Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/683 E. 2022/647 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/683 Esas
KARAR NO : 2022/647 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/01/2021
KARAR TARİHİ : 17/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN: :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.12.2014 tarihinde dava dışı …Ltd.Şti adına kayıtlı davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan 3… plakalı çekici ve ona bağlı … plakalı yarı römorkun tek taraflı sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda davacıların murisi …’ın hayatını kaybettiğini ve desteğinden yoksun kaldıklarını, müvekkileri tarafından zararlarının ödenilmesi talebi ile davalı sigorta şirketine müracaat edildiğini ve 34.486.-TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin yetersiz olduğunu, müvekkillerinin müteveffanın vefatı nedeni ile destekten yoksunluk zararının gerçek gelir durumu dikkate alınmak suretiyle uzman bir bilirkişi vasıtasıyla hesaplatılması gerektiğini, açıklanan nedenlerle tazminat talebi şimdilik fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilleri Ayşe için 7.000.- TL , İbrahim için 2.500.-TL destekten yoksunluk ve her müvekkili için 500.-TL cenaze gideri olmak üzere 10.000.-TL ‘nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletelmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin maddi tazminat talepleri açısından, poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı aracın sürücünün kusuru oranında davacının zararlarını gidermekle yükümlü olduğunu, meydana gelen olayda müteveffanın %100 kusurlu olup, kendi kusurundan yararlanamayacağını, bu sebeple yansıma zarar gören davacıların tazminat talep edemeyeceklerini, müvekkili şirketin davacıların zararlarının giderilmesi için yaptırılan ekspertiz raporu sonucuna göre toplam 36.486,00 TL ödemede bulunduğunu, davacıların tüm zararlarının giderildiğinden ve cenaze ile defin giderleri için herhangi bir belge sunulmadığından bu yöndeki tüm taleplerinin reddi gerektiğini, ticari avans faizi talebinin hukuka aykırı olup, talep edilebilecek faizin yasal faiz olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
BİRLEŞEN İSTANBUL ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/30 ESAS SAYILI DAVASI YÖNÜNDEN:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.12.2014 tarihinde müvekkilinin murisi … sevk ve idaresinde bulunan ve dava dışı …. Ltd. Şti. adına kayıtlı olup da davalı sigorta şirketi nezdinde trafik zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plakalı çekici ve ona bağlı … plakalı yarı römorkün, Eskişehir ilinden Bozüyük ilçesi istikametine doğru seyir hâlinde iken orta refüjde bulunan bariyerlere aracının sol yan tarafıyla çarpması ve aracının dengesini kaybetmesi sonucu aracın sol yan tarafına doğru devrilip sürtünerek gidiş istikametine doğru yolun sağında bulunan su kanalına düştüğü ve bu şekilde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin murisi …’ın, aynı gün (07.12.2014 tarihinde) vefat ettiği, kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde trafik zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, meydana gelen kaza ile müteveffa …’ın anne ve babası olan müvekkilinin müteveffa Uğur’un desteğinden yoksun kaldıkları ve destekten yoksunluk zararlarının yanı sıra cenaze giderlerine de katlanmak durumunda kaldıklarını, meydana gelen kaza tek taraflı olup, kaza zaptında da müteveffa tam kusurlu kabul edilmiş ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012/17-215 Esas, 2012/413 Karar sayılı ve 27.06.2012 tarihli kararı ile benzer yöndeki 2011/17-787 Esas, 2012/92 Karar sayılı ve 22.02.2011 tarihli kararında, yine bu iki karara atıf yapılmak suretiyle Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararlarda, destekten yoksun kalanların vefat edenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları ve ölüm nedeni ile doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağının içtihat edildiğini, müvekkilinin murisi …’ın, vefat etmeden önce …. Ltd. Şti. unvanlı şirkette tır şoförü olarak çalışmakta olduğu ve ekli gelir belgesinden de anlaşılacağı üzere aylık net gelirinin de 2.500.-TL olduğu, tüm bu sebeplerle, müvekkilinin oğlu olan müteveffa …’ın vefatı nedeni ile uğradıkları destekten yoksunluk zararının, gerçek gelir durumu dikkate alınmak suretiyle alanında uzman bir bilirkişiye hesaplatılarak bakiye zararları tazmin ve tahsili talepli olarak işbu davayı açtıklarını, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla müvekkili Ayşe için 57.180,00.-TL destekten yoksunluk tazminatı talep ettiklerini ve davanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas saylı dosyası ile birleştirilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı yana tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde; davalı yan birleşen dosya yönünden cevap dilekçesi sunmamış ve bu nedenle de münkir kabul edilmiştir.
ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
YARGITAY BOZMA İLAMI ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizin, 14/03/2016 tarih ve … Esas-2016/190 Karar sayılı kararının, Yargıtay 17. H.D.’nin, 09/05/2019 tarih ve 2016/13653 Esas-2019/5843 Karar sayılı bozma kararından önce yapılan yargılaması sonucu;
“… Somut olayda hukuki ihtilaf davalı yanca yapılan “destekten yoksun kalma ödemesi”nin ” yetersiz” kabul edilip edilemeyeceği ve bu kapsamda davacıların davalıdan talep edebilecekleri bir tazminatın bulunup bulunmadığı ve miktarına ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, BK. 53. Ve B.K.’nun 55.. maddesinde düzenlenmiş olup; “ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar…” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi sebebiyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Şu hale göre; murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Çocuğun ileride ana ve babasına destekliği de kabul edilmiş bir olgu olmakla davacı anne ve babanın ölen çocuklarının muhtemel destekliğinden mahrum kaldıkları kabul edilmelidir.
Davalı yan davacılara bir miktar ödeme yapmış olmakla, somut olayda bu ödemenin yetersizliği hususu tartışılacaktır. Ayrıca bu davanın 2 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı resen incelenmiştir.
Tazminat hukuku ve hesaplamalar konusunda uzman …’ten alınan rapora göre; davalı sigortanın araç sürücüsünün kusurlu bulunması maddi vakıasına göre yapılan hesapla davacı baba … için 55.765,44 TL, anne … için ise 118.568,42 TL eksik ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.Bu durumda yapılan ödemenin yetersizliği anlaşılmış olmakla ibranın iptali talebi yerinde görülmüştür.
Davacı yan belirsiz alacak davası olarak ikame ettiği iş bu davasının bilirkişi raporu doğrultusunda somutlaştırmış ve harcını ikmal etmiştir.
Davalı yan “ödeme” konusundaki iradesini 03/03/2015 tarihinde ortaya koyarak yetersiz de olsa ödeme yapmıştır. Ödeme tarihinde davacılara zararlarını “tam” olarak ödemek zorunda olmasına rağmen “eksik” ödeyerek eksik ödeme tarihi itibari ile bakiye alacak açısından temerrüd oluşmuş olmakla, ödeme tarihinden itibaren yasal faize de hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile davacı … için 55.764,44 TL ve davacı … için 118.568,42 TL olmak üzere toplam: 174.333,86 TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/03/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacılara VERİLMESİNE, 500,00 TL cenaze ve defin giderinin davalıdan alınıp, davacılara eşit olarak ÖDENMESİNE, 03/03/2015 ödeme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
BOZMA İLAMI :
Mahkememizce verilen, 14/03/2016 tarih ve … Esas-2016/190 Karar sayılı kararının, Yargıtay 17. H.D.’nin, 09/05/2019 tarih ve 2016/13653 Esas-2019/5843 Karar sayılı bozma ilamı ile; “Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK’nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. maddesine (BK’nın 45/II.) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylaracbölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Buna göre öncelikle gelirin tamamının, yardım görenlere tahsis olunmuş varsayılamayacağı, ölenin gelirinden bir bölümünü kendisine ayıracağı, bu tahsisten vazgeçilemeyeceği ve bu suretle yardımın (payların) geliri yutmaması ilkesi dikkate alınmalıdır. Ayrıca ölenin kendi geçim masraflarından artan miktarın tamamının (hiçbir tasarruf düşüncesine yer bırakmadan) destek görenlere dağıtılması da kabul olunamaz. Öte yandan, destek görecek kimselere ayrılacak miktar da, bunların ihtiyaçlarının toplamı kadar olmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken, doğru belirlenmesi gereken hususlardan biri de destek paylarıdır. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre, hayatın olağan akışına göre desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki, anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması gerektiği, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe, bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14 er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5 er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerektiği, kabul edilmektedir.
Mahkemece yapılması gereken, bu hususların dikkate alınması suretiyle ek rapor almak ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Somut olayda, vefat tarihi itibariyle evli olmayan ve çocuğu da bulunmayan desteğin, öncelikle TÜİK verilerine göre ilk evlenme yaşının belirlenmesi ve sonrasında desteğin davacı anne ve babaya destekliğinin belirlenebilmesi için tüm bu ilkelere uygun, denetime elverişli aktüer raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, desteğin hemen evleneceğinin kabulü ile yanlış pay ayrılarak yapılan tazminat hesabının hükme esas alınması, bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar vekilince temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş, ancak mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa zarara neden olan araç ticari araç olup ticari faaliyet sırasında zarara neden olmuştur. Bu itibarla davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde yasal faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
4-Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti taktir edilmesi gerekmektedir. Somut olayda her bir davacı lehine hükmedilen maddi tazminat için kendisini vekille temsil ettiren lehine vekalet ücreti taktiri gerekirken toplam tazminat miktarı üzerinden vekalet ücreti taktir edilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA…” gerekçesiyle bozulmuş, dosya yeniden yargılama yapılmak ve karar verilmek üzere mahkememize gönderilmiş, mahkememizce, bozma sonrası tensip tutanağı düzenlenerek, yeni duruşma gün ve saatiyle birlikte taraflara tebliğ edilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizce yapılan 21/09/2020 tarihli celsede, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 17. H.D.’nin, 09/05/2019 tarih ve 2016/13653 Esas-2019/5843 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına ve aynı celsenin 2 nolu ara kararı ile de; “Dosyanın resen seçilecek Aktüer bilirkişisine tevdi ile Yargıtay bozma ilamında belirtilen eksiklikleri giderecek şekilde yeniden aktüer raporu alınmasına…” karar verilmiş, celse arasında dosya bilirkişiye tevdi edilmek suretiyle rapor alınmıştır.
Bilirkişi tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan 26/10/2020 tarihli raporunun incelenmesinde özetle de; “Davalı … siorta AŞ tarafından davacı …’a 03/03/2015 tarihinde yapılan 23.497,57 TL ödenmenin olduğu ödeme tarihi itibariyle davacı …’ın zarırınn %18,15’nin karşılandığı, talep edebileceği bakiye zararın 93.994,60 TL olduğu, Davalı… Sigorta A.Ş. tarafından davacı…’a 03/03/2015 tarihinde yapılan 12.988,54 TL ödemenin olduğu, ödeme tarihi itibariyle davacı …ın zararının %21,56’sının karşılandığı talep edebileceği bakiye zararın 40.634,14 TL olduğu yapılan ödemenin yerinde olup olmadığının hukuki değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi raporuna yönelik taraf beyan ve itirazları sonucu, mahkememizin 07/12/2020 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile; “Dosyanın raporu düzenleyen bilirkişiye tebliği ile taraf itirazlarınında irdelenmek suretiyle ek rapor alınmasına” karar verildiği, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından 12/12/2020 tarihli ek raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup, ek raporun incelenmesinde özetle;
“…Davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) tarafından davacı …’a 03.03.2015 tarihinde yapılan 23.497,57 TL ödemenin olduğu; Asgari Ücret Esas Alınarak: Ödeme tarihi itibariyle davacı …’ın zararının % 41,11’nin karşılandığı, bakiye zararının 93.372,75 TL olduğu, yapılan ödemeler sonrası kalan ZMMS teminat limitleri kapsamından bakiye zararın tamamından davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.)sorumlu olduğu, İşveren Beyanındaki Ücret Esas Alınarak: Ödeme tarihi itibariyle davacı …’ın zararının % 14,59’nun karşılandığı, bakiye zararının 327.430,77 TL olduğu, yapılan ödemeler sonrası kalan ZMMS teminat limitleri kapsamından bakiye zararın 145.030,91 TL’lik kısmından davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) sorumlu olduğu, Davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) tarafından davacı …’a 03.03.2015 tarihinde yapılan 12.988,54 TL ödemenin olduğu,
