Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/671 E. 2021/271 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/671 Esas
KARAR NO:2021/271

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:29/11/2019
KARAR TARİHİ:06/04/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Davacı vekil eden ile davalı borçlu şirkete …Sözleşme numaralı taraf olan işverenin …adreslerinde proje işlerine münhasır olmak üzere danışmanlık sözleşmesi akdedildiği, işbu sözlşeme kapsamında 6331 Sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu kapsamında iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verildiği, taraflar arasındaki iş ilişkisine binaen davacı tarafından alt yüklenici olan davalı şirketin çalışanlarına yüksekte çalışma, genel amaçlı çalışma iskelesi eğitimleri, İş sağlığı ve Güvenliği gibi eğitimler verildiği, buna ilişkin katılım formları düzenlendiği, 6331 Sayılı Kanun ve taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine uygun olarak müvekkil tarafından mevzuatla belirlenen usule uygun şekilde eğitimler verildiği, iş sağlığı ve güvenliği uzmanı görevlendirilmesi yapılmış ve sunulan hizmet karşılığında bahse konu faturalar keşide edildiği, davalıya, aralarında akdedilen sözleşmenin 6.maddesinde belirtilen hükümlere uygun olarak fatura keşide edildiği ve tebliğ edildiği davacı tarafından keşide edilen faturaların bir kısmı davalı tarafından ödendiği, davalı, keşide edilen diğer faturalara itiraz etmediği gibi ödeme de yapmadığı, bakiye borç tutarına göre hesaplanmış olan 3 adet fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davalı şirkete ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası icra takibi başlatıldığı, ancak davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğu, işbu davanın açılması zarureti doğduğu belirtilerek; davalının ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, zira icra takibine 13.05.2016 tarihinde itiraz edildiğini, davacının bu itirazı en geç 1 yıl içinde öğrenmiş olduğunu, davanın itirazdan 3 yıl sonra 16.10.2019 tarihinde açılmış olduğunu, müvekkili firma yetkililerince davacı taraf arasında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığı, Müvekkilinin davacı yandan …’de bulunan şantiyedeki iş için İş Güvenliği için A ve B sınıfı Uzman danışmanlık Hizmeti aldığını ve bu hizmetlerin bedellerini ödediğini, ancak, C sınıfı bir hizmet almadığını, hizmeti alıp almadığı İGS- Katip sisteminden rahatlıkla tespit edileceğini, bu işin uzmanı bir bilirkişi sistemi kontrol ederek hangi hizmetlerin alındığını hangi hizmetlerin alınmadığını doğrudan sistem kayıtları üzerinden kolaylıkla tespit edilebileceğini, davacı yan, faturaları dayanak gösterdiğini ancak bu faturaların ancak karine olduğunu, faturalara ilişkin hizmetin verilmediği yasal belgelerle ispatlanarak karinenin hukuken çürütülebileceğini, bu manada faturalar kesin delil niteliğinde olmadığını, müvekkil C sınıfı hizmet almadığı için iade fatura düzenlendiğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Üç adet faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası celp edilmiştir.
Celp edilen icra dosyası incelendiğinde; alacaklı …. A.Ş tarafından borçlu … Limited Şirketi aleyhine 23.600,00 TL bedelli, … Sıra No.lu Fatura ve 1.473,22 TL İşlenmiş Faiz, 18.880,00 TL bedelli … Sıra No.lu Fatura ve 1.053,66 TL İşlenmiş Faiz, 2.242,00 TL … Sıra No.lu Fatura ve 120,61 TL İşlenmiş Faiz olmak üzere toplam; 47.369,49 TL üzerinden 10.11.2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı borçluya ödeme emrinin 16.11.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı- borçlunun 22.11.2016 tarihinde takibe itirazı üzerine, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin ise masraf yatırılmadığından alacaklı vekilinin müracaatında tefhimine karar verildiği, alacaklı vekilinin 29.08.2019 tarihindeki müracaatı ile itiraz dilekçesinin tebliğ edildiği, işbu davanın da 29.11.2019 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Davacı tarafça dosyamıza delil olarak sunulan …Sözleşme numaralı Danışmanlık Hizmetleri Sözleşmesinin incelenmesinde; Taraflarının, … A.Ş ile … Limited Şirketi olduğu görülmüştür.
Davalı yanca, icra takibine 13.05.2016 tarihinde itiraz edildiği, davacının bu itirazı en geç 1 yıl içinde öğrenmiş olduğu, davanın itirazdan 3 yıl sonra 16.10.2019 tarihinde açılmış olduğu savunularak hak düşürücü süre itirazında bulunulmuş ise de dava konusu icra dosyasının incelenmesinde, 10.11.2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı borçluya ödeme emrinin 16.11.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı- borçlunun 22.11.2016 tarihinde takibe itirazı üzerine, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin ise masraf yatırılmadığından alacaklı vekilinin müracaatında tefhimine karar verildiği, alacaklı vekilinin 29.08.2019 tarihindeki müracaatı ile itiraz dilekçesinin kendisine tebliğ edildiği, alacaklı tarafın daha öncesinde itirazdan haberdar olduğuna dair bir delil ve ispatta olmadığından ve işbu davanın da öğrenmeden itibaren 1 yıllık yasal süre içerisinde 29.11.2019 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, davalı yanın hak düşürücü süre itirazına itibar edilmemiştir.
Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı (aktif husumet ehliyeti) da o hakkın sahibine aittir.
Mahkemenin sıfat (husumet) yokluğunu kendiliğinden (re’sen) gözetmesi gerekir.
Husumet konusu, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. maddesinde yer alan ilk itirazlardan olmadığından, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre somut olayda davacı şirketin icra takibinin, icra takibine dayanak faturaların ve davaya ve icra takibine konu alacağa dayanak yapıldığı belirtilen sözleşmenin tarafı olmadığı, icra takibine, faturalara ve sözleşmeye göre alacaklı sıfatına sahip şirketin … A.Ş olduğu, işbu davayı da ancak bu şirketin açabileceği, davacının aktif husumetinin olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili 15.02.2021 tarihli dilekçesiyle; İşbu itirazın iptaline ilişkin davada davacı taraf ünvanı sehven … Müh. Ltd. Şti. Olarak belirtildiği, Davacı şirketin grup şirketi olması dolayısıyla bünyesinde birçok şirketin olduğu, bu şirketlerden ikisinin işbu davada davacı olarak gözükmekte olan … Şti. ve işbu davaya konu icra takibinde alacaklı sıfatını haiz olan … A.Ş. olduğu, H.M.K. m.183 uyarınca davacı tarafın … A.Ş. olarak düzeltilmesini, terditli olarak H.M.K. m.124 uyarınca tarafta iradi değişiklik talebinin taleplerinin ve davacı tarafın … A.Ş. olarak kabul edilmek suretiyle yargılama bu haliyle devam edilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafın bu talebi de değerlendirilmiştir; 6100 sayılı HMK’nın 183. Maddesinde dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hatalarının düzeltilebileceği düzenlenmiştir. Davacı tarafın yanlış gösterilmesinin bu madde kapsamında değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir. Yine aynı yasanın 124. Maddesine göre tarafta iradi değişiklik yapılması mümkün ise de bu maddenin 1. Fıkrasına göre bir davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Somut olayda davalı taraf, davacı yanın davacı tarafta taraf değişikliği talebini kabul etmemiştir. Bu nedenler ile davacı yanın bu talepleri son celse duruşmasında değerlendirilerek ret edilmiştir.
Eldeki dava, itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davaları takip ile sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Bu davayı icra takibi alacaklısı icra takibi borçlusuna karşı açabilir. Ancak davacı taraf icra takibinin tarafı ve alacaklısı olmadığından işbu davayı açmakta aktif husumeti bulunmamaktadır. Bu nedenler ile davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, aktif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 526,89 TL harçtan mahsubu ile davacı tarafından fazla yatırılan bakiye 467,59 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının sarf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen davacı yana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza