Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/602 E. 2021/648 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/602 Esas
KARAR NO:2021/648

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:02/03/2015
KARAR TARİHİ:28/09/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde 09/07/2014 günü saat 07:55 sıralarında … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Mahallesi yolu … … mevkiinde tescilsiz kırmızı renk … Marka motosiklet sürücüsü … … yani vekil edenlerin murisinin idaresinde iken … Mahallesi istikametine seyir halinde iken … … mevkiine geldiklerinde aracın sevk ve idaresini kaybederek yoldan da çıkarak yolun kenarında bulunan su kuyusuna düşerek ve tek araçlı trafik kazası geçirdiğini, kaza sonucu vekil edenin murisi hayatını kaybettiğini, davacıların destekten yoksun kalan sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek, destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat isteminde bulunduklarını, vekil edelerin murisinin evde tek çalışan olduğunu, tüm ailenin geçimini sağladığını, vekil edenleri murisin ölümü ile destekten yoksun kaldığını, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkının saklı kalması kaydıyla şimdilik her müvekkil adına 50 TL, toplam 100,00 TL maddi tazminata hükmedilerek bu miktarın davalıdan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden ötürü esastan reddinin gerektiğini, dava konusu olayın tek taraflı trafik kazası olması sebebiyle davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini,… Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası kapsamında tespit edilecek tazminat miktarının mahsubunun gerektiğini bildirerek haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddini, davanın reddini, avukatlık ücreti dahil her türlü yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce “Dava, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilmiştir. Davanın … Hesabına yönelik tazminat davası olması dikkate alınarak yargılamaya devam edilmiştir.
Tarafların tüm delilleri ilgili kayıtlar toplanmıştır. Sözleşme örneği, kaza kayıtları , doktor kayıt örnekleri. ilgili kayıtlar celb edilmiştir. … C. Savcılığının … esas sayılı dosyası incelenmiştir. Bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Tüm taraf vekilleri, taraflara ilgili kayıtlar ve raporlar tebliğ edilmiş, davanın aşamalarından haberdar edilmiş, beyanları alınmıştır.
Bilirkişi … tüm taraf iddialarını, tüm delileri ilgili kayıtları inceleyerek rapor vermiştir. 6.1.2016 tarihli raporu ibraz etmiştir. Bilirkişi dava konusu olaya ilişkin tüm hasar dosyası fotoğraflar, sigorta ticari defter ve dayanak kayıtları, dosya içindeki deliller ve tüm iddiaları değerlendirmiştir. Bilirkişi raporları detaylı ve gerekçelidir. Rapor denetime açık detaylı,olayla bir biri ile uyumlu oluşu dikkate alınarak yeniden bilirkişi raporu alınmamıştır.
Bilirkişi raporunda ; “09.07.2014 günii …’da meydana tek yanlı trafik kazasında, davacıların ve babası olan … … , tescilsiz motosiklet ile tek yanlı kaza yaparak ölmüştür.
Kusur: ;Destek %)100 kendi kusuru sonucu ölmüştür.
… Hesabından tazminat isteğinin koşulları bulunmamaktadır. …
SONUÇ: Delillerin takdiri ve değerlendirmesi Mahkemenin Sayın Hakimine ait olmak üzere: 09 07.2014 günü tesçiisiz, plakasız ve sigortasız motosikletle kaza yaparak ölen … ‘in eşi ve kızı olan davacıların, … Hesabından tazminat isteğinin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucu: 1) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14.maddesine göre, tesçilsiz, plakasız ve sigortasız araçtan dolayı doğmuş bir hak bulunmadığından, olmayan bir hakkın değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığına;
2)Tazminat hesabı yönünden, unsurları bulunmayan bir hakkın hesaplanmasının da mümkün olamayacağına;
3)Bu raporda bilirkişi, hakimin yerine geçerek hüküm vermemiş olup, yasaralar aykırı bir işlem bilirkişiyi sorumlu kılacağından, durum tespiti yapılarak mahkemenin takdirine sunulduğuna ilişkin, ” beyanda bulunmuştur.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz etmiş, özel bilirkişi raporu ibraz etmiştir. Davacı vekilinin ibraz ettiği bilirkişi raporuna göre kazada kullanılan araç motorlu bisiklet olduğu görüşünü içermektedir. Bilirkişi Doç dr. … 12.11.2015 tarihli raporunda aracın 2918 sayılı kanun 3/c maddesi gereğince motorlu bisiklet “…” olduğu kanaatinde olduğunu bildirmiştir. Davacı vekili tescilsiz aracın trafiğe çıkması nedeni ile devletin hizmet kusuru işlediğini bu nedenle tazminata hak kazanıldığını beyan etmiştir.
Dava konusu kazanın … … … mahallesi yolunda tek yanlı olarak meydana geldiği anlaşılmaktadır. Tescilsiz ve plakasız aracın trafiğe çıkmış olduğu anlaşılmaktadır. Müteveffanın kanun ihlali gerçekleştirerek trafiğe çıkmış olduğu, yasal olmayan biçimde araç kullanmış olduğu anlaşılmaktadır.
Danıştay uygulamaları ile idarenin hizmet kusuru sayılması için aranan unsurlar tespit edilmiştir. Buna göre ” idarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için ortada bir zararın bulunması ve bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması, başka bir deyişle zararla idari faaliyet arasında illiyet bağı bulunması gerekir.” ( danıştay E.1996/9113, K.1998/2308sayılı kararı , Danışltay Dergisi, sy.96,s.562 ) Dava konusu olayda müteveffa tescilsiz ve plakasız araç ile trafiğe çıkarak kendi eylemi ile ölümlü kazaya sebebiyet vermiştir. Eylemin gelişimi ve neticesinde idarenin yaptığı her hangi bir eylem veya işlem olmadığı gibi müteveffanın tescilsiz araçla trafiğe çıkması ile doğrudan yasaya muhalif hareketi söz konusudur. Ortaya çıkan yasaya aykırı eylem sebebi ile idarenin katkısı yada illiyet bağı kurulabilecek bir işlemi bulunmamaktadır. Bu nedenlerle hizmet kusuru iddiasının değerlendirilmesi imkanı bulunmamaktadır.
Bilirkişi raporu ve dosyadaki delillerle tescilsiz araç kullanılması suretiyle zorunlu sigorta yapmak imkanı bulunmayan olay da meydana gelen kazanın , … sigorta güvencesi altına alınması mümkün değildir. Somut olayda zaten tesçilsiz ve plakasız bir araç için Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Trafik Sigortası yaptırmak mümkün değildir. Bu nedenle de Sigortacılık Kanunu’nun 14.maddesi anlamında “kaza tarihinde geçerli sigortası yapılmamış araçtan” sözetmek mümkün değildir. Bu durumda kaza tarihned sigortası yapılmayan araç niteliği olmadığına göre … Hesabı’ nın bu kazadan sorumlu tutmak imkanı yoktur.. Şu halde: İşbu davacının davacısı için, hem 2918 sayılı KTK hükümlerine ve hem 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 14.maddesine göre tazminat hakkına kazanmadığı ,Bu nedenle davacıların tazminat hak etmedikleri anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin iddia ettiği aracın … olduğu öne sürülse dahi gine tazminat hakkının BK 135 maddesi gereğince mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu trafik kazası müteveffanın tek yanlı yaptığı taraf kabulleri ile sabittir. Bilirkişi raporu, kaza tespit tutanakları dikkate alındığında davacı miras bırakanı % 100 kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların miras bırakanının dava konusu tazminat olayında alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmektedir. Borçlar kanunu 135. Maddesi gereğince alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmesi durumunda borç sona erer. Davacıların miras bırakanın mirasını red etmeleri ve mirasçının sebep olduğu eylemle ilgili ayrıca tazminat talep etmeleri Medeni kanun 2. Maddesindeki iyi niyet kurallarına aykırı davranış niteliğindedir. İyi niyet kurallarına aykırı davranışı , yasaya aykırı eylemin koruma altına alınıp mükafatlandırılması yasal düzene aykırıdır.Borçlar kanunu 135 ve medeni kanun 2. maddesi gereğince tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacıların tazminata hak etmedikleri , davalı yönünden borcun sona erdiği anlaşılmaktadır.
Davacıların 2918 sayılı KTK hükümlerine ve hem 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 14.maddesine göre, keza Borçlar kanunu 135. Maddesine göre tazminat şartları oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle verilen 22/02/2016 tarihli 2015/236 Esas 2016/112 Karar sayılı karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz incelemesini yapan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 18/04/2019 tarihli 2016/9481 Esas 2019/5042 Karar sayılı ilamıyla; “…Anılan karar hatalı olup bozmayı gerektirmektedir. Şöyle ki; araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararları salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Buna göre davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının değerlendirilmesinde alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmediği, zira eldeki davada alacaklının; destekten yoksun kalan 3. kişiler; açılacak rücu davasında borçlunun ise mirasçılar olduğu gözetildiğinde alacaklı-borçlu sıfatının birleştiğinin kabulü mümkün değildir. Buna göre mirası red eden davacıların, mirasçı sıfatı ile değil destek alacaklısı olarak dava açtıkları gözetildiğinde davacıların tazminat talep etme haklarının bulunduğunun kabulü gerekir.
Mahkemece, aracın tescilinin yapılmamış olması nedeni ile trafik sigortası yaptırmasının zorunlu olmadığına ilişkin gerekçesi de kabul edilebilir bir gerekçe değildir. Zira; 2918 sayılı KTK.nın 91. maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu,
… Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için … Hesabına başvurulabileceği,
Motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK.nın 3.maddesinde de silindir hacmi 50cm küpü geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50km az olan bisiklet olduğu,
2918 sayılı yasanın 103. maddesinde de motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür.
Somut olayda, kazaya neden olan araç, kaza tespit tutanağında motosiklet olarak belirtilmiş olup dosya kapsamından trafik sigortası yaptırması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
… Hesabı’na başvurulabilecek hallere ilişkin olarak, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar” düzenlemesine yer verilmiş; aynı mahiyetteki düzenleme, … Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle … Hesabı’na husumet yöneltilebilmesi için, bedensel zarara yol açan aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu sigortasının yapılmamış olması gerekmektedir.
Davalı … Hesabı’na aracın trafik sigortasının bulunmayışı nedeniyle husumet yöneltildiğinden, davacılar yakınının idaresindeki motorsikletin, trafik sigortası yaptırması zorunlu olan motorlu araçlardan olup olmadığı hususunun saptanması gerekmektedir.
Zira, ZMSS Genel Şartları’nın A.6-ı maddesi gereğince “Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar” teminat dışı hallerden olup, yukarıda değinildiği üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde motorsiklet ve motorlu bisikletin tanımı yapılmıştır.
Anılan düzenlemeler gereği, davacılar desteğinin idaresindeki motorsikletin, KTK’nın 3. maddesindeki tanıma uyan 50 cc ve üzeri motor silindir hacmine sahip motorsiklet olup olmadığının saptanması, kanun kapsamında motorlu araç olmadığı sonucuna ulaşıldığı takdirde davalı … Hesabı’nın bu aracın neden olduğu zarardan sorumlu olmadığı gözetilip sonuca ulaşılması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, trafik sigortası bulunmayan araç nedeniyle zararın doğduğu ve davalı … Hesabı’nın zarardan sorumlu olduğu davacı tarafça iddia edildiğine göre, aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunu ispat yükünün de davacı üzerinde olduğu gözetilmek suretiyle; araçla ilgili tespitlerin yer alabileceği soruşturma dosyasının getirtilip incelenmesi, davacıların desteğinin idaresindeki tescilsiz motosiklete ilişkin faturanın sunulması için davacı tarafa uygun bir süre verilip belgenin temin edilmesi; bahsi geçen motosikletin davacı elinde bulunması halinde, araç üzerinde, aksi halde soruşturma dosya kapamamında elde edilen CD ve fotoğraflar üzerinden uzman makine mühendisi marifetiyle inceleme yapılıp araç motor silindir hacminin belirlenmesi; silindir hacminin 50 cm küpün üzerinde/trafik sigortası yapılması zorunlu araçlardan olduğunun anlaşılması halinde davalı … Hesabı’nın sorumlu olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken aracın niteliği konusunda araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Dava; Davacıların murisi … …’ ın 09.07.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasında vefatı nedeniyle, davacıların destekten yoksun kalma tazminat istemlerine ilişkindir.
Dosyamız arasına alınan nüfus kayıtları incelenmiş ve Mütevaffa … …’ ın davacı …’ın eşi diğer davacı …’ın babası olduğu,…’ın 08.10.2017 tarihinde yeniden evlendiği ve “…” soy adını aldığı görülmüştür.
Dosyamız kapsamında davalı tarafından davacılara dava konusu talebe ilişkin ödeme yapıldığına dair bir kayıt yada davalı iddiası bulunmamaktadır.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı sonrası bozma ilamı doğrultusunda gerekli araştırmalar yapılmış, bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Dava konusu kazaya ilişkin olarak başlatılan … CBS … nolu soruşturma dosyasınının incelenmesinde; Davacının K.H, Maktulün … …, Müştekinin Mustafa …, Suçun Taksirle Yaralama, Suç Tarihinin 09.07.2014 olduğu, soruşturma sonunda Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği, dosya içerisindeki tespitlere göre, Maktul … …’ın kullandığı aracın tescilsiz … Marka motosiklet olduğu anlaşılmıştır.
Dosyamıza delil olarak bildirilen … Sulh Hukuk Mahkemesinin… Esas, … Karar sayılı kararında özetle; … … … Mahallesi Cilt no:83 hane no:94’de nüfusa kayıtlı, … ve …’den olma 07/11/1986 doğumlu, 09/07/2014 tarihinde vefat eden … …’dan intikal eden mirasın, davacılar … ve … tarafından kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği görülmüştür
Yine dosyamıza delil olarak bildirilen … Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasının kayıtlarının celp edilerek incelenmesinde; Dosyamıza konu kazada tescilsiz motosiklette yolcu olarak bulunan ve yaralanan Mustafa …’ın davacı olduğu, … Hesabının davalı olduğu, dava sonunda davanın kabulüne karar verildiği, kararın 13.07.2017 tarihinde kesinleştiği, alınan ve dosyada mübrez 11.04.2016 tarihli makine mühendisi bilirkişi raporunda kaza yapan aracın … markalı olması ve … Motor Ltd. Şti.’nin ürettiği bütün araçlarda silindir hacminin 50 cc üzerinde olması nedeniyle kaza yapan aracın motosiklet olduğu kanaatine varıldığının belirtilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce bozma sonrası tanzim ettirilen 09.03.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Davacı taraf murisi müteveffa sürücü … …; sevk ve idaresindeki plakasız motosikleti ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediği, mahal şartların üzerinde bir hızla seyrini sürdürdüğü, seyrini mahal şartlara göre ayarlamaya özen göstermediği, sert viraj mahalline geldiğinde hızını azaltmadığı, hızına bağlı olarak sert virajda direksiyon hakimiyetini kaybederek yol dışı kaldığı, aracını kaplama içerisinde tutma becerisine sahip olamadığı, dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı hareket ettiği, 2918 Sayılı KTK’nın2/1-A (sürücüler kavşaklara, virajlara, hemzemin geçitlere, … üstlerine, yaya geçitlerine… yaklaştığında hızlarını azaltmak zorundadırlar) kuralını ihlal ettiğinden olayda asli derecede kusurlu olduğu, 07.11.1986 Doğumlu olan müteveffa … … kazanın gerçekleştiği 09.07.2014 tarihinde; 27 yıl, 8 ay, 2 günlük olup, 28 yaşında olduğunun kabulü ile P.M.F.1931 yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü 40 yıl ve muhtemelen 68 yaşına kadar yaşayacağını, aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup, müteveffanın aktif çalışma hayatının 60 yaşına kadar süreceğinin kabulü ile bakiye ömründe zarar gördüğü aktif hayat süresi (60-28)=32 yıl olduğunu, çocukların destekten yoksunluğu, yetişme çağı kabul edilen yaşlara kadar olduğunu, kız çocuklarının 22 yaşına kadar, yüksek öğrenim gören ya da görme ihtimali bulunan çocukların ise 25 yaşına kadar anne ve babanın desteğinden yararlanacağı kabul edildiğini, eşlerin birbirine destekliğinde, dul kalan eşin dava öncesinde veya dava sırasında evlenmesi durumunda, tazminat hesabı evlenme tarihine kadar hesaplandığını, müteveffanın kazancına ilişkin dosyaya sunulu herhangi bir belge bulunmadığından müteveffanın elde etmesi gereken kazancı asgari ücretin altında olamayacağından, asgari ücret üzerinden değerlendirme ve hesaplama yapıldığında; müteveffa … …’ın işlemiş ve işleyecek dönemlerdeki zarar hesabına esas toplam kazancı 633.516,28 TL olduğunu, Müteveffanın Eşi …’ın 3 yıl 3 aylık maddi zarar toplamı 14.778,11 TL olarak, Müteveffanın Kızı …’ın 21 yıllık maddi zarar toplamı 143.395,11 TL olarak hesaplandığını, 09.07.2014 Kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre; kişi başı sakatlanma ve ölüm sigorta limiti 268.000,- TL olduğu görüşü bildirilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. Maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 54. Maddesinde; Tazminat talep edilebilecek bedensel zarar kalemlerinin, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu, 56. Maddesinde; Hakimin , bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. Maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 91. Maddesinde; İşletenlerin bu kanunun 85 . Maddesinin 1. Fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 97. Maddesinde; Zarar görenin ZMMS sigortacısına başvurabileceği; 99. Maddesinde; trafik sigortacısının, hak sahibinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ZMMS kapsamındaki miktarları ödemek zorunda olduğu, 109. Maddesinde de; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin , zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmesinden itibaren iki yılın her durumda kaza tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş ise bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde uygulanacağı, düzenlenmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14/2-b maddesine ve … Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-b maddesine göre, Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için … hesabına başvurulabileceği düzenlenmiştir.
İddia, savunmalar, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarının yasal düzenlemeler kapsamında bir bütün olarak değerlendirilmesinde;
Davacıların murisi … …’ ın 09.07.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasında vefatı nedeniyle, davacılar destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunmuşlardır.
Mütevaffa … …’ ın davacı …’ın eşi diğer davacı …’ın babası olduğu olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamından, dava konusu destekten yoksun kalma talebine ilişkin olarak davalı tarafça, davacılara ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bozma sonrası alınan 09.03.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre; Müteveffanın davacı Eşi …’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatın 14.778,11 TL ,Müteveffanın Kızı davacı …’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatın 143.395,11 TL, 09.07.2014 olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunun denetime elverişli ve karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Davacı vekilince 31.03.2021 havale tarihli dilekçe ile bilirkişi raporundaki bedellere göre talep artırımı yapılmış, her iki davacı için toplam talep 158,173,22 TL’ye yükseltilmiştir.
Kaza tarihi itibarı ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /TRAFİK sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma ve ölüm teminatı ayrı ayrı 268.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davalı vekilince, alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden ötürü esastan reddinin gerektiği, dava konusu olayın tek taraflı trafik kazası olması sebebiyle davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin reddinin gerektiği ,… Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası kapsamında tespit edilecek tazminat miktarının mahsubunun gerektiği yönünde savunmalarda bulunulmuştur.
Araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararları salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Buna göre davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının değerlendirilmesinde alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmediği, zira eldeki davada alacaklının; destekten yoksun kalan 3. kişiler; açılacak rücu davasında borçlunun ise mirasçılar olduğu gözetildiğinde alacaklı-borçlu sıfatının birleştiğinin kabulü mümkün değildir. Buna göre mirası red eden davacıların, mirasçı sıfatı ile değil destek alacaklısı olarak dava açtıkları gözetildiğinde davacıların tazminat talep etme haklarının bulunduğunun kabulü gerekir.
Kaza tarihi itibarı ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /TRAFİK sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma ve ölüm teminatı ayrı ayrı 268.000,00 TL olduğundan aynı kazada yaralanan Mustafa … tarafından açılan … Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dava dosyasında tespit edilen tazminat tutarının bu dosyada belirlenen tazminattan mahsubu mümkün değildir.
Motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK.nın 3.maddesinde de silindir hacmi 50cm küpü geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50km az olan bisiklet olduğu, 2918 sayılı yasanın 103. maddesinde de motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür.
Somut olayda, kazaya neden olan aracın , kaza tespit tutanağından, CBS dosyasındaki tespitlerden ve … Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında alınan 11.04.2016 tarihli makine mühendisi bilirkişi raporundan, tescilsiz … Marka motosiklet olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK.nın 91. maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Dava konusu kazaya neden aracın tescile tabi araçlardan olduğu ancak tescilsiz olduğu ve ZMMS sigortasının olmadığı anlaşılmıştır.
Anılan düzenlemeler gereği, davacılar desteğinin idaresindeki motorsikletin, KTK’nın 3. maddesindeki tanıma uyan 50 cc ve üzeri motor silindir hacmine sahip motorsiklet olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenler ile davalı yanın savunmalarına itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenler ile; Dava konusu trafik kazasına karışan ve davacıların murisi olan mütevaffanın sürücüsü bulunduğu motosikletin, tescilsiz olduğu, kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS Poliçesinin bulunmadığı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14/2-b maddesine ve … Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-b maddesine göre davacıların davalı … Hesabına başvurabileceği, … hesabı tarafından davacılara herhangi bir ödeme yapılmadığı, Müteveffanın davacı Eşi …’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatın 14.778,11 TL ,Müteveffanın Kızı davacı …’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatın 143.395,11 TL olduğu, bu davacılar için tespit edilen tazminat bedellerinin kaza tarihi itibarı ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /TRAFİK sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma ve ölüm teminatı olan 268.000,00 TL içerisinde kaldığı, bu bedellerden davacı yanın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kabulü ile; Davacı … (…) için 14.778,11 TL, davacı … için 143.395,11 TL olmak üzere toplam 158.173,22 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 10.804,81 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin ve ıslah suretiyle yatırılan 565,20 TL’ nin mahsubu ile bakiye 10.239,61 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşinen karşılanan 562,20 TL’ nin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı parası, 143,50 TL temyiz yoluna başvuru harcı, 712,75 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 2.900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 3.781,45 TL’ yargılama masrafının davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 18.976,46 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
5-HMK 120 maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen yatıran yana iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza