Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/108 E. 2022/877 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/108 Esas
KARAR NO : 2022/877 Karar

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/02/2020
KARAR TARİHİ : 19/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.06.2018 tarihinde, dava dışı … sevk ve idaresindeki … araç ile trafik kazası yaptığını, araçta hasar meydana geldiğini, aracın davalı tarafından yapılan kasko sigortası kapsamında oluşan hasarın tazmini için başvuruda bulunulduğunu, ancak başvuru “söz konusu hasarın motorlu kara taşıtları birleşik kasko poliçesi kapsamına alınmadığı” gerekçesi ile talebin reddedilmiş olduğu, davalı şirketin bahse konu kazayı şüpheli bulunduğundan bahisle ödeme yapmaktan imtina ettiği, ancak neden şüphe duyduğu ve neden ödeme yapılmadığı hususunda hiçbir somut bilgi, belge ve gerekçe sunamadığını, bu sebeplerle; kazada oluşan 101.500.-TL zararın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline , yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketçe alınan araştırma raporunda, polis tarafından düzenlenen tutanakta, sürücünün çelişkili beyanlarda bulunması nedeniyle …’ın sürücü olduğuna kanaat getirilmediğinin görüldüğünü, sürücü …’ın iftar yemeğini nerede yediği ve hangi yönden gelip hangi yöne gittiğine dair çelişkili beyan verdiğini, kaza sırasında araçta yolcu olarak bulunan ve arkadaşı olduğunu söylediği … isimli kişinin soy ismini ve numarasını bilmediğini, …’nın sürücü belgesinin bulunmadığını, …’dan, telefon görüşme ayrıntılarının istenmiş olduğunu, ancak özeli olduğu ifade edilerek kendisinin ibraz etmediğini, kaza sonrası … tarafından çekilen fotoğrafların saat 01:07’de çekilmiş olduğunu, izah edilen sebeplerden anlaşılacağı üzere sürücünün … olduğuna dair kesin kanaat oluşmadığından bu kazada sürücü değişikliği yapıldığının değerlendirildiğini ve hasarla ilgili görüşün olumsuz olduğu ifade edilerek, bu karar kapsamında, sigorta şirketinin dava konusu hasarın teminat dışında kaldığını ispatlaması durumunda kazanın teminat dahilinde olması yükümlülüğünün sigortalıya geçeceğinin açık olduğunu belirterek; davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, beyan dilekçeleri, trafik tescil kayıtları, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, genişletilmiş kasko poliçesi , cevabi yazı içerikleri, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Dava, trafik kazası nedeniyle kasko tazminatı talebine ilişkindir.
Hukuki ihtilaf ise; davacı yanın davalı kasko şirketinden iddia ettiği şekilde ve miktarda hasar bedelini talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmaları ile davaya konu somut olayda davacı yanın hasar bedeli talep edip edemeyeceği, edebilecek ise, miktarının ne olduğunun tespiti amacıyla amacıyla bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmıştır.
Bilirkişiler Makine Mühendisi …ve Sigorta Uzmanı … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 05/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Mevcut veriler incelendiğinde, polis memurunun tutmuş olduğu tutanakta sürücünün … olduğu kanaatinin oluşmaması dışında davalı sigorta şirketi tarafından temin edilmiş olan, … imzalı araştırma raporunda, kaza ile ilgili bazı şüpheli durumlardan bahsediliyor olsa da, kaza esnasında aracı …’ın kullanmadığına dair kesin bir bulgu sunulamadığı, dosyada sürücü değişikliği yapıldığına dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir delil, görgü tanığı ifadesi, kamera görüntüsü vb. mevcut olmayıp sadece davalı şirketin bu yönde şüphesinin mevcut olduğu, kesin bir delil ve bulgu olmadan, sürücü değişikliği yapıldığına hüküm vermenin mümkün olmadığı, bu sebeple, davaya konu trafik kazasında davacının hasar bedeli talep edebileceği, sigortacının ödeme yapması durumunda, hasar tarihindeki değerler üzerinden ödeme yapılması gerektiği, sigorta şirketinin en yakın şekliye ödeme yapacağı tutarın; Poliçe üzerinde Sigorta Bedeli kısmında Rayiç Değerin yazdığı, bunun, hasarın gerçekleştiği tarihteki aracın piyasa değerini belirttiği, poliçe fiyatlandırması yapılırken, poliçe tanzim tarihindeki TSB’nin (Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği) belirlediği Kasko Değer Listesinden aracın marka, model ve tipine göre sigorta bedelinin tespit edildiği, bu bedel üzerinden poliçe priminin hesaplandığı, hasarın gerçekleştiği tarih, 01.06.2018 olduğundan dolayı, geçmişe dönük rayiç değerin tam olarak belirlenemediği, o dönemdeki rayiç bedele yakın tutarı belirleyebilmek için; poliçe tanzim tarihindeki (16.03.2018) TSB’nin Kasko Değer Listesindeki sigorta bedelinin kullanılacağı, Kasko Sigorta Bedelinin: 204.600,00-TL olduğu, araç değeri belirlendikten sonra hasarlı aracın sovtaj bedelinin belirlenmesi gerektiği, Sigorta şirketleri tarafından hasar görmüş olan malın veya hasar görmemiş olan kısımlarının, sigortalının onayı ile birlikte satılmasını sağlayan uygulamaya sovtaj denildiği, sovtaj bedeli ise hasarlı malırı değer kaybetmeyen bölümünün satışından gelir elde edilmesi olarak tanımlandığı, sigorta şirketinden edinilen bilgiye göre belirlenen sovtaj bedelinin, 100.000,00 TL olduğu, Sigorta Bedeli: 204.600,00-TL-Sovtaj Bedeli: 100.000,00-TL= Ödenmesi gereken Hasar Bedelinin 104.600,00-TL olduğu, davacı ile davalı için şüpheleri ortadan kaldırmak adına, bilgi kaçırma olarak nitelendirilen, kaza sonrası telefon görüşmelerinin dinlenmesi ve dökümlerinin gerektiği” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Kök bilirkişi raporuna yönelik olarak, davalı yanca beyan ve itirazda bulunulduğu ve ayrıca BTK’dan ve ilgili GSM operatörlerinden telefon kayıtlarının celbinin talep edildiği, bu minvalde mahkememizce … A.Ş.’ye müzekkereler yazıldığı, gelen müzekkere cevaplarının dosyamız arasına alındığı ve mahkememizin 04/10/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile; “Davalı yan beyan ve itirazları irdelenmek ve tek tek değerlendirilmesi suretiyle dosyanın raporu düzenleyen bilirkişi heyetine tevdii ile ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine” karar verildiği, dosyanın yeniden heyete tevdi edildiği ve bilirkişi heyeti tarafından iş bu kerre 13/06/2022 tarihlii ek raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup, ek raporun incelemesinde özetle de; “Poliçe tanzim tarihindeki (16.03.2018) TSB’nin Kasko Değer Listesindeki kasko sigorta bedelinin 204.600,00 TL olduğu, kaza tarihindeki araç rayiç bedelleri ile ilgili örneklere rapor içeriğinde yer verildiği, Buna göre kaza tarihindeki araç rayiç bedelinin; 210.000 TL olarak tespit edildiği, araç değeri belirlendikten sonra hasarlı aracın sovtaj bedelinin belirlenmesi gerektiği, somut olayda aracın hasarlı haliyle 120.000 TL bedel ile satıldığı, bu sebeple, sovtaj bedeli olarak 120.000 TL’nin kullanılmasının uygun olduğu, (Araç Rayiç Bedeli: 210.000,00 TL- Sovtaj Bedeli: 120.000,00 TL = 90.000 TL), buna göre Zarar Bedelinin de; 90.000,00 TL olarak hesaplandığı ve Sonuç olarak da; 01.06.2018 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza sonucu meydana gelen hasarın sigorta poliçesi kapsamında olup, poliçe teminatında olduğu, davalı şirketin dosyadaki belgeler çerçevesinde olaydan sonra sürücü değişikliği yapıldığını ispatlayamadığı, bu nedenle hasarın poliçe teminatı dahilinde olduğu, davacının davalı şirketten talep edebileceği toplam maddi zararın mahkemenin takdirine göre 90.000 TL olabileceği, davacı ile davalı için şüpheleri ortadan kaldırmak adına , bilgi kaçırma olarak nitelendirilen, kaza sonrası telefon görüşmelerinin dinlenmesi ve dökümlerinin gerektiği…”şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan ek raporun incelenmesinde de, raporun hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere, yapılan teknik ve sektörel (sigorta alanına ilişkin) tespitler bakımında dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olduğu ve hükme esas alınabileceği kanaatine ulaşılmış ve yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, trafik kazası nedeniyle kasko tazminatı talebine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ise, davacı yanın davalı kasko şirketinden iddia ettiği şekilde ve miktarda hasar bedelini talep edip edemeyeceği noktalarında toplandığı, mahkememizce bu bağlamda tüm delillerin celp edildiği, gelen yazı cevaplarının dosyamız arasına katıldığı, taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi heyetinden kök ve ek rapor alındığı, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilerek dosyaya ibraz olunan ve hükme esas alınmasına karar verilen ek raporda özetle de; 01.06.2018 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza sonucu meydana gelen hasarın sigorta poliçesi kapsamında olup, poliçe teminatında olduğu, davalı şirketin dosyadaki belgeler çerçevesinde olaydan sonra sürücü değişikliği yapıldığını ispatlayamadığı, bu nedenle hasarın poliçe teminatı dahilinde olduğu, davacının davalı şirketten talep edebileceği toplam maddi zararın mahkemenin takdirine göre 90.000 TL olabileceği, davacı ile davalı için şüpheleri ortadan kaldırmak adına, bilgi kaçırma olarak nitelendirilen, kaza sonrası telefon görüşmelerinin dinlenmesi ve dökümlerinin gerektiği şeklinde tespitler yapıldığı, mahkememizce telefon görüşmeleri ve dökümlerine ilişkin olarak,…A.Ş.’ye müzekkereler yazoıldığı, ancak olumlu bir sonuç elde edilemediği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; her ne kadar davalı yanca, dava konusu kazanın meydana gelmesi noktasında aracın esasen ehliyeti bulunmayan bir sürücü tarafından kullanıldığı ve ehliyetsiz kişilerin poliçe konusu aracı kullanmaları esnasında meydana gelen hasarların teminat dışında bırakıldığı, dava konusu aracın kaza esnasında ehliyeti bulunmayan bir sürücü tarafından kullanılmasından ötürü dava konusu tazminat talebinin açıkça teminat dışında kaldığı iddia edilmiş ise de; teminat kapsamı dışında kalan bir halin varlığına yönelik ispat külfetinin davalı sigortacıda olduğu, davalı yanın ise iş bu iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı ve sonuç olarak da; davalı yanın meydana gelen zararı gidermekle yükümlü olduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, bilirkişi heyeti tarafından belirlenen ve mahkememizce de hükme esas alınmasına karar verilen rapor ile tespiti yapılan; 90.000 TL yönünden davanın kısmen kabulüne, faiz başlangıç tarihine ilişkin olarak da; kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat taleplerinde TTK 1427/2. madde uyarınca sigorta bedeli rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her halde 1446. maddeye göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra muaccel olması ve aynı maddenin 4. bendinde borç muaccel olunca sigortacının ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşeceğinin de belirtilmiş olması nedeniyle, sigortacının edimine ilişkin araştırmalarının bittiğini bildirdiği tarih olan 10/08/2018 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine (Bu tarih davalı sigorta şirketi tarafından hazırlanan tutanakta 10/07/2018 olarak geçmekte ve bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte ise de kısa kararda bu tarih sehven 10/08/2018 olarak yazılmış olduğundan ve kısa karar ve gerekçeli karar çelişkili olamayacağından gerekçeli kararda da aynı tarih yazılmıştır) karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-90.000,00-TL’nin 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 6.147,90 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.733,37 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4.414,53 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacının ilk dava açarken yatırdığı 1.733,37 TL harç parasının davalı alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan başvuru harcı 54,40 TL, vekalet harcı 7,80 TL, posta gideri ve bilirkişi ücreti gideri 1.713,10 TL olmak üzere toplam: 1.775,30 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre yapılan hesaplamaya göre 1.526,75 TL ‘sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekaleti ücretin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, 1.135,20 TL’sinin davalıdan, 184,80 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.19.12.2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır