Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/732 E. 2023/549 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/732 Esas
KARAR NO :2023/549 Karar

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/03/2019
KARAR TARİHİ:19/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete sağlık sigortası ile sigortalı olan dava dışı …’in 16/05/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda yaralanarak tedavi gördüğünü, dava dışı sigortalının 41.300,00-TL tutarındaki tedavi masraflarının müvekkili şirket nezdindeki sigorta poliçesinden karşılandığını, 6762 sayılı TTK’nın sigortacının halefini düzenleyen 1472. maddesi gereğince müvekkili şirketin sigortalının halefi olduğunu, davalılardan ödenen bedelin rücusunun talep edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, dava değerinin 1.752,30 TL’lik kısmının …, 39.548,10 TL’lik kısmının ise diğer davalılardan avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Usüle ilişkin olarak görev itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; davacı sigorta şirketi tarafından halef sıfatı ile ödendiği iddia edilen tedavi giderlerinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, zira kazanın 6111 sayılı yasa yürürlüğe girdikten sonra meydana geldiğini, yasa kapsamında söz konusu tedavi giderleri müvekkili tarafından karşılanacaksa neden hastaneye davacı tarafından ödemeler yapıldığını, davacı bu kapsamdaki tedavi giderlerini söz konusu özel hastane tarafından müvekkili kuruma fatura edilmek suretiyle tahsili yerine sigorta şirketine özel sağlık sigortası kapsamında fatura etmesi, sigorta şirketinin ise … karşılaması gerektiğini ifa ettiği tedavi giderlerini kendinin ödememesi gerektiği halde bu bedelleri hem ödeyip hem de müvekkiline rücu edilmesinin kabul edilemeyeceğini, müvekkili kurumun sorumlu olacağının kabul edilmesi halinde bilirkişi tarafından yapılacak SUT kapsamında hesaplamalar oranında müvekkili kurumun sorumlu tutulması gerektiğini belirterek; davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Usül yönünden görev ve zaman aşımı itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; kusur durumunun tespitinin gerektiğini, tedavi gideri tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, faizin hatalı talep edildiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini belirterek; davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde, davalılar duruşmaya gelmememiş, cevap ve delil bildirmemiş ve bu nedenle davacının iddialarını reddetmiş kabul edilmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyanın incelenmesinde; davanın ilk olarak, …. Tüketici Mahkemesinde açıldığı, ilgili mahkemenin … Karar ve 22/10/2019 tarihli görevsizlik kararı üzerine mahkememize geldiği ve yukarıda belirtilen esasına kaydının yapıldığı anlaşılmakla; işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, Kaza Tespit Tutanağı, tedavi evrakları, Bilirkişi heyetleri kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosya kapsamına göre, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı arasında 01/01/2017-2018 tarihleri arasında Grup Sağlık Sigorta Poliçesi düzenlendiği, sigortalının 16/05/2016 tarihli çift taraflı trafik kazası sonucu yaralandığı, tedavisinin gerçekleştirildiği hastaneye, davacı sigorta şirketinin poliçe kapsamında 19/12/2018 tarihinde 41.300,40-TL ödeme yaptığı ve ödediği bedellerin rücuen tazmini istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Dava, grup sağlık sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına ödeme yapan davacı sigorta şirketinin ödemiş olduğu bedelin, TTK 1472. maddesindeki halefiyet ilkesi gereği davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplandığı, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katıldığı ve mahkememizin 14/04/2021 tarihli ara kararının 1 nolu bendi ile; “Tarafların iddia, savunma ve toplanan tüm deliller ile bütün dosya kapsamına göre davacı yanın davalılardan talep edebileceği varsa alacak miktarının tespiti bakımından ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun rapor düzenlenmesinin istenilmesine” karar verildiği, dosyanın konuda uzman bilirkişi heyetine tevdi edildiği, ve bilirkişi heyeti Dr. … tarafından 31/05/2021 tarihli kök raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup, kök raporun incelenmesinde özetle; “… Üniversitesinde ve … … hastanesinde yapılan tedaviler kazada yaralanması ile ilgili ve tıbben uygun olduğu, Kaza tarihinin 16.05.2016 olduğu ve 31.01.2017 tarihinde … … hastanesinde yapılan büyük kemik implant çıkarma ve çimentosuz total kalça protezi ameliyatların acil olmadığı, dava konusu 41.756,65 TL tedavi giderinden …’nın SUT hükümlerine göre sorumlu olmadığı, …, SUT’a göre sorumlu kabul edilirse 41.756,65 TL tedavi giderinin SUT fiyatı esasıyla değerinin 9.484,36-TL’lik kısmından sorumlu olduğu, 32.272,29-TL kısmından sorumlu olmadığı, Davacı … Sağlık ve … Sigorta Anonim Şirketi’nin, Davalı sigortacı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen, Araç plakası … Başlangıç tarihi 21.05.2015, Bitiş tarihi 21.05.2016, Poliçe numarası … olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta (Trafik) poliçesi kapsamında, Davalı … Sigorta A.Ş.’den, Tazminat Talebinde Bulunmasının mümkün olmadığı, davalı Sigortacı … Sigorta Anonim Şirketi ile ilgili olarak değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, Davalı … … Taş. ve Tic. Ltd. Şti.’nin, davacı … Sağlık ve … Sigorta Anonim Şirketi’ne karşı sorumlu olup, olmadığı konusunda Bilirkişi Uzmanlığımız olmadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.Tarafların kök rapora olan beyan ve itirazları tek tek irdelenmek suretiyle bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından da iş bu kerre 27/04/2022 tarihli ek rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, ek raporun incelenmesinde özetle de; “Tetkik ve tedaviler; a)Sağlık kurumlarında yapılan tetkik ve tedaviler kazada yaranması ile illiyetli ve tıbben uygun olduğu, b)Kaza tarihinin 16.05.2016 olduğu ve 31.01.2017 tarihinde … ile anlaşmalı olmayan … … hastanesinde yapılan büyük kemik implant çıkarma ve çimentosuz total kalça protezi ameliyatların acil olmadığı, Sol kalça kırığının kaynamaması nedeniyle yapılan planlı ve elektif tedavi olduğu, c)Kişi, … ile anlaşmalı olmayan kuruma … tarafından sevk edilmeksizin kendi isteği ile gittiği, 2-SUT’a göre değerlendirme; Hekim bilirkişi olarak … ile anlaşmalı olmayan sağlık kurumundaki tedavi ve tedavi giderleri SUT’a göre değerlendirildiğinde kök raporumda belirtildiği üzere; Sayın Mahkemeniz tarafından … ile anlaşmalı olmayan sağlık kurumundaki 41.756,65 TL tedavi giderinden; a)…. SUT hükümlerine göre sorumlu kabul edilirse; Kişi acil olmayan planlı tedavisi için … tarafından sevk edilmeksizin kendi isteği ile … ile anlaşmalı olmayan sağlık kurumuna gittiği için SUT hükümlerine göre … dava konusu tedavi giderinden sorumlu değildir. b)…, SUT fiyatları ile sorumlu kabul edilirse; SUT, EK 2C –EK 2B ve EK 3F-1’e göre tedavi ve kullanılan protezin toplam dönemsel SUT fiyatının 9.484,36 TL olduğu, …’nın 9.484,36 TL kısmından sorumlu olduğu, c)…, SUT hüküm ve fiyatları gözetilmeksizin belgeli tedavi giderinden sorumlu kabul edilirse; Dava konusu tedavi giderinin tamamından sorumlu olduğu; Sigorta hukuku yönünden; Davacı … Sağlık ve … Sigorta Anonim Şirketi’nin,Davalı sigortacı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen, Araç plakası … Başlangıç tarihi 21.05.2015, Bitiş tarihi 21.05.2016, Poliçe numarası … olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta ( Trafik) poliçesi kapsamında ,a)Davalı … Sigorta A.Ş.’den,Tazminat Talebinde Bulunmasının Mümkün olmadığı, b)Davalı Sigortacı … Sigorta Anonim Şirketi ile ilgili olarak değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, davalı … … Taş. ve Tic. Ltd. Şti. Yönünden; davalı … … Taş. ve Tic. Ltd. Şti.’nin, Davacı … Sağlık ve … Sigorta Anonim Şirketi’ne karşı sorumlu olup, olmadığı konusunda Bilirkişi Uzmanlığımız olmadığı” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Gerek bilirkişi heyeti kök ve ek raporuna yönelik itirazlar ve gerek se raporların res’en incelenmesi sonucu, bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporların hüküm kurmaya elverişli olmadıkları anlaşılmakla; dosyanın re’sen seçilen SUT hükümleri konusunda uzman …, … Sigortası Hakemi … ve … eliyle dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiş, dosya yeniden seçilen heyete tevdi edilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından 13/03/2023 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, bilirkişi heyeti raporunun incelenmesinde özetle de; “Davacı sigorta şirketinin dava dışı … numaralı Sağlık Sigortalısı … için 16.05.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile 41.200,40 TL tedavi masrafı ödemesinin Sağlık Sigortası kapsamında yapıldığı, 12.03.2022 tarihli kök raporda da belirtildiği üzere sağlık kurumunda yapılan tetkik ve tedavilerin kaza da yaralanması ile illiyeti ve tıbben uygun olduğu, yapılan tedavinin büyük kemik implant çıkarma ve çimentosuz total kalça protezi ameliyatı olduğu, sol kalça kırığının kaynamaması nedeni ile yapılan planlı ve elektif tedavi olduğu, T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas-2018/4595 Karar, 2020/818 Tarih; 06.02.2020 kararında da görüleceği üzere davacının yapmış olduğu tazminat ödemesini …’ dan ve sorumlularından rücuen TTK 1472‟ye göre talep edebileceği, söz konusu Sağlık Uygulamaları Tebliği’nin 4. Maddesinin 1. Fıkrasının iptali istemiyle Danıştay 15. Dairesi 2013/7713 E. Sayılı dosya ile dava açılmış, Danıştay 15. Dairesince “2918 sayılı Kanunun 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişik 98. Maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin … tarafından karĢılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun … politikaları uyarınca belirlenmiş olduğu Sağlık Uygulamaları Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır” gerekçesiyle; Trafik Kazaları Nedeniyle ilgililere Sunulan Sağlık hizmet Bedellerinin Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4.
Maddesinin 1. Bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin 14.11.21013 tarihimde yürütmesinin durdurulmasına, 16.03.2016 tarihinde de “Trafik Kazaları Nedeniyle ilgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. Maddesinin 1. Bendinde yer alan “…Sağlık Uygulamaları tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda”
ibaresinin iptaline karar verildiği, … ile anlaşmalı kurum olsun ya da olmasın, kazazedenin sosyal güveliğinin bulunup bulunmadığına da bakılmaksızın, tedavi giderlerinin SUT hükümlerine bakılmaksızın …‟ nın sorumluluğunda olduğunun yerleşik Yüksek Yargı kararlarında belirtildiği, dava konusu olayda Kusur Durumu; … Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/… Soruşturma sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda; dava konusu 15.05.2016 tarihli çift taraflı trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü müteveffa …’in asli ve tam kusurlu olduğu, davalı … firmasının maliki- işleteni olduğu, … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ün kusurunun bulunmadığı kanaatine ulaşıldığı, Sigorta Poliçelerinde Teminat Limiti; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmeliğin; “Yeni teminat tutarlarının yürürlükteki sözleşmelere uygulanması” Başlıklı 24. Maddesinde; “(1) Bu Yönetmelik ile belirlenen teminat tutarları yürürlükteki bütün sigorta sözleşmelerine herhangi bir ek prim alınmaksızın uygulanır. (2) Sigorta Şirketleri, düzenledikleri poliçelerin ön yüzüne “Sözleşme süresi içinde Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakan tarafından teminat tutarları arttırıldığı takdirde, bu poliçede yazılı teminat tutarları, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ve ek prim alınmaksızın yeni teminat tutarları üzerinden geçerli olur” hükmü gereği kaza
tarihindeki teminat limitleri geçerli olacağı, ZMMS Poliçeleri ve davalı Sigorta şirketleri ile işleten Yönünden;15.05.2016 kaza tarihini kapsar, davalı … firmasının işleteni olduğu … plakalı aracın ZMMS poliçesinin 21.05.2015/2016 vadeli olarak … poliçe numaralı ZMMS’nin davalı … Sigorta şirketi tarafından tanzim edildiği, poliçenin 01.06.2015 tarihinden önce geçerli olan genel şartlarla düzenlendiği, kaza tarihi dikkate alındığında; tedavi giderleri teminatının azami 310.000,00 TL olduğu, dava konusu kazada … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ün kusurunun bulunmadığının kabulü durumunda, davalı … Sigorta şirketi ve davalı araç işleteni … firmasının işbu talep edilen maddi zarardan sorumlu olmadıkları, 15.05.2016 kaza tarihini kapsar, … plakalı aracın ZMMS sigorta poliçesinin davalı … Sigorta A.Ş’den tanzim edildiği konusunda taraflar arasında herhangi bir husumet bulunmadığı, kazada … plakalı araç sürücüsü müteveffa …’in asli ve tam kusurlu olduğunun Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda, davalı … Sigorta A.Ş.’ nin davalı … ile birlikte tedavi giderleri 310.000,00 TL limit dahilinde iş bu zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarından söz edilebileceği (elbette kendi içlerinde rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla- Sigorta Şirketinin … dan), Elbette temerrüt tarihi ve faiz yönünden takdirin yüce Mahkemeye ait olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
2. Bilirkişi heyetinden alınan raporun, hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere ayrıntılı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, grup sağlık sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına ödeme yapan davacı sigorta şirketinin ödemiş olduğu bedelin, TTK 1472. maddesindeki halefiyet ilkesi gereği davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, rücu ve halefiyet’in, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulandığı, 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde ise; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verildiği, dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında da, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğunun anlaşıldığı, davada uygulanması gereken 6111 sayılı yasanın, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğu, somut olayda kazanın, 16/05/2016 tarihinde meydana geldiği, davanın ise, 26/03/2019 tarihinde açıldığı, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın … tarafından karşılanacağı, Yasanın geçici 1. maddesi ile de; bu kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin … tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve … Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği”nin öngörüldüğü, bu düzenlemeler ile trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğunun son bulmuş olduğu (Bknz Yargıtay 17. H.D. 22/10/2020 Tarih ve 2020/28 Esas-2020/6095 Karar sayılı kararı), öte yandan, 27.08.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde de; “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanır” düzenlemesinin getirildiği, söz konusu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4. maddesinin 1. Fıkrasının iptali istemiyle Danıştay 15. Dairesi’nin 2013/7713 Esas sayılı dosyası ile dava açılmış olduğu, Danıştay 15. Dairesi’nce “2918 sayılı Kanun’un 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin … tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun … politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır” gerekçesiyle, Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin 14/11/2013 tarihinde yürütmesinin durdurulmasına, 16/03/2016 tarihinde de; “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1 Nolu bendinde yer alan “…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiş olduğu, bu haliyle trafik kazalarına bağlı acil hal teşkil eden tedavi giderlerinden özel veya devlet hastanesi ayrımına gidilmeksizin ve SUT konusunda bir değerlendirme yapılmaksızın tüm tedavi giderlerinin … Kurumunca karşılanacağı anlaşılmış olduğu, Danıştay 15. Dairesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararından sonra 23/04/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6645 sayılı Kanunun 60. maddesiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinin birinci fıkrasına; “kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere; “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” ibaresi ile “Ancak, …, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.” cümlesinin eklendiği ve ödeme kıstasınını tekrar belirlendiği anlaşılmış ise de; 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinin değişiklikten sonraki hükümlerinde de SUT kapsamında bir ayrıma gidilmediği, bu haliyle de; davaya konu somut olayda; 16/05/2016 tarihinde meydana gelen çift taraflı yaralanmalı trafik kazasında dava dışı sigortalının tedavisi için yapılan harcamaların tamamının, dosya kapmasındaki denetime elverişli hekim bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, dava konusu kazadan kaynaklanan belgeli giderler olduğu, yapılan tedavinin trafik kazasındaki yaralanma ile uyumlu ve yerinde olup döneminin özel hastane ederleri içerisinde kaldığı, eş söyleyişle, davaya konu belgeli tedavi giderlerinin dava dışı sigortalanın yaralanma derecesiyle uyumlu olduğu ve bu haliyle de, davaya konu belgeli tedavi giderlerinin tamamından 2918 sayılı Kanunun’un 98. maddesi kapsamında …’nun sorumluluğu bulunduğu ve aynı gerekçelerle de bilirkişi heyeti raporu ile tespit edilen, “davalı … Sigorta A.Ş.’ nin davalı … ile birlikte tedavi giderleri 310.000,00 TL limit dahilinde iş bu zarardan
müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarından söz edilebileceği” şeklindeki tespite de iştirak edilmemesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davanın davalı … yönünden taleple de bağlı kalınarak kabulüne, diğer davalılar yönünden ise; Trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan belgeli tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğunun son bulduğu anlaşıldığından, ayrıca herhangi bir kusur incelemesi yapılmasına gerek duyulmaksızın (Kusur incelemesi yapılmasının sonuca bir etkisi bulunmadığından), … dışında kalan diğer davalılar yönünden açılan davanın da pasif husumet yokluğundan reddine (Benzer bir hususta bknz. İstanbul BAM 45. H.D.12/04/2023 Tarih ve 2020/1318 Dosya no-2023/626 Karar sayılı kararı), ayrıca davalı … …, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı … Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, davalılar … Sigorta A.Ş , … Sigorta A.Ş ve … … Taş. Ve Tic. Ltd. Şti. yönünden PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Diğer davalı … yönünden açılan davanın taleple bağlı kalınarak KABULÜ ile; 1.752,30 TL’nin 26/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iş bu davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3- Davalı … …, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı … Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
4-Alınması gereken 119,67 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 705,31-TL nispi harcın mahsubu ile fazla yatırılan 585,64 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 44,40 TL, posta gideri 422,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 6.100,00 TL olmak üzere toplam: 6,566,40 TL’nin, davalı …’nın sorunluluğu oranında yapılan hesaplamaya göre; 278,00-TL’sinin davalı …’dan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı … … Taş. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak iş bu davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre hesaplanan 1.752,30 TL ücreti vekaletin davalı … Kurumundan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalılar … Sigorta A.Ş, … Sigorta A.Ş ve … … Taş. Ve Tic. Ltd. Şti. davada kendisini vekille temsil ettirmiş ve tüm davalılar yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesine göre taktir olunan 9.200,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, iş bu davalılara VERİLMESİNE,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL Arabuluculuk giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre, 1.264,00 TL’sinin davacıdan, 56,00 TL’sinin de davalı …’dan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
11-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe çıkartılmasına,
Dair; hazır taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İSTANBUL BÖLGE ADLİYESİ MAHKEMESİ NEZDİNDE İSTİNAF KANUN YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE karar verildi.19.06.2023

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır