Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/746 E. 2019/1083 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/481 Esas
KARAR NO : 2019/854

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 07/01/2015
KARAR TARİHİ : 19/11/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “İtirazın İptali” davasının yapılan yargılaması sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 19/09/2008 tarihli sözleşme gereği müvekkili şirketin davalıya hizmet verdiğini, davalı yanca sözleşmenin gerekçesiz olarak feshedildiğini, 28/02/2011 fesih tarihi itibariyle ödenmeyen alacakları yönünde fatura düzenlendiğini, ödenmemesi üzerine de icra takibi yapıldığını, yapılan takibe davalı yanca haksız yere itiraz edilldiğini, haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yan vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıdan teknik, deneti , danışman vs.hizmetleri ile ilgili olarak 2008 yılından itibaren hizmet aldığını, sözleşmeyi feshetme kararı aldıklarını, sözleşmenin ayakta olduğu dönemde bütün borçlarının ödendiğini, faturanın temerrüt faizi faturası olduğunu ve hiçbir dayanağı olmadığını ve bu faturalara kdv de eklenemeyeceğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşme ilişkisi kapsamında ödenmeyen temerrüt faizine yönelik alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce dava dosyasına ilişkin … Esas- Karar numarasıyla verilen kararda; Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır. Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.Buna göre somut olayda hukuki ihtilaf hizmet verilmesi nedeniyle fesih tarihi itibariyle davacının davalıdan faiz alacağı bulunup, bulunmadığı noktasındadır.Akdi ilişki ve akdi ilişkinin sonlandırıldığı hususu uyuşmazlık konusu değildir.Sözleşmenin 7.j maddesi uyarınca sözleşmeden doğan her türlü ödemenin her ayın son mesai gününü takip eden üç iş günü içinde ödeneceği, aksi takdirde temerrüt faizi talep edileceği hususunun kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası dosyamız kapsamına sağlanmış ve incelenmesinde; alacaklının davacı, borçlunun davalı olduğu fatura ve cari hesaba dayalı olarak genel haciz yolu usulüne göre takip yapıldığı, borçlu davalıya ödeme emrinin 25/02/2011 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalının da 03/03/2011 tarihinde itiraz ettiği, buna göre gerek itirazın ve gerekse davanın yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davacının TTK’ nun 70-72 ve 82. Maddelerine (Yeni TTK.64-65 ve 82.) göre 2009-2011 takvim yılına ait yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin Noterlikçe yasal süresinde yapıldığı ve yine aynı takvim yılına ait kapanış tasdiklerinin de yasal süresinde yapıldığı davacı şirketin ticari defterlerinin Ticaret Kanunu’nun emredici hükümlerine göre lehine delil teşkil ettiği anlaşılmıştır. Sözleşmeye göre; verilen hizmet faturalarının davalı yanın kabulünde olduğu ancak zamanında ödeme yapılmadığı nedenle sözleşmenin 7.j ve 7.k maddeleri uyarınca faiz talep edebileceği buna göre hesaplanan faiz alacağının 31.787,02 TL , ihtarname masrafının 116,52 TL olmak üzere 31.903,54 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.Faiz alacağı olması nedeniyle mürekkep faiz istenemeyeceği nedenle takipten sonra faiz uygulanmaması gerektiğine de karar verilmiştir. Sözleşme maddesi uyarınca takip dayanağı alacak hesaplanabilir bir likit alacak olması nedeniyle icra inkar tazminatına da karar verilmiştir. şeklindeki gerekçeyle danın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Verilen karar davalı yanca temyiz edilmesi üzerine kararı inceleyen Yargıtay 23.Hukuk Dairesi tarafından kararımız bozulmuş ve Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 06.03.2014 tarih ve 2013/8548 Esas ve 2014/1647 Karar sayılı bozma ilamı usul ve yasaya uygun bulunmakla; uyulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamında; “…. sözleşmede asıl borç tutarı ihtirazi kayıtsız ödendikten sonra faizin de ayrıca istenebileceğine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığından asıl borcun ihtirazi kayıtsız ödenmesi halinde faiz ve diğer ferilerin de düşeceği hükmü karşısında davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden ..” . bahisle ..bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulmuş; ancak davacı yanın ” müvekkilinin para ödendiği anda ihtirazi kayıt koyma imkan ve ihtimali bulunmadığı” yönündeki iddiaları da ayrıca araştırılmıştır. Bozma sonrası yapılan değerlendirmede; Davacı adına gelen havalenin bulunduğu hesabı yöneten banka olan …Bankası’na bu husus sorulduğunda verilen 04/06/2015 tarihli cevabi yazıda “…. gelen havale üzerine ihtirazi kayıt işleminin yapılabileceği bir alt yapının ve sistemin bankada bulunmadığı…” bildirilmiştir. Aynı hususta bankacı bilirkişi mütalaası da alınmış ve mütalaasında “….genel anlamda bankacılık sektöründe sistemde hesaba gelen havalenin ihtirazi kayıt ile hesaba geçmesine elverişli bir sistemin olmadığı, bunun için ancak hesap sahibinin bankaya önceden özel bir talimat vermesi gerektiği….” beyan edilmiştir. Davacıya makbuz karşılğı veya yüz yüze olunan bir ortamda yapılmış bir ödeme olmayıp, banka hesabına gönderilen bir havale sözkonusudur.Bu durumda bankadan gelen yazı cevabına göre ilgili bankanın altyapısında ihtirazi kayıt koymaya elverişli bir sistem de bulunmadığı ilgili bankaca bildirilmiştir. Bu hale göre davacının asıl alacağı hesabına havale yolu ile aldığında ihtirazi kayıt koyma imkaan ve olanağı bulunmadığına göre artık alacağın ferileri ve faizinden vazgeçtiğinin kabulü somut olaya ve yasa maddesinin düzenleniş amacına uygun düşmediğinden yeniden yapılan ek inceleme ve değerlendirilen yeni veriler ışığında davanın yine kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememize verilen 13/07/2017 tarihli … esas … Karar sayılı karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 23. HD 31/10/2018 tarihli 2016/682 Esas 2018/5053 Karar sayılı kararı ile mahkememiz hükmünü; “…Faiz, asıl alacağın bir bölümü olmayıp, asıl alacağa bağlı fer’i nitelikte bir haktır. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 113. maddesi (6098 sayılı TBK’nın madde 131) uyarınca, asıl alacak sona erince fer’i haklar da sona ermiş sayılır. Faiz, asıl alacağa bağlı olmasına rağmen, asıl alacaktan ayrı olarak dava veya takip konusu edilebilir. Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına engel teşkil etmez. Ancak, faiz isteğinin ayrı bir davaya konu yapılması halinde, dava tarihi itibariyle asıl alacağın ödenmemiş olması, ödenmiş ise ihtirazi kayıt konulması şarttır. Aksi halde faiz alacağı da sona ermiş sayılır. Tarafların imzaladığı güvenlik hizmetleri sözleşmesi uyarınca devamlı ilişkide olan tacir oldukları ve bu ilişkinin devamı süresince basiretli tacir gibi hareket etmeleri gerektiği ticaret kanunu gereğidir. Bu itibarla davacının sözleşme konusu edimi kabul ederken özel olarak talimat vermek suretiyle ihtirazı kayit koymadığı göz önünde bulundurulduğunda, davacının sözleşmenin feshinden sonra ayrıca gecikme faizi istemesi mümkün olmayacağından, aksi değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle bozmuştur.
Usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur. Yargıtay 23 HD’ nin uyulan kararında belirtildiği üzere; Borçlar Kanunu’nun 113. maddesi (6098 sayılı TBK’nın madde 131) uyarınca, asıl alacak sona erince fer’i haklar da sona ermiş sayılır. Faiz, asıl alacağa bağlı olmasına rağmen, asıl alacaktan ayrı olarak dava veya takip konusu edilebilir. Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına engel teşkil etmez. Ancak, faiz isteğinin ayrı bir davaya konu yapılması halinde, dava tarihi itibariyle asıl alacağın ödenmemiş olması, ödenmiş ise ihtirazi kayıt konulması şarttır. Aksi halde faiz alacağı da sona ermiş sayılır. Taraflar arasında güvenlik hizmetleri sözleşmesi imzalanmıştır. Süregelen sözleşme ilişkisi kapsamında devamlı ilişkide bulunan tarafların, akdi ilişkinin devamı süresince basiretli bir tacir gibi hareket etmeleri ticaret kanunu gereğidir. Bu itibarla davacının sözleşme konusu edimi kabul ederken özel olarak talimat vermek suretiyle ihtirazı kayıt koyması gerekirken bu yükümlülüğünü yerine getirmediği hususu göz önünde bulundurulduğunda, davacının sözleşmenin feshinden sonra ayrıca gecikme faizi istemesi mümkün olmayacağından davacının davasının reddine karar verilmesi gerekmiş, diğer yandan taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine istinaden takip başlatılmış olmakla davacı- alacaklının kötüniyetinden bahsedilemeyeceğinden yasal şartları oluşmayan davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm fıkrası tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
2-Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 336,30 TL’ den mahsubu ile davacı tarafından fazla yatırılan 291,90 TL’ nin karar kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya İADESİNE, mahsup edilen 44,40 TL’ nin ise HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 188,00 TL müzekkere ve davetiye posta masrafından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.095,78 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
7-HMK 120 maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların karar kesinleştiğinde ilgililere İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzene karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …