Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/744 E. 2022/80 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/744
KARAR NO :2022/80

DAVA: ALACAK
DAVA TARİHİ:10/03/2016
KARAR TARİHİ:17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketçe düzenlenen faturalarda kayıp bedelleri gizlediğinden, davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, müvekkili şirketin imzaldığı abonelik sözleşmeleri uyarınca, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete elektrik satımı yapılmakta olduğunu, her ay faturaların düzenli olarak ödendiğini, ancak davalı şirketin müvekkili şirketten haksız olarak alınan trafo kaybı, kayıp kaçak bedelinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 607.039,41-TL’nin, ihtarnamenin keşide tarihi olan 01/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizinin davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında yapılan yetki sözleşmesi uyarınca uyuşmazlıkların çözümünde yetkili mehkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davanın yetkili mahkemede açılmamış olduğunu, müvekkili şirket yönünden davanın tefrikiyle, davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, dava konusu bedelin belirlenebilir nitelikte olduğunu, bu bedellerin belirsiz alacak davasıyla talep edilmesinin mümkün olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesini, davacının, dava konusu faturalara itiraz etmemesi nedeniyle faturaları kabul etmiş sayılacağını, dava konusu bedelleri talep edebilmek için öncelikle elektrik faturalarının ödendiğinin ispatı gerektiğini, ancak davacının bu hususta herhangi bir delil sunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/12/2015 tarihli, … esas ve… karar sayılı yetkisizlik kararı ile ve süresinde talep üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememizin 27/10/2016 tarihli, … esas ve … karar sayılı kararı ile; “6446 sayılı EPDK Kanunda değişiklik yapan 6719 sayılı kanunun 21 maddesi ile yine aynı kanunla eklenen geçici 20 maddesi hükmü dikkate alınarak davanın bu nedenle REDDİNE” karar verilmiş, verilen kararın davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2019 tarih ve 2018/245 Esas, 20191765 Karar sayılı ilamı ile; “Davacının özel trafolu abone olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Diğer yandan, davacının, trafo kaybı olarak tahsil edilen bedellerin haksız alındığına ilişkin talebi teknik yönden incelemeyi ve mevzuat hükümleri yönünden de değerlendirme yapılmasını gerektiren bir taleptir.Mahkemece, talebin bu husustaki niteliğine rağmen, teknik konularda ve mevzuat yönünden herhangi bir inceleme yaptırılmamış, bu alacak kaleminin 6719 sayılı kanun ile yapılan değişiklik ve 6446 sayılı kanun kapsamında sayılan maliyet kalemi olup olmadığı değerlendirilmemiş bu hususta bilirkişi raporu alınmamıştır. Davacıdan tahsil edilen trafo demir kaybı bedellerinin tespiti ile birlikte , bu bedellerin alınıp alınamayacağı yönünden ayrıca bir değerlendirme yapılması gereklidir. O halde, mahkemece, trafo demir kaybı yönünden özel trafolu abone olup olmadığı belirlenerek, alanında uzman üç kişilik heyetten belirtilen hususları içerir somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak,trafo ve demir kaybının ne olduğu, ne şekilde oluştuğu, yasa kapsamında olup olmadığı ve değilse miktarı konusunda ilişkin teknik olarak açıklamayı içeren, fatura düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılarak,teknik bilgi de içeren, denetime elverişli rapor alınması zorunludur. Bu itibarla bu konuda, davanın esasına ilişkin delillerden olan bilirkişi incelemesi yaptırılmamasının HMK nun 353/1-a-6. maddesine aykırılık oluşturduğu kanaatine varılmakla, davacının istinaf talebinin bu sebeple kısmen kabulü ile kararın kaldırılması ve yeniden yargılama yapılmasının temini için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, karar şekline göre, davacının sair ve davalının istinaf başvurularının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmesi üzerine Mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, davacı elektrik abonesinden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedeller ile trafo kaybı adı altında tahsil edilen bedellerin haksız tahsil edildiğinden bahisle istirdat talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce davalı şirketin ticaret sicili kayıtları, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/08/2019 tarih ve 2019/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı, … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 03/02/202166 tarih ve 2020/1688 Esas, 2021/202 Karar sayılı kararı, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/04/2021 tarih ve 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı, … 40. Noterliği’nin 01/12/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, taraflar arasında düzenlenen 01/04/2013 tarihli elektrik enerjisi satış sözleşmesi, dava konusu faturalar, EPDK’nın 28/12/2020 tarihli ve … sayılı kurul kararı ile ilgili yazıları dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davacı tarafın kayıp kaçak bedelinin istirdadı talebi yönünden yapılan incelemede; 30/03/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğü giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda, (davanın açılmasından sonra 17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren) 6719 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler kapsamında; 6719 sayılı Kanunun 15. maddesi ile; 6446 sayılı Kanunun ‘Tanımlar ve Kısaltmalar’ başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasına (şş) bendi eklenmiş ve anılan bendde; (“şş) Teknik ve teknik olmayan kayıp: Dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen; teknik kayıp ve/veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik bir sebebe dayanmayan kaybı, ifade edeceği hükme bağlanmıştır. Yine 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı Kanunun 21.maddesi ile, 17.maddenin 4.Fıkrasında; ((4) İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar..,) hükmüne yer verilmiş, 17. maddeye eklenen 10 fıkra hükmünde de; (“(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Keza 6719 sayılı Kanunla 6446 sayılı Kanuna eklenen Geçici 20.madde de; ((1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.”) hükmü getirilmiştir. 6446 sayılı Kanunda yapılan ve yukarda yer verilen 6719 sayılı Kanun değişikliği ile; Kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanıp Kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp-kaçak, perakende satış hizmet maliyeti vb gibi Kanunda sayılan kalemler bakımından 17.maddeye eklenen 10 fıkra hükmü ile; mahkemece yapılacak incelemenin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk ile sınırlı olduğu ifade edilmiş ve yine eklenen Geçici 20. maddede de; bu hükmün (17/10.madde hükmünün) mevcut davalara da uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Bu itibarla, davada; tahakkuk ettirilen ve dava konusu edilen bedellerin Kurum düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu ileri sürülmemiş, bu alacak kalemlerinin tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğu iddia edilmiş olmakla, Kurum düzenleyici işlemlerine aykırılık bulunduğu yönünde bir iddia mevcut olmadığından, 6446 sayılı Kanunun 6719 sayılı Kanunla değişik 17.maddesi 10 fıkra hükmü ve Geçici 20. maddesi doğrultusunda davanın reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacının diğer özellikle trafo kaybı adı altında alınan bedellerin istirdadı yönünden yapılan incelemede; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2019 tarih ve 2018/245 E., 2019/1765 K. Sayılı kararında da belirtildiği üzere bu yöndeki talep dosya kapsamında teknik inceleme yapılmasını gerektirir nitelikte bir taleptir. Bu anlamda Mahkememizin 24/11/2021 tarihli ara kararı ile bilirkişi incelemesi yapılmasına ve gerekli bilirkişi ücretinin davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde yatırılmasına karar verilmiş, söz konusu ara kararı davacı vekiline 01/12/2021 tarihinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesine rağmen davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmamış olduğu anlaşılmıştır. Yine davacı vekili 17/02/2022 tarihli duruşmada, ücreti yatıramadıklarını, mevcut delil durumuna göre karar verilmesini istediklerini belirtmiştir. Davacının trafo kaybı bedeline yönelik talebi teknik incelemeyi gerektiren bir talep olup, bu yönde inceleme yapılmasına yönelik olarak kurulan ara kararı gereğince davacı tarafça, verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmamış olması, davacı vekilinin mevcut delil durumuna göre karar verilmesini talep etmiş olması da dikkate alınarak, davacı tarafın mevcut delil durumu itibariyle bu yöndeki iddiasını ispat edemediği sonucuna varılarak, davacının bu yöndeki taleplerinin de reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle Mahkememizce daha önce verilen karar, karara karşı yapılan istinaf başvuruları, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2019 tarih ve 2018/245 E., 2019/1765 K. Sayılı kararı içeriği, istinaf incelemesinin yapılmış olduğu hususlar, tarafların kazanılmış hakları, kayıp kaçak bedeli ile, trafo kaybı bedeli miktarı yönündeki dava dilekçesindeki talepler, kayıp kaçak bedeline yönelik talebin (anılan kanun değişikliği öncesinde) istenebilir nitelikte olmasına karşın, davanın açılmasından sonra yapılan kanun değişikliği ile istenmesi mümkün olmadığından, davanın açıldığı tarih itibarıyla haklılık durumu ve davadan sonra yapılan ve yürürlüğe giren kanun değişikliği karşısında, bu yöne ilişkin olarak davacı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiği hususları hep birlikte değerlendirilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin alınan 10.366,72-TL’den mahsubu ile fazladan yatan 10.286,02-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafın kayıp kaçak bedeli yönündeki talebine ilişkin olarak kanun değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-6Trafo kaybı bedeline yönelik talep bakımından, davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının, kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere herhangi bir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır