Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/757 E. 2021/841 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/757 Esas
KARAR NO :2021/841 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/12/2019
KARAR TARİHİ:29/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında süregelen bir ticari iş ilişkisi olduğunu, bu ticari ilişkide davalı davacı şirkete cari hesapta 30.135,87 TL borcu bulunduğunu, icra takibi öncesi davalı müteaddit taleplere rağmen borcunu ödememekte ısrar ettiğini,
Bunun üzerine alacağını tahsil edemeyen davacı şirket tarafından davalı aleyhine icra takibi aşlatıldığını, davalıya ödeme emri tebliğ edildiğini ve davalı haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini ve icra müdürlüğü tarafından işbu itiraz üzerinden takibin durdurulduğunu, Davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının haksız olarak borcunun inkar etmesi sebebiyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere aleyhine tazminata mahkum edilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesi talep ve dava etmistir.
SAVUNMA :
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı; Ancak “Davanın esasına ilişkin beyanlarımızın sunulmasından ibarettir” konulu 04.08.2021 tarihli dilekçede; davacı tarafın iddialarının aksine müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığı, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına dayanak olarak gösterilen faturaların müvekkiline tebliğ edilmediği, faturaların teslim alan ve teslim eden kısımları boş bulunduğu, hukuki dayanaktan yoksun, haksız kazanç sağlamaya yönelik huzurdaki davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, taraflara ait BS ve BA kayıtları, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası mündericatı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 30.135,87 TL Asıl alacak ve 1.288,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam; 31.423,87-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durdurduğu görülmüştür.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden tanzim olunduğu iddia olunan faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü gereği iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Davaya konu somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın; ticari ilişkiye istinaden düzenlenen faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağı nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin olması hasebiyle, davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, alacaklı olarak gözükmesi, davalıdan alacağı bulunduğunu göstermeyecektir (Yargıtay 19. H.D. 09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Diğer yandan, fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacaktır (Yargıtay 19. H.D. 06/06/2018 tarih ve 2016/18445 Esas-2018/3268 Karar sayılı kararı).
Yine faturanın davalıya tebliğ edilmiş olması da, malın davalıya teslim edildiğinin belgesi değildir. Bu durumda malın teslimi konusunda ispat külfeti davacı yanda olup teslimi usulüne uygun teslim belgeleri ile kanıtlanmalıdır (Yargıtay 19.H.D.09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve mahkememizin 22/02/2021 tarihli ara kararı ile; “İddia, savunma, toplanan tüm deliller ile davacı tarafın ilişki dönemini kapsayan ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı yanın icra takip tarihi itibariyle davalı yandan alacağı (asıl alacak ile dava konusu edilmiş olması halinde işlemiş faiz ve diğer fer’iler de değerlendirilerek) olup olmadığı ve miktarının saptanması, taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi noktasında ve ayrıca iddia ve savunma kapsamında taraflarca var ise bilirkişi incelemesinde cevaplandırılması istenilen hususları kapsar şekilde, alacak- borç durumuna ilişkin dayanak kayıtların suretlerinin de eklenmesi suretiyle ayrıntılı ve denetime elverişli rapor tanziminin istenilmesine” karar verilmiş ve rapor alınmıştır.
SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 26/05/2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle de; “Davacı şirketin ticari defterlerinin 6102 Sayılı Ticaret Kanunun 64 ve 213 sayılı V.U.K. ilgili hükümleri gereğince yasal ve usulünce tutulmuş olduğu, Ticari defterler ve dayanağı belgeler olan yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85 md ve HMK 222. maddesi gereğince delil niteliğine haiz olabileceği kanaati oluştuğu, davacının icra takibine ve davaya konu etmiş olduğu faturaların ticari defterlerinde, tek Düzen Hesap Planına ve Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliğlerine uygun olarak cari hesap hareketleri 120 Alıcılar hesabı ile ….. takip ettiği ve 22.853,12TL alacaklı olduğunun görüldüğü, davacı tarafın cari hesap alacağına konu faturalarını incelemeye ibraz etmiş olduğu, faturalarda teslim eden teslim alan kısımlarının boş olduğu, söz konusu faturalarda imza edenlerin bilgisinin faturalarda yer almadığı incelemeye sevk irsaliyesi ibraz edilmediğinin görüldüğü, tarafların vergi dairelerinden 2017-2018 yılına ait BA-BS formlarının celp edildiği, davacının ilgili yıllarda davalıya satıs yaptığını bildirdiği tutarlar KDV hariç 5000 TL’nin altında olduğundan BA-BS Formlarında bildirim yapılmadığı, Sonuç olarak; dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının 30.135.87TL tutarlı Cari Hesap Alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı tarafından Cari Hesap Alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas numarası ile 29.01.2018 tarihinde Takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacının 2017 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, bu husustaki Nihai Takdirin mahkemeye ait olduğu, davacının faturalardan bakiye cari hesap alacağına esas teşkil eden faturaların dosyaya sunulmuş olduğu, davalı adına tanzim edilen mübrez faturaların açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde usulüne uygun olarak tanzim edildiğinin görüldüğü, cari hesaba konusu faturalara icra takibinden önce davalının herhangi bir itirazının bulunmadığı görülmekle, Davalı yanın Faturalar yönünden borcunun olmadığının ispata muhtaç olduğu, davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu faturadan dolayı davacının takip tarihi (29.01.2018) itibariyle davalı yandan 22.853,12 TL Alacaklı olduğu, ancak davacı tarafından 29.01.0218 tarihinde başlatılan takipte 30.135,87TL üzerinden yapıldığı görülmüş ise de davacı tarafından sunulan cari hesap ekstresinde 2017 yılında 22.853,12 TL tutarında alacak bakiyesi görüldüğünün tespit edildiği, davalı yanın 10.03.2021 tarihli incelemeye katılmadığı, ticari defter ve belge ibraz etmediği, davacı tarafın takip tarihi (29.01.2018) itibariyle kendi ticari defterlerinde davalı taraftan cari hesap olarak 22.853,12 TL Alacaklı olduğu, tüm bu hususlar dikkate alındığında, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak 22.853.12TL tutarında alacaklı olduğu, alacağın cari hesaba dayanması sebebiyle borçluyu temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmadığından davacının takipten önce işlemiş faizde bulunamayacağının değerlendirildiği, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği kanaatine varıldığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi raporunun denetlenmesinde de, hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere, yapılan mali tespitler bakımından ayrıntılı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden tanzim olunduğu iddia olunan faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü gereği iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine 30.135,87 TL Asıl alacak ve 1.288,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam; 31.423,87-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalın süresinde asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkememizce bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulduğu, dosyaya celp olunan kayıtlar ile davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve rapor alındığı, alınan rapor sonucu; az yukarıda yazılı hususların tespit edildiği, tespit edilen hususlar kapsamında yapılan değerlendirmede de; dava konusu uyuşmazlığın; ticari ilişkiye istinaden düzenlendiği iddia olunan faturadan kaynaklanan cari hesap alacağı nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin olduğu, bu haliyle de; davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, sadece fatura düzenlenmiş olmasının tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacağı, davacı defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş olması, hukuki ilişkinin varlığını gösterir ise de; alacağın varlığını ispat için tek başına yeterli olmadığı, davacı defterinde kayıtlı faturaların davalı tarafa tebliğ edilmesi, 8 gün içinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi halinde, fatura içeriği kabul edilmiş sayılırsa da (davamızda faturaların davalı yana tebliğ edilmediği anlaşılmıştır); fatura içeriği teslimi kapsamadığından ve davalı tarafça da teslim ve alacak iddiası inkar edildiğinden, faturaya konu ürünlerin teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğünün, iddia eden davacı tarafa ait olduğu, ancak davacının icra takibi dayanağı yapılan faturadaki malın teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispat edemediği, ancak davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olması hasebiyle, mahkememizin 05/07/2021 tarihli celsesinin bir nolu ara kararı gereği davacı vekiline; “…dava ve takip konusu cari hesap alacağına ilişkin olarak yemin deliline başvurup başvurmayacağı konusunda beyanda bulunmak yemin deliline başvuracak ise usulüne uygun yemin metnini hazırlayıp mahkememize sunmak ve davalı asile tebliğ ettirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine …” karar verildiği, davacı vekili tarafından yemin deliline dayanıldığı ve yemin metninin mahkememize sunulduğu, davalı asile tebliğ edildiği ve davalı yanca 29/11/2021 tarihli celsede; “Davacı … ve Tic.Ltd.Şti ‘ne dava ve takip konusu yapılan cari hesap alacağı olan 30.135,87 TL borcum olmadığına namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum” şeklinde yeminin ifa edildiği anlaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL ret karar ve ilam harcından peşin alınan 357,53 TL harcın mahsubu ile arta kalan 239,23 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı yanca yapılan masrafların, davacı yan üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.520,38 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-HMK 120. maddesi gereğince varsa taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
8-…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