Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/8 E. 2022/761 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/8 Esas
KARAR NO :2022/761

DAVA:Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:24/05/2018
KARAR TARİHİ:22/11/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı … San. Tic. Ltd. Şti., tıbbi aletlerin alım, satım bakım ve onarımı konusunda faaliyet göstermektedir. Dava konusu edilen malzeme ve benzerleri, bazı özel veya resmi hastahanelerde ameliyat sırasında kullanılması nedeniyle, talep halinde temin edilmekte ve devamli yeni ve çalışır vaziyette hazır bulundurulmaktadır..Bu faaliyeti sonucunda ya kira yada malzeme bedelini almakta ve bu faaliyetini ‘de ticaret için yapmakta olduğunu, müvekkilinin davalı firma ile bu faaliyeti doğrultusunda, malzemelerini ilgili yerlere götürmesi için kargolarını taşımak üzere sözleşme yaptığını, müvekkilinin, kendisinde olan ve resmi gösterilen ve Hastahanelerde ameliyatlarda kullanılan “ 1 Adet … …” – Cihazın bakımı için 03.04.2018 tarihinde yine 3.4.2018 Tarih ve seri A/ … Nolu sevk irsaliyesi ile birlikte cihazı … Mh. 1419 Cad. 1439 Sk. No:15 … İş Merkezi … adresinde faaliyet: gösteren Mefar Medikal’e gönderilmek üzere … Kargo …/… şubesine sevk irsaliyesi ile aynı tarihi taşıyan davalı şirkete ait … şubesine seri ry sıra … olan ve tarihi 03.04.2018 olan “kargo teslim alma belgesi” ile elektronik malzeme olarak davalı şirketin şubesine teslim edildiğini, müvekkiline ait cihazın bulunduğu … takip numaralı kargo paketi … Kargo firması tarafından 3.4.2018 Tarihinde Teslim Alma belgesinde olduğu gibi 16.40,55 Saat itibari ile sisteme işlendiğini, Kargo takip belgesine göre,Kargo Ankaraya kadar gönderilmiş, ancak kargo yerine ulaştırılamadığını ve kaybedildiğini, 09.04.2018 tarihinde saat 14.55’te davalı firma tarafından kayıp araması başlatıldığını, müvekkili ile … Kargo arasındaki sözleşmeye göre müvekkiline ait kargonun 24 saat içerisinde taşınarak alıcıya teslim edilmesi gerekirken, teslim alınmadan itibaren 9 gün geçmesine rağmen müvekkiline ait kargo alıcıya teslim edilmediğini ve kargonun nerede olduğu da tespit edilemediğini, bu kadar süre beklendikten sonra Müvekkilimiz tarafından 12.04.2018 tarihinde … 6. Noterliğinden … yevmiye numarası ile davalı şirkete gönderilen ihtarnamede, müvekkilinin kaybolan kargonun derhal kendisine ulaştırılarak iade edilmesini, aksi halde ihtarname ekindeki kaybolan malzemenin değerini ortaya koyan teklif mektubuna göre cihazın değerinin 15.000,00 Euro KDV tutarında olduğu ve bu bedelin kendisine ödenmesini, eğer ödenmez ise yasal yollara başvuracağını ihtar ederek temerrüde düşürdüğünü, müvekkilinin kaybolan malzemenin yenisini/aynısı hastahanelerin talebini karşılamak için fatura bedeli ile mecburen satın almış ve neticede kaybolan malzemesi karşılığı müvekkilinin 93.255.95 TL zarara uğramış kendisinden ekstra para çıkışı olduğunu, davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkiline ait kargonun … Kargo firması tarafından kaybedilmesi olayında kargo şirketinin ağır ihmali ve tam kusuru söz konusu olduğunu, müvekkiline izafe edilecek bir kusur söz konusu olmadığını, davalı kargo şirketi, Türkiyenin ulusal ve bilinen bir markası olup, yetkili resmi makamlardan özel yetki belgesi almak suretiyle profesyonel anlamda faaliyet gösteren bir kurum olduğunu, kişiler ve kurumlar,kargo şirketlerinin bu statüsüne güvenerek eşyalarını emanet etmekte olduklarını, kargo şirketlerinin göstermeleri gereken özen yükümlülüğü, sahip oldukları bu statü ve sahip olmaları gereken sistematik organizasyon anlayışının gerektirdiği oranda mevcut olması gerektiğini, anonim şirket çapında, profesyonel anlamda kurumsal olarak eşya taşıma faaliyetinin yürütüldüğü bir işletmenin işleteninin, kendisine teslim edilen bir ürünü teslim alıp muhafaza edememesi, kaybetmesi ve böylece alıcıya teslim edememesi, başlı başına ağır ihmal suretiyle özen yükümlülüğünün ihlali anlamını taşımakta olduğunu, T.T.K. Tacir Olmanın hükümleri m.18/2, “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. “Basiret, tacirin gerek hukuki gerekse fiili muamelelerde göstermesi gereken dikkat, ihtimam ve tedbir demektir. Tacir tüm bu hukuki ve fiili faaliyetlerini yaparken, tiçari hayatın gerektirdiği tüm tedbirleri almak zorunda olduğunu, Davalı kargo şirketinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı fiil ve davranışları neticesinde müvekkilimize ait kargo paketinin kaybedilmesi neticesinde müvekkilinin maddi zarara uğradığını, bu zarara davalı kargo Şirketinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi sonucunda uğrandığı hususlarında şüphe bulunmamakta olduğunu, Yargıtay yerleşik içtihatlarında da bu durumda kargoda kaybedilen ürün bedeli kadar zararın davalı tarafça karşılanması gerektiği yönünde olduğunu, nitekim Yargıtay 11.hukuk Dairesi verdiği bir kararda buna işaret etmekte olduğunu, yukarıda arz ve izah’ edilen nedenlerden dolayı, 93.225,95 TI zararımızın/alacağımızın/Tazminatımızın fatura tarihi olan 16.5.2018 Tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama gider ve ücretin Davalıya yükletilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının bahsini ettiği kargo taşıma sözleşmesi uyarınca davalı müvekkili ve davacı tacir kişiliği haiz olduklarından mezkur sözleşmede yer alan ve tarafları bağlayıcı yetki şartı uyarınca yetki itirazında bulunduklarını, gerçekten de “uyuşmazlık” başlıklı 6. madde herhangi bir anlaşmazlık hali için istanbul mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırıldığını, işbu davanın yetkisizlik nedeni ile usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, göndericilerin içerik beyanları ile bağlı olduklarını, yani taşıyıcıya taşıma konusu yapılacak mail ile birlikte sevk irsaliyesi düzenlenerek verilmedi ise hiçbir taşıyıcının malın içeriğini açmak, kontrol etmek ve malı nitelendirmek gibi bir yükümlülüğü olmadığını, hatta bu durum hem Posta Hizmetleri Kanunu hem de Karayolu Taşıma Kanunu ile yasaklandığını, gerçekten de bir ihbar yahut şüphe bulunmadan kargo paketini açmak mümkün olmadığı gibi, ihbar ve şüphe halinde dahi bu işlem ancak yetkili makamların örneğin kolluğun kontrolü ve denetimi ile yapılabilmekte olduğunu, işbu uyuşmazlıkta halihazırda irsaliye; davacının de elinde bulunan kargo teslim/alındı belgesi olup içeriğinden yine posta hizmetleri kanunu ve karayolu taşıma kanunu uyarında birebir gönderici sorumlu olduğunu, gerçekten anlaşılmadığını, davacının iddialarına dayanak kabul ettiği VUK’un ilgili maddesi hiçbir kargo görevlisine gönderici içerik beyanında bulunmadığı takdirde içeriğini açıp sevk irsaliyesi düzenleme hakkı ve yetkisi tanımamakta olduğunu, bunun kabulü daha en başında taşıma işinin ve özel hayatın gizliliğinin ihlali anlamına gelmekle birlikte zaten irsaliye sayılan kargo teslim alma belgelerinde malın cinsi paket-zarf vb. olarak ve miktarı da desi yahut kg olarak girilmekte olduğunu, dolayısıyla somut olay ve uyuşmazlığın çözümünde ve bugüne dek hiçbir emsal kararda bizzati taraf olduğumuz uyuşmazlıklarda uygulama alanı bulmayan işbu maddeye dayandırılan savunmayı kabul etmediklerini, davacı gönderisi ile birlikte bir fatura yahut kendi deyimi ile sevk irsaliyesi sunmadığı gibi, delillerinde yer verdiği taşıma gününe ait 03.04.2018 tarihli sevk irsaliyesi de, gönderinin içeriğinin iddia edilen içerik olduğunu kanıtlama gücünü haiz olmadığını, zira bu irsaliyede malın değeri dahi yer almamakta ve tamir için gönderildiği ibaresi geçmekte olduğunu, aksi durumun kabulü isteyenin, istediği eşyayı farklı ad ve beyanlarla göndererek haksız ve fahiş tazminatlar almasına yol açacağı gibi, hukuki gerçek ve adalete de hizmet etmeyeceğini, yukarıda izah olunan ve resen dikkate alınacak hususlar doğrultusunda ilk olarak yetki itirazımızın kabulüne ve davanın usulden reddine, ilk cevaplarımızla birlikte işbu dilekçemiz ile ileri sürdüğümüz savunmaların kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, taşıma sözleşmesinden doğan tazminat istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, davalı şirketten kargo işleminin sigortalandığı şirket sorulmuş, dava konusu cihazın parasal değeri ve ikinci el değeri sorulmuş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …
karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine dava dosyası mahkememize tevzi edilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 03/09/2019 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; Tarafların sunduğu itiraz dilekçelerindeki iddiaları göz önünde bulundurularak, tespitlerin sonucunda nihai kararın Sayın Mahkememize ait olmak üzere; Teknik açıdan dava konusu ürünün, Türkiye Distribütor satıcı firmasının bulunduğunu ve piyasa şartlarında kolayca 2.el çalışır olarak bir çok firmadan temin edilebildiği arızalı parçaların onarılabildiği tespit edilebildiğini, ilgili ürünün yetkili birimlerle yapılan görüşmeler neticesinde, cihazın 2.el satış fiyatı yaklaşık TL 10.000(OnbinTürklirası) ile TL 13.500 (OnüçbinbeşyüzTürkLirası) fiyat aralığında olduğu; sıfır değerinin ise 35.750 TL (OtuzbeşbinyediyüzelliTürkLirası) olabileceğinin değerlendirildiğini, taşıma süreci açısından dosyaya sunulanı verilerden, taraflar arasında imzalanması ve kaşelenmesi suretiyle abonman niteliğinde hizmet sözleşmesi olduğunu, söz konusu 12.04.2018 tarihli sözleşmenin örnek niteliği ile dosyaya sunulduğunu, söz konusu tarihin gönderinin taşıyıcıya teslim tarihinden sonrasına ait olduğunu, dosya içeriğine sunulan 03.04.2018 tarihli Kargo Teslim Alma Tutanağı, davalı sistem çıktısı detaylarından dava konusu gerçek zararın ürünlerin kayıp olmasına dayandığının sabit olduğunu, ürünlerin taşıyıcıya sunulduğu tarihte, yine davacı yanca dosyaya sunuları teklif faturası tutarı veya ürün fatura bedeli gibi ürünün maddi değerini belirtilen bir bildirimin taşıyıcıya yapıldığına ve taşıyıcı tarafından bu değerin kayıt altına alındığına dair herhangi bir bulguya rastlanmadığını, davalı tarafın özel bir kargo firması olduğunu, Türk mevzuatında özel kargo şirketlerini kapsayan doğrudan bir mevzuat olmadığını, dolayısıyla Türk Ticaret Kanumnu taşımaya ilişkin hükümleri doğrultusunda dava konusu uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerektiğini, taşıyıcının TTK Md.875/1 uyarınca teslim aldığı ürünlerden sorumlu olduğunu, ayrıca TTK Md.880 kapsamı uyarınca rapor içerisinde yapılan değerlendirmeler neticesinde kayıp olan eşyalara dair gerçek zararın tam zıya durumundan kaynaklandığının değerlendirildiğini, bu sebeple gerçek zararın ürünlerin Md.880/1 uyarınca teslim tarihindeki rayiç bedeline dayanacağını, davacı yanın sunduğu teklif faturası üzerindeki kayıttan ürünün tamir amacıyla Ankara’daki firmaya gönderildiğinin anlaşıldığını, tamir kapsamındaki gönderilerin tersine Lojistik kapsamına giren lojistik faaliyetler olduğu, bu kapsamda yapılan gönderilerde ürünlerin niteliği sebebiyle sıfır olamadığını, kullanılmış ve yıpranma payının olabileceğini, dolayısıyla teknik inceleme sonucunda 10.000 TL-13.500 TL arasında olan ikinci el değerinin gerçek zarar olarak ele alınması gerektiğinin değerlendirildiğini, tutarın netleştirilmesinde nihai kararın sayın mahkemede olduğunu, TTK Md.882/1 uyarınca davalı firmanın sınırlı sorumluluktan yararlanabileceğini, TTK Md.886/1’de belirtilen ve sınırlı sorumluluk hakkının kaybını belirten koşullara dair herhangi bir bulguya rastlanmadığını, pervasız ve kasta eşdeğer harekete dair nihai değerlendirmenin sayın mahkemenizde olduğunu, TTK Md.882/1 uyarnnca 8,33 SDR üzerinden sınırlı sorumluluk üst limiti hesaplandığını, TTK Md.882/4 kapsamında bu tutarın 48,18 TL olarak hesaplandığını, gerçek zarar tutarının bu tutarın çok üzerinde olması sebebiyle taşıyıcıdan tazmin edilmesi gereken tutarın sınırlı sorumluluk üst limiti olarak hesaplanan tutar olması gerektiği, sonuç ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Bilirkişi heyetine Taşıma Hukuku Alanında Uzman Hukukçu Bilirkişi …’in ilavesi ile, Bilirkişi heyetinden alınan 16/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı … San. Tic. Ltd. Şti’nin 03/04/2018 tarihinde … şirketine, … kargo … taşıma no’su ile tamir amaçlı gönderdiği 1 adet… (…) cihazı taşıma sırasında kaybolduğunu; dosyaya sunulan belgelerin incelenmesi neticesinde; söz konusu kaybolan… (…) cihazın ithal bir parça olduğunu, Türkiye Distribütor satıcı firmasının bulunduğu ve piyasa şartlarında kolayca 2.el çalışır olarak bir çok firmadan temin edilebildiği arızalı parçaların onarılabildiği tespit edildiğini, … (…) cihazın dosya üzerindeki belgeler ve Türkiye Satış servisleriyle yapılan görüşmeler sonucu; 1- Gönderilen Parçanın 2.el çalışır bir parça olduğunun kabul edilmesi halinde; … (…) cihazın 2.el satış güncel fiyatı yaklaşık TL 9000(DokuzbinTürklirası) ile TL 12500 (OnikibinbeşyüzTürkLirası) fiyat aralığında olduğunu; Taşıma tarihinde ise bu emtianın 2.el fiyatının 10.000 TL -13.500 TL arasında fiyattan tedarik edilebildiğini, kadri marufundalık değerlendirmesi yapıldığında, TTK m.880 hükmüne uygun zarar tespiti bakımından 03.04.2018 taşıma tarihi dönemi fiyatları gözetildiğinde 11.750 TL (onbirbinyediyüzelliTürklirası) kıymetinin zarar olarak kabul edilebileceğini, 2- Gönderilen parçanın aynı özellikle olan sifir-yeni-hiç kullanılmamış bir emtia olduğunun kabul edilmesi halinde; … (…) cihazın sıfır güncel fiyatı olarak TL 60.000,00 (Altmış BinTürkLirası) olduğu tespit edilmekte olduğunu, zarar ve tazminat konusunda nihai takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere kanaat ve görüşüne varıldığı bildirilmiştir. Taşıma Sürecinde Kayıp Kaynaklı Tam Zayi Sorumluluğu: davacı tarafından dosyada bahsi geçen taşımaya konu ürünün, davalıya Ankara’da yerleşik dava dışı Mefar Medikal firmasına gönderimi için teslim ettiğini, davalı firmanın da ürünü sorunsuz bir şekilde taşıma için teslim aldığını gösteren, davalının …/… Şubesince 03.04.2018 tarihinde … seri/sıra numarası ve 8,56 TL’lik gönderi bedelli Kargo Telsim Alma Belgesinin teslim alınan ürünlerine karşılık düzenlendiği tespit edilmekte olduğunu, bu çerçevede taraflar arasında taşıma sözleşmesinin açık bir şekilde kurulduğunu, davacı firmanın söz konusu ilişkide gönderen, davalı tarafın ise taşıyıcı sıfatına sahip olduğu sabit olduğunu, nitekim bu hususlarda dava konusu olayda herhangi bir itiraz veya uyuşmazlık söz konusu olmadığını, davacının taşımaya verdiği yükü davalı da taşıma süreci sonunda gereği gibi ifa edildiğini ileri sürmekte olduğunu, ancak taşıma süreci sonunda teslim olgusu sabit olmadığını, davalı yan taşımaya aldığı emtiayı KAYIP etmek şeklinde zayi ettiğini, bu durumda; davalının yükü gönderilene teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini, teslimin ancak sigortalı çalışan depo görevlisi, mal teslim yetkilisi ya da ticari temsilci konumunda birine teslim şeklinde ispat etmesi gerektiğini, davalı yanın bu ispat için gönderilen kaşe ve imzası ile teslimi ortaya koyması gerektiğini, böyle bir ispat yoksa kayıp zararlarında artık tam tazminat – emtia kıymeti üzerinden doğrudan zararın tazmini talep edilebileceğinin açık olduğunu, taşınan ürünün tamir amacıyla gönderildiği, yeni bir ürün olarak ele alınamayacağını, niteliğinin kullanıldığını ve ikinci el olması gerektiği anlaşılmakta olduğunu, ayrıca dava konusu zararın ürünün kaybına dayandığını, değerlendirmesi yapılan veriler ile sabit olduğunu, bu noktada ürüne dair gerçek zararın hasara mı yoksa zıya durumuyla mı meydana geldiği madde içerisinde gerçek zarar tespitinde iki temel ayrım olarak görülmekte olduğunu, kayıp olan ürünler alıcısına veya gönderenine herhangi bir sebeple teslim edilemediğini, dolayısıyla varlığı yitirilmesi suretiyle fayda veya işlevinin yerine getirilemediği anlaşılmakta olduğunu; kayıp durumunda gerçek zararın ürünün tam zıyanı kapsamında oluştuğu değerlendirilmekte olduğunu, bu doğrultuda gerçek zarar tespitinde Md.880/1 kapsamındaki hüküm uygulama alanı bulması gerektiğini, davacı vekili, taşınan emtianın fiyatının 10.000 TL -13.000 TL belirlenmesinin hatalı olduğunu, yeni Ürün fiyatının faturada ortaya konulduğunu, davalının sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağı hususları ileri sürüldüğünü, değerlendirildiğinde, tamir edilmek üzere servise gönderilen emtianın baştan kıymetinin – belirlenmesinde — düzenlenen sifir-yeni Üürün faturasına itibar edilemeyeceğini, teknik incelemede belirtildiği gibi taşıma dönemi fiyatları ve güncel fiyatlarda 2.el ürünün ancak 11.750 TL olarak kadri marufunda emtia kıymeti tespit edildiği belirlenmekte olduğunu, sınırlı sorumluluk yönünden tespitlere itirazlar ve atıfta bulunulan Yargıtay kararları da gözetildiğinde, somut olayda davalının doğrudan zararları tam tazmin etmesi gerektiği kanaatimizi yukarıda irdelemiş bulunmakta olduğunu, Davalı vekilim 17.09.2019 tarihli sunulan beyan ve itiraz dilekçesinde, davacının kargo içeriğini eksik beyan ettiğini, davalının sorumluluğu bulunmadığını, yetersiz ambalajlama söz konusu olduğu, davacının bedel tazmini gerektiren koşulların gerçekleşmediğini, talebin haksız olduğu, aksi kanaat halinde sınırlı sorumluluk esasına göre tazminata hükmedilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda olduğu gibi 48,18 TL tazminatla sınırlı sorumluluk söz konusu olduğu hususları ileri sürüldüğünü, değerlendirildiğinde, davalı taşımaya aldığı emtiayı kime ve ne şekilde teslim ettiğini ortaya koyamamakta olduğunu, böylece diğer tüm sebepler bir yana, kayıp olgusu karşısında davalının zararın sebebini iddia ettiği hiçbir sebeple illiyet bağı kuracak şekilde ortaya koymamakta olduğunu, tam zayi zararının sebebi eşyanın kayıp olması gerektiğini, eksik beyan, ambalaj durumu veya sair bir sebep değil, zararırı sebebinin yükün kayıp edilmesi olduğu açık olduğunu, bu durumda, sebebi açıklanamayan ve taşıma sürecinde bir olay veya olguya dayandırılmayan kayıp zararından davalı sorumlu olacağını, yukarıda irdelendiği gibi bu sorumluluk TTK m.886 kapsamında tam tazmin sorumluluğu olacak ve davalı — SDR-özel Çekme — hakki — sinirli. — sorumluluk uygulamasından yararlanamayacağını, SONUÇ: Tarafların sunduğu itiraz dilekçelerindeki iddiaları göz önünde bulundurularak, tespitlerin sonucunda nihai kararın Sayın Mahkememize ait olmak üzere; 1- Taşımaya alınan ve taşıma süreci sonunda gönderilene teslim edilmeyen kayıp cihazın 2. el rayiç bedelin sunulan belgeler ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri de ayrıntılı incelemekle hesaplanması sonucunda 11.750 TL (onbirbinyediyüzelliTürkLirası) kıymetinin taşıma sürecindeki değerlere göre kadri marufunda olduğunu, 2- Sebebi açıklanamayan ve herhangi bir olay veya olguya dayanmayan kayıp kaynaklı tam zayi zararı bakımından davacının davalı kargo taşıyıcısından rayiç değere göre tazmin talep edebileceğini, 3- Sınırlı sorumluluk hesabının kök raporda gereği gibi yapıldığını, ancak somut olayda uygulanabilir olmadığını, ek sonuç ve kanaatleri bildirilmiştir.
Bilirkişi Heyeti Ek raporunun dosya kapsamında karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi rapor ve ek raporunun değerlendirilmesinde;
Taraflar arasında, davacı tarafa ait emtiaların taşınmasına ilişkin kargo sözleşmesi yapıldığı sabit olup, davacı tarafça, davalı tarafça taşınan emtianın kaybedilmesinden dolayı yeniden alınmak zorunda kalındığı ileri sürülerek yeni alınan emtianın bedeli kadar olmak üzere 93.225,95 TL tazminatın fatura tarihi olan 16.5.2018 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiştir.
Davalı tarafça, davanın reddi talep edilmiştir.
Alınan bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç olarak; Tarafların sunduğu itiraz dilekçelerindeki iddiaları göz önünde bulundurularak, tespitlerin sonucunda nihai kararın Sayın Mahkememize ait olmak üzere; 1- Taşımaya alınan ve taşıma süreci sonunda gönderilene teslim edilmeyen kayıp cihazın 2. el rayiç bedelin sunulan belgeler ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri de ayrıntılı incelemekle hesaplanması sonucunda 11.750 TL (onbirbinyediyüzelliTürkLirası) kıymetinin taşıma sürecindeki değerlere göre kadri marufunda olduğunu, 2- Sebebi açıklanamayan ve herhangi bir olay veya olguya dayanmayan kayıp kaynaklı tam zayi zararı bakımından davacının davalı kargo taşıyıcısından rayiç değere göre tazmin talep edebileceğini, 3- Sınırlı sorumluluk hesabının kök raporda gereği gibi yapıldığını, ancak somut olayda uygulanabilir olmadığını, ek sonuç ve kanaatleri bildirilmiştir.
Bilirkişi Heyeti Ek raporunun dosya kapsamında karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın Özel Durumlarda Gönderenin Kusursuz Sorumluluğu başlıklı 864. maddesi aynen; (1) Gönderen, kusuru olmasa da; a) Yetersiz ambalajlamadan ve işaretlemeden, b) Taşıma senedine yazılan bilgilerdeki gerçeğe aykırılıklar ile yanlışlık ve eksikliklerden, c) Tehlikeli malın bu niteliği hakkında bildirimde bulunmamaktan, d) 860 ıncı maddenin birinci fıkrasında belirtilen belge ve bilgilerdeki eksikliklerden, gerçeğe aykırılıklardan, belge ve bilgilerin yokluğundan, kaynaklanan, taşıyıcının zararları ile giderlerini tazminle yükümlüdür. (2) Ancak, gönderenin bu durumlarda sorumlu olduğu tazminat miktarı, gönderinin net olmayan ağırlığının her kilosu için 8,33 Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır. Bu hâlde de 882 nci maddenin dördüncü fıkrası ile 885 ilâ 887 nci maddeler kıyas yoluyla uygulanır. (3) Zararın veya giderlerin doğmasında taşıyıcının davranışlarının da etkisi olmuşsa, tazmin yükümlülüğü ile ödenecek tazminatın kapsamının belirlenmesinde, bu davranışların ne ölçüde etkili oldukları da dikkate alınır. (4) Gönderen tüketici ise, taşıyıcıya karşı ancak kusuru hâlinde ve birinci ile ikinci fıkra hükümlerine göre, zarar ve giderleri tazminle yükümlü tutulur. (5) Tüketici, sözleşmeyi ticari veya meslekî faaliyeti ile ilgili olmayan bir amaçla yapan bir gerçek ya da tüzel kişidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı kanunun Taşıma Süresi başlıklı 873. maddesi aynen; “Taşıyıcı, eşyayı, kararlaştırılan sürede, bir süre kararlaştırılmamışsa şartlar dikkate alındığında özenli bir taşıyıcıya tanınabilecek makul bir süre içinde, teslim etmekle Yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı kanunun devam eden Zıya Karinesi başlıklı 874. maddesi aynen; “(1) Eşya, taşıma süresini izleyen yirmi gün içinde teslim edilmezse, hak sahibi ona zayi olmuş gözüyle bakabilir. Sınır ötesi taşımalarda bu süre otuz gündür. (2) Hak sahibi, eşyanın zıyaı dolayısıyla tazminat alırsa, bunun ödenmesi sırasında, eşyanın daha sonra bulunması hâlinde, derhâl kendisine haber verilmesini isteyebilir. (3) Hak sahibi, eşyanın bulunduğu haberini aldıktan itibaren otuz gün içinde, gerektiğinde giderler indirilmek suretiyle, tazminatı geri ödeyerek eşyanın kendisine teslimini isteyebilir. Taşıma ücretini ödeme yükümlülüğü ile tazminat hakkı saklıdır. (4) Eşya, tazminatın ödenmesinden sonra bulunmuşsa, hak sahibi bundan haberdar edilmesini istemediği veya bulunma haberinden sonra eşyanın teslimine ilişkin istem hakkını ileri sürmediği durumlarda, taşıyıcı, eşya üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı kanunun devam eden Taşıyıcının Sorumluluğu başlıklı 875. maddesi aynen; – “(1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. (2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.(3) Gecikme hâlinde herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir; meğerki, taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı kanunun devam eden Tazminatta Esas Alınacak Değer başlıklı 880. maddesi aynen; “(1) Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. (2) Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir. (3) Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı kanunun Zarar Saptama Giderleri başlıklı 881. maddesi aynen; “Taşıyıcı, eşyanın zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 inci madde uyarınca ödenmesi gereken tazminattan başka, zararın saptanması için yapılması zorunlu olan giderleri de tazminle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı kanunun devam eden Sorumluluk Sınırları başlıklı 882. maddesi aynen; “”(1) Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. 11169(2) Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu ;a) Gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, b) Gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. (3) Taşıyıcının, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır. (4) Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir.” şeklinde düzenlenmiştir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı kanunun devam eden Diğer Giderlerin Tazmini başlıklı 883. maddesi aynen; “Taşıyıcı, zıya veya hasardan sorumlu olduğu hâllerde, 880 ilâ 882 nci maddelere göre ödenmesi gereken tazminatı ödedikten başka, taşıma ücretini geri verir ve taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderleri de karşılar. Ancak, hasar hâlinde, birinci cümle uyarınca yapılacak ödemeler 880 inci maddenin ikinci fıkrasına göre saptanacak bedel ile orantılı olarak belirlenir. Başkaca zararlar karşılanmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı kanunun Sorumluluğu Sınırlama Hakkının Kaybı başlıklı 886. maddesi aynen; “Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan ve karar vermeye uygun bulunan bilirkişi heyeti ek raporuna göre yapılan değerlendirmede;
Davacı … San. Tic. Ltd. Şti’nin 03/04/2018 tarihinde … şirketine, … kargo … taşıma no’su ile tamir amaçlı gönderdiği 1 adet… (…) cihazı taşıma sırasında kaybolduğu, dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinde, söz konusu kaybolan… (…) cihazın ithal bir parça olduğu, Türkiye Distribütor satıcı firmasının bulunduğu ve piyasa şartlarında kolayca 2.el çalışır olarak bir çok firmadan temin edilebildiği, arızalı parçaların onarılabildiği, … (…) cihazın cihazın 2.el satış güncel fiyatı yaklaşık TL 9000(DokuzbinTürklirası) ile TL 12500 (OnikibinbeşyüzTürkLirası) fiyat aralığında olduğu; 03.04.2018 taşıma tarihindeki 2. El piyasa değerinin 11.750 TL (onbirbinyediyüzelliTürklirası) olduğu, hiç kullanılmamış bir emtia olduğunun kabul edilmesi halinde; … (…) cihazın sıfır güncel fiyatının TL 60.000,00 (Altmış BinTürkLirası) olduğu; Davacı tarafından, davalıya, dava konusu taşımaya konu ürünün, Ankara’da yerleşik dava dışı Mefar Medikal firmasına gönderimi için teslim edildiği, davalı firmanın da ürünü sorunsuz bir şekilde taşıma için teslim aldığı, bu çerçevede taraflar arasında taşıma sözleşmesinin açık bir şekilde kurulduğu, davacı firmanın söz konusu ilişkide gönderen, davalı tarafın ise taşıyıcı sıfatına sahip olduğunun sabit olduğu, nitekim bu hususlarda dava konusu olayda herhangi bir itiraz veya uyuşmazlık söz konusu olmadığı;
Davalı tarafça, taşımanın taşıma süreci sonunda gereği gibi ifa edildiğinin ileri sürüldüğü, ancak taşıma süreci sonunda teslim olgusunun ispatlanamadığı ve davalı yanca taşımaya alınan dava konusu emtianın kayıp edilmek suretiyle zayi edildiği;
Taşınan dava konusu ürünün tamir amacıyla gönderildiği, yeni bir ürün olarak ele alınamayacağı yeni ürün faturasına itibar edilemeyeceği;
Davalının taşımaya aldığı emtiayı kime ve ne şekilde teslim ettiğini ispatlayamadığı, zarara davacının kusurunun neden olduğuna dair eksik beyan, ambalaj durumu veya sair bir sebebin bulunmadığı, bu yönde bir davalı ispatının bulunmadığı, zararın sebebinin dava konusu emtianın davalı tarafça kaybedilmesi olduğu, davacının bunda ağır kusurunun bulunduğu, bu kapsamda davalının SDR-özel Çekme hakkı sınırlı sorumluluk uygulamasından yararlanamayacağı anlaşılmakla ve değerlendirilmekle, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında, davacının, davalıdan Taşımaya alınan ve taşıma süreci sonunda gönderilene teslim edilmeyen kayıp cihazın taşıma tarihindeki 2. el rayiç bedeli olan 11.750 TL (onbirbinyediyüzelliTürkLirası) tazminat talep edebileceği, temerrütün dava tarihinde oluştuğu, tarafların tacir olması karşısında dava tarihinden itibaren avans faizi talep edilebileceği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm bu nedenler ile davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 11.750,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesap olunan 802,64-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 1.592,58-TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 789,94-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬‬
3-Davacının yaptığı başvurma harcı 35,90 TL, bilirkişi ücreti 2.600,00 TL, tebligat gideri 241,50 TL toplam 2.877,40 TL’nin kabul red oranına göre hesaplanan 362,54 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlasının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4- Davalının yaptığı 100,00-TL tebligat giderinin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 87,40-TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3 maddesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022

Katip ..
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır