Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/67 E. 2019/694 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/67 Esas
KARAR NO: 2019/694

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ: 15/05/2013
KARAR TARİHİ: 15/10/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “Menfi Tespit” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili Mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … abone numarası ile kayıtlı bulunan … adresindeki gayrimenkulü 01/02/2011 tarihli kira kontratı ile işyeri olarak kiraladığını, davacı tarafın 23/01/2012 tarihinde başka bir adrese taşındığını, 26/02/2012 tarihinde … ile … Enerjisi Satışına ilişkin perakende satış sözleşmesi ve eklerinin imzalandığını, müvekkilinin elektrik kullanmaya başladıklarını, uzun bir süre elektrik sayacını okumak için herhangi bir görevli gelmediğini, … tarafından elektrik kullanım faturası gönderilmediğini, müvekilinin …’a başvurarak durumun incelenmesini ve tüketimin belirlenerek faturalandırılmasını istediğini, bunun üzerine 09/07/2012 tarih ve… nolu 31.933,20-TL fatura tanzim edildiğini, …’ın bilgisayar kayıtlarından alınarak tanzim edilen borç listesinin 26/3/2012 tarihli evraktan açıkça görüldüğü gibi müvekkilinin kiraladığı adreste, 8.745,000/3.283,000/600,000 olarak tespit edilen son endeksin okuma tarihinin 28/4/2008 olduğunu, müvekkilin bu adrese 23/1/2012 tarihinden itibaren elektrik kullanmaya başladıkları halde, …’ın kendinde kayıtlı bulunan en son okuma tarihli 28/4/2008 tarihindeki endeksten başlamak suretiyle son okumanın yapıldığı 9/7/2012 tarihindeki son endeks olan 77.040,000/27.379,000/13.108,000 arasındaki bütün elektrik kullanımıı müvekkiline fatur ettiğini, müvekkilinin 9/7/2012 tarih ve 413124 numara ile fatura edilen 31.933,20-TL lik miktar 28/4/2008 ile 9/7/2012 tarihleri arasındaki kullanım miktarı olduğunu, müvekkilinin faturada yazılı miktarda borçlu olmadığının ve borçlu olduğu gerçek miktarın tespiti ile davaya konu faturanın iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekili Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu tüketimin yapıldığı yer itibariyle davanın Bakırköy Mahkemelerinin yetkisine girdiğini, davanın zaman aşımına uğradığını, davacının 01/10/2011 tarihinden itibaren fatura düzenlenen adresi kiralayıp anılan adreste kurulu tesisatı abone sözleşmesi düzenlendiğini, 26/03/2012 tarihinden önce kullanmaya başladığını, enerji tüketiminin hesaplanmasında endeks hatası bulunmadığını, herhangi bir hatalı tahakkuk yapılmadığını, haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

G E R E K Ç E /
Talep; Davalı … tarafından davacı adına tahakkuk ettirilen 09/07/2012 tarihli ve 31.933,20-TL bedelli faturadan dolayı kısmen borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılamada 08/12/2015 tarih … Esas, … Karar numarasıyla; Dava konusu adreste daha önce davanın ihbar olunduğu …Şti nin kiracı sıfatı ile bulunduğu ve işyerinin 23/8/2011 tarihinde tahliye ettiği daha sonra davacı şirket tarafından işyerinin 01/10/2011 tarihinde kiralandığı keza davalı şirket görevlisi tarafından yapılan çevre araştırmasında ulaşılan sonuçlarında bu bilgileri ve yazılı kira sözleşmesini zorladığı görülmektedir. Böylece davacının 1/01/2011 tarihinden itibaren işyerine taşınıp faaliyete geçtiği ve elektrik enerjisi kullanmaya başladığının kabulü gerekir. Daha önceki abone döneminde takılmış olan… seri nolu sayacın yeni kiracı tarafından da kullanılmaya devam edildiği, sayacın davalı nezdinde kayıtlı yasal sayaç durumunda olup, sayaca müdahalenin olmadığı, ayarlarıyla oynanmadığı ve tüketimleri de doğru kaydettiği keza bu yönde davalı tarafça ileri sürülen bir itirazın da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna karşın davacının abonman sözleşmesi için başvurusunu hemen yapmadığı 26/03/2012 tarihinde yapıldığı, hatta uzun süredir fatura çıkartılmaması karşısında müracatta bulunduğu ve ilk faturanın da 09/07/2012 tarihinde çıkartıldığı faturada ilk okuma /son okuma tarihlerinin 29/04/2008-09/07/2012 ilk/son endekslerin 12628 kWh-117.545kWh, tüketim miktarının 104,917 kWh olarak ve fatura bedelinin de 31.933,51-TL olarak belirtildiği görülmektedir. Buna karşın yukarıda belirtildiği üzere faturada 29/4/2008 ilk okuma tarihi olarak alındığı halde 29/4/2008-23/8/2011 tarihleri arasında işyerinde önceki kiracı …Şti. bulunmaktadır. Bu itibarla ilk okuma tarihinin 01/10/2011 son okuma tarihinin de 09/07/2012 esas alınmak suretiyle fatura bedelinin tespiti gerekmektedir.
Bu noktada; son okuma tarihindeki endeks 117545 kWh iken 01/10/2011 tarihinde sayaç okunmadığı için endeks değeri olmamakla, tüketim miktarının ihtilafsız dönem ortalama günlük tüketimi yoluyla hesaplanması gerekmektedir. Olayda 07/02/2012 -09/07/2012 tarihleri arası ihtilafsız dönem olup, davalı şirket görevlisinin 07/02/2012 tarihinde tespit ettiği 97453 kWh dikkate alındığında 153 gün için ihtilafsız dönemin ortalama günlük tüketiminin ( 117545 kWh-97453kWh/153) 131,32 kWh/gün olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre 01/10/2011 ile 09/07/2012 tarihleri arasındaki dönemi tüketim miktarını 16.940,28-kWh ve 01/10/2011 -09/07/2012 tarihleri arasındaki faturaya esas toplam tüketiminde 16.940,28 + 20.092kWh= 37.032,28 kWh olduğu, davalının fatura bedelini normal tarife üzerinden hesaplamış olması da dikkate alınarak kullanılan elektrik enerjisi bedelini buna göre 11.992,63-TL olması gerektiği tahakkuk ettirilen toplam 31.933,51-TL lik miktara nazaran fazla tahakkuk ettirilen borç miktarını da buna göre 19.994,88-TL olacağı sonucuna varılmıştır. Mahkememizce alınan 30/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda da davacının faturada yazılı miktar kadar borçlu olmadığı ilk endeks ile son endeks değerlerinin bilinmeyip bu değerler arasında normal tahakkuk hesabı yapılması gerektiği ifade edilmiş, 27/06/2014 tarihli ek raporda da bu yöndeki görüş tekrarlanmış olup, raporun denetime ve hüküm tesisine elverişli olmadığı saptanarak oluşturulan bilirkişi kurulundan rapor ve ek rapor alınmış, bu noktada muhalif bilirkişinin görüşlerine; tüketim miktarı hesabında sayacın 29/04/2008 tarihindeki endeksi dikkate alınmak suretiyle önceki kiracı …Şti. Nin 29/04/2008-23/08/2011 tarihleri arasında tükettiği 1.211 günlük elektrik enerjisini de davacı firma tüketimine ilave etmiş olması nedeniyle iştirak edilmemiş, yukarıda açıklanan tüm bu sebeplerle ve arttırılan miktarda dikkate alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizin 08/12/2015 tarihli … Esas, … Karar sayılı kararı davalı yanca temyiz edilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ nin 25/09/2018 tarihli 2016/21183 Esas 2018/8978 Karar sayılı kararıyla; “…Dosya kapsamından; dava konusu uyuşmazlığın çözümü açısından yargılama sırasında iki kez bilirkişi raporu alındığı, tek elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 30.04.2014 tarihli raporda; davacının, kaçak elektrik kullandığının ancak fatura bedeli miktarında borçlu olmadığının tespiti ile yetinilerek davacının sorumlu olduğu borç miktarının hesaplanmadığı, itiraz üzerine 27.06.2014 tarihli ek raporda da; kök rapordaki hususların tekrarı ile yetinildiği, söz konusu tek kişilik bilirkişi ek raporuna itiraz edilmesi üzerine, bu kez elektrik mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alındığı, 15.12.2014 tarihli bilirkişi heyet raporu ile 23.02.2015 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda ise; davalı …’ın dava konusu faturayı kaçak elektrik enerjisi kullanımı nedeniyle değil, normal fatura bedeli olarak değerlendirerek normal tarifeden hesaplaması nedeniyle kendilerinin de normal tarife üzerinden hesaplama yapmak suretiyle davacıya 19.994,88 TL fazladan borç tahakkuk ettirildiğinin tespit edildiğini belirttikleri görülmüştür. Ancak, bilirkişi heyetinde yer alan elektrik mühendisi bilirkişilerden biri söz konu bilirkişi heyet raporuna ve bilirkişi heyeti ek raporuna muhalif kalarak kendi adına düzenlediği 14.01.2015 tarihli rapor ile 07.04.2015 tarihli ek raporunda; davacının kaçak elektrik kullanımının söz konusu olup, davalı şirketin tahakkuk ettirdiği fatura miktarında hatalı hesaplama olmaması nedeniyle davacının 31.933,20 TL fatura bedelinden sorumlu olduğunu bildirmesi karşısında; bilirkişi heyeti üyelerinin fatura bedelinin sebebi ve miktarı üzerinde ortak bir kanaate varamadıkları, ayrı ayrı düzenledikleri raporların çelişkili olduğu ve denetime elverişli olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece, söz konusu bilirkişi heyeti üyeleri tarafından hazırlanan farklı içerikteki iki ayrı rapor arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.Hal böyle olunca, mahkemece; bilirkişi heyeti üyelerince ortak bir kanaate varılamaması nedeniyle düzenlenen iki ayrı rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi heyetinden, fatura bedelinin neden kaynaklandığı ve miktarının tespitine ilişkin olarak ilgili yönetmelik hükümleri ve kurul kararları da raporda açıkça belirtilmek suretiyle Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle hüküm tesisi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuş, bozma ilamı doğrultusunda alanında uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden bozmadan önceki yargılamada alınan iki ayrı rapor arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve denetime elverişli rapor tanzimi istenmiştir.
Elektrik Mühendisi bilirkişiler Prof. Dr. …, Dr. … ve…tarafından tanzim edilen 31/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda: Kira sözleşmesine göre davacının işyerini 01/10/2011 tarihinde kiraladığını, ilk faturanın 09/07/2012 tarihinde çıkartıldığından kullanım süresinin 01/10/2011- 09/07/2012 tarihleri arasında 282 gün olarak belirlendiğini, sayacın 09/07/2012 tarihinde endeksinin 117545 kWh olarak tespit edildiği halde 01/10/2011 tarihinde sayacın okunmadığından bahisle, 07/02/2012- 09/07/2012 tarihleri arasındaki dönemin ortalama günlük tüketimi ile hesaplandığını, neticede 01/10/2011- 09/07/2012 tarihleri arasındaki dönemin faturaya esas tüketim miktarının 37032,28 kWh olduğunun kabul gördüğünü, bu dönemler için davacı şirketin elektrik borcunun 11.246,15 TL olduğu, davalıya fazladan 20.687,36 TL borç tahakkuk ettirildiğini, davacının uyuşmazlık konusu faturaya istinaden davalıya 20.687,36 TL yönüyle borçlu olmadığı tespit edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı gerekçesi de değerlendirilmek suretiyle ayrıntılı ve denetime elverişli şekilde tanzim olunan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş; yapılan tespit ve hesaplamalar doğrultusunda dava konusu 09/07/2012 tarih, 413124 numaralı ve 31.933,20 TL bedelli faturaya istinaden davacının bozma öncesi yargılamada ıslahla artırılan 19.994,88 TL yönüyle davalıya borçlu olmadığına yönelik tespit talebi yerinde görülmüş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın kabulü ile davacının davalı tarafça tahakkuk ettirilen 09/07/2012 tarih ve 413124 nolu 31.933,20-TL bedelli fatura nedeniyle davalı yana 19.994,88-TL borçlu olmadığınnı TESPİTİNE,
2-Alınması gereken 1.365,85 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak ve ıslah suretiyle yatırılan 366,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 999,55 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 366,30 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE (tahsilde tekerrür olmamak suretiyle),
3-Davacı tarafından yapılan 34,55 TL ilk masraf, 508,40 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 3.900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 4.442,95 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-HMK 120 maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgililere İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …