Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/667 E. 2022/144 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/667 Esas
KARAR NO : 2022/144

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:19/09/2014
KARAR TARİHİ:15/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili, müvekkilinin sürücüsü olduğu … plakalı araç, … ile birlikte; 13/05/2012 günü … ve … plakalı araçların süratli ve kusurlu bir şekilde aracına çarpmaları sonucu ağır yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, bu nedenle fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı şartıyla ,6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminat ile zarar ve sorumluk kaphsamı belirlendikten sonra açıklanacak manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama gideleri ve avukatlık ücretiyle birlikte işleten ve sürücüden tahsilini, sigorta şirketi yönünden, olay tarihindeki sigorta limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama gideleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini, işleten ve sürücülerin taşınır -taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesi ile, dava dilekçesi ekinde kaza ve zarara ilişkin herhangi bir belgenin yer almadığını, davacının maddi tazminat taleplerinin neler olduğunun, açıklaması gerektiğini, bu nedenlerle 6111 sayılı yasa kapsamında davalı müvekkili şirketin sorumluluk almadığının tedavi gideri ve geçici iş görmezlik taleplerinin reddine, karar verilmesini talep ettimiştir.
Davalı … … … A.Ş vekili cevap dilekçesi ile; dava haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, reddinin gerektiğini, kusur durumunun belli olmadığını, tespiti gerektiğini, davanın reddini, yargılama gider ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … ile davalı …’a dava dilekçesi tebliğ edildiği, cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
….Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyasında görevsizlik kararı verilerek tevzi aracılığıyla mahkememize gelmiş olup … esas sayılı dosyasına kaydı yapılmıştır.
Talep, 13/05/2012 tarihli trafik kazası nedeniyle oluşan geçici ve sürekli iş görememezlik zararların tüm davalılardan ve manevi tazminatın (sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden) tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce, önceki kararında, “Belirtilen tarihte davalı … yönetimindeki ve davalı sigorta şirketi tarafından trafik poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı otomobil ile TEM otoyolunda … istikametinde seyir halinde iken Hasdal Mevki Akşemsettin viyadüğüne 200-300 m mesafede ve ön solda gitmekte iken trafiğin yavaşladığını görerek sağına doğru doğrultusu değiştiren diğer davalı sürücü … yönetimindeki ve yine davalı sigorta şirketi tarafından trafik poliçesi ile sigortalı … plakalı otomobille çarpışarak, sağ şeride geçip arkadan sağ şeridi takiben gelmekte olan … yönetimindeki … plakalı kamyonete sol kapısından çarpması sonucunda kamyonetin yol dışına çıkarak devrildiği ve …’ın kaza da yaralandığı anlaşılmaktadır. Kaza yerinde yoğun tek yönlü ve 4 şeritli olup, ayrıca sağ kenarda emniyet şeridi, solda bariyerli orta refüj olduğu, zincirleme kaza niteliğindeki olayın meskul mahal dışında hafif viraj ve eğimli olan yolun asfalt zeminini kuru ve görüşün açık olduğu, önceki trafiğin yavaşlaması sonucunda sağına doğrultu değiştirerek, arkadan gelmekte olan diğer aracın arka sağına ön solu ile çarpıp sağ tarafa yönelerek, sağ şeridi takiben arkadan gelmekte olan … yönetimindeki kamyonetin sol yanına çarpması şeklinde gerçekleşen olayda İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun 05/12/2013 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacıların miras bırakanı …’ın kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Kazanın başlıca sebebi önde yavaşlayan trafik üzerine duramayacağını düşünerek, öndeki araçları geçmek üzere sağa doğru dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde doğrultu değiştirip, şerit tecavüzünde bulunan … plakalı araç sürücüsü …’ın yakın takip ve hızlı seyri %75 oranın da, diğer davalı …’nin ön taraftaki trafiğin yavaşlaması üzerine hızını kesmeyip, ön soldan seyreden aracın sağına doğru doğrultu değiştirmesi üzerine etkin bir şekilde fren yapmayarak, kendi seyir şeridi üzerinde kalmaya gayret etmesi gerekirken sağına yönelik bu şeridi takiben gelen davacı aracına çarpmasında %25 oranında kusurlu olduğunu karar altına alınmıştır. … plakalı araçlar … Otomotiv İth. Ve Dağıtım A.Ş. Adına kayıtlı olup, ancak davalı … AŞ. tarafından kiralanmıştır. Davacıların miras bırakanı … 04/12/2014 tarihinde kazadan 3 yılı aşkın bir süre sonra vefat etmiş olup, Adli Tıp Kurumundan aldırılan 09/10/2015 tarihli rapora göre meydana gelen kazaya bağlı maluliyetinin, kişi de mevcut bulunan Mezotelyama rahatsızlığının tedavisine etkisinin olmayacağı belirtilmiş ve kaza nedeniyle beden gücü kayıp oranı %42 ve iyileşme süresi de 9 ay olarak tespit edilmiştir. Adı geçenin gelir durumuna ilişkin bir belge sunulmayıp, asgari ücretler üzerinden tazminat hesabı yapılmış, buna göre …’ın 1966 doğumlu olup, kaza tarihinde 46 yaşında olup, 04/12/2014 tarihinde ölmüş olması sebebiyle 2 yıl 6 ay 21 gün üzerinden geçici tam iş görememezlik tazminat miktarının sürücülerin ortaklaşa toplam %100 kusuru karşılığı 6.768,25 TL ve sürekli kısmi iş görememezlik tazminatında 7.705,43 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafın ayrıca manevi tazminata ilişkin talebi değerlendirildiğinde, davacıların miras bırakanı …’ın olay tarihinde 46 yaşında olduğu ve geçici tam iş göremezlik süresi tam 9 ay, maluliyet oranı da %42 nispetinde olacak şekilde kaza da yaralandığı ve kazanın oluşumunda bir kusurunun da bulunmadığı, keza 2015 yılında da bu halde iken vefat ettiği anlaşılmaktadır. Tarafların kusur durumu olayın ağırlığı ve davacının vefatı, sürekli iş görememezlik durumu, olay tarihindeki yaşı gibi unsurlar ile ülkenin ve tarafların ekonomik sosyal durumları da birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça talep/ edilen manevi tazminat miktarlarının yerinde olduğu kanaatine varılmış, açıklanan tüm bu sebeplerle davacı vekilinin manevi tazminat talebin ayrıştırılmasına dair 23/03/2016 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat yönünden dava değerinin arttırılmasına dair 18/02/2016 harç tarihli dilekçesi de dikkate alınarak, davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile ,
1-Davanın KABULÜ ile;
Maddi tazminat yönünden, 6.768,25 TL geçici tam işgöremezlik ve 7.705,43 TL sürekli işgöremezlik zararı olmak üzere toplam 14.473,68 TL tazminatın, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
2-)Manevi tazminat talebi yönünden davanın kabulü ile, her bir davacı için 5.000,00 ‘er TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … Tur. Tic. Öz Sağ Hiz. Ve San. A.Ş. ile … ve …’tan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, dair karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 20.05.2019 tarih ve 2016/14192 Esas, 2019/6322 Karar sayılı ilamı ile “Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı oldukları araçların sebep olduğu kazada, davacının ağır biçimde yaralanıp işgöremez hale geldiğini, oluşan cismani zarar nedeniyle manevi zarara uğradığını belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL. maddi tazminatın ve zararın kapsam ile boyutuna göre miktarı bildirilecek manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş; yargılamanın devamı sırasında davacının ölümü üzerine, mirasçıları adına davaya devam edilip 18.02.2016 tarihli artırım dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 14.473,68 TL’ye yükseltmiş ve 15.000,00 TL. manevi tazminatın da tahsilini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … … Tur. A.Ş. vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 6.768,25 TL. geçici işgöremezlik ve 7.705,43 TL. sürekli işgöremezlik zararı olmak üzere toplam 14.473,68 TL. maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline; her bir davacı için 5.000,00 TL. olmak üzere toplam 15.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı … … Tur. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesi gereği uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde davanın açılmış ve bedel artırımının yapılmış olmasına; yargılamanın devamı sırasında ölen davacı …’ın, uzman bilirkişi heyeti tarafından belirlenen 9 aylık iyileşme süresi için geçici işgöremezlik tazminatı ve bu sürenin bitiminden ölümün gerçekleştiği tarihe kadar da sürekli işgücü kaybı tazminatının hesaplandığı raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı … … Tur. A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, harca esas dava değerini 3.000,00 TL. göstermek suretiyle ve belirsiz alacak davası olarak açtığı davada, taleplerini ayrıştırmadan maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş; sorumluluk ve maddi zararın kapsamının belirlenmesinden sonra, talep edilen manevi tazminat miktarlarını bildireceklerini dava dilekçesinde ifade etmiş; mahkeme tarafından verilen süre üzerine de 18.02.2016 tarihli “maddi tazminat yönünden bedel artırımı ve manevi tazminat talebinin bildirilmesi dilekçesinde” 14.473,68 TL. maddi tazminat ve toplam 15.000,00 TL. manevi tazminatın tahsilini istediklerini bildirmiş; daha sonra verdiği talep açıklama dilekçesiyle, ölen davacının mirasçısı olan herbir dahili davacı için 5.000,00 TL. manevi tazminat talep etmiştir. Mahkeme ise, davacı yanın anılan dilekçelerindeki maddi ve manevi tazminat miktarlarını hüküm altına almıştır.
6100 sayılı HMK’nın 107/1-2. maddesinde, belirsiz alacak davasının mahiyeti ile bu davanın açılmasının şartları düzenlenmiş olup, bir alacağın belirsiz alacak davasına konu edilebilmesi için, alacağın miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmaması gereklidir.