Asgari Ücret Esas Alınarak: Ödeme tarihi itibariyle davacı … ’ın zararının % 44,14’nün karşılandığı, bakiye zararının 41.327,03 TL olduğu, yapılan ödemeler sonrası kalan ZMMS teminat limitleri kapsamından bakiye zararın tamamından davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) sorumlu olduğu, İşveren Beyanındaki Ücret Esas Alınarak: Ödeme tarihi itibariyle davacı … ’ın zararının %15,62 ‘nin karşılandığı, bakiye zararının 152.372,32 TL olduğu, yapılan ödemeler sonrası kalan ZMMS teminat limitleri kapsamından bakiye zararın 67.491,21 TL kısmından davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) sorumlu olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememiz dosyasında yargılamanın devam ettiği sırada, İstanbul …ATM’nin … esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirilerek mahkememize gönderildiği ve davalılardan …ın da yargılama sırasında vefat ettiği, birleşen dosya kapsamında hazırlanan tensip zaptının ön incele duruşma gün ve saati ile birlikte birleşen dosya davalısına tebliğ edildiği, dilekçeler teatisi aşaması tamamlanmasına müteakiben 08/03/2021 tarihli ön inceleme duruşmasının yapıldığı, aynı duruşmanın 1 nolu ara kararı ile; “Asıl dava yönünden yargılama sırasında vefat ettiği anlaşılan ve davacılar vekili tarafından isim ve soyisimleri ile T.C kimlik numaraları bildirilen davacı – müteveffa İbrahim Ay mirasçıları adına duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye çıkartılmasına” 2 nolu ara kararı ile de; “Davacı … vekilinin bilirkişi raporu alınmasına ilişkin isteminin celse arasında verilecek ara karar kararla değerlendirilmesine” şeklinde karar verildiği, yine mahkememizin 31/01/2022 tarihli celsesinde; “Davacılardan yargılama sırasında vefat eden İbrahim Ay yönünden dosyanın tefriki ile mahkememiz sıradaki esasına kaydının yapılmasına ve yargılamaya bu esas üzerinden devam edilmesine” karar verildiği, aynı celsenin 1 nolu ara kararı ile de; “Dosyanın raporu düzenleyen bilirkişiye tevdii ile davacı yanın itirazları irdelenmek suretiyle ve önceki raporlardaki gibi alternatifli olacak şekilde ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine” şeklinde karar verildiği, dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından iş bu kerre de 06/04/2022 tarihli 2. Ek raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup, 2. ek raporun incelenmesinde özetle de;
“… Davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) tarafından davacı … ’a 03.03.2015 tarihinde yapılan 23.497,57 TL ödemenin olduğu; Ödeme Tarihine Göre; Asgari Ücret Esas Alınarak; Davacı paydaş …‘ın hesaplanan Destekten Yoksunluk zararının 57.907,18 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile davacının zararının % 40,58 oranında karşılandığı; İşveren Beyanı Esas Alınarak: Davacı paydaş …‘ın hesaplanan Destekten Yoksunluk zararının 163.190,97 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile davacının zararının % 14,40 oranında karşılandığı,
-Hesap Tarihine Göre;
Asgari Ücret Esas Alınarak: Davacı paydaş …‘ın hesaplanan Destekten Yoksunluk zararının 237.728,19 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde Bakiye Destekten Yoksunluk zarının 199.218,57 TL olduğu, yapılan ödeme tenzil edildikten sonra kalan bakiye teminat Limiti kapsamında paydaşların toplam zararının garameten paylaştırılması sonucu bakiye teminat limitinde kalan zararının 199.218,57 TL, bakiye teminat limitini aşan zararın olmadığı,
İşveren Beyanındaki Ücret Esas Alınarak: Davacı paydaş …‘ın hesaplanan Destekten Yoksunluk Zararının 643.586,37 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde Bakiye Destekten Yoksunluk zarının 605.076,75 TL olduğu, yapılan ödeme tenzil edildikten sonra
kalan bakiye teminat Limiti kapsamında paydaşların toplam zararının garameten paylaştırılması sonucu bakiye teminat limitinde kalan zararının 231.513,89 TL, bakiye teminat limitini aşan zararın 373.562,86 TL olduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi tarafından, bozma ilamı sonrası tanzim edilen kök ve ek raporların incelenmesinde de, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı, gerekçeli ve birbirini tamalayıcı olduğu ve ayrıca ulaşılan sonucun dosya kapsamına uygun ve yüce mahkemenin bozma ilamındaki hususları da karşılar nitelikte olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından, birleşen dosya yönünden 28/04/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile toplam maddi tazminat miktarı 112.945,47-TL’ye çıkartılmış ve harcı da yatırılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, Yargıtay bozma ilamı, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılan asıl ve birleşen davanın, trafik kazası sonucu davacının murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK md. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine olduğu, asıl dava yönünden, mahkememizce verilen, 14/03/2016 tarih ve … Esas-2016/190 Karar sayılı ilk kararın, Yargıtay 17. H.D.’nin, 09/05/2019 tarih ve 2016/13653 Esas-2019/5843 Karar sayılı bozma ilamı ile az yukarıda yazılı gerekçelerle bozulduğu, bozma ilamı kapsamında bilirkişiden raporlar alındığı, alınan raporlar sonucu yine az yukarıda ayrıntıları yazılı hususların tespit edildiği, alınan kök ve ek raporların incelenmesinde de, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı, gerekçeli ve birbirini tamalayıcı olduğu ve ayrıca ulaşılan sonucun dosya kapsamına uygun ve yüce mahkemenin bozma ilamındaki hususları da karşılar nitelikte olduğunun anlaşıldığı ve 06/04/2022 tarihli 2. Ek raporun hükme esas alınmasına karar verildiği, bu bağlamda yapılan değerlendirmede de, davacının asıl davada, 118.568,42 TL destekten yoksun kalma ve 250,00 TL cenaze ve defin gideri ile birleşen davada da 112.945,47 TL destekten yoksun kalma olmak üzere toplam; 231.513,89 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 250,00 TL cenaze ve defin gideri talep etmekte haklı ve hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından, asıl ve birleşen davaların iş bu miktarlar üzerinden kabulüne, hükmedilen tazminat miktarlarına 03/03/2015 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına ve ayrıca davalı yanca ilk karar sonrası İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına … adına yapılan 189.440,06 TL ödemenin davalı sigorta şirketi tarafından, davacı vekilince önceki hükümden sonra mahkeme ilamının icra işlemine konu edilmesi nedeniyle icra tehdidi altında davacı tarafa ödenmiş olması nedeniyle, bu ödemenin iradi olduğundan söz edilemeyeceği, bu haliyle de yapılan ödeme miktarı bakımından maddi tazminat yönünden davanın konusuz kaldığından bahsedilemeyeceği, bu halde ancak davacı için yeniden belirlenen tazminatın tahsilatta tekerrür olmayacak şekilde davalıdan tahsiline ve yapılan ödemenin infazda dikkate alınmasına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, davalı yanca ilk karar sonrası İstanbul Anadolu 20. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına … adına yapılan 189.440,06 TL ödemenin, mahkememizce iş bu karar ile hükmedilen tazminat tutarı ile tahsilde tekerrür olmamasına ve yapılan ödemenin infazda dikkate alınmasına karar verilmiş ve asıl dava yönünden, öncesinde Yargıtay incelemesi yapılmış olması nedeniyle de hem asıl davada hem de birleşen davada verilen hükme karşı Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1) ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-a) Davanın KABULÜ ile; 118.568,42 TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacı …’a VERİLMESİNE,
-250 TL cenaze ve defin giderinin, 03/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacı …’a VERİLMESİNE,
-Davalı yanca mahkememizin … Esas,-… Karar sayılı ilk karar sonrası İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına … adına yapılan 189.440,06 TL ödemenin mahkememizce iş bu karar ile hükmedilen tazminat tutarı ile tahsilde tekerrür olmamasına ve YAPILAN ÖDEMENİN İNFAZDA DİKKATE ALINMASINA,
1-b-Asıl dava nedeniyle alınması gereken 8.099,40 TL nispi karar ve ilam harcının peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam, 597,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.502,27 TL harcın davalıdan alınıp, HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 597,15 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
1-c-Davacı yan asıl davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 18.785,26 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,

2)BİRLEŞEN İSTANBUL 20 ATM’NİN 2021/30 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;

2-a- Davanın KABULÜ ile; 112.945,47 TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacı …’a VERİLMESİNE,
-Davalı yanca mahkememizin … Esas-2016/190 Karar sayılı ilk karar sonrası İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına … adına yapılan 189.440,06 TL ödemenin mahkememizce iş bu karar ile hükmedilen tazminat tutarı ile tahsilde tekerrür olmamasına ve yapılan ÖDEMENİN İNFAZDA DİKKATE ALINMASINA,
2-b- Alınması gereken 7.715,31 TL nispi karar ve ilam harcının peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam, 385,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.329,54 TL harcın davalıdan alınıp, HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 385,77 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-c- Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.941,82 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
3-Asıl ve Birleşen dosyada davacının yaptığı yargılama giderlerinden 86,30 TL başvuru harcı, posta ve bilirkişi ücreti gideri 1.848,40 TL olmak üzere toplam: 1.935,40TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
5-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır