Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/621 E. 2022/9 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/621
KARAR NO : 2022/9
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 19/09/2014
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile, … … aleyhine … San ve Ticaret A.Ş ile … Bankası T.A.Ş arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine kefaleti nedeniyle … İcra Müdürlüğü’nün 1999/… Esas sayılı dosyası ( … İcra Müdürlüğü’nün 2010/… Esas sayılı dosyası) ile 265.551,-TL alacağın % 180 faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, sözleşme uyarınca icra dosyasındaki kefalet borcu nedeniyle 535.000,-USD ödeme yapıldığını, ancak daha sonra … …’nün rahatsızlığı nedeniyle ödemelere devam edilemediğini, … …’nün, eşi … …’nün vefatından sonra alacaklı Tasfiye Halinde Türkiye … Bankası A.Ş. ile görüşerek borcunu devam edilemeyen protokol çerçevesinde ödemek istediğini, davalı alacaklı … Bankası A.Ş. Takip Daire Başkanlığı’nın 01.11.2011 tarihli 4215 sayılı cevabi yazısında “… ve …’daki taşınmazlar üzerindeki banka hacizlerinin kaldırılması kararlaştırılmış olmakla birlikte, bu karar çerçevesinde 500.000-USD ödeme yapılmış, kalan tutar ödenmediğinden işlem realıze olmamıştır.” dendiğini, davalının icra dosyasını … A.Ş’ye temlik ettiğini, davalı … Bankası A. Ş.’nin davranışlarının kötüniyetli ve kusurlu olduğunu, davalının 500.000-USD tahsil etmiş olmasına rağmen bu durumu icra dosyasına bildirmeyerek mükerrer tahsilatta bulunduğunu, aradan geçen 14 senede enflasyon oranlarındaki düşme nedeniyle faizlerin de düştüğünü, özel bankalar, kamu bankaları, vergi idaresi, SGK’nın, alacaklarının tahsilinde bu düşen oranlara göre faiz oranlarını hakkaniyete uygun olarak indirdiklerini, ancak davalının bu hususta hakkaniyete aykırı tutumunu ısrarla sürdürdüğünü, bu nedenlerle, fazalaya ilişkin hakları ve kur farkından doğacak hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının mükerrer olarak tahsil ettiği 535.000-USD’nin tahsil edildiği günden itibaren işleyecek en yüksek cari reeskont faizinden az olmamak üzere davalının icra dosyalarında talep ettiği ve uyguladığı %36 faizi ile birlikte tahsilini veya 535.000,-USD’nin ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığına ödeme tarihinden tarafına iadesine kadar geçen süre için icra dosyasında uygulanan % 180 faizi ile birlikte iadesine, alacağı temlik alan … A.Ş.’ye temlik aldığı tarihten itibaren borcun mükerrer tahsil edilen kısmı nedeniyle ödemek zorunda kaldığı faizin davalıdan tahsiline, ayrıca dosyanın sürüncemede bırakılarak fahiş faiz işletilmesi ve gayrimenkul malların değer kaybetmesine neden olunması nedeniyle davalının müterafik kusurundan doğan zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı … …’nün, müvekkili bankanın … Şubesinden … San. Tic. A. Ş.’nin kullandığı 23.07.1998 tarihli 13.390.000 USD miktarlı ve … San. Tic. AŞ’nin kullandığı 19.06.1997 tarihli 1.950.000 USD miktarlı kredilere ilişkin düzenlenen Genel Kredi Sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalayarak borçtan sorumlu olduğunu, borçlu … San. Tic. A. Ş. ve ipotek borçluları … San. Tic. A. Ş. hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün 1999/… Esas sayılı dosyası ile 23.09.1999 tarihinde 1.481.005,72 USD muaccel alacak ve 10.535.334,00 USD poliçe tutarlarının deposu için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, bu takibin halen devam ettiğini, takipler devam ederken 2005 yılında banka ile … … arasında, … …’nün kefil olduğu … San. Tic. A. Ş. ile … San. Tic. A. Ş.’nin konsolide anapara borcuna mahsup edilmek üzere bir PROTOKOL yapıldığını, ancak … …’nün Potokol gereği ödemelerini hem zamanında yapmadığını, hem de protokolde belirtilen miktarların çok altında bir ödeme yaptığını, dolayısıyla protokol şartlarını ihlal ettiğinden protokol maddelerinin hükümsüz kaldığını, mükerrer