Manevi tazminat, kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçladığı için, zarar gören kişi, öngördüğü miktarı belirleyerek istemde bulunabilir. Manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olduğu ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunduğu için birden fazla bölümler halinde istenemez. Bu tazminat, bizzat yaşananın acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesi, manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırı düşer (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı ilamı). Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi kabul edilmiş olup, manevi tazminatın anılan mahiyeti de dikkate alındığında, belirsiz alacak davasına konu edilebilmesi, kısmi dava olarak açılıp sonradan miktarının artırılması mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece; davacı tarafın dava dilekçesi ile talep ettiği 3.000,00 TL’lik bedelin ne kadarının maddi tazminat ve ne kadarının manevi tazminat olduğu, bildirilecek toplam manevi tazminattan herbir davacı için istenen tutarın ne kadar olduğu konularında açıklama yapması için davacı yana uygun bir süre verilmesi; manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereği, adı ne olursa olsun (talep açıklama, ıslah, talep artırımı) sonradan verilecek bir dilekçeyle, dava dilekçesinde bildirilen manevi tazminat tutarının artırılamayacağı dikkate alınmak suretiyle, manevi tazminat için değerlendirme yapılıp hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, bozma ilamı doğrultusunda davacı vekilinden açıklama istenmiştir.
Davacı vekilince 13.12.2021 tarihinde uyap sistemi üzerinden sunulan dilekçe ile, dava dilekçesinde belirttikleri 3.000 TL lik tutarın 100 TL sinin maddi tazminat, 2.900 TL sinin manevi tazminat taleplerine ilişkin olduğunu ve davacılardan sağ kalan eş … ‘ın 1/4 pay oranında diğer davacı çocukların ise 3/4 pay oranında manevi tazminat taleplerinin bulunduğu bildirilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereği, adı ne olursa olsun (talep açıklama, ıslah, talep artırımı) sonradan verilecek bir dilekçeyle, dava dilekçesinde bildirilen manevi tazminat tutarının artırılamayacağından davacı vekilinin bozma öncesindeki her bir davacı için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL manevi tazminat talepleri olduğuna dair talep artırım dilekçesine itibar edilmeyerek dikkate alınmamış, dava dilekçesi ve bozma sonrası sunulan 13.12.2021 tarihli talep açıklama dilekçelerine itibar edilerek, Mahkememizce, davacı vekilinin bu açıklama dilekçesi uyarınca toplam manevi tazminat miktarı ve her bir davacı için bildirilen oranlara göre, her bir davacı için talep edilen manevi tazminat miktarı, davacı …için 725,00 TL, davacı … için 1.087,50 TL, davacı … için 1.087,50 TL olarak hesaplanmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; kaza tarihi, kazanın gelişim şekli, kusur durumu, davacı duymuş olduğu acı ve üzüntünün büyüklüğü, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ve yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutularak, davacı …için 725,00 TL, davacı … için 1.087,50 TL, davacı … için 1.087,50 TL olarak talep edilen tazminat miktarlarının makul olduğu değerlendirilmiş ve davacıların manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiş, temerrütün olay tarihi olan 13.05.2012 tarihinde oluştuğu değerlendirilerek bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
Maddi tazminat yönünden bir bozma yapılmadığından, bu kapsamda yeniden bir değerlendirme yapılmamış, açıkça onama olmadığından da, maddi tazminat yönünden önceki kararımızda verilen hükümler aynen korunarak hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
Tüm bu nedenler ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Maddi tazminat yönünden, 6.768,25 TL geçici tam işgöremezlik ve 7.705,43 TL sürekli işgöremezlik zararı olmak üzere toplam 14.473,68 TL tazminatın, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
2-Manevi tazminat yönünden, davacı …için 725,00 TL, davacı … için 1.087,50 TL, davacı … için 1.087,50 TL olmak üzere toplam 2.900,00 TL tazminatın olay tarihi olan 13.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve San. AŞ.’den tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
3-a) Maddi Tazminat Yönünden Alınması gereken 988,70 TL harçtan peşin+ıslah ile alınan 111,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 877,55 TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacılarca peşin ve ıslah yolu ile yatırılan 111,15 TL harcın tüm davalılardan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
b) Manevi Tazminat Yönünden Alınması gereken 198,10 TL harcın davalılar … ve San. AŞ.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden;
a)Maddi tazminat yönünden, usuli kazanılmış haklar gözetilerek önceki karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 1.800,00-TL vekalet ücretinin tüm davalılardan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
b)Manevi tazminat yönünden, Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 2.900,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve San. AŞ.’den tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
5-Davacı taraflarca yapılan 21,15-TL başvurma harcı parası, 1.018,30-TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 515,75-TL ATK masrafı olmak üzere toplam; 2.555,20-TL yargılama masrafının (davalı … Sigorta AŞ 1.697,05 TL’sinden sorumlu olmak üzere) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
6-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen davacı yana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı Babır Arslan vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır