Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/611 E. 2020/191 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2019/611 Esas
KARAR NO :2020/191

DAVA :İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı …Şti. adına tescilli ve müvekkili sigorta şirketinde sigortalı… plakalı aracın sürücüsünün, dava dışı… plakalı araç ile 02/06/2011 tarihinde çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında oluşan zarara istinaden 29.402,25 TL tazminatın müvekkili şirket tarafından ödendiğini, bu bedelin… plaka sayılı servis otobüsünün sürücüsü …’ın %40 kusur oranı üzerinden faiziyle birlikte davalı taraftan tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça yapılan itiraz üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durmasına karar verildiğini, İstanbul Anadolu … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyanın 11/07/2014 tarihli raporunda… plaka sayılı servis otobüsünü sevk ve idare eden şahsın %40 oranında kusurlu olduğuna karar verildiğini, müvekkili şirketin yaptığı tazminat ödemesini, davalı taraftan %40 kusur oranı üzerinden talep etme haklı olduğunu, davalı tarafın icra takibine itirazının haksız olduğunu beyanla, itirazın iptaline, takibin devamına, takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; ikame edilen işbu itiraz iptali davasında dava konusu ana olayın 02/06/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası olduğunu, sigorta şirketi tarafından zarar ve tazminat yükümlüsünün en geç İstanbul Anadolu … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasıyla öğrenildiğini, müvekkili şirkete herhangi bir ihbarda bulunulmadığını, KTK 109/4 maddesi gereği rücu talebinin zamanaşımına uğradığını, Trafik Sigortası Genel Şartlarına göre sigorta şirketinin sigorta ettirene rücu etme imkanı oldukça dar ve sınırlı olduğunu,… plakalı araç süürücü …’a atfedilen kusur oranı %40 dolaylarında olup bu durumda ne araç sürücüsünün ne de müvekkili şirketin ağır kusurundan veyahut kastından bahsedilemeyeceğini, davacı sigorta şirketinin trafik sigortası kapsamında yapmış olduğu hasar ödemesi bakımından rücu etme olanağının işbu dava konusu olay bakımından bulunmadığını,… plakalı araç şoförü …’a davanın ihbar edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

G E R E K Ç E /
Dava; davacı sigorta şirketinin 02/06/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan zarara istinaden ödemiş olduğu miktarın davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Kazaya karışan araçlardan… plakalı aracın davalı…Şti adına kayıtlı olduğu ve davacı …Sigorta Şirketi tarafından … numaralı “… Sigorta Poliçesi” ile kaza tarihini de kapsar şekilde sigortalandığı;… plakalı aracın “… İl Emniyet MüdürlüğÜé adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Yargılama kapsamında öncelikli olarak irdelenmesi gereken meselenin görev noktasında toplandığı saptanmıştır. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; TTK’nun 4 ve 5.maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı görülmüştür. Anılı kanuni düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır. Ayrıca 6102 sayılı TTK’nın “Halefiyet” başlıklı 1481. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalısının yerine geçer. Bu bir kanuni halefiyettir. Sigortalının, gerçekleşen zararın tazmininden sorumlu olanlara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur. 22/03/1944 tarih 37/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, bu noktada ilişkinin “Halefiyet” ilişkisi olduğu ve sigortacının açacağı davanın, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu açıklanmıştır. Huzurdaki dava sigorta şirketi tarafından karşılanan zararın rücuen tahsili istemine ilişkin olmakla haksız fiil hükümlerinin tartışılmasının gerektiği anlaşılmıştır. Kazaya sebebiyet veren araçlardan… plakalı aracın kamu tüzel kişiliği adına kayıtlı olmakla davanın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesi olanağının bulunmadığı ve uyuşmazlığın niteliğine bakıldığında kasko sigortacısı tarafından kazanın ve hasarın oluşumundaki kusur durumuna dayalı olarak tazminat talep edildiği görülmekle davanın mutlak ticari dava olarak kabul edilemeyeceği değerlendirilmiştir. Bu nedenlerle mahkememiz görevsiz olup uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
e-imzalıdır .

Hakim
e-imzalıdır .