tahsilatın söz konusu olmadığını, davacı vekilinin, ödemelerin … İcra Müdürlüğü’nün 1999/… Esas sayılı dosyasındaki kefalet borcu nedeniyle yapıldığını belirtmekte ise de, bu beyanın doğru olmadığını, zira protokol incelendiğinde de görüleceği üzere konsolide anapara borcuna mahsup edilmek üzere olduğunun belirtildiğini, davacı ile temlik alan … A. Ş. aralarında yapılan borç anlaşmasının kural olarak ancak tarafları bağlayacağını, bankanın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafça fahiş faiz uygulandığı iddiasının hukuken geçerli bir iddia olmadığını, zira bankanın alacaklı ve davacının borçlu bulunduğu tüm icra takiplerinin kesinleştiğini ve davacının uygulanan faiz oranlarına hiçbir itirazı olmadığını, bankaca dosyaların tahsili amacıyla yapılan tüm işlemlere karşı açılan itiraz davaları nedeniyle tahsilat sürecinin geciktirildiğini, dosyaların geç tahsil edilmesine bizzat borçluların sebebiyet verdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 08/12/2016 tarih ve 2014/… E., 2016/ … K. sayılı kararı ile; “Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE” karar verilmiş, verilen kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2019 tarih ve 2018/1088 E., 2019/1396 K. sayılı ilamı ile kaldırılması üzerine Mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, davacılardan … …’nün müteselsil kefili olduğu dava dışı … A.Ş ile davalı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine yapılan takipte yapılan borç tasfiye protokolü çerçevesinde yapılan ödemelerin takip dosyasına bildirilmeyerek mükerrer tahsilat yapıldığı iddiasına dayalı mükerrer tahsilatın iadesi ile takip dosyasının sürüncemede bırakılarak fahiş faiz yürütülmesi ve hacizli menkullerin değer kaybetmesine neden olunarak meydana gelen zararın tazmini talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararı doğrultusunda, … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ve … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi ile yapılan protokol kapsamında yapılan ödemelerin mahsup işlemleri bakımından; protokol, protokol esasları, konsolide tablo hesap ekstresi, davalı bankanın 18/06/2013 tarihli ilgili icra dosyaları alacaklarının 3. Şahıslara temlikine ilişkin tasfiye kurulu kararı, davacı … … vekilinin 05/06/2013 tarihli teklif dilekçesi, davalı banka ile … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında akdedilen ve ekinde ekinde borç itfa tablolarını da barındırır 18/04/2000 tarihli işlerlik anlaşması, davalı banka şubesi ile genel müdürlük arasında yapılan yazışmalar, ilgili hesap özetleri ve ihtarnameler, … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ve … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi ile yapılan genel kredi sözleşmeleri dosyamız arasına alınmış, kaldırma kararı öncesinde dosyaya rapor sunan bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler … 05/05/2021 tarihli ek raporlarında; davacı her ne kadar temerrüt faiz oranının yüksek olduğunu ve günümüz şartlarına çekilmesi gerektiğini beyan ve talep etmekte ise de; … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin bankaya olan borçlarından dolayı …. İcra Müdürlüğü’nün 1999/… Esas(…. İcra Müdürlüğü’nün 2010/… Esas) sayılı dosyası ile girişilen takibe ve … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nin bankaya olan borçlarından dolayı … İcra Müdürlüğü’nün 2001/… Esas sayılı dosyası ile girişilen takibe itiraz etmediğini ve dolayısıyla takip talep rakamlarının ve talep edilen temerrüt faizinin kesinleşmiş olduğunu, … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ve … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nin borçlarının tasfiyesi amacıyla, her iki firmaya da kefil olan davacı … … ile davalı banka arasında 3,5 yıllık bir süre içerisinde muhtelif tarihler itibariyle toplam 2.000.000,00-USD ödemeli bir protokol akdedildiğini, davacı … … tarafından bu protokol kapsamında muhtelif tarihler itibariyle davalı bankaya 535.000,00-USD’lik bir ödemede bulunulmuş olmakla birlikte ödemelerin gereği gibi yerine getirilmediğinden protokol hükmünün yitirilerek ortadan kalktığını, davacı … …’nün; protokol kapsamında muhtelif tarihler itibariyle yapmış olduğu toplam 535.000,00-USD’lik ödemelerin … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin borçları ile ilgili olan … İcra Müdürlüğü’nün 1999/… Esas(…. İcra Müdürlüğü’nün 2010/… Esas) sayılı dosyasına bildirilmediği ve borca mahsubunun yapılmadığı beyanı ve yapmış olduğu 535.000,00-USD’lik ödemenin fazla olduğu ve yapılan bu ödemelerin faizi ile birlikte kendisine iadesi talebine ilişkin olarak; protokolün, davacı … … tarafından ödenecek paraların … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile … Sanayi Tic. A. Ş.’nin konsolide anapara borçlarına mahsup edilmek üzere akdedilmiş olup; ödenene paraların ne kadarlık kısmının hangi firma borcuna mahsup edileceğine dair bir hükme protokolde yer verilmediği, ödeme dekontlarında ise, açıklamaların “…protokole istinaden ödenen taksit…” ve/veya “…protokole istinaden yapılan kısmi ödeme…” şeklinde olduğunu, alacaklı bankanın dekontlardaki bu açıklamaya istinaden seçimlik hakkını kullanarak, 535.000,00-USD olarak ödenen paraları, ödeme tarihleri itibariyle … Anonim Şirketi ile … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nin konsolide ana para borçlarına mahsup ettiğinin sunulan konsolide hesap ekstresinden görüldüğünü, bu işlemin usule ve protokole uygun olduğunu ve davacı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün 1999/… Esas(…. İcra Müdürlüğü’nün 2010/… Esas) sayılı dosyasına fazla yatırılmış bir meblağ bulunmadığını, davacının, fazla yatırılan paraların faizi ile birlikte iadesi taleplerinin yerinde olmadığını, davacı … …’nün; davalı bankanın … İcra Müdürlüğü’nün 1999/… Esas(…. İcra Müdürlüğü’nün 2010/… Esas) sayılı dosyası alacağını, protokol kapsamında yapmış olduğu tahsilatları bu borca mahsup etmeden, 18/06/2013 tarihi itibariyle …Anonim Şirketi’ne temlik ettiğini beyanla; temlik alan tarafından mükerrer talep edilen-mahsup edilmeyen ödemler ile mahsup edilmeyen bu ödemelere tahakkuk ettirilecek olan faiz ve ferilerinin de banka tarafından kendilerine ödenmesi talebine ilişkin olarak; protokol kapsamında davacı … … tarafından bankaya yapılan ödemelerin, ödeme tarihleri itibariyle(temlik tarihinden evvel), … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ve … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nin konsolide ana para borçlarına mahsup ettiği sunulan konsolide hesap ekstresinden göründüğü ve davacının bu konudaki taleplerinin de yerinde olmadığı, ancak; temlik eden banka ile temlik alan arasında akdedilen sözleşmede, …. İcra Müdürlüğü’nün 1999/… Esas( … İcra Müdürlüğü’nün 2010/… Esas) sayılı dosyasındaki alacak miktarının, 18/06/2013 temlik tarihi itibariyle 197.738,51-TL fazla hesaplanarak temlik alana bu miktar bir fazlalık devredilerek, davacının fazladan borçlandırıldığını, davacı tarafın; davalı bankanın alacakları nedeniyle haczetmiş olduğu menkul, gayrimenkul ve gemileri satmakta ve nakde çevirmekte geciktiği, gecikme nedeniyle haczedilen malların değerlerinin düştüğü, gemi değerlerinin kaybolduğu, ve bu gecikme ile alacağına fahiş olan %180 temerrüt faizi uygulanmasına devam edilerek borcun yükselmesine neden olan bankanın bu kusurundan kaynaklanan zararı karşılaması gerektiği iddia ve talebine ilişkin olarak; haczedilen menkul, gayrimenkul ve gemilerin satış aşamasına getirilmesindeki gecikmelerde, davalı banka yanında borçlu itirazlarının da etkili olduğu, gemilerin satışlarının ise uluslararası limanlarda veya kara sularda önce yakalanarak bağlanması ve daha sonra satışa çıkarılması gerektiği ve bu durumun çok zor ve uzun zaman gerektirdiğinin bilindiğini belirtmişlerdir.
Mahkememizce tarafların iddiaları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; dava dışı asıl borçlu … San. Tic. A.Ş. ile davalı banka arasında 23/07/1998 tarihli 6805-1 sayılı ve 13.390.000 USD’lik Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı ve yine dava dışı … San. Tic. A.Ş. ile davacı banka arasında 19/06/1997 tarih ve 6283/1 sayılı 1.950.000 USD’lik Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, her iki sözleşmenin … … ile dava dışı … … … tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı anlaşılmaktadır. Davacı Vakıf ile davalı Banka arasındaki ilişkinin; genel kredi sözleşmelerinde müşterek ve müteselsil kefil sıfatı bulunan davacı … …’nün maliki bulunduğu …’daki yalı ve …’taki gayrimenkulünü Vakfa devrederek, alacaklı olan davalı bankanın da bu devirlere karşı tasarrufun iptali davası açmasıyla doğduğu görülmektedir. Genel Kredi sözleşmeleri kapsamında ilgili firmalara yurt dışı kaynaklı USD bazında krediler kullandırılıp, yurt dışına harici garantiler verildiği ve yurt dışında kullandırılan kredilere istinaden poliçelere aval verildiği anlaşılmaktadır. Dava dışı … San. Tic. A.Ş. yönünden kredi geri ödemelerindeki aksaklıklar ve temerrüt nedeniyle banka tarafından asıl borçlu şirket ile kefilleri aleyhine 10/06/1999 tarihli ihtarname keşide edilerek, 586.687,48-USD karşılığı 242.905,63 YTL’nin 3 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği ve tebliğ tarihi ile verilen süreye nazaran davacı müteselsil kefilin 18/06/1999 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü tespit edilmiştir. İhtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine Banka tarafından borçlular aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 1999/… Esas sayılı dosyası ile toplam 265.551,32-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatılmış ve takip itirazsız olarak kesinleşmiştir. Davalı bankanın takipten kaynaklanan alacağını … A.Ş.’ne 18/06/2013 tarihli sözleşme ile temlik ettiği görülmüştür. Takipte asıl alacak miktarı 251.055,05-TL ve temerrüt faiz oranı %180 olup, takip bu miktar ve oranlar üzerinden itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Buna göre 18/06/2013 temlik tarihi itibariyle banka alacağı faiz ve icra masrafları ile birlikte 7.049.495,10 TL’ye ulaşmıştır. Bu miktarın temlik sözleşmesinde 197.738,51 TL fazla ile 7.247.233,61 TL olarak yer aldığı görülmüş, ancak temlik işlemini müteakip davacı … … ile temlik alan … A.Ş. arasında 18/06/2013 tarihli borç sözleşmesi akdedilmiş olup, 7.247.233,61 TL’lik borcun benimsenerek, hangi şekilde ödeneceğininde kararlaştırıldığı görülmektedir. Yine bu miktara %20 faiz uygulanacağı da taraflarca hüküm altına alınmıştır. Davacı … ile banka arasında davacının müteselsil kefil olduğu … A.Ş. ile… A.Ş.’nin bankaya olan borçlarının tasfiyesi maksadıyla bila tarihli Borç Tasfiye Protokolü imzalandığı ve münhasır bir ödeme planı dahilinde … A.Ş. İle … A.Ş.’nin konsolide ana para borcuna mahsup edilmek üzere belirtilen tarih ve miktarlar da olmak üzere toplam 2.000.000 USD ödeme yapılmasının davacı tarafça taahhüt edildiği ve yine bu ödemeler devam ettiği sürece … ve …’taki gayrimenkullere ilişkin açılan tasarrufun iptali davalarından vazgeçilip, Vakıf ve şahıstan başkaca bir talepte bulunulmayacağının kararlaştırıldığı görülmektedir. Ancak protokol kapsamında adı geçen davacı tarafından ve protokoldeki ödeme ve tarih ve miktarlarıyla da uyumlu olmaksızın 2006 yılında 2, 2007 yılında 4 ve 2009 yılında 1 adet olmak üzere toplam 7 adet ödeme ile 535.000,00 USD ödemede bulunulduğu belirlenmiştir. Protokolde, ödeme miktar ve tarihleri gösterilen plan dahilinde yapılacak ödemelerin ne kadarlık kısmının adı geçen şirketlerden hangisinin borcuna mahsup edileceğine dair bir hükme yer verilmemiş ve ayrıca ödeme dekontlarında da bu konuda bir açıklama ve kayıt konulmamıştır. Alacaklı bankanın BK’nun 85.maddesi ve taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 11.maddesi kapsamında kendisine tanınan seçimlik hakkını kullanarak, davacı tarafça yapılan bu kısmi ödemelerin dava dışı … A.Ş.’den olan alacaklarına mahsup ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim bu husus dosya kapsamında temin edilen 05/05/2021 tarihli rapor ile de tespit edilmiş bulunmaktadır. Bu sonuç karşısında davacının davalıdan alacaklı olduğunu kabule de imkan bulunmamaktadır. Diğer yandan tasarrufun iptali davalarına konu edilen taşınmaz devirleri bakımından davacı yanın bu konuda, banka ile borç ödeme protokolü tanzim edip protokol kapsamında yapılan ödemeler sonucunda tasarrufun iptali istemli davadan vazgeçileceği yönünde taraflarca düzenleme yapılıp, diğer taraftan protokol kapsamında ödemelerin kararlaştırılan şekilde yapılmaması ve diğer yandan tasarrufun iptali davasının ayrıca uzayan yargılaması ile 2010 yılında kesinleşmiş olduğunun anlaşılması karşısında dosyanın sürüncemede bırakılarak, fahiş faiz işletilmesi sebebiyle doğan zarar iddiasının da, davacının yukarıda belirtilen protokole aykırı tutumu karşısında yerinde olmadığı açıktır. Davalı bankaca başlatılan icra takiplerine davacılar tarafından itiraz edilmemesi nedeniyle talep edilen temerrüt faizi kesinleşmiş olup, davacı tarafın bu yöndeki talebi yerinde bulunmamaktadır. Yine davalı bankanın haczetmiş olduğu menkul, gayrimenkul ve gemileri satmakta ve nakde çevirmekte geciktiği, bu nedenle zarar doğduğu belirtilmişse de, söz konusu malların satış aşamasına getirilmesi sürecinin, borçluların itirazları, açılan davalar nedeniyle uzamış olması, yine gemilerin yurt dışında uluslararası sularda bulunması, yabancı ülkelerce el konulması gözönünde alındığında davalı bankanın bu konuda bir kusurunun bulunmadığı da ortadadır. Bilirkişiler tarafından davalı banka ile temlik alan arasında düzenlenen sözleşmede 18/06/2013 temlik tarihi itibariyle 197.738,51-TL’nin fazla hesaplanarak temlik alana bu miktar bir fazlalığın devrediliği belirtilmişse de, davacı tarafça dava dilekçesinde bu yönde bir talepte bulunulmamış olması, 6100 Sayılı HMK’nun 26. Maddesi gereğince taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak davalı tarafın bu miktardan sorumluluğuna karar verilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar tarafından açılan davanın ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harcın davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 17.538,60-TL harçtan mahsubu ile bakiye 17.457,90-TL harcın karar kesinleşiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 192,60-TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 68.400,00-TL vekâlet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacılar ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davalı … Bankası A.Ş. vekili Av. … yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/01/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır