Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/599 E. 2020/448 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/599 Esas
KARAR NO: 2020/448

DAVA: MADDİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 07/11/2013
KARAR TARİHİ: 22/09/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Maddi Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacılar vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; 29/01/2010 tarihinde … sevk ve idaresindeki çalıştığı şirkete ait … plaka sayılı aracı ile, … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile çarpışması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, bu kazada … plaka sayılı araçta yolcu bulunan …’ın vefat ettiğini, bu kaza nedeniyle hayatını kaybeden …’ın eşi ve çocuklarının desteklerini kaybettiklerini, … plaka sayılı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının bulunmadığını, bu nedenle davalı … Hesabının davacıların zararını karşılamakla sorumlu olduklarını, davanın kabulü ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilleri için 250’şer TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tazmin ve tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin Mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazında bulunduklarını, davanın İstanbul Mahkemelerinde açılmamış olduğunu, Davacı tarafların 29/01/2010 tarihinde meydana gelen kaza sonucunda davacı tarafın maluliyet tazminatı talebiyle ilgili Güvenci Hesabı’na davadan önce başvuru yaptıklarını, davacı tarafın banka hesabına toplam 90.127,00-TL havale yapıldığını, davacı tarafların hiçbir hak ve alacakları kalmadığına dair ibrame aldıklarını, bu nedenlerle davanın konusuz kaldığını ve reddi gerektiğini, aksi halde davacı tarafın gerçek zararının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, müterafik kusur bulunduğunu, indirim yapılması gerektiğini, hatır taşıması olduğunu, davalı … hesabından kaza tarihi itibarı ile faiz talep edilemeyeceğini, aynı şekilde ticari avans faizi talep edilemeyeceğini, savunmalarının saklı tutularak lehlerine vekalet ücreti takdirine, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; 29/01/2010 tarihli kazada hayatını kaybeden …’ın desteğinden yoksun kalan davacıların, araç mali sorumluluk sigortası bulunmaması karşısında …ndan destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat taleplerine ilişkindir.
Dava dosyası, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.12.2013 Tarih… Esas, … Karar sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi edilmiştir.
Olay tarihinde trafik poliçesi olmayan … plakalı ve kazada ölen sürücüsü…’ın … istikametinde seyir halinde iken … beldesi … kavşağında kırmızı ışıkda durakladıktan sonra yeşil ışık yandığında harekete geçen dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyona arkadan çarpması sonucunda, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan ve davacı …’nun eşi ve diğer davacıların babası …’ın ve sürücü…’ın vefat ettikleri, yağışlı havada sürücü …’un yönetimindeki araç ile kırmızı ışıkta durduğu ve yeşil ışık yandığında harekete geçtiği esnada kamyona arka sol tarafından fren izi bırakmaksızın sağ şerit üzerinde çarptığı, sürücünün arkasından gelen araca karşı alabileceği bir önlem de bulunmadığından kamyon sürücünün kazada kusursuz, davacıların desteği …’un yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü…’ın da tam kusurlu olduğu, davacıların eşi ve babaları olan …’un da araçta yolcu olarak bulunup kazada herhangi bir rolünün de olmadığı belirlenmiştir. 1979 doğumlu …’ın kaza tarihinde 31 yaşında PMF 1931 tablosuna göre kalan yaşam süresinin 37 yıl toplam yaşam süresinin de 68 yıl olup, buna göre yakınlarına maddi destek sağlayabileceği 31-60 yaş arası aktif dönemin 29 yıl, 60-68 yaş arası pasif döneminin de 8 yıl olacağı davacı eşi …’nun 1980 doğumlu olup kaza tarihinde 29 yaşında olduğu ve aynı tabloya nazaran 29 yıl aktif 8 yıl pasif dönem olmak üzere destekten yoksunluk süresinin 37 yıl ve eşinin vefatı tarihinde 31 yaşında ve 3 küçük çocuğu olan davacının evlenme şansının Moser tablosu S/S ve AYİM tablosu ortalamasına göre her üç tablonun ortalamasının %20 olup her üç çocuk için %5’er den %15 indirim yapıldığında dul eşin yeniden evlenme şansının %5 olduğu, davacı kızı …’nin 2003 doğumlu olup, vefat tarihinde 7 yaşında olduğu ve kız çocuğu olması sebebiyle 22 yaşına kadar destek göreceği kabul edilerek, destekten yoksunluk kalma süresinin 15 yıl, oğlu …’ın 2008 doğumlu olup, vefat tarihinde 2 yaşında olduğu, erkek çocuk olması itibariyle 18 yaşına kadar destek göreceği kabul edilerek destekten yoksunluk süresinin 16 yıl ve oğlu …’ın da 2004 doğumlu olup, vefat tarihinde 6 yaşında olduğu ve aynı kurala nazaran da destekten yoksunluk süresinin 12 yıl olduğu kabul edilmiş, desteğin kazancı 2 pay kendisine ve 2 pay eşiyle birer payını da çocuklarına ayırdığı kabul edilerek ve SGK hizmet döküm cetvelinde asgari ücret gelir durumu ve ayrıca bu hususta başka bir belgenin de sunulmamış olması karşısında asgari ücret esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamada davalı … tarafından 30/5/2012 tarihinde yapılan toplam 90.127,00-TL tazminat da yasal faizler ölçüsünde güncellenerek talep edilebilir destekten yoksunluk kalma tazminat miktarlarının davacı eş … için 38.928,00 TL, … için 8.587,00 TL, … için 7.353,00 TL, … için 5.005,00 TL olmak üzere toplam 59.873,00 TL olduğu hesaplanmış, bu itibarla davalı tarafça yapılan ödemelerin yetersiz olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı yanın ticari faiz istemi yasal faiz istemi niteliğinde olup, bu talep şekli dikkate alınarak, 19/03/2012 müracaat tarihi gözetilerek temerrüt tarihinin 30/03/2012 tarihi olduğu benimsenmiş ve davacı taraf vekilinin 16/02/2015 harç tarihli ve dava değerinin arttırılmasına ilişkin talebi de dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 29/03/2016 tarihli … Esas … Karar sayılı karar temyiz edilmiş olup, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 17 HD’ nin 07/05/2019 tarihli 2016/13383 Esas 2019/5590 Karar sayılı kararı ile; “…2918 sayılı KTK’nın 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler.
Somut olayda, davacı taraf, davadan önce davalı … tarafından davacılara ödenen 90.127,00 TL’nin gerçek zararın altında olduğunu iddia ederek tazminat talebinde bulunmuş; davalı ise, davadan önce yapılan ödemelerin yeterli olduğu savunmasında bulunmuştur. Bu durumda davacıların zararı, öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTKnın 111.maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığının bu şekilde değerlendirilmesi, şayet ödenmesi gereken tazminat miktarı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa, davacılar tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmesi ve rapor tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminat tutarından davalı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi gerekmektedir.
Hasar dosyasının incelenmesinde; davalı … tarafından yapılan aktüer hesaplamada; davacı … için 63.072,00 TL, davacı … için 7913,00 TL, davacı … için 8495,00 TL olmak üzere toplam 90.127,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmış; davadan önce davacılar vekiline 30/05/2012 tarihinde 90.127,00 TL ödenmiş, mahkemece hükme esas alınan 06.01.2016 tarihli aktüer raporunda, davacılar için ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarı olay tarihinde geçerli 150.000,00 TL olan ZMSS limitini aştığından son verilere göre hesap yapılmasına ve ödemenin güncellenerek düşümüne gerek kalmadığı belirtilmiş ve sigorta limiti 150.000,00 TL davacıların destek paylarına göre bölüştürülerek her bir davacıya düşen poliçe limit payından yine her bir davacıya yapılan ödemeler (güncellenmeksizin) düşülmek suretiyle tazminat miktarları hesaplanmıştır. Davalı … tarafından yapılan ödemeyi tazminat hesabı yapılmadan önce alan davacılar, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldıkları paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmişlerdir. Mahkemece hükme esas alınan raporda isabetli bir şekilde ödeme tarihindeki verilere göre hesap yapılmış ve davacılara dava öncesi yapılan ödemenin yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Bu aşamadan sonra mahkemece yapılacak iş; karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı, hesaplanacak tutarın 150.000,00 TL poliçe limitini aşması halinde sigorta limiti davacıların destek paylarına göre bölüştürülerek (garame yapılarak) çıkacak miktarlardan zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, her bir davacıya yapılan ödemenin, ödeme günü ile tazminat(lar)ın hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faiz(ler)i de hesaplanarak, her bir davacı için hesaplanan tazminattan güncellenmiş ödemelerin indirilmesi ve davacıların gerçek zararlarının bu şekilde hesaplanması olacaktır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan yönler gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyularak, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda aktüer hesap bilirkişisinden ek rapor tanzimi istenilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi ek raporunda özetle: Yargıtay bozma ilamı uyarınca 29/012010 tarihli trafik kazasında ölen …’ ın eşi ve çocuklarının en son verilere göre hesaplanan tazminat tutarlarından … ödemelerinin yasal faizler ölçüsünde güncellenerek indiriminden sonra davacıların bakiye zararları toplamı 238.972,91 TL olarak belirlenerek, bu miktarın 29/01/2010 olay tarihinde 150.000,00 TL Trafik Sigortası limitinin üzerinde olduğundan 150.000,00 TL sigorta limiti hak sahipleri arasında paylaştırıldıktan ve … ödemeleri indirildikten sonra her bir davacı yönünde hükme esas alınabilecek tazminat tutarlarının; Eş … için 38.928,00 TL, Kız … için 8.587,00 TL, oğul … için 7.353,00 TL, oğul … için 5.005,00 TL olmak üzere toplam 59.873,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi ek raporu karar vermeye uygun bulunmuştur. Ek rapora göre …’ın ölümü nedeniyle talep edilebilecek davalı … Hesabınca karşılanmayan maddi tazminat miktarları davacılar Eş … için 38.928,00 TL, Kız … için 8.587,00 TL, oğul … için 7.353,00 TL, oğul … için 5.005,00 TL olmak üzere toplam 59.873,00 TL olarak hesaplanmıştır. Bu itibarla davalı tarafça yapılan ödemelerin yetersiz olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı yanın yasal faiz talep edebileceği, 30.05.2012 ödeme tarihi itibarıyla temerrütün oluştuğu kabul edilerek ve davacı taraf vekilinin 16/02/2015 harç tarihli ve dava değerinin arttırılmasına ilişkin talebi de dikkate alınarak ve her bir davacı için ek raporda belirlenen tazminat miktarları üzerinden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davacı … için 38.928,00 TL, … için 8.587,00 TL, … için 7.353,00 TL, … için 5.005,00 TL olmak üzere toplam 59.873,00 TL tazminatın 30/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 4.089,92-TL harçtan peşin ve ıslah olarak alınan toplam 229,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.860,62- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, davacı yanın peşin ve ıslah olarak yatırdığı toplam 229,30-TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine (bozma ilamından önce verilen kararda tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla),
3-Davacı yanın yaptığı ilk masraf 33,95-TL, bilirkişi ücreti 1.000,00-TL, posta gideri 331,20 TL olmak üzere toplam 1.365,15 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 8.583,49 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
5-HMK 120 maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların karar kesinleştiğinde ilgililere iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde YARGITAY temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza