Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/712 E. 2021/308 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/712 Esas
KARAR NO :2021/308

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/12/2019
KARAR TARİHİ:14/04/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili Şirket ile davalı şirket arasında 05/01/2018 tarihinde Kurumlar Vergisi Beyanname Tasdiki Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin işbu sözleşme kapsamında üstlendiği tüm edimlerini sözleşmeye uygun biçimde ifa ettiğini, hizmetin karşılığı bedeli davalı şirkete fatura ettiğini ve işbu faturalara davalı şirket tarafından itiraz edilmediğini, faturaya konu bedeller davalı şirketten defalarca talep edilmiş olmasına rağmen müvekkili şirkete herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin faturaya konu bedellerin tahsili amacıyla 09/11/2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe geçtiğini, davalı şirketin işbu ilamsız icra takibine haklı bir neden olmaksızın kötü niyetle 16/11/2018 tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, beyan ederek davalının itirazının iptalini ve icra takibinin devamını, alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra- inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava konusuna ilişkin olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası getirtilerek incelenmiş, davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçludan toplamda 20.566,14-TL alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, ödeme emrinin davalı/ borçluya 13/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/ borçlunun süresinde 16/11/2018 tarihinde sunduğu yetkiye ve borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı/ alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamakla davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yanca muavin defter kayıtları, taraflar arasında akdolunan 05/01/2018 tarihli sözleşme ve fatura suretleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Davalı borçlu tarafından yerleşim yeri adresi adresi itibariyle … İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle İcra Müdürlüğünün yetkisine yönelik ilk itirazda bulunulmuşsa da, icra takibinin bir miktar paranın tahsili istemine ilişkin olması, para borcu götürülecek borçlardan olmakla, davacının yerleşim yeri adresine nazaran TBK’nun 89. ve HMK’nun 10. maddeleri uyarınca … İcra Müdürlüklerinin de yetkili olması karşısında yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraf şirketlerin ilişki dönemine ait BA/ BS bildirim formları bağlı bulundukları Vergi dairelerinden celbedilerek incelenmiştir.
İcra takibine konu edilen alacağın ticari defterlere yansıyış şeklini de kapsar şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan raporda; davacı … … A.Ş Kanuni defterlerinin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tadiklerini yaptırdığı, HMK’nun 222. maddesine göre davacı şirketin defter kayıtlarının lehine/ aleyhine delil olarak kabul edilebileceği, davacı şirketin Kanuni defter kayıtlarında davalı … Hiz. AŞ.den takip tarihi 08.112018 itibariyle 19 500,00 TL alacaklı olduğu, dosyada mevcut … Kurumlar Vergi Dairesi 05.10.2020 tarihli cevabi yazı ve eklerinde davacı şirketin 2018 Yılı BS formlarının incelenmesi ile davacının davalı adına 9 adet fatura karşılığı KDV hariç 45.000,00 TL’lik mal- hizmet satmış olduğunu bağlı bulunduğu Vergi Dairesine beyan ettiği, davacı şirketin davalı ile olan tam tasdik sözleşmesini ücret ödenmemesi sebebiyle iptal ettiğini bağlı bulunduğu … YMM odasına 27.12.2018 tarihli yazı ile bildirdiği, dosyada mevcut … Vergi Dairesi 07.10.2020 tarihli cevabi yazı ve eklerinde davalı … Hiz A.Ş.’nin 2018 Yılı BA formlarının incelenmesi ile davalının davacı tarafından düzenlenen 7 adet fatura karşılığı KDV hariç 35.000,00 TL’lik mal/ hizmet almış olduğunu bağlı bulunduğu Vergi Dairesine beyan ettiği, davacı şirketin dava konusu faturaları elektronik olarak düzenlediği ve davalıya ulaştırdığı, davacı tarafından düzenlenen e-faturaların e-temel fatura şeklinde olduğu, temel faturaların reddedilemeyeceği, sadece itiraz edilebileceği, temel faturaya itirazın ise noter kanalıyla veya PTT nin KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) kanalıyla yapılabileceği, dosyada davalının herhangi bir beyanı bulunmadığından ve defter kayıtları da sunulmadığından hangi faturaya davalının itiraz edildiğinin ve kayıtlarına alınmadığının bilinemediği, davacı şirketin Kanuni defter kayıtlarında davalı şirketten takip tarihi 08.11.2018 itibariyle 19,500,00-TL fatura alacaklısı ve 1.066,14-TL işlemiş faiz alacaklısı olduğu, davalı kanuni defter ve kayıtlarını sunması halinde borç- alacak ilişkisinin tekrar hesaplanabileceği, Mahkemenin alternatif görüşü benimsemesi ve görülmeyen hizmetler ve/ veya yapılan maliyet tasarrufu nedeniyle tenkis yapılmasını kabul etmesi halinde; davacının tam tasdik sözleşmesi kapsamında davalı şirketten takip tarihi 08.11.2018 itibariyle sözleşmeden doğan 3.570,00 TL + 125.88 işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.695,88 TL alacaklı olacağı tespitlerinde bulunulmuştur.
Yapılan yargılama neticesinde ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, davacı yanca davalıya sunulan tam tasdik hizmetlerine istinaden düzenlenen faturalardan kaynaklı bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, takip/ dava konusu alacak istemlerine yönelik olarak taraf şirketlerin ticari defterlerindeki kayıt durumunun tespiti noktasında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, belirlenen inceleme gününde defter ibrazı noktasında taraflara TTK’nun 83 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca süre ve imkan tanındığı, usulüne uygun olarak inceleme gününün bildirilmesine rağmen davalı yanca defter ibrazında bulunulmadığı, bilirkişi tarafından davacı şirketin ticari defterleri incelenmek suretiyle ve alternatifli hesaplamayla tanzim edilen raporun dosyaya ibraz edildiği, bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, davacı yanca rapora karşı beyan ve kısmi itirazlarını içerir dilekçe sunulduğu, davalı yanca beyan ve itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır. Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasını düzenleyen 6100 sayılı HMK’nun 222/2- 3. maddesinde; “(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”, “(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Davacının anılan yasal düzenleme kapsamında lehine delil vasfına haiz ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 19.500,00 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalının davacı kayıtlarının aksini ispat noktasında defter ibrazında bulunmaması, borca itiraz dilekçesindeki borçlu olunmadığı yönündeki soyut itirazının ve/ veyahut ödeme yapıldığının ispatı noktasında elverişli bir delil de dosyaya yansımaması, her ne kadar bilirkişi tarafından sözleşmenin feshi tarihinden yola çıkılarak sözleşme konusu hizmetlerin tam ve gereği gibi yerine getirilememiş olabileceğinden bahisle alternatifli hesap yapılmışsa da davacı yanca hizmetlerin eksiksiz yerine getirildiğinin bildirilmiş olması, davalı yanca da hizmetlerin gereği gibi yerine getirilmediği şeklinde açık bir savunmasının bulunmaması, alacak isteminin dayanağını oluşturan faturalardan ikisi dışında taraf şirketlerce bağlı bulundukları Vergi Dairelerine karşılıklı bildirimlerin yapılmış olması, diğer yandan, davacı yanca düzenlenen faturaların tamamı e-temel fatura olmakla, sistem üzerinden davalı yana tebliğ edilmiş olması, davalı yanca TTK’nun 21/2. maddesi uyarınca faturalara itiraz edildiği noktasında savunmada bulunulmadığı gibi dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde bu yönde bir tespit de yapılmaması karşısında bilirkişinin alternatif görüşüne itibar edilmemiş, davacının takip dosyasına yönelik 19.500,00 TL asıl alacak talebinin yerinde olduğu, TBK’nun 117. maddesi uyarınca takip tarihinden önce borçlunun temerrüde düşürüldüğü ispat olunamamakla davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, alacağın likit ve itirazın haksız olması karşısında icra inkar tazminatı istem koşullarının da oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine varılmış, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 19.500,00- TL asıl alacak yönüyle KISMEN İPTALİNE, takibin 19.500,00- TL asıl alacak üzerinden ve bu asıl alacağa taleple bağlılık ilkesi uyarınca takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi suretiyle kaldığı yerden DEVAMINA, bu yöndeki fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Hükmolunan alacağın %20’si oranında (3.900,00- TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 1.332,05-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 286,72-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.045,33-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 286,72-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafın zorunlu arabuluculuk toplantısına mazeretsiz olarak katılmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 50,80-TL, 850,00-TL bilirkişi ücreti ve 122,50-TL posta gideri ücreti olmak üzere toplam 1.023,30-TL yargılama giderinin kabul ve reddolunan dava değerlerine göre 970,26-TL ‘nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı yan yokluğunda, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.14/04/2021

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .