmetin verilip verilmediği hususunun belirsiz olduğunu bu nedenlerle önceki dava ile iş bu davanın birbirlerine ilgisi ve etkisi bulunmadığını belirterek müvekkiline 05/12/2012-… sayılı faturanın tebliğ edilmediğini bu faturanın karşılığı hizmetin verilmediğini 01/04/2012 tarihli sözleşmede işin tanımının ve konusunun belirtildiğini faturadaki işlerin sözleşmede belirlenen işlerle ilgisi bulunmadığını içeriğinin de belirsiz olduğunu davacının bu hizmeti verdiğini kanıtlaması gerektiğini davacı tarafın verdiğini iddia ettiği hizmetin sözleşme kapsamı içerisinde sayılan işlere girmediğini ve sözlü yada yazılı başka bir sözleşmede bulunmadığını aynı zamanda böyle bir hizmetin de alınmadığını aksini iddia eden davacıya iddiasını kanıtlamak zorunda olduğunu faturanın hiçbir şeklide delil niteliği taşımadığını faturayı süresinde ihtiraz edilmemiş olmasının faturada yazılan işin ifa edildiğini göstermeyeceğini davacının fatura konusu işle ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiğini davacının yükümlülüklerini yerine getirmediği nedenle de davanın reddi gerekitğini cevaben beyan ve talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Davacı tarafından davalıya karşı, 05/12/2012 tarih ve Seri A sıra no: … sayılı 69.266,00 TL tutarlı fatura alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce … sayılı 12/02/2018 tarihli kararı ile, “Bilirkişi raporuna göre; davacının ticari defteri üzerinde yapılan inceleme ve raporun bir önceki bölümünde yapılan açıklamalar doğrultusunda nihai takdir sayın mahkemenize ait olmak üzere; davacının incelemeye konu ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun ilgili maddeleri uyarınca yapılması gereken noter açılış ve kapanış tasdikinin süresinde yaptırıldığı, icra takibine konu cari hesap alacağına dayanak 05/12/2012 tarih … nolu ve 69.266,00 TL faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 31/12/2012 tarihi itibarı ile davacı kayıtlarıda davacının davalıdan 383.090,34 TL cari hesap alacağının göründüğü, bu alacak tutarının içinde icra takibine konu 05/12/2012 tarih … nolu ve 69.266,00 TL bedelli fatura alacağının da bulunduğu görülmüştür. Diğer taraftan icra takibine konu “Ekstra işler kule montajı, parke taşı imalatı ve malzemesi” açıklamalı fatura içeriği mal ve hizmetin davalı şirket eteslim edilip edilmedği hususunun sadece davacı tarafın defter kayıtları ve faturası üzerinden tespit edilemeyeceği kanaatine varılmıştır, olduğunu belirtmiştir.
Uyuşmazlık dava konu edilen faturaya dayalı alacağın var olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
Fatura ile ilgili olarak; Dosyada davacı tarafında kesilmiş bir fatura bulunmaktadır. Faturanın davacı lehine delil teşkil edebilmesi için Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/5485, Karar No: 2016/550 sayılı ilamında da belirtildiği gibi “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır.(Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 21/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir.Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan Yasa’nın 21. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK’nın m. 230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.) Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür.” Ancak dosyamızda davacı tarafından faturanın davalıya tebliğine dair PTT alındı belgesi suretinin dosyaya ibraz ediliği görülmüştür.
Ticari defterle ilgili olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3858, Karar No : 2017/2944 sayılı ilamında ” Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.” görüşüne yer verilmiştir. Tek tarafın ticari defterleri üzerinden yalnızca faturanın tebliği ve itiraz edilmemesi halinde yukarıda yapılan fatura ile ilgili izahatlar doğrultusunda ispatı gündeme gelecektir.
Mahkememizce talimat yoluyla davacı ticari defterleri üzerinde mali müşavir vasıtasıyla inceleme yapılmış olmasına karşın, davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme için gerekli olan masraf bakımından kesin mehil verilmiş olmasına rağmen süreside gerekli olan delil avansının yatırılmamış olması ve davacı vekilinin 08.02.2018 tarihli dilekçesinde de bilirkişi incelemesine gerek olmadığı ve mevcut delillerle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle beyanda bulunulmuş olması, fatura tebliğine dair evrak olmasına karşılık fatura tebliği ve itiraz edilmesinin alacağın varlığını tek başına ispata yeterli olmaması, taraflarca ekstra iş adı altında sözleşmede herhangi hüküm bulunmaması, davacı ticari defterlerinde alacak kayıt görmüş ise de bunun davalı ticari defterleri yönünden de incelenmesi gerekli olmasına karşın süresinde delil avansı ikmal edilmemesi ve sonrasındaki davacı beyanları doğrultusunda davalı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması talebinden vazgeçilmiş sayıldığından böylelikle karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olup olmadığı konusunda inceleme yapılamamış ve bu şekilde dava ispat olunamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf talebi bulunması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2019/121 esas ve 2019/136 karar sayılı 01/02/2019 tarihli kararı ile ” istinafa konu dava dosyasında Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce … 4. Asliye Ticaret Mahkemesince 13/10/2015 tarihli, yetkisizlik kararı verildiğinden, HMK’nın 3/2 maddesi gereğince yerel mahkemece verilen nihai karar istinaf yasa yoluna tabi olmayıp, değişiklikten önceki 1086 sayılı HUMK hükümlerine göre temyiz incelemesine tabidir. Kararda kanun yolunun yanlış gösterilmesi, kararın istinaf incelemesine tabi olması sonucunu doğurmaz. İstinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesinden önce yerel mahkemece verilen nihai karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulabileceğinden, 1086 sayılı HUMK’un 26/09/2004 tarih ve 5236 sayılı Kanunla değiştirilmesinden önce yürürlükte bulunan 427 ilâ 454’üncü madde hükümlerine göre usuli işlemler tamamlanarak temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile dava dosyası mahkememize iade edilmiştir.
İstinaf Mahkemesinin gönderme kararı üzerine gerekli işlemler yapılmak suretiyle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Yargıtay’a gönderilmiştir.
Mahkememizce verilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2019/648 Esas, 2019/4945 Karar sayılı ve 02.12.2019 tarihli kararı ” Dava, davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak ve işlemiş faiz için giriştiği takibe itirazın iptâli ve %20 icra inkâr tazminatı istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ile aralarında taşeron sözleşmesi olduğunu, davalının … A.Ş. ile yaptığı sözleşme ile üstlenmiş olduğu işlerin alt taşeron olarak müvekkili tarafından yapıldığını, davacının yaptığı imalatlara karşılık düzenlediği faturanın ödenmediğini ve icra takibine geçildiğini, davalı şirket aleyhine daha önce diğer bir fatura alacağına ilişkin takip başlatıldığını ve itiraz edilen takip neticesinde açılan itirazın iptâli davasında … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas 2013/443 Karar Sayılı karar ile itirazın iptâline karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2014/1964 Esas 2015/500 Karar sayılı kararı ile onandığını, davalının iş sahibinden ücreti tahsil edip alt taşeronlarına ödemediğini ve kötüniyetli olduğunu, itirazın iptâlini ve alacağın %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı huzurdaki davanın … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile bir ilgisi bulunmadığını, tek başına fatura düzenlenmesinin işin yapıldığı anlamına gelmeyeceğini, davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece talimat yolu ile davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi fatura konusu edilen ekstra işler, kule montajı, parke taşı imalatı ve malzemesi açıklamalı fatura içeriği mal ve hizmetin davalı şirkete teslim edilip edilmediği hususunun sadece davacı tarafın defter kayıtları ve faturası üzerinden tespit edilemeyeceği belirtilmiş, yerel mahkemece davacı vekilinin mazeret sunarak duruşma gününü UYAP’tan öğreneceğini beyan ettiği 03.04.2017 tarihli celsede bilirkişi ücreti olarak 1.000,00TL’nin davacı vekilince 2 haftalık kesin sürede karşılanmasına, bu sürede karşılanmazsa bilirkişi delilinden vazgeçilmiş sayılacağının ve kesin mehil içinde ticari defter ve kayıtlarını hazır bulundurmaz ise HMK 220/222 maddeleri gereğince ticari defterlere dayanma delilinden vazgeçmiş kabul edileceğinin davacı vekiline meşruhatlı davetiye ile tebliğine karar verilmiştir. Yerel mahkemece bilirkişi raporunda sadece davacı ticari defterlerinin incelenmesi ile fatura konusu mal ve hizmetin tesliminin tespit edilemeyeceğinin belirtilmesi, davacının 08.02.2018 tarihli beyanında bilirkişi incelemesine gerek olmadığı ve mevcut delillerle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği beyanı, faturanın tek başına işin yapılmasına ve alacağa yetecek delil olmadığı, davacının süresinde delil avansı yatırmaması nedeni ile ticari defterler üzerinde karşılaştırmalı inceleme yapılamadığından ve bu halde ticari defterler üzerinde inceleme yapılması talebinden vazgeçilmiş sayılacağından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir (HMK 27). Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür (HMK 30). Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma” hakkına sahiptir (Anayasa 36/1). Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkı ile ilgili 6. maddesine göre ise taraflar; davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini, davaya ilişkin savunmaları için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma, kendini savunma, avukat yardımından yararlanmayı isteme hakkına sahiptir. Bu hakkın unsurlarından olan aleniyet ilkesi hukukumuzda HMK’nın 28. maddede kapsamlı olarak düzenlenmiştir. Belirtilen hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı ve aleniyet ilkesi ile hak arama hürriyetinin gerçekleşmesinin en önemli aracı duruşma yapılmasıdır. Duruşma günü oturuma katılma imkânı olmayan taraf buna ilişkin mazeretini bildirip, belgeleyerek, duruşmanın ertelenmesini isteyebilir. Bu isteği kapsayan dilekçenin HMK’nın 445. madde gereğince elektronik ortam olan UYAP üzerinden duruşma saatine kadar gönderilmesi mümkün olup ayrıca fiziki olarak gönderilmesi gerekmez. O halde, HMK’nın 150. maddesi kapsamında duruşma tayin edilerek, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan yalnız biri duruşmaya katılırsa, gelmeyen tarafın geçerli mazeret gönderip göndermediği, gerekli masrafın karşılanıp karşılanmadığı incelenerek; gelen tarafın bu mazeret dilekçesine karşı beyanına göre, gerekli değerlendirme yapılmalıdır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde;
Mahkemece 03.04.2017 tarihli celsede davacı vekilinin mazeretinin kabulüne, duruşma gününü UYAP üzerinden öğrenmesine ve kesin süre ile ilgili ihtar için davacı vekiline davetiye tebliğine karar verilmiştir. Usul yasalarımızda mazeretin kabulü halinde yeni duruşma gününün UYAP sisteminden öğrenilmesi şeklinde bir düzenleme olmadığı gibi, kesin süre ile ilgili davacı vekiline çıkarılmasına karar verilen davetiyenin de çıkarılmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilip duruşma gününün UYAP üzerinden öğrenmesine karar verilmesi, aynı celsede davacı vekiline çıkarılmasına karar verilen davetiyenin çıkarılmaksızın incelemeye devam edilerek davacının defter incelemesinden vazgeçmiş sayılacağına ilişkin kabul ile davanın reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi …’dan alınan 27/11/2020 tarihli bilirkişi kök ve 05/03/2021 tarihli ek raporunda özetle; Davalı…ve Dan. Hiz. Tel. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait ibraz edilen 2013 yılı ticari defterlerin tasdik bilgileri ile tespit edilen hususlar aşağıdaki gibidir:
DÖNEM
AÇILIŞ TASDİK MAKAMI
AÇILIŞ TASDİK TARİHİ
AÇILIŞ YEVMİYE NO
KAPANIŞ TASDİK MAKAMI
KAPANIŞ TASDİK TARİHİ
KAPANIŞ YEVMİYE NO
2013 Yevmiye
…. Noterliği
31/12/2012
21509
…. Noterliği
27/06/2014
8338
2013 Kebir
…. Noterliği
31/12/2012
21510
-,-
-,-
-,-
2013 Envarter
…. Noterliği
31/12/2012
21511
-,-
-,-
-,-

İbraz edilen 2013 yılı Yevmiye, Kebir ve Envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK. Md. 64 ve devam eden maddeleri ile V.U.K. 220-226 maddeleri hükmü uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı, kayıt nizamına ilişkin V.U.K. 215-219 maddeleri hükümlerine ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri hükümlerine uygun olduğu ancak Envanter defterinin yazılı olmadığı, boş halde ibraz edildiği tespit edilmiştir.
Davalının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme: Davalı tarafından davacı firmaya ait hesap hareketleri yevmiye defterinde 320 satıcılar hesabı altında “320.124” kodlu ait hesapta takip edilmiş olup davacı firmaya ait hesapta takip edilmiş olup davacı firmaya ait hesap hareketleri aşağıdaki gibidir:
TARİH
YEVMİYE NO
AÇIKLAMA
BORÇ
ALACAK
BAKİYE
01/01/2013
1
Açılış Fişi

91.891,92
-91.891,92
TARİH
YEVMİYE NO
AÇIKLAMA
BORÇ
ALACAK
BAKİYE
31/12/2013
914
Kapanış Fişi
91.891,92

0,00

Cari hesap hareketlerinin tetkikinde;
Cari hesabın bir önceli yıldan (2012 yılından) 2013 yılına 91.891,92 TL alacak bakiye vererek devir geldiği,
Cari hesabın 2013 yılı içerisinde hareket görmediği ve aynı bakiye ile kapatılarak bir sonraki yıla (2014 yılına) devrettiği,
Neticede davalının 03/06/2013 takip tarihi itbariyle ticari defterlerinde davacıya 91.891,92 TL borçlu gözüktüğü tespit edilmiştir.
Dosyada içerisinde bir örneği yer alan, …. ATM’nin … esas sayılı dosyasına sunulu, 30/10/2013 tarihli bilirkişi heyeti raporunda davalının ibraz ettiği 2012 yılı ticari defterlerinin incelendiği, inceleme neticesinde davalının 2012 yılı ticari defter ve kayıtlarına göre,
29/04/2012 tarihinde davacı ile ticari faaliyetin başladığı, 3 adet fatura karşılığı toplam 415.071,14 TL mal/hizmet satın alındığı, buna karşılık 30.000,00 TL cari hesaba mahsuben 101.904,48 TL’si 4 adet çekle, 120.027,94 TL’si iade fatura bedeli olmak üzere toplam 323.179,22 TL’lik davacıya olan borçtan mahsup yapıldığı, yıl sonunda kalan 91.891,92 TL borcun 2013 yılına devrettiği, davacı tarafından düzenlenen 05/12/2012 tarih, … nolu, kdv dahil 120.027,94 TL’lik iade faturası ile 101.904,48 TL’lik çek mahsubunun da davacı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, bilirkişi heyetince tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin 22/04/2016 tarihli dilekçesi ekinde dava konusu faturanın davalıya tebliğ edildiğine dair PTT alındı belgesi örneği sunduğu, gönderenin davacı, alıcının da davalı şirket gözüktüğü 28/12/2012 tarihli gönderenin … tarafından teslim alındığı bilgisinin yer aldığı ancak gönderi içeriği ile ilgili herhangi bir bilgi ve belgenin dosyada mevcut olmadığı tespit edilmiştir.
Davacı firma kayıtlarının incelenmesi neticesinde hazırlanan 26.01.2017 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, İcra takibine konu 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturanın davacı defterlerine kayıtlı olduğu, 2012 yılında davacının davalıya toplam 484.337,14 TL’lik fatura düzenlediği, İcra takibine konu fatura öncesinde davalının davacıya toplam 101.246,80 TL ödeme yaptığı, sonrasında herhangi bir ödemenin bulunmadığı, Bu işlemler sonucunda davacının davalıdan 383.090,34 TL cari hesap alacağının göründüğü, bu alacak tutarı içerisinde icra takibine konu 69.266,00 TL’lik fatura alacağının da bulunduğu, İcra takibine konu fatura içeriği mal/hizmetin davalı şirkete teslim edilip edilmediği hususunun sadece davacı tarafın defter kayıt ve faturası üzerinden tespit edilemeyeceği kanaatine varıldığı tespit edilmiştir. Sayın mahkemenin 12.02.2018 tarih, … sayılı kararında, dosyada fatura tebliğine dair evrak olmasına karşılık faturanın tebliğinin ve faturaya itiraz edilmemesinin alacağırı varlığını tek başına ispata yeterli olmadığı, taraflarca ekstra iş adı altında sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmadığı, dava ispat olunamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmekle, davanın reddine karar verildiği, Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 02.12.2019 tarih, 2019/648 Esas, 2019/4945 sayılı kararıyla da hükmün davacı yararına bozulduğu, Dosya içerisinde bir örneği yer alan ve taraflarca 01.04.2012 tarihinde imzalanmış olan “Taşeron Sözleşmesi”nde, yapılacak olan işin, … … Şebeke İnşaat İşleri (kazı işlerinin yapılması, göz çoklayıcının çekilmesi, yatay geçişlerin yapılması, ek odası montaj işleri ile topraklama yapılması), Kablo İşleri (kablo çekimi, ek yapılması ve testlerinin alınması) olarak tanımlandığı, İşbu davada icra takibine konu olan 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturaya konu işlerin “Ekstra İşler, Kule Montajı, Parke Taşı İmalatı ve Malzemesi” olarak gösterildiği işbu davaya konu ….İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyasında; Davacı alacaklı şirket tarafından davalı/borçlu şirket aleyhine 03.06.2013 tarihli taleple fatura alacağına dayalı takip başlatıldığı, başlatılan takip ile 69.266,00 TL asıl alacak, 2.510,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 71.776,66 TL alacağın, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9 temerrüt faizi ile birlikte BK. Md.84 gereğince tahsilinin talep edildiği, Davalı/borçlu vekilinin, alacaklı tarafa herhangi bir borcun bulunmadığını belirterek ödeme emrine itiraz ile takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında görülmekte olan itirazın iptali davası ile ilgili olarak davalı şirkete ait ibraz olunan ticari defter ve belgeler ile dava dosyası içerisinde yer alan bilgi ve belgelerin tarafımca incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda; 1 ) İnceleme günü davalı firmaya ait yalnızca 2013 yılı ticari defterlerin ibraz edildiği bir önceki döneme ilişkin ticari defterin hazır bulundurulmadığı, Davalı firmaya ait ibraz edilen 2013 yilt ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ancak davalıya ait 2013 yılı Envanter defterinin yazılı olmadığı, boş halde ibraz edildiği, 2 ) Davalının takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde davacıya 91.891,92 TL borçlu gözüktüğü, ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasına sunulu, 30.10.2013 tarihti bilirkişi heyeti raporunda davalının ibraz ettiği 2012 yılı ticari defterlerinin incelendiği, bu incelemede, işbu davaya konu 05.12.,2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığının tespit edildiği, Dava konusu faturanın davalıya tehliğ edildiğine dair PTT alındı belgesi örneğinin dosyaya sunulduğu, ancak gönderi içeriğine dair herhangi bir bilgi ve belgenin dosya kapsamında tespit edilemedi işbu davada davacı firma kayıtlarının incelenmesi neticesinde hazırlanan 26.01.2017 tarihli bilirkişi raporunda ise davaya konu faturanın davacı defterlerinde kayıt olduğu, davacının 383.090,34 TL cari hesap alacağının içerisinde icra takibine konu 69.266,00 TU’lik fatura alacağının da bulunduğu, icra takibine konu fatura içeriği mal/hizmetin davalı şirkete teslim edilip edilmediği hususunun sadece davacı tarafın defter kayıt ve faturası üzerinden tespit edilemeyeceği kanaatine varıldığının belirtildiği, 3) Taraflarca 01.04.2012 tarihinde imzalanmış olan “Taşeron Sözleşmesi”nde, yapılacak olan işin, … … Şebeke İnşaat İşleri (kazı işlerinin yapılması, göz çoklayıcının çekilmesi, yatay geçişlerin yapılması, ek odası montaj işleri ile topraklama yapılması), Kablo İşleri (kablo çekimi, ek yapılması ve testlerinin alınması) olarak tanımlandığı, işbu davada icra takibine konu olan 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturaya konu işlerin ise “Ekstra İşler, Kule Montajı, Parke Taşı İmalatı ve Malzemesi” olarak gösterildiği belirlenmekle; takdiri sayın mahkeme ait olmak üzere; Davacı tarafırıdan davalıya, işbu davada uyuşmazlık konusu olan fatura içeriği mal ve/veya hizmetin verildiğine dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgenin tespit edilemediği, her ne kadar davalı firma ticari defterlerinde davacıya 91.891,92 TL borçlu gözüküyor olsa da, bu borcun icra takibine konu 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturadan kaynaklanmadığı, neticede ….İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyasında davacının davalıdan alacağının bulunmadığı bildirilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan 19/01/2022 tarihli bilirkişi 2. Ek raporunda özetle; Davalı yanın ek rapor sonrası mahkemeye sunmuş olduğu 2012 yılı ticari defterleri ile dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgeler tarafımca incelenerek aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir. 1 ) Davalı…Ve Dan.Hiz.Tel.San.Ve Tic.Ltd.Şti.’ye ait ibraz edilen 2017 vılı ticari defterlerin tasdik bilgileri ile tespit edilen hususlar aşağıdaki gibidir.
DÖNEM
AÇILIŞ TASDİK MAKAMI
AÇILIŞ TASDİK TARİHİ
AÇILIŞ YEVMİYE NO
KAPANIŞ TASDİK MAKAMI
KAPANIŞ TASDİK TARİHİ
KAPANIŞ YEVMİYE NO
2012 Yevmiye
…. Noterliği
30/12/2012
20421
…. Noterliği
28/06/2013
8526
2012 Kebir
…. Noterliği
30/12/2012
20422
-,-
-,-
-,-
2012 Envarter
…. Noterliği
30/12/2012
20423
-,-
-,-
-,-

ibraz edilen 2012 yılı Yevmiye, Kebir ve Envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK. Md.64 ve devam eden maddeleri ile V.U.K. 220-226 maddeleri hükmü uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı, kayıt nizamına ilişkin V.U.K. 215-219 maddeleri hükümlerine ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri hükümlerine uygun olduğu ancak 2012 yılı Envanter defterinin yazılı olmadığı, boş halde mahkemeye sunulduğu tespit edilmiştir.
2 ) Davalı tarafından davacı firmaya ait hesap hareketleri 2012 yılı yevmiye defterinde 320 Satıcılar hesabı altında “320.124” kodlu alt hesapta takip edilmiş olup davacı firmaya ait hesap hareketleri aşağıdaki gibidir.
TARİH
YEVMİYE NO
AÇIKLAMA
BORÇ
ALACAK
BAKİYE
29/04/2012
495
56120 … Ltd. Şti.

159.087,60
-159.087,60
14/05/2012
569
…-Cari Hes. Mah.
30.000,00

-129.087,60
31/05/2012
655
56124 … Ltd. Şti.

19.170,28
-148.257,88
06/06/2012
695
…-Cari Hes. Mah.
31.246,80

-117.011,08
14/06/2012
738
03/08/2012 Tar. … Çek No
25.000,00

-92.011,08
14/06/2012
738
03/08/2012 Tar. … Çek No
25.000,00

-67.011,08
14/06/2012
738
03/08/2012 Tar. … Çek No
25.000,00

-42.011,08
14/06/2012
738
03/08/2012 Tar. … Çek No
26.904,48

-15.106,60
30/06/2012
805
56129 … Ltd. Şti.

236.813,26
-251.919,86
17/08/2012
1111
… – Havale
20.000,00

-231.919,86
31/08/2012
1175
… – Havale
20.000,00

-211.919,86
01/10/2012
1326
… Mad. San. … (iade)
120.027,94

-91.891,92
31/12/2012
1752
Kapanış Fişi
91.891,92

0,00

2012 yılı cari hesap hareketlerinin tetkikinde; Davacı tarafından davalı adına düzenlenen 3 adet, toplam KDV dahil 415.071,14 TL tutarındaki faturanın davacı cari hesabına alacak kaydedildiği, Davalı tarafından davacıya yapılan toplam 203.151,28 TL tutarındaki ödeme ile davalıya ait 120.027,94 TL tutarındaki iade faturası bedelinin davacı cari hesabına borç kaydedildiği, Davacı cari hesabının 2012 yılı sonu itibariyle 91.891,92 TL (-415.071,14-203.151,28-120.027,94) alacak bakiye vererek 2013 yılına devrettiği, İşbu davada icra takibine konu olan ve davacı tarafından davalı düzenlenen 05.12.2012 tarih, … nolu, kâv dahil 69.266 00 TL tutarındaki faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. 3 ) Kök raporda da tespit edildiği üzere, ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasına sunulu, 30.10.2013 tarihli bilirkişi heyeti raporunda davalının ibraz ettiği 2012 yılı ticari defterlerinin incelendiği, inceleme neticesinde davalının 2012 yılı ticari defter ve kayıtlarına göre; 29.04.2012 tarihinde davacı ile ticari faaliyetir başladığı, 3 adet fatura karşılığı toplam 415.071,14 TL mal/hizmet satın alındığı, buna karşılık 30.000 TL cari hesaba mahsuben 101.904,48 TL’si 4 adet çekle, 120.027,94 TL’si iade fatura bedeli olmak üzere toplam 323.179,22 TL’lik davacıya olan borçtan mahsup yapıldığı, yıl sonunda kalan 91.891,92 TL (—415.071,14-323.179,22) borcun 2013 yılına devrettiği, davacı tarafından düzenlenen 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturanın davalı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, davalıya ait 01.10.2012 tarih, 191792 nolu, kdv dahil 120.027,94 TL’lik iade faturası ile 101.904,48 TL’lik çek mahsubunun da davacı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, bilirkişi heyetince tespit edilmiştir. 4 ) Davacı firma kayıtlarının incelenmesi neticesinde hazırlanan 26.01.2017 tarihli bilirkişi raporunda ise icra takibine konu 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturanın davacı defterlerine kayıtlı olduğu, 2012 yılında davacının davalıya toplam 484.337,14 TL’lik fatura düzenlediği, icra takibine konu fatura öncesinde davalının davacıya toplam 101.246,80 TL ödeme yaptığı, sonrasında herhangi bir ödemenin bulunmadığı, bu işlemler sonucunda davacının davalıdan 383.090,34 TL cari hesap alacağının göründüğü, bu alacak tutarı içerisinde icra takibine konu 69.266,00 TI’lik fatura alacağının da bulunduğu, icra takibine konu fatura içeriği mal/hizmetin davalı şirkete teslim edilip edilmediği hususunun sadece davacı tarafın defter kayıt ve faturası üzerinden tespit edilemeyeceği kanaatine varıldığı tespit edildiği, 5 ) Kök raporda da belirtildiği üzere, sayın mahkemenin 12.02.2018 tarih … sayılı kararında, dosyada fatura tebliğine dair evrak olmasına karşılık faturanın tebliğinin ve faturaya itiraz edilmemesinin alacağın varlığını tek başına ispata yeterli olmadığı, taraflarca ekstra iş adı altında sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmadığı, dava ispat olunamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmekle, davanın reddine karar verildiği, Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 02.12.2019 tarih, 2019/648 Esas, 2019/4945 sayılı kararıyla da hükmün davacı yararına bozulduğu, Dosya içerisinde bir örneği yer alan ve taraflarca 01.04.2012 tarihinde imzalanmış olan “Taşeron Sözleşmesi”nde, yapılacak olan işin, … … Şebeke İnşaat İşleri (kazı işlerinin yapılması, göz çoklayıcının çekilmesi, yatay geçişlerin yapılması, ek odası montaj işleri ile topraklama yapılması), Kablo İşleri (kablo çekimi, ek yapılması ve testlerinin alınması) olarak tanımlandığı, İşbu davada icra takibine konu olan 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturaya konu işlerin “Ekstra İşler, Kule Montajı, Parke Taşı İmalatı ve Malzemesi” olarak gösterildiği tespit edilmiştir. Taraflar arasında görülmekte olan itirazın iptali davası ile ilgili olarak davalı yanın ek rapor sonrası mahkemeye sunmuş olduğu 2012 yılı ticari defterleri ile dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgelerin tarafımca incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda; 1 ) Davalıya ait 2012 yılı Yevmiye, Kebir ve Envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK. Md.64 ve devam eden maddeleri ile V.U.K. 220-226 maddeleri hükmü uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı ancak 2012 yılı Envanter defterinin yazılı olmadığı, boş halde mahkemeye sunulduğu, 2 ) Davalının takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde davacıya 91.891,92 TL borçlu gözüktüğü ancak işbu davaya konu 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, 3) Taraflarca 01.04.2012 tarihinde imzalarımış olan “Taşeron Sözleşmesi”nde, yapılacak olan işin, … … Şebeke İnşaat İşleri (kazı işlerinin yapılması, göz çoklayıcının çekilmesi, yatay geçişlerin yapılması, ek odası montaj işleri ile topraklama yapılması), Kablo İşleri (kablo çekimi, ek yapılması ve testlerinin alınması) olarak tanımlandığı, İşbu davada icra takibine konu olan 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturaya konu işlerin ise “Ekstra İşler, Kule Montajı, Parke Taşı İmalatı ve Malzemesi” olarak gösterildiği belirlenmekle; Takdiri sayın mahkeme ait olmak üzere; Davacı tarafından davalıya, işbu davada uyuşmazlık konusu olan fatura içeriği mal ve /veya hizmetin verildiğine dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgenin tespit edilemediği, her ne kadar davalı firma ticari defterlerinde davacıya 91.891,92 TL borçlu gözüküyor olsa da, bu borcun içra takibine konu 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturadan kaynaklanmadığı, Neticede ….İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyasında davacının davalıdan alacağının bulunmadığı, Kanaat ve Sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarının bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda;
Davacı, davalı ile aralarında taşeron sözleşmesi olduğunu, davalının … A.Ş. ile yaptığı sözleşme ile üstlenmiş olduğu işlerin alt taşeron olarak davacı tarafından yapıldığını, davacının yaptığı imalatlara karşılık düzenlediği faturanın ödenmediğini ve icra takibine geçildiğini, davalı şirket aleyhine daha önce diğer bir fatura alacağına ilişkin takip başlatıldığını ve itiraz edilen takip neticesinde açılan itirazın iptâli davasında … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas 2013/443 Karar Sayılı karar ile itirazın iptâline karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2014/1964 Esas 2015/500 Karar sayılı kararı ile onandığını, davalının iş sahibinden ücreti tahsil edip alt taşeronlarına ödemediğini ve kötüniyetli olduğunu, itirazın iptâlini ve alacağın %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı ise, huzurdaki davanın … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile bir ilgisi bulunmadığını, tek başına fatura düzenlenmesinin işin yapıldığı anlamına gelmeyeceğini, davacının fatura kapsamındaki işin yapıldığı hususunu ispat etmesi gerektiğini, bu hususu ispata dair bir delil belge sunmadığını iddia ederek davanın reddini savunmuştur.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalıya karşı, 05/12/2012 tarih ve Seri A sıra no: … sayılı 69.266,00 TL tutarlı fatura alacağının tahsili amacıyla 69.266,00 TL asıl alacak, 2.510,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 71.776,66 TL üzerinden icra takibi başlatılmış olduğu görülmüştür.
Takibe davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine davacı tarafça işbu itirazın iptali davasının 71.776,00 TL üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davaları takip ile sıkı sıkıya bağlı davalar olup bu davalarda ispat külfeti öncelikli olarak davacı alacaklı taraftadır. Davacı tarafça, alacağın varlığı ve miktarının ispatlanması gerekir. Davacı tarafça bu ispat yerine getirildiğinde ise davalı tarafça bu alacağın istenebilir olmadığı veya ödendiği hususunun ispatlanması gerekir.
Somut olayda, Taraflar arasında 01.04.2012 tarihinde “Taşeron Sözleşmesi” imzalandığı, yapılacak olan işlerin, … … Şebeke İnşaat İşleri (kazı işlerinin yapılması, göz çoklayıcının çekilmesi, yatay geçişlerin yapılması, ek odası montaj işleri ile topraklama yapılması), Kablo İşleri (kablo çekimi, ek yapılması ve testlerinin alınması) olarak tanımlandığı, dava ve takip konusu faturanın ise, 05/12/2012 tarih ve Seri A sıra no: … sayılı 69.266,00 TL tutarlı fatura olup faturaya konu işlerin ise “Ekstra İşler, Kule Montajı, Parke Taşı İmalatı ve Malzemesi” olarak gösterildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında taşeron sözleşmesinin imzalandığı her iki tarafın kabulünde olup, buna ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, dava ve takip konusu fatura içeriği işlerin davacı tarafça yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yerleşik yargıtay kararlarında vurgulandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır.(Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 21/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir.Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan Yasa’nın 21. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK’nın m. 230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür.
Dosyamızda, davacı tarafından dava ve takip konusu faturanın davalıya tebliğine dair PTT alındı belgesi sureti ibraz edilmiş ise de, ibraz edilen belgeden tebliğ yapılan belgenin ne olduğu, diğer bir deyişle dava ve takip konusu fatura olup olmadığı anlaşılamamıştır. Davalı tarafçada dava ve takip konusu faturanın tebliğ alındığı hususu kabul edilmiş değildir. Bu durumda davacı tarafça faturanın davalı tarafa tebliği hususu ispatlanamamıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, fatura ifa safhası ile ilgili olup, fatura içeriğindeki işin yapıldığı, alacağın varlığı ve miktarının davacı tarafça ispatlanması gerekecektir. Faturanın davalıya tebliği hususu davacı tarafça ispatlanamadığından ispat külfeti yer değiştirmeyecektir.
Davacı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine yönelik alınan talimat bilirkişi raporu ile mahkememizce davalı ticari defter ve kayıtlarınında inceletilmesi suretiyle alınan bilirkişi rapor ve kök raporlarına göre, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının davalıdan 383.090,34 TL cari hesap alacağının göründüğü, bu alacak tutarı içerisinde icra takibine konu 69.266,00 TI’lik fatura alacağının da bulunduğu, davalının takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde davacıya 91.891,92 TL borçlu gözüktüğü ancak işbu davaya konu 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, taraflarca 01.04.2012 tarihinde imzalarımış olan “Taşeron Sözleşmesi”nde, yapılacak olan işin, … … Şebeke İnşaat İşleri (kazı işlerinin yapılması, göz çoklayıcının çekilmesi, yatay geçişlerin yapılması, ek odası montaj işleri ile topraklama yapılması), Kablo İşleri (kablo çekimi, ek yapılması ve testlerinin alınması) olarak tanımlandığı, İşbu davada icra takibine konu olan 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturaya konu işlerin ise “Ekstra İşler, Kule Montajı, Parke Taşı İmalatı ve Malzemesi” olarak gösterildiği, davacı tarafından davalıya, işbu davada uyuşmazlık konusu olan fatura içeriği mal ve /veya hizmetin verildiğine dair dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgenin tespit edilemediği, her ne kadar davalı firma ticari defterlerinde davacıya 91.891,92 TL borçlu gözüküyor olsa da, bu borcun icra takibine konu 05.12.2012 tarih, … nolu, kdv dahil 69.266,00 TL tutarındaki faturadan kaynaklanmadığı anlaşılmıştır.
Dava ve takip konusu faturanın davacı ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarının örtüşmediği bu kapsamda davacı ticari defter ve kayıtlarının 6100 sayılı HMK’nın 222/3 maddesi uyarınca sahibi lehine delil niteliğine haiz olmadığı, alınan bilirkişi raporlarına göre dava ve takip konusu fatura içeriğ mal ve /veya hizmetin verildiği hususu ispatlanamadığından ….İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyası kapsamında davacının davalıdan alacağının bulunmadığı kanaatine ulaşılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafça kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise, İİK’nın 72/5 uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacı alacaklının icra takibinde haksız çıkması ve kötü niyetli takip yapmış olması şartlarının birlikte gerçekleşmesinin gerektiği, dosya kapsamında davacı alacaklı tarafça kötü niyetle takip yapıldığı hususu ispatlanamamış olduğundan, davalının bu talebininde reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenler ile aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatının reddine,
3-Alınması gerekli 80,70-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.225,76-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.145,06-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 11.484,16-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası resen yatıran tarafa iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 GÜN yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır