Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/672 E. 2021/840 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/672 Esas
KARAR NO :2021/840 Karar

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/11/2019
KARAR TARİHİ:29/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında müvekkili kooperatifin üyeleri için davalıdan düzenlemesini talep ettiği YEMEK VE ORGANİZASYON hizmeti talebine karşılık 3 adet fatura keşide edildiğini, bu faturaların 31.05.2018 tarih … seri sıra numaralı 800 adet yemek bedeli adı altında kesilen KDV DAHİL 21.600.-TLlik fatura, 01.06.2018 tarih …seri sıra numaralı 600 adet yemek bedeli adı altında kesilen KDV DAHİL 16.200.-TL lik fatura ve 12.06.2018 tarih … seri sıra numaralı Organizasyon adı altında kesilen KDV DAHİL 34.220.-TL olduğunu, söz konusu faturaların davalı tarafından müvekkili kooperatife tebliğ edilmediğini, sadece internet üzerinden görüntülerinin gönderilmiş olduğunu, müvekkili tarafından da bu faturaların kooperatif ticari defterine işlendiğini, müvekkilince dava konusu fatura bedellerinin davalıya ödenmesine ve davalı tarafından söz konusu fatura bedelleri tahsil edilmesine rağmen, müvekkilinin kooperatif üyeleri için düzenlenmesini talep ettiği yemek ve organizasyon hizmetinin davalı tarafından aradan 1 yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen halen yerine getirilmediğini, davalı ile bu hususta defalarca görüşmeler yapılmasına rağmen müvekkilinin uzunca bir süre oyalandığını, davalı tarafından taahhüt edilen yemek ve organizasyon talepleri yerine getirilmediği gibi faturaların aslının da tebliğ edileceği bildirilmesine rağmen halen tebliğ edilmediğini, müvekkili tarafından davalının bu yemek ve organizasyonu hizmetini yerine getirilmeyeceğinin anlaşılması üzerine müvekkili tarafından davalıya … 8. Noterliği’nin 18 Eylül 2019 tarihli ve …yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini ve yerine getirilmemiş yemek ve organizasyon hizmetine karşılık müvekkilinden haksız tahsil edilen 72.020,00.-TL’nin davalı şirketten talep edildiğini, aksi halde hukuki yollara başvurulacağının davalıya ihtar edildiğini, Davalının bu iddiasını ispatlaması gerektiğini, davalı tarafından taahhüt edilen hizmetin henüz yerine getirilmemesine rağmen davalı tarafından faturanın müvekkiline whatsapp üzerinden gönderilmesi akabinde iyi niyet çerçevesinde fatura bedelleri toplamı rakamın ödenmiş bulunduğunu, davalı bu hizmeti yerine getirdiğini iddia ediyorsa bu hizmeti ne zaman ve nerede gerçekleştirdiğini, müvekkili kooperatif üyelerine faturalar konusu yemek ve organizasyon hizmetini hangi şekilde ve nasıl verildiğini ispatlaması gerektiğini, müvekkili tarafından talep edilen yemek ve organizasyon hizmetinin halen davalı tarafından yerine getirilmediğini, davalı şirketin, müvekkili kooperatifi sürekli oyaladığını, bu hususta taahhüt ettiği hususları halen gerçekleştirmediğini, müvekkili kooperatifin davalı şirket tarafından mağdur edildiğini, davalı şirketin ihtarnameye cevabında hizmetin yerine getirildiğini açıkça iddia ettiğini, bu hususta davalının ne zaman bu hizmeti nerede gerçekleştirdiğini ispat etmesi gerektiğini, bu hususta müvekkiline imzalatılan bir sevk irsaliyesi de bulunmadığını, davalının böyle bir hizmeti müvekkili kooperatife vermediğini, davalının herhangi bir yazılı delille bu iddiasını ispatlamasını, aksi halde haksız şekilde müvekkili kooperatiften tahsil edilen yerine getirilmemiş hizmetlere karşı kesilen fatura bedelleri toplamı olan ödenen rakamın istirdadına karar verilmesi gerektiğini belirterek; dava konusu fatura bedellerine karşılık gelen 72.020,00.-TL’nin istirdadına , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usül yönünden; davacı yanın ikame ettiği iş bu istirdat davasının 1 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen ve taraflar arasında yapılan ticari ilişki konusu fatura tarihlerine bakıldığında son faturaların 31.05.2018, 01.06.2018, 12.06.2018 tarihleri olduğu ve bu konuda taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı anlaşıldığı, davacı yanın bu fatura bedellerini ödediği tarihlerin üzerinden de 1 yıldan fazla süre geçtiği, dolayısıyla da gerek fatura tarihleri gerek se davacı yanın ödeme yaptığı tarihlere bakıldığında 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin görüldüğü, salt bu nedenle davanın reddi gerektiği, esasa ilişkin olarak da; davacının, davalı müvekkiline … 8. Noterliği’nce düzenlenen 18.09.2019 tarih, 13537 yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiği, ihtarname içeriğinde özetle; dava konusu fatura bedellerinin ödendiğinden bahisle fatura konusu mal ve hizmetlerin müvekkili tarafından ifasını veya ödenen bedellerin iade edilmesini talep ettiğini, davalı müvekkilinin iş bu ihtarnameye … 51. Noterliğinin … Yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek cevap verdiğini, ihtarname içeriğinde özetle; “İhtarnameye konu tarafınıza kesmiş olduğumuz fatura asıllarını tebliğ etmediğimiz ve bedeli tarafınızca ödenen yemek hizmetini yerine getirmediğimize yönelik iddialarınız ve ihtarınızın tamamen asılsız ve kötü niyetten ibaret olup kabul etmediğimizi, taleplerinize itiraz ettiğimizi tarafınıza bildiririz. Tarafımıza gönderdiğiniz ihtarnamede belirtmiş olduğunuz 31.05.2018 tarih ve … seri sıra numaralı 800 adet hizmeti, ve 01.06.2018 tarih ve … seri numaralı 600 adet yemek hizmeti, 12.06.2018 tarih ve 085233 seri sıra numaralı organizasyon adı altında kesilen faturanın karşılığı olan yemek organizasyonu firmamızca yerine getirildiğini, konu ile ilgili tarafınıza söz konusu tarihlerde bilgi verilmiş olup ihtarnameniz içeriğinde de belirttiğiniz üzere bedeli tarafınıza ödenmiştir.Kaldı ki bedeli yaklaşık 16 ay önce tarafınızca ödenen ve ihtarnameniz içeriğinde belirttiğiniz üzere ilgili faturaların ticari kayıtlarınıza/defterlerinize tarafınızca işlenmiş olduğu belirtilen yemek hizmetini ve organizasyonunu fatura tarihinden yaklaşık 16 ay sonra almadığınızı, ticari kayıtlarınıza/defterlerinize tarafınızca işlendiğini belirttiğiniz faturaları tebliğ etmediğimizi ve hatta şifahi olarak söz konusu hizmeti almak istediğinizi tarafımıza bildirdiğinizden bahisle tarafımızla iletişime geçtiğinize dair asılsız, mesnetsiz, izahtan vareste, birbiriyle net şekilde çelişen talep ve iddialarınız hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi hayatın olağan akışına da açıkça aykırı olduğunu, söz konusu faturalar kooperatifinize iletilmiş olup konu ile ilgili muhasebe kayıtlarımız ve ilgili vergi dairemiz kayıtları delil teşkil etmektedir denildiğini, tekrar etmek gerekirse dava konusu fatura muhteviyatı mal ve hizmetler müvekkil tarafından teslim ve ifa edilmiş olduğundan” davacı yana kesinlikle hiçbir borcu bulunmadığını, ayrıca davacı yanın dava dilekçesinde ve müvekkiline keşide Edilen ihtarname içeriğinde de, iş bu fatura bedellerinin davacı tarafından ödendiği ve ticari defterlerine işlendiğinin beyan ve ikrar edildiği, bu durumda davalı müvekkilinin fatura konusu mal ve hizmetleri davacıya teslim ve ifa ettiğinin anlaşıldığı, yerleşik Yargıtay kararlarında da, ticari defterlere kaydedilen ve 8 gün içinde itiraz edilmeyen fatura içeriği mal veya hizmetlerin. davalı yönünden yerine getirildiği, bu konuda edimlerin yerine getirilmediğini iddia eden davacının yazılı delille bunu ispat etmesi gerekmekte olduğunun belirtildiği, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesinde bu faturaları ticari defterlerine işlemiş olduğunu da açıkça beyan ettiğini, fatura suretlerini elinde bulunduran, fatura bedellerini ödemiş olan ve bu faturaları ticari defterlerine islemiş olan davacının fatura ve ödeme tarihlerinden yaklaşık 16 ay sonra fatura konusu edimlerin davalı tarafından yerine getirilmediğini iddia etmesinin kötü niyetli olduğunun somut göstergesi olduğunu, asılsız iddialarının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH :
Davacı vekili 01/03/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Islah dilekçesi ile davayı İstirdat davasından Sebepsiz Zenginleşmeye çevirdiklerini, müvekkili ile davalı arasında müvekkili kooperatifin üyeleri için davalıdan düzenlemesini talep ettiği YEMEK VE ORGANİZASYON hizmeti taleplerine karşılık 3 adet fatura keşide edildiğini, söz konusu faturaların davalı tarafından müvekkili kooperatife tebliğ edilmediğini, sadece internet üzerinden görüntülerinin gönderildiğini ve müvekkili tarafından da bu faturaların kooperatif ticari defterine işlendiğini, müvekkili tarafından dava konusu fatura bedellerinin davalıya ödenmesine ve davalı tarafından söz konusu fatura bedelleri tahsil edilmesine rağmen, müvekkili kooperatif üyeleri için düzenlenmesi talep edilen yemek ve organizasyon hizmetinin davalı tarafından aradan 1 yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen halen yerine getirilmediğini, davalı ile bu hususta defalarca görüşmeler yapılmasına rağmen müvekkilinin uzunca bir süre oyalandığını, davalı tarafından taahhüt edilen yemek ve organizasyon taleplerinin yerine getirilmediği gibi faturaların aslının da tebliğ edileceği bildirilmesine rağmen halen tebliğ edilmediğini, müvekkili tarafından davalının bu yemek ve organizasyon hizmetinin yerine getirilmeyeceğinin anlaşılması üzerine davalıya … 8. NOTERLİĞİ 18 Eylül 2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini ve yerine getirilmemiş yemek ve organizasyon hizmetine karşılık müvekkilinden haksız tahsil edilen TOPLAM 72.020,00.-TL’nin davalı şirketten talep edildiğini, aksi halde hukuki yollara başvurulacağının davalıya ihtar edildiğini, davalı tarafından bu ihtarnameye … 51. NOTERLİĞİ’nin 20 Eylül 2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle cevap verildiğini ve söz konusu cevapta fatura karşılığı olan yemek ve organizasyon hizmetinin yerine getirildiği ve fatura asıllarının da kendilerine teslim edildiğinin iddia edildiğini, davalının bu iddiasını ispatlaması gerektiğini, davalı tarafından taahhüt edilen hizmetin henüz yerine getirilmemesine rağmen davalı tarafından faturanın müvekkiline whatsupp üzerinden gönderilmesi akabinde iyi niyet çerçevesinde fatura bedelleri toplamı rakamın ödenmiş olduğunu, davalının bu hizmeti yerine getirdiğini iddia ediyorsa bu hizmeti ne zaman ve nerede gerçekleştirdiğini, müvekkili kooperatif üyelerine faturalar konusu yemek ve organizasyon hizmetini hangi şekilde ve nasıl verdiğini ispatlaması gerektiğini, müvekkili tarafından talep edilen yemek ve organizasyon hizmetinin halen davalı tarafından yerine getirilmediğini, davalı şirketin, müvekkili kooperatifi sürekli oyaladığını, bu hususta taahhüt ettiği hususları halen gerçekleştirmediğini, müvekkili kooperatifin davalı şirket tarafından mağdur edildiğini, davalı şirketin ihtarnameye cevabından hizmetin yerine getirildiğini açıkça iddia ettiğini, bu hususta davalının bu hizmeti ne zaman nerede gerçekleştirdiğini ispat etmesi gerektiğini, bu hususta müvekkiline imzalatılan bir sevk irsaliyesinin de ayrıca bulunmadığını, davalının böyle bir hizmeti müvekkili kooperatife vermediğini, davalının herhangi bir yazılı delille bu iddiasını ispatlamasını, aksi halde haksız şekilde müvekkili kooperatiften tahsil edilen yerine getirilmemiş hizmetlere karşı kesilen fatura bedelleri toplamı olan ödenen rakamın müvekkiline ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, davalı ile bu hususta uyuşmazlığın çözümü amacıyla arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak çözüm sağlanamadığını, bu nedenle dava konusu fatura bedellerine karşılık gelen 72.020,00.-TL’nin müvekkiline ödenmesini talep etme zaruretlerinin hasıl olduğunu, davayı ilk olarak istirdat olarak açmışlar ise de; gördükleri lüzum üzerine dava konusunu değiştirip davayı ıslah ederek sebepsiz zenginleşmeye çevirdiklerini ve bu nedenlerle, davalı tarafından yerine getirilmemiş ve tebliğ edilmemiş fatura hizmetlerine karşı davalıya ödenmiş ve davalı tarafından haksız tahsil edilmiş ve sebepsiz olarak zenginleşilmiş 3 adet fatura bedeli TOPLAMI 72.020,00.-TL’nin müvekkiline ödenmesini, dava tarihinden itibaren TİCARİ FAİZ UYGULANMASINI ve Yargılama gideri ve avukatlık ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili Islah dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Taraflarına tebliğ edilen ıslah dilekçesindeki davacı tarafın aleyhe olan beyan ve iddialarını kesinlikle kabul etmediklerini, dosyaya daha önce sundukları cevap dilekçesini tekrar ettiklerini, davacı tarafın dava dilekçesinden de açıkça anlaşılacağı üzere, davayı müvekkili şirketin davacı yana karşı başlatmış olduğu herhangi bir icra takibi (cebri icra tehdidi) olmamasına rağmen ve 1 yıllık zaman aşımı (hak düşürücü süre) dolmuş olmasına rağmen İSTİRDAT davası olarak açmış olduğunu, kötü niyetli olduğunu düşündükleri davacı tarafın, cevap dilekçeleri doğrultusunda, İSTİRDAT davası şartlarının oluşmadığı ve hak düşürücü sürenin dolmuş olduğunun farkına varmış olması nedeniyle, usul ve yasaya aykırı şekilde İSTİRDAT davası olarak açtıkları davayı ıslah ettiklerini, davanın SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME davası olarak çevirdiğini beyan ettiklerini, davanın bu şekilde devam etmesini talep ettiklerini. İş bu talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kötüniyetli davacı tarafın sebepsiz zenginleşme davasında hak düşürücü sürenin 2 yıl olması nedeniyle kanunun etrafını dolanmak suretiyle ıslah talepli dilekçesini dosyaya sunduğunu, sebepsiz zenginleşme davasının hak düşürücü süresinden yararlanmaya çalışmak istediklerini, TBK m. 82 uyarınca, sebepsiz zenginleşmeden doğan taleplerde zamanaşımı süresi, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren on yıl olduğunu, ancak davacı tarafın ıslah dilekçesi sunum tarihi itibariyle de bu sürenin dolmuş olduğunun açık şekilde anlaşıldığını, kaldı ki istirdat davası ıslah yolu ile sebepsiz zenginleşmeye çevrilemeyeceğini, çünkü şartların oluşmadığını, tekrar etmek gerekirse dava konusu fatura muhteviyatı mal ve hizmetlerin müvekkili tarafından teslim ve ifa edilmiş olduğundan davacı yana kesinlikle hiçbir borcu bulunmadığını, ayrıca davacı yanın dava dilekçesinde ve müvekkiline keşide ettiği ihtarname içeriğinde de, iş bu fatura bedellerinin davacı tarafından ödendiği ve ticari defterlerine işlendiğinin beyan ve ikrar edildiğini, bu durumda davalı müvekkilinin fatura konusu mal ve hizmetleri davacıya teslim ve ifa ettiğinin anlaşıldığını, yerleşik Yargıtay kararlarında da ticari defterlere kaydedilen ve 8 gün içinde itiraz edilmeyen fatura içeriği mal veya hizmetlerin davalı yönünden yerine getirildiği, bu konuda edimlerin yerine getirilmediğini iddia eden davacının yazılı delille bunu ispat etmesi gerekmekte olduğunun belirtildiğini, yerleşik içtihatlar ışığında dava dosyasında, davacı yanın iddialarını kanıtlamaya yeter herhangi bir yazılı delil sunamadığının da ortada olduğunu, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesinde EK -1 FATURA GÖRÜNTÜLERİ olarak dosyaya fatura suretlerini de sunduğunu ve bu faturaları ticari defterlerine işlenmiş olduğunu da açıkça beyan ettiğini, fatura suretlerini elinde bulunduran, fatura bedellerini ödemiş olan ve bu faturaları ticari defterlerine işlemiş olan davacının fatura ve ödeme tarihlerinden yaklaşık 32 ay sonra usulsüz olarak ıslah ile fatura konusu edimlerin davalı müvekkil şirket tarafından yerine getirilmediğini iddia etmesi kötüniyetli olduğunun somut göstergesi olduğunu ve asılsız iddiaların hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, HMK md. 319’un: ”İddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar.” şeklinde olduğunu ve Cevap dilekçelerinin davacı yanın ıslah dilekçesinden önce dosyaya sunulmuş olduğunu ve bu nedenle HMK 319 çerçevesinde kötüniyetli davacının iddiasını genişletmesini ve değiştirmesini kabul etmediklerini, davacı yanın ıslah talebine muvafakatları olmadığını ve haksız ve usulsüz açılan huzurdaki davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davacı aleyhine hükmolunması talep etmişlerdir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Davalı vekili tarafından her ne kadar ıslaha ilişkin cevap dilekçesinde; davacı yanın usul ve yasaya aykırı şekilde İstirdat davası olarak açtıkları davayı ıslah ettikleri, davanın Sebepsiz Zenginleşme davasına çevrildiği, davanın bu şekilde devam etmesini talep ettikleri, iş bu talebin usul ve yasaya aykırı olduğu, kötü niyetli davacı tarafın sebepsiz zenginleşme davasında hak düşürücü sürenin 2 yıl olması nedeniyle kanunun etrafını dolanmak suretiyle ıslah talepli dilekçesini dosyaya sunduğu, sebepsiz zenginleşme davasının hak düşürücü süresinden yararlanmaya çalışmak istedikleri, istirdat davasının ıslah yolu ile sebepsiz zenginleşmeye çevrilemeyeceğini ve TBK md. 82 uyarınca, sebepsiz zenginleşmeden doğan taleplerinin de zaman aşımına uğradığını ve ayrıca Bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itiraz dilekçesinde de; sebepsiz zenginleşme davası yönünden arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiği şeklinde savunma yapılmış ise de; 6100 sayılı HMK’nın 176. ve 177/1. maddelerinde, davanın her iki tarafının da, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen ıslah edebileceği ve ıslahın tahkikata tabi olan davalarda tahkikatın bitimine kadar yapılabileceğinin belirtildiği, tamamen ıslahta dava sebebi veya istem konusunun tümüyle değiştirilebildiği, bunun doğal sonucu olarak da, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerektiği ve somut olayda da; davacının tamamen ıslah yolu ile dava sebebini değiştirerek sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayandığı, bu sebeple, davanın ıslahının mahkemenin ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı anlaşıldığından, davalı yanın ıslaha ilişkin savunmalarına itibar edilmemiş ve yargılamaya ıslahla değiştirilen talep olan sebepsiz zenginleşme davası bakımından devam edilmiş ve ayrıca sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımı def’ine yönelik savunmaya ilişkin olarak da;6098 sayılı TBK’nın 82/1. maddesinde; sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkının, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağının düzenlendiği, ancak zamanaşımı süresinin başlaması için, iade alacaklısının kendisi aleyhine zenginleşen kişiyi ve zenginleşmenin kapsamını bilmesinin şart olduğu, somut olayda bu tarihin de en erken davacı yanca davalı yana yönelik olarak 72.020,00 TL alacağın ödenmesi amacıyla tanzim edilen, … 8. Noterliği’nin, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği tarih olan 18/09/2019 tarihi olduğu, bu tarihten davanın tam ıslah edilmek suretiyle sebepsiz zenginleşmeye dönüştürüldüğü tarih olan 01/03/2021 tarihi esas alındığında, davanın 2 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşıldığından, davalı yanın zamanaşımına ilişkin savunmalarına da itibar edilmemiş ve yine Bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itiraz dilekçesindeki, sebepsiz zenginleşme davası yönünden arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiği şeklindeki savunmaya ilişkin olarak da; her ne kadar Arabulucluk son tutanağında “İstirdat” ibaresi geçiyor ise de, arabuluculuk konusu ve arabulucuk görüşmelerinde tartışılan hususların, bedeli davacı tarafça ödenmiş olan, 31.05.2018 tarih, … seri sıra numaralı, 800 adet yemek bedeli adı altında kesilen KDV Dahil 21.600,00-TLlik fatura, 01.06.2018 tarih, 085204 seri sıra numaralı, 600 adet yemek bedeli adı altında kesilen KDV Dahil 16.200,00-TL’lik fatura ve 12.06.2018 tarih … seri sıra numaralı Organizasyon adı altında kesilen KDV Dahil 34.220,00-TL’lik faturalar içeriği hizmetlerin davacı tarafa verilip verilmediği noktalarından kaynaklandığı, bu haliyle de sırf tutanak da istirdat ibaresinin geçiyor olmasının taraflar arasında ihtilaflı olan hususları içeren arabuluculuk tutanağını geçersiz kılmayacağı ve bu hususun sonuca da etkili olmadığı anlaşıldığından, davalı yanın arabuluculuğa ilişkin savunmalarına da itibar edilmemiş yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, taraflar arasındaki yemek ve organizasyon hizmeti karşılığında tanzim olunan ve bedeli ödenen 3 adet fatura gereği verilmesi gereken hizmetin yerine getirilmediği iddiasına dayanılarak ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği tahsili istemine ilişkin
ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 27.06.2003 tarih ve 2001/1 Esas-2003/1 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır (6102 sayılı TTK’nin m. 21/2.). Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla; fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir.
Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK’nın m. 230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille ispat külfetini yerine getirebilir (Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.).
Borçlunun, faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte, süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini, yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222.maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir (Bknz Benzer bir konuda; Yargıtay 23.HD.nin 10.02.2016 tarih, 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı ilamı).
Bu bağlamda dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla, taraf defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır.
SMM bilirkişi … tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan, 05/07/2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle de; “Davalı tarafça sunulan 2018-2019 yıllarına ait ticari defter ve belgelerin incelenmesinde; davalı tarafça, davacı tarafa kesilen faturaların ve davacı tarafça bu faturalar karşılığında ödenen tutarların muhasebe ilke, prensiplerine ve VUK.’na göre usulüne uygun olarak kayıtlara işlendiği ve davalının defter beratlarının da usulüne uygun mevzuat hükümlerine göre düzenlenip ilgili vergi dairesine verildiği, Cari Hesap bakiyesinin sıfır (0) olarak görüldüğü, yine davalı tarafça Mayıs/2018 ve Haziran/2018 aylarına ait BS Formlarının incelenmesinde davacı tarafa kesilen faturaların bildirim ve beyanlarının yapıldığının görüldüğü, davalı şirketin ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64. Maddesi ve 213 sayılı VUK’nun 219, 224, 225. maddelerindeki hükümlerine göre usulüne uygun olarak tasdik ve beratlarının yapıldığı, Davacı kooperatifin 2018 yılına ait ticari defter ve belgelerin incelenmesinde de; davacı Kooperatif tarafından da; davalı şirket tarafından kesilen faturaların ve davalı şirkete yapılan ödemelerin muhasebe ilke, prensiplerine ve VUK.’na göre usulüne uygun olarak kayıtlara işlendiği ve davalının defter açılış ve kapanış tasdiklerinin de usulüne uygun mevzuat hükümlerine göre işlendiği ve Cari Hesap bakiyesinin sıfır (0) görüldüğü, her iki tarafın ticari defter ve belge incelemeleri neticesinde her iki tarafın da ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64. Maddesi ve 213 sayılı VUK’nun 219, 224, 225 maddelerindeki hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulup tasdik ve beratlarının yapıldığı, BA, BS Bildirimlerinin bağlı bulundukları vergi dairelerine beyan ederek bildirdikleri, 6100 HMK’nun 282. Madde hükmü gereğince, hukuki takdir ve nihai kararın Yüce Mahkemenin yetkisinde olmak üzere bilgi ve tensiplerinize sunarım” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi raporunun incelenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan mali tespitler bakımından ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, başlangıçta İstirdat Davası olarak açıldığı, sonrasında davacı vekili tarafından tam ıslah yapılmak suretiyle Sebepsiz Zenginleşmeye dayalı alacak davasına dönüştürüldüğü, bu haliyle de davanın, taraflar arasındaki yemek ve organizasyon hizmeti karşılığında tanzim olunan ve bedeli ödenen 3 adet fatura gereği verilmesi gereken hizmetin yerine getirilmediği iddiasına dayanılarak, ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği tahsili istemine ilişkin olduğu, davalı yanca her ne kadar ıslaha ve ıslahla sebepsiz zenginleşmeye dönüşen davaya ilişkin zamanaşımı def’ine yönelik itirazlarda bulunulmuş ise de; az yukarıda yazılı gerekçelerle davalı yanın bu yöndeki itirazlarına itibar edilmediği ve ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapıldığı, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davaya konu somut olayda, taraflar arasında, davalı şirketçe düzenlenen faturalar ve davacı ödemelerine ilişkin ihtilaf bulunmadığı, asıl ihtilafın; bedeli davacı tarafça ödenmiş olan, 31.05.2018 tarih, … seri sıra numaralı, 800 adet yemek bedeli adı altında kesilen KDV Dahil 21.600,00-TLlik fatura, 01.06.2018 tarih, 085204 seri sıra numaralı, 600 adet yemek bedeli adı altında kesilen KDV Dahil 16.200,00-TL’lik fatura ve 12.06.2018 tarih 085233 seri sıra numaralı Organizasyon adı altında kesilen KDV Dahil 34.220,00-TL’lik faturalar içeriği hizmetlerin davacı tarafa verilip verilmediği hususundan kaynaklandığı, davacı tarafça her ne kadar, fatura bedelleri tahsil edilmesine rağmen, müvekkili kooperatif üyeleri için düzenlenmesini talep ettiği yemek ve organizasyon hizmetinin davalı tarafından aradan 1 yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen halen yerine getirilmediği, davalı ile bu hususta defalarca görüşmeler yapılmasına rağmen müvekkilinin uzunca bir süre oyalandığı, davalı tarafından taahhüt edilen yemek ve organizasyon talepleri yerine getirilmediği gibi faturaların aslının da tebliğ edileceği bildirilmesine rağmen halen tebliğ edilmediği, davalının hizmetin verildiğini ispatlaması gerektiği, davalı tarafından taahhüt edilen hizmetin henüz yerine getirilmemesine rağmen, davalı tarafından faturanın müvekkiline whatsapp üzerinden gönderilmesi akabinde iyi niyet çerçevesinde fatura bedelleri toplamı rakamın ödenmiş bulunduğu, davalı bu hizmeti yerine getirdiğini iddia ediyorsa, bu hizmeti ne zaman ve nerede gerçekleştirdiğini, müvekkili kooperatif üyelerine faturalar konusu yemek ve organizasyon hizmetini hangi şekilde ve nasıl verdiğini ispatlaması gerektiğini beyan edilerek iş bu dava açılmış ise de; TBK’nın 207/2. Maddesi; “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler” hükmüne amir olup, birlikte ifa kuralı gereği her iki edimin de aynı anda ifa edilmiş olduğu karinesinden hareketle, bedel ödendiği halde hizmetin verilmediğini ispat yükünün, hizmetin verilmediğini iddia eden davacı yanda olduğu, davacı yanın da hizmetin verilmediğini usulüne uygun yazılı delillerle ispat edemediği; ayrıca alınan ve mali tespitler açısından hükme esas alınan bilirkişi raporunundaki; “Davalı tarafça sunulan 2018-2019 yıllarına ait ticari defter ve belgelerin incelenmesinde; davalı tarafça, davacı tarafa kesilen faturaların ve davacı tarafça bu faturalar karşılığında ödenen tutarların muhasebe ilke, prensiplerine ve VUK.’na göre usulüne uygun olarak kayıtlara işlendiği ve davalının defter beratlarının da usulüne uygun mevzuat hükümlerine göre düzenlenip ilgili vergi dairesine verildiği, Cari Hesap bakiyesinin sıfır (0) olarak görüldüğü, yine davalı tarafça Mayıs/2018 ve Haziran/2018 aylarına ait BS Formlarının incelenmesinde davacı tarafa kesilen faturaların bildirim ve beyanlarının yapıldığının görüldüğü, davalı şirketin ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64. Maddesi ve 213 sayılı VUK’nun 219, 224, 225. maddelerindeki hükümlerine göre usulüne uygun olarak tasdik ve beratlarının yapıldığı, Davacı kooperatifin 2018 yılına ait ticari defter ve belgelerin incelenmesinde de; davacı Kooperatif tarafından da; davalı şirket tarafından kesilen faturaların ve davalı şirkete yapılan ödemelerin muhasebe ilke, prensiplerine ve VUK.’na göre usulüne uygun olarak kayıtlara işlendiği ve davalının defter açılış ve kapanış tasdiklerinin de usulüne uygun mevzuat hükümlerine göre işlendiği ve Cari Hesap bakiyesinin sıfır (0) görüldüğü” şeklindeki tespitlerden de açıkça anlaşılacağı üzere, davacı yanca, karşılığında mal teslim edilmediği iddia edilen faturaların kendi ticari defter ve kayıtları ile kayıt altına alındığı, kayıt altına alınan faturalara ilişkin olarak da, yine kendi ticari defter ve kayıtları ile sabit olan ödemenin yapıldığı, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davaya konu somut olayda davacı yanın malın teslim edilmediğine ilişkin iddiasını somut delillerle ispat edemediği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, ispatlanmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL ret karar ve ilam harcının peşin alınan 1.229,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.170,63 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.162,60 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6- HMK 120. madde gereğince taraflarca yatırılan gider avansı ile delil avansının arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır