Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/9 E. 2019/239 K. 22.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/9
KARAR NO : 2019/239
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 16/05/2011
KARAR TARİHİ: 22/03/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacı vekilinin sunduğu 07/01/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 10/02/2011 tarih ve 6434 sayılı yazısı üzerine Sağlık Bakanlığı Müfettişi … tarafından düzenlenen 04/01/2011 tarihli ve 61/02 sayılı Tazmin raporunda… Hastanesinde 01/01/2004 -15/09/2010 tarihleri arasında mutemet olarak görevli VHKİ … tarafından bilgisayar ortamında düzenlenen bordro tahakkuklarında yapılan usulsüz tahakkuk fazlalıkları ile ödeme listelerinin personelin hesabına geçirilmek üzere bankaya e-mail yoluyla gönderilmesi aşamasında kendi hesabına yönlendirmesi suretiyle usulsüzlük yapıldığını, bu usulsüzlükler sonucu 115,484,48-TL kamu zararının oluştuğunu, hastane ile arasında “Maaş Ödeme Protokolü” bulunan … Bankası … Şubesi ve …Bankası … Şubesinin de ödemeleri saymanlıklarca onaylı tahakkuk listelerine göre yapmaları gerekirken mutemetçe gönderilen e-mail listelerine göre ödeme yapmaları nedeniyle sorumlu olduklarının belirtilmesi üzerine bahisle davanın açıldığını, …’nun hastanedeki mutemetlik görevini 13/01/2004-01/10/2010 tarihleri arasında sürdürdüğünü, bu görevi sırasında mevcut tahakkukları yüksek göstermek, emekli olan ya da ücretsiz izne ayrılan personel için müteakip aylarda da tahakkuk işlemleri yapmak, bu hastanede Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinden geçici görevle çalıştırılan anestezi uzmanı ve teknisyenleri için çalışmadıkları aylarda da döner sermaye ek ödemesi tahakkuku yapmak sureti ile usulsüz tahakkuk işlemleri gerçekleştirdiğini ve bu usulsüz tahakkuk toplamları ile yine personele ödenecek maaş, döner sermaye ve diğer ödemelerden kestiği parasal tutarlar toplamını, bankaya gönderdiği e-mail listeleri ile kendi hesabına aktardığını, Mutemet …’nun önceleri bilgisayar programının özelliği nedeniyle mutemet parası adı altında personelden yapılan usulsüz kesintileri, daha sonra da bankaların saymanlık onaylı tahakkuk listelerini istememesi nedeniyle şahsi ve ailevi nedenlerle emekli olan veya ücretsiz izinde bulunan hastane personeli ile o ay hastanede geçici görevli bulunan … Hastanesi anestezi uzman veya teknisyenleri için tahakkuk ettirdiği miktarları, bazı personelin performans puanlarını yüksek göstermek suretiyle meydana gelen döner sermaye ek ödeme fazlalıklarını, yine personel maaş ve diğer ödemelerinden yaptığı küçük miktarlı kesintileri, maaş ödeme anlaşması bulunan bankaya e-mail ile gönderdiği ödeme listelerinde kendi hesabına geçirmek ve ücretsiz izinde bulunan personelden tahsil ettiği, 886,47-TL yi saymanlığa iade etmemek sureti ile meydana gelen toplam 119.046,93-TL yi mal edindiğinin görevin kötüye kullanıldığını kabul edilerek ödendiğini, ayrıca yapılan suiistimallerde bankaların da maaş ödeme dönemleri ve tahakkuk ödeme işlemleri ile sınırlı sorumluluklarının bulunmasından bahisle, 11.707,49-TL genel bütçe ve 103.776,99-TL döner sermaye alacağı olmak üzere toplam 115.484,49-TL kamu alacağının yasal gecikme faizi ile birlikte tahsil edilmesini teminen iş bu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla davanın kabulüne, toplam 115.484,48-TL lik kamu zararı alacağının 107.717,89-TL sinin mutemet … ile birlikte …Bankası A.Ş den, 7.766,59-TL sinin ise yine mutemet … ile birlikte …Bankası A.Ş. den işlemiş ve işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraflara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı …Bankası A.Ş. vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Bankanın Kurum ve personeline karşı hiçbir sorumluluğunun olmadığını, kurumca gerek kendisi gerekse personeli tarafından bankaya bu nedenle herhangi bir talep veya itiraz yöneltilemeyeceği gibi personelinin bu gibi durumlarda vaki olabilecek taleplerine kendisinin muhatap olacağını kabul beyan ve taahhüt ettiğini hüküm altına aldığını, protokolün BK. Hükümlerine düzenlendiğini ve gerek eski B.K. da ve gerekse yeni B.K. da tarafların bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebileceklerine ilişkin hükümlerin yer aldığını, bu itibarla T.C. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulumun müfettişi … tarafından düzenlenen 04/01/2011 tarih ve 61/02 sayılı “Tanzim Raporu” nun netice ve kanaat bildirilen 17. Sayfasının ilk paragrafında yer alan; “Bu bankalarla yapılan maaş ödeme protokolleri incelendiğinde, yürürlükteki diğer mevzuatın uygulanmayacağına dair bir hüküm bulunmadığı gibi suistimale dönük işlemlerden, bordro tahakkukları ile elektronik bilgi aktarımı yoluyla ve disket CD aracılığıyla gönderilen ödeme listeleri arasında yaratılacak farklardan kaynaklanan sorumlulukların nasıl paylaşılacağı hükmüne yer verilmediği görülmüştür.” Değerlendirmesinin geçerli ve doğru olmadığını, dolayısıyla davacının kendi yükümlülüğünde olan kontrol yükümlüğünü davalı bankaya yüklemesi ve bankayı da sorumlu tutmasının sözleşme hükümleri kapsamında ve mevcut banka uygulamaları kapsamında mümkün olmadığını belirterek müvekkil aleyhine çılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekaletin ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı …Bankası A.Ş. vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirtilen 107.717,89-TL lik istirdat talebinin dava konusu zararın hangi aylardaki işlemlerden kaynaklandığını ve usulsüzlüklerin nasıl gerçekleştirildiği hususlarında davacı yandan açıklama yaptırılmasına ve buna ilişkin belgelerin sunmasına ile savunmaları doğrultusunda haksız ve hukuka aykırı açılmış olan davanın reddi ile yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı …’nun sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; üzerine kayıtlı mal varlığı hakkında bilgi talep edildiğini, ancak memuriyetten ihraç edildiği için bir yıldan beri düzenli bir geliri olmadığı gibi üzerine kayıtlı herhangi bir gayrimenkul olmadığını, hiçbir bankada hesabı yada mevduatının da bulunmadığını savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE YAPILAN NİTELENDİRME VE VARILAN SONUÇ:
Talep, …Hastanesinde 1/1/2004-15/9/2010 tarihleri arasında mutemet olarak çalışan veri hazırlama kontrol işletmeni mutemet … tarafından bilgisayar ortamından düzenlenen bordro tahakkuklarında usulsüz tahakkuk fazlalıkları yaratmak suretiyle kendi hesabına geçirdiği ve davalı bankalarında bu zararda kusurlarının bulunduğu iddiasına dayalı bulunmaktadır.
Mahkememizce yapılan ilk yargılama sonunda 11/11/2014 tarihinde … Esas,… Karar sayılı kararla; “Davalılardan… ‘in anılan tarihlerde maaş mutemeti olarak görev yaptığı hususu sabittir. Bakanlık başmüfettişi tarafından tanzim olunan 4/2/2011 tarihli ve 61/02 sayılı tazmin raporunda adı geçen davalının önceleri bilgisayar programının (ZETA) özelliği nedeniyle mutemet parası adı altında personelden yapılan usulsüz kesintilerin, daha sonra saymanlık onaylı tahakkuk listeleri gönderilmeyerek ve diğer şahsi ve ailevi sebeplerle emekli yada ücretsiz izinde bulunan hastane personeli yada o ay hastanede geçici görevi bulunmayan … Hastanesi uzman veya teknisyenleri için tahakkuk ettirdiği miktarları ve ayrıca bazı personelin performans puanlarını yüksek göstermek suretiyle döner sermaye, ek ödeme fazlalıklarını ve personel maaş ve diğer ödemelerinden yaptığı küçük miktarlı kesintileri maaş ödeme anlaşması bulunan bankaya e-mail ile gönderdiği ödeme listelerinde kendi hesabına geçirdiği toplam 119.046,93-TL yi mal edindiği, bunun 3.562,45-TL sini inceleme sırasında ödediği böylece 11.707,49-TL genel bütçe ve 103.776,99-TL döner sermaye alacağı olmak üzere toplam 115.484,48-TL kamu alacağının doğduğu belirtilmiştir. Davalı hakkında yapılan bu tespit ve belirlemeler doğrultusunda hakkında İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla kamu davası açılmıştır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun, 527 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişip 164. maddesinde aylıkların bankacılık sistemi aracılığı ile gerçekleştirilmesi için gerekli düzenlemeleri yapmaya ve tedbirleri almaya Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Maliye Bakanlığı 20/02/2004 tarih ve 25379 mükerrer sayılı R.G. de yayınlanan Aylık ve Ücret Ödemeleri konulu genel tebliğinde bu hususu düzenlemiş ve tebliğin 2. maddesi A, B, C bentlerinde tahakkuk dairelerinin aylıkları banka vasıtası ile ödenecek personel için, banka şubesinin ve düzenleyen dairenin adı, aylığın ait olduğu ay alacaklıların ad ve soyadı ile banka hesap numarası ve ele geçecek net aylık tutarlarını gösteren 5 nüsha liste düzenleneceği ve tahakkuk memuru tarafından onaylanacağı ve listelerin 4 nüshasını verile emri ekli ekinde saymanlığa gönderileceği, bir nüshasının da bordrolarla birlikte tahakkuk dairelerinde saklanacağı belirtilmiş ve ayrıca listelerin saymanlıkça da tasdik edilecek bir nüshasının ise tahakkuk dairelerince saymanlıklardan alınarak personelin cari hesaplarına aybaşı itibariyle kayıt yapılmak üzere ilgili banka şubesine aybaşından en az 4 iş günü öncesinde teslim edileceği belirtilmiştir. Yine E bendi (i/c) fıkrasında yapılan bu düzenlemeyle maaş mutemetliği kamu görevi olmaktan çıkarılmış, istisna kapsamında olmayan tahakkuk dairelerinin, her ne olursa olsun personel aylıklarını mutemetler vasıtasıyla ödettikleri takdirde bu şekilde vasıta kılınan mutemetlerin genel hükümlere göre personelin şahsi mutemeti sayılacağı, doğabilecek soygun ve gasp olayları neticesinde çalınan aylıkların 2. kez ödenmesine ilişin taleplerin bakanlıkça kabul edilmeyeceği hükümlerine de yer verilmiştir. Diğer yandan davacı kurum ile her iki davalı banka arasında Maaş Ödeme Protokolleri imzalanmıştır. Davacı kurum ile …bankası Fındıkzade şubesince imzalanan 21/1/2004 ve 14/2/2006 tarihli protokollerin 2.2 maddesinde; her bir ödeme döneminde, personeline o dönem için yapılacak ödemelerin dökümünü elektronik bilgi aktarımı yoluyla veya disket /cd aracılığıyla maaş ödeme gününden en az 2 iş günü öncesi saat 12:00 a kadar bankanın 1. madde de belirtilen şubesine teslim edeceği kararlaştırılmış ve devam eden maddelerinde de ; bu bilgiler doğrultusunda o döneme ilişkin maaş, ikramiye vs. ödemelerinin kuruluşun yatırdığı tutardan alınmak suretiyle personelin hesaplarına aktarılacağı ve bankanın hiçbir şekilde sorumlu olmayacağı hüküm altına alınmıştır. Keza davacı kurum ile davalılardan Halk Bankası Perpa şubesi ile imzalanan 1/3/2010 tarihli protokolün 4.1 maddesinde de aynı şekilde benzer bir hükme yer verilmiş ve bilgilerin gönderiminde yukarıdaki sürelere uyulmadığı, içeriğinde gerek fiziksel gerekse teknik açıdan problemler olması hallerinde, ücretlerin personel hesaplarına alacak kaydedilmesinden dolayı kurumun bankaya karşı hiçbir itiraz ve talep hakkının bulunmadığı ve yine protokolün 4.2 maddesinde ise; liste toplamları ile personel maaş bilgileri arasında farlılık bulunması halinde bilgilerin düzeltilmesinin banka sorumluluğunda olmadığı ve 7. maddesinde de personel hesaplarına aktarılacak tutarlarda kurum tarafından iletilen bilgiler veya sistem arızaları nedeniyle oluşabilecek hatalardan ‘eksik veya fazla ödemelerden’ bankanın gerek kuruma gerekse personeline karşı hiçbir sorumluluğunun söz konusu olamayacağı kararlaştırılmıştır. Maliye Bakanlığınca yapılan ve yukarıda belirtilen düzenlemenin tarafları bağladığının kabulü halinde bile, bu düzenlemeye uygun olarak saymanlıkça onaylı ele geçecek net tutarları gösteren listelerin davacı kurum tarafından davalı bankalara gönderilmediği, davalı bankalarca da bu hususta bir talep de bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan protokoller uyarınca maaş ödemesinde bulunan bankaların anılan protokol hükümleri kapsamında sorumlu tutulması mümkün değildir. Diğer yandan yapılan ödemelerde saymanlık onayı alınmadığı gibi teftiş raporunda yer verildiği üzere saymalığın ödemelere esas belgelerin kendisine iletilmemesi ve sadece imzalanmış maaş bordrolarına göre onay vermesi karşısında hastane yönetiminin bordroları imzalamakla içeriğinin kontrol edildiği kabulü doğrultusunda saymanlığın da listelere onay vereceği açıktır ve bu husus anılan teftiş raporunda da belirtilmiştir. Zarar miktarının tespiti bakımından İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile ek raporda temin edilmek suretiyle uzman bilirkişi kuruluna inceleme yyaptırılmış buna göre 2008-2010 yıllarına ait kamu alacağı miktarı bakımından Ağır Ceza Mahkemesine sunulan rapor ile kurum tarafından belirlenen miktar arasında bir ihtilaf olmayıp, 2004-2007 tarihlerine ilişkin kamu alacağı miktarına ilişkin ek rapor ile kurum teftiş raporu arasındaki mevcut 46.712,50-TL fark yönünden de değerlendirilme yapılmak suretiyle davalı … nun maaşt mutemetliği yaptığı, Ocak 2004-Eylül 2010 tarihleri arasında gerek maaş ödemeleri ve gerekse döner sermaye, ve döner sermaye ek ödemeleri ile kendisi ve başka personel için yaptığı usulsüz tahakkuklar sonucu toplam 119.046,93-TL tutarında ana para kamu zararına sebep olduğu ve kamu zararının 3.562,45-TL sini denetimler esnasında işlemiş faizi ile birlikte 4.697,11-TL olarak saymanlık hesabına yatırdığı buna göre adı geçen davalıdan tahsili gereken kamu alacağı ana para tutarının 115.484,48-TL olması gerektiği keza davalı bankaların oluşan kamu zararından sorumlu tutulmasına imkan bulunmadığı kanaatine varılarak davanın davalı … yönünden kabulüne, davalı bankalar yönünden yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın davacı vekili ve davalı …Bankası vekilince temyiz edilmesi üzerine kararı inceleyen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15261 Esas, 2016/1662 Karar ve 17/02/2016 tarihli ilamıyla; “1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı …Bankası vekilinin katılma yolu ile temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava; bankacılık sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olup, davacı taraf her iki davalı banka ile ayrı ayrı imzaladığı sözleşme ve protokollere dayalı olarak 3. kişiye yapılan haksız ödemelerin davalı gerçek kişi ile ayrı ayrı bankalardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; ancak her iki davalı banka aleyhine farklı tutarlarda dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yazılı gerekçe ile davalı bankalar hakkında açılan ve yerinde görülmeyen davanın reddine, yargılamada kendini vekilleri ile temsil ettiren davalı bankalar lehine tek ve nispi olarak takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak; somut olayda davalı bankalar arasında zarardan kaynaklanan müteselsil bir sorumluluk olmadığı için, davalı …Bankası yararına anılan davalı açısından reddedilen meblağ üzerinden ayrı vekalet ücretine hükmedilmek gerekirken anılan husus gözetilmeden diğer davalı banka ile birlikte tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı …Bankası lehine bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …Bankası vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA,” şeklindeki kararıyla hükmün bozulmasına karar vermiştir. Davacı vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuşsa da aynı Dairenin 19/11/2018 tarih ve 2016/14157 Esas , 2018/7131 Karar sayılı kararıyla “1-Davacı vekilinin davalı … Bankası A.Ş.’ye yönelik karar düzeltme itirazlarının, talep edilip reddedilen meblağ karar düzeltme sınırının altında kaldığından karar düzeltme dilekçesinin reddine,
2-Davalı …Bankası A.Ş.’ye yönelik karar düzeltme isteğinin HUMK 440. Maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmediğinden reddine” karar vermiştir. Belirlenen duruşma gününde hazır bulunan taraf vekillerinin beyanı alınarak usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Mahkememiz önceki kararına yönelik davacı vekilinin temyiz itirazları “mahkemenin gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre” şeklindeki gerekçeyle reddedilip; davalı …Bankası vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları bozma konusu yapılmıştır. Davalı … yönüyle davanın kabulüne ilişkin verilen önceki karar bozma konusu yapılmayıp bu haliyle kesinleşmiş olduğundan adı geçen davalı yönüyle yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Diğer davalılar … Bankası ve …Bankası yönüyle davanın reddine yönelik verilen önceki kararımızdaki gerekçeyi değiştirecek şekilde dosyaya yeni bir beyan ve belge sunulmaması, kararın Yargıtay’ca yalnızca vekalet ücreti yönüyle bozma konusu yapılmış olması da nazara alınarak aynı yöndeki gerekçeyle adı geçen davalılara karşı açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilince davalı gerçek kişi ile ayrı ayrı bankalardan müştereken ve müteselsilen talepte bulunulmuşsa da, her iki davalı banka aleyhine farklı tutarlarda dava açılmıştır. Davanın farklı bankalarla imzalanan farklı sözleşme ve protokollere dayalı olarak üçüncü kişiye yapılan haksız ödemelerin tahsili istemine ilişkin olması ve bu kapsamda davalı bankalar arasında zarardan kaynaklı müteselsil sorumluluğunun bulunmaması da dikkate alınarak her bir davalı banka yönüyle reddedilen meblağ üzerinden ayrı ayrı hesaplanan vekalet ücreti tayinini de içerir şekilde aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … yönüyle davanın kabulüne ilişkin verilen önceki hüküm bozma konusu yapılmayıp kesinleşmiş bulunmakla bu yönde yeniden HÜKÜM TESİSİNE YER OLMADIĞINA,
2- Davalılar … Bankası ve …Bankası yönünden yerinde görülmeyen davanın ayrı ayrı REDDİNE,
3-Alınması gereken harç yönüyle bozma öncesi kararda hüküm kurulduğundan bu hususta yeniden hüküm tesisine YER OLMADIĞINA,
4-Davacı yanın bozma ilamından sonra yapmış olduğu yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı …bankası tarafından yapılan posta masrafı 147,00-TL ve ve temyiz yoluna başvuru harcı 136,00-TL olmak üzere toplam 283,00-TL masrafın davacıdan alınarak davalı …Bankasına VERİLMESİNE,
6-Davalı … Bankası tarafından yapılan posta masrafı 16,57-TL’ nin davacıdan alınarak davalı … Bankasına VERİLMESİNE ,
7-Davalı …Bankası A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 11.367,43-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak adı geçen davalıya VERİLMESİNE,
8-Davalı … Bankası A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak adı geçen davalıya VERİLMESİNE,
9-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